Kayıtlar

Eylül, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

KEVIN KWAN - AŞKIN ÇİNCESİ

Resim
Bu romanı hafif kitaplar kategorisinden aldım ve öyle de çıktı, sürpriz yok. Rahat okunan, okuyucuyu zorlamayan bir tür. Yazar Singapur doğumlu, orada büyüyen, şuan A.B.D.’de yaşayan biri ve bu ilk romanıymış. Kitabın bizdeki ismi yanlış olmuş, sanırım yayınevi daha çarpıcı olacağını düşündüğü için ‘’aşk’’lı bir ad seçmiş ama romanın orijinal ismi ‘’Crazy Rich Asians’’ tam da hikayeyi özetleyen bir isim. Tüm roman Çılgın, Zengin, Asyalıları anlatıyor. Kitapta birbirine aşık çiftlerde var tabii ki ama aşktan çok soyları, ne kadar zengin oldukları, giydikleri marka elbiseler çantalar vs., oturdukları malikaneler, evler, özel uçaklar, ultra lüks tekneler vs. zenginliğe dair ne varsa anlatılıyor. Bir marka listesi gibi tüm kitap. Zengin, daha zengin, daha daha zengin diye aileler sıralanıyor. Hepsi kendinden daha zenginini kıskanıyor, insan karakteri her sınıfta aynı değişen bir şey yok. Ailelerin çocuklarının evliliklerini ve hayatlarını sırf para yüzünden kontrol etme çabaları anl

MEHMET EROĞLU - Zamanın Manzarası

Resim
Bu romanı anlatabileceğimi sanmıyorum, denesem nereden başlayacağımı bulamayacağım, bitirmeyi ise hiç beceremeyeceğim o yüzden çok çok güzel bir kitap   bu kaçırmayın okuyun deyip bırakacağım... Sadece iyi bir zamanınızda okuyun... eğer moraliniz iyi değilse başka bir zamana bırakın, ama mutlaka okuyun... Romanın başından iki cümleyle bitireyim... ‘ ’Mücevher takmamıştı ama gözleri vardı...’’ ‘’Benim kadar acı çekmedikçe Tanrı’ya inanmamı beklemeyin benden...’’ Not: Yazarın okuduğum ilk kitabı bu ama bitirdiğimde tüm eserleri içinde en güzeli bu olmalı diye düşündüm, daha iyisi varsa eğer gerçekten inanılmaz olur... Yazar:  Mehmet Eroğlu Sayfa Sayısı : 423 Basım Yılı : 2014 (2002 İlk Baskı) Yayınevi : İletişim Acıya dayanacak kadar güçlü olduğumu düşünmüştüm. Garip ama gerçek; aslında acısız yaşayamıyoruz. Çünkü bilgi ve gerçeğin asıl kaynağı olan acı, varlığımızın farkına varmamızı da sağlıyor. Bizi sahici kılıyor. Yansız akıp giden, hayat denen sa

RODRIGO REY ROSA - Sağırlar

Resim
Bu kitabı değişik ülke yazarlarını okumak istediğim için aldım. Rey Rosa Guatemala’lı bir yazar... bu ülke hakkında pek birşey bilmiyordum ama Latin Amerika ile ilgili olarak çok kitap okuduğum için ülkesinin anlatımı bana tanıdık geldi... Ülkede nüfusun yarısından fazlasını  Ladinolar  denen  Avrupalı  ( İspanyol ) karışımı, geri kalan kesimini ise  Guatemala Kızılderilileri (Mayalar)  oluşturuyor... Maya Kızılderilileri ile ladinolar arasındaki ilişkiler ile yine burjuvalar ve yerlilerin ilişkileri romanda ana ekseni oluşturuyor... ülkede yaşanan iç savaşın sona ermesinden sonra kaldırılan bazı askeri grupların hala ülkede vatandaşlar üzerinde etkili olması da diğer bir unsur olarak bulunuyor... siyasal ve sosyal alandaki ahlaki çöküntü, yerli halk ve diğerleri arasındaki hukuktan, kültüre, yaşam tarzına dair uçurum da romanın konusu içinde kalıyor... Bu genel çerçeveden sonra aslında romanda anlatılan, bir kayıp-kaçırılma hikayesi... bir çeşit polisiye olay ama hiçbir şekilde

PAULO COELHO - Aldatmak

Resim
Bu P. Coelho’dan okuduğum 4. kitap ve istisnasız en kötüsü, en derinlikten yoksun olanı... bundan önce ‘’Zahir’’i okuyup sevmeyince bu yazarı da bitirdiğimi düşünmüştüm ama ‘’Zahir’’e haksızlık etmişim... daha beteri sıradaymış... Bu roman, bildiğiniz alelade bir zina hikayesi... buna fon olsun diye de depresyonu kullan (ki İsviçre gibi bir ülkede her şeye sahip insanlar için vaka-i adiyeden olsa gerekir), son 5-10 sayfayı da sevgi üzerine hamasi cümleler yazarak tamamla, okuyucuyu aptal yerine koy... ortaya da çok satan kitap çıksın... İnternette çok satan yazmanın kuralları diye bir sürü yazı dolaşıyor bu kitap tam da ona en iyi örnek işte... tek iyi yanı çok kolay okunuyor, fazla zaman harcamıyorsunuz (bir gün) sonunda zamanınız boşa gitse de  en azından fazla değil diye teselli buluyorsunuz... Yazar:   Paulo Coelho Çevirmen: Emrah İmre Sayfa Sayısı : 275 Basım Yılı : 2014 Yayınevi : Can  ... yaşadığım sokak, sokak lambaları, şu an içinde bulunduğum ev, sa

STEFAN ZWEIG - BALZAC

Resim
BİR YAŞAMÖYKÜSÜ S. Zweig’in biyografilerinden okumaya devam ediyorum, daha önce burada ‘’Erasmus’’ ve ‘’Montaigne’ ’ni yorumlamıştım bu seferki ise büyük yazar Balzac ... Zweig, büyük bir Balzac (1799-1850) hayranı olarak bu esere hazırlık amacıyla on yıl elyazmaları üzerinde çalışmış, ‘’Büyük Balzac’’ adını vereceği bu eserinin bir başyapıt olacağını planlamış, ancak 1942 yılındaki intiharının ardından bu konuya ilişkin   600 sayfalık almanca elyazması,  2000 sayfa not ve 40 tane altı çizili kitap  bırakmış (tıpkı Balzac’ın büyük eseri İnsanlık Komedyasını tamamlayamaması gibi Zweig’de bu eserini bitirememiştir) ve yayıncısı tarafından tamamlanarak 1946 yılında basılmıştır... Zweig bu çalışmasından önce ‘’Üç Usta; Balzac, Dickens, Dostoyevski’’ eserinde özet bir Balzac biyografisi yayımlamışsa da bu seferki tam bir başyapıt... yayıncısı R. Friedenthal’in kitaba yazdığı sonsözde  Zweig’in ölümünden sonra kendisine teslim edilen materyali incelediğinde bir fragmanla karşılaş

SABÂ ALTINSAY - KRİTİMU

Resim
GİRİT’İM BENİM Bir yıl önce yazarın ikinci romanı   ‘’Benim Hiç Suçum Yok’’ u okumuş ve o kadar çok sevmiştim ki hemen ilk kitabını da aldım ama okunmayı bekleyenler arasında ancak sıra geldi... bu romanda muhteşem, hatta biri daha öne çıkar mı diye düşündüm ama ikisi de birbirinden güzel, ayıramadım bir türlü... Bu roman yazarın ailesinin (dedesi İbrahim Yarmakamakis, eşi, çocukları ve akrabalarının) hikayesini anlatıyor... aynı zamanda II. Abdülhamit döneminden 1923’e kadar olan tarihi olaylara da hikaye içerinde yer veriyor... Zaten yaşanılan yer Girit ve o tarihlerde tüm olayların göbeğinde yer alıyor... konu, Girit’e muhtariyet (yönetimin Fransa, İngiltere, İtalya, Rusya ortak idaresine) verildiği dönemden başlıyor, Yunanistan’a iltihakı ile devam edip, adadaki müslüman ahalinin Lozan antlaşması gereğince mübadele edilmesi ile bitiyor... oldukça sancılı bir dönemi anlatıyor ve adada birkaç kuşaktır yaşayan, rumca konuşan müslüman ahali en çok etkilenen kesim oluyor... en so

MERİÇ ERYÜREK - TANRININ SAATİ

Resim
Bu roman, yazarın yayımlanmış ikinci kitabı, tanıtımda en altta yazan üç soruyu gördüğümde kitabı okumaya karar vermiştim ama beklediğimden çok daha ilginç bir kitapla karşılaştım... romanın ilk sayfasında ‘ ’Biz insanlar, berbat şeyleriz. Homeros/İlyada’’ yazıyordu, aynen katılıyorum diye düşündüm ve hikayede bu sözü haksız çıkarmadı...  Öncelikle bu roman bir bilim kurgu ama bazı şeyler o kadar inanılmazdı ki acaba yazar fantastik bir roman mı yazmaya çalışmış diye aklımdan geçti ve inşallah bilim bu kadar ilerlememiştir diye söylendim durdum... kitabın üçte birinden itibaren bu türe birde gerilim eklendi tam oldu... Birde Güzel Ülkem ve pis işleri için kullanılmaktan bir türlü kurtulamadığımız Amerika var... aşağıdaki paragraf yeterince açıklıyor; ‘’ordu adına savunma bakanı cevap vermişti. ‘’Projenle ilgileniyoruz ve destekleyeceğiz. Haberimiz olmadığı ve Amerikan toprağı üzerinde olmadığı sürece.’’ Harold toplantıdan ayrılıp helikopterine binerken düşünceliydi. Şimdi, Amerika