Kayıtlar

Aralık, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

NEAL STEPHENSON - MONGOLIAD

Resim
Birinci Kitap Bu roman yedi kişi tarafından yazılmış olup, ilk dört yazar bilim kurgu, fantastik edebiyat, tarihi kurgu alanında eserleri olan kişiler... kalan üçlüden J.Brassey ortaçağ dövüş teknikleri öğretmekte, E.Bear  video oyunu ve çizgi roman konusunda çalışmakta, C.Moo kılıç kullanmakta ve çeşitli dergilere makaleler yazmaktadır... Ben bu kadar çok yazarı görünce anlatım ve akıcılık açısından sorun olabileceği hatta kopukluklar yaşanabileceğini düşünüyordum ama hiçbir sorun yok öncelikle onu belirteyim... diğer yandan bu bir seri, toplam üç kitaptan oluşuyor ama konunun tamamını öğrenmek için tüm kitapları okumak zorundasınız... Bu kitabı gördüğümde tarihi bir kurgu olması ve pek fazla bilmediğim Moğolları anlatması ilginç gelmişti ama serinin tamamını da okumayı düşünmüyordum, tek kitap yeterli olur diye aklımdan geçirmiştim... fakat pek öyle olmadı çünkü dizi film tekniği ile yazılmış gibi görünüyor, 400 sayfa okuduktan sonra konunun başı olduğunu düşündüğüm bir noktada

SEBAHATTİN DEMİRAY - BİR İSTANBUL YANGINIYDI AŞKIMIZ

Resim
S. Demiray kitaplarını çok severim, bu burada yorumladığım üçüncü romanı... yine çok özgün bir anlatımı var yine çok sürükleyici, merakla okudum ama öbür kitaplarının daha güzel olduğunu itiraf etmeliyim... roman Beyoğlu’nun arka sokaklarında geçiyor, 40 yıl öncesinde gerçekleşmiş bir olayın izini sürüyor.. hikayenin kahramanları çok ilginç, hayatın ters tarafında kalmış insanlar denilebilir... baş karakter Sadi aradan geçen bunca zamana rağmen o olayı hatırlayan herkesle konuşup yeni detaylar öğrenmeye çalışıyor... herkes aklında kalanları birbirine benzer şekilde anlatıyor... siz sürekli aynı olayı tekrar tekrar okuyorsunuz... ama gariptir roman ne akıcılığını kaybediyor ne de sıkılıyorsunuz, yazarın başarısı da bu sanırım... aralarda da hem Sadi’nin hayatını öğreniyor hemde Masalcı’nın anlattığı etkileyici hikayelere dalıp gidiyorsunuz... ö zellikle Masalcı’nın hikayelerini çok beğendim... Romanın sonuna geldiğinizde hayatta atılan bir adımın ne kadar vahim sonuçlar doğurabil

LUDMILA FILIPOVA - KIZIL ALTIN

Resim
1977 doğumlu Bulgar yazar L. Filipova ekonomi eğitimi almış, gazetecilik yapmakta ve beş adet çok satar kitabı bulunmaktadır... ben yazarın ilk kitabı ‘’Aramızdaki Duvar’’ ı iki yıl önce okumuş ve çok beğenmiştim... bu kitap ülkesinin komünizm sırasında ve sonrasındaki durumunu anlatan, içinde aşk, siyaset ve başarı öyküleri olan bir romandı... otobiyografik özellikler taşıyordu ve kitaptan çıkan sonuç; sistemin değişmesi halk için acı ve zorluktan başka bir şey getirmiyor, sonunda ‘’hamam eski hamam yalnızca tellaklar değişti’’ oluyordu... İlk romandan sonra sabırsızca diğerlerinin de çevrilmesini beklemeye başladım ve ‘’Kızıl Altın’’ ı görünce de çok sevindim... oldukça çarpıcı, ürkütücü bir hikayesi olan, gerçek olaylardan esinlenmiş bir roman bu... 1994-2007 yılları arasında ortaya çıkan olayları anlatıyor... başta HIV olmak üzere başka bulaşıcı virüsleride barındıran kanlar işlendikten sonra kan ürünü olarak Avrupalı şirketlerce ağırlık 3. Dünya Ülkeleri olmak üzere tüm dünya

LUCINDA RILEY - ORKİDE EVİ

Resim
Bu kitabın tanıtımına bakınca nedense bende çağrışım yapan nadir rastlanan bir orkide türünün peşinde Tayland’a kadar giden bir kadının öyküsü olduğuydu... yanlış bir tahmin yani... kitabı bitirdikten sonra arka kapak açıklamasına yeniden baktığımda neden öyle düşünmüşüm pek bilemedim... öyle bir konu olsun istedim herhalde... evet orkidelerden epeyce bahsediliyor ama ana konu kesinlikle bu değil... Çocuğu ile kocasını kaybetmiş bir kadının acısıyla baş etmek için yaptıklarının, bir unvanın ve büyük bir malikanenin sorumluluğu ile gerçek aşkı arasında kalmış bir lordun, tek hatası kocasını çok sevmek olan ve onun tarafından iki kere hayal kırıklığına uğratılmış olan bir leydinin, görev duygusuyla yapılan bir evliliğin hüzünlü sonuçlarının, terk edilen genç bir kızın dramının,  duygusal  hikayesi bu... Çok akıcı bir anlatımı var, İngiltere, Fransa, Tayland tasvirleri çok güzel, gözünüzün önünde hemen canlanabiliyor... hikaye hem romantik, hem üzücü, hem heyecanlı... popüler bir

JOSEPH ROTH - RADETZKY MARŞI

Resim
J. Roth I. Dünya Savaşına katılmış, sonrasında da  sol eğilimli gazetelerde muhabirlik yapmış ve Habsburg monarşisini eleştiren yazılar yazmıştır... Nazilerin yaratacağı felaketi de sezinleyen ve bu yönde bir romanda yayınlayan yazar pek fazla ilgi görmemiş ve Hitler’in iktidara geldiği 1933 yılında Almanya’dan ayrılmıştır... ve ne ironiktir ki dönemin savaş sonrası güncel olaylarını anlattığı eserleriyle değil emperyal Orta Avrupa’ya özlem duyan ve melankolik bir nostaljinin çekim alanına kapılan kitaplarıyla meşhur olmuştur, bunun en önemlisi de Radetzky Marşı’dır... Kitaba gelecek olursak bu roman 1932 yılında yazılmış ve 1859-1914 yılları arasını anlatıyor... bir çiftçi ailesinin teğmen rütbesiyle ordu da görev yapan oğlu bir meydan savaşında imparatorun hayatını kurtarıyor, kendisine bir asalet unvanı ve imparatorun minneti bahşediliyor ve bu durum kendisiyle birlikte sonraki kuşaklarını da etkileyen bir biçimde hayatını değiştiriyor... ailenin üç kuşağındaki erkeklerinin çoğ