HENRY JAMES - GÜVERCİNİN KANATLARI

Bu kitabı 2009 yılında almıştım, uzun zaman birbirimize bakıp durduk ancak kısmet oldu... alma sebebim arka kapakta yazan ‘’20. yüzyıl romancılığının önünü açan başlıca eserlerden biri sayılır’’  ifadesiydi, ayrıca ‘’olaylardan çok kişilerin içsel yaşamına ve zihinsel süreçlere önem verdi’’ cümlesi de cazip gelmişti... 20. yüzyıl romancılığına ne kadar katkısı oldu onu bilemiyorum ama ikinci cümle bütünüyle doğru, hatta fazlası bile var... bence yayınevi o cümleyi büyük puntolarla ve koyu renkle yayımlasa iyi olur...

H. James Amerikalı bir yazar, daha sonra İngiliz uyruğuna geçmiş ve bu romanı da 1902 yılında yazmış... gelelim romana; bir konusu yok denilebilir (toplumsal günlük hayat ve belki aşk, belki dostluk), ana karakterler 5 kişi (biri İngiliz biri Amerikalı olmak üzere 2 genç dikkat çekici kadın, onlarla bağlantılı, iddialı 2 yaşlı kadın ve genç kadınlardan birinin sevgilisi İngiliz gazeteci adam), yan karakterler 3-4 kişi ama onlarda tüm kitap boyunca nadiren ortaya çıkıyor, neredeyse hiç olay yok, pek fazla mekan yok (zengin bir ev, bir otel odası bir park dışında bir şey yok), konuşma diyalogları çok az,  600 sayfada olan ise bu 5 kişinin kendileri ve diğer 4 kişi hakkında düşüncelerinden oluşuyor... sürekli bir şeyleri yorumluyorlar, düşünüyorlar, anlam vermeye çalışıyorlar olmuyor tekrar başa dönüp yeniden bunları yapıyorlar, İngiliz / Amerikan toplumlarının karşılaştırmasına da bu arada yer veriyorlar... ben zihinsel süreçleri severim ama bu kadarı da çok fazlaydı... bana göre klasiklerin en iyi yanı çok berrak ve net olmalarıdır... bugüne kadar okuduğum klasik eserlerden -sevsem de sevmesem de- sıkıldığım hiç olmamıştı... ama bu romandan çok sıkıldım, pek adetim olmamasına rağmen arada başka kitaplar okudum ve bitirmem çok uzun zaman aldı... özellikle yarıdan sonra hiç ilerlemedi... yazarın önsözünü sona koymuşlardı bence çok büyük bir hata olmuş, keşke onu başa almış olsalardı okuyucuyu kitaba hazırlamak anlamında faydalı olurdu, kitabın sonunda benim hiç işime yaramadı onu söyleyeyim... 

Haksızlık olmaması için belirtmeden geçemeyeceğim bu tür bir romanı yazmak çok çok zor olmalı o açıdan bakıldığında yazar çok başarılı...

Sonuç olarak; Henry James’i çok severim bütün kitaplarını okumam lazım veya tüm klasikleri okuma hedefim var veya 20. Yüzyıl başındaki İngiliz ve Amerikan toplumlarının günlük hayatını ve karşılaştırmasını çok merak ediyorum veya düşüncelerden oluşan kitaplara bayılırım diyorsanız eğer okuyun, onun dışında zamanınızı başka kitaplara harcayın daha iyi...

Yazar:  Henry James
Çevirmen: Roza Hakmen
Sayfa Sayısı : 616
Basım Yılı : 2008
Yayınevi : T. İş Bankası

Henry James (1843-1916): Eserlerinde Amerika ile Avrupa arasındaki yaşam anlayışı ve kültür farklılıklarını sarsıcı bir gözlem gücü ve derinlikle işledi. Genç yaşında Amerikan edebiyatının en tanınmış yazarlarından biri olan Henry James, 1875'ten itibaren Avrupa'da yaşadı ve bu dönemde yaşamının büyük bir bölümünü İngiltere'de geçirdi. Ölümünden kısa bir süre önce, 1915'te İngiliz uyruğuna geçti. 1878'de Daisy Miller ile uluslararası üne kavuşan yazar, olaylardan çok kişilerin içsel yaşamına ve zihinsel süreçlere önem verdi. 1902'de yayımlanan Güvercinin Kanatları Henry James'in son dönem romanlarındandır ve 20. yüzyıl romancılığının önünü açan başlıca eserlerden biri sayılır.

Roza Hakmen (1956): İzmir Amerikan Kız Koleji'ni ve Odtü Ekonomi Bölümü'nü bitirdi. Dünya edebiyatının birçok önemli eserini Fransızca, İspanyolca ve İngilizceden Türkçeye çeviren en tanınmış çevirmenlerdendir. Miguel de Cervantes'ten Don Quijote, Marcel Proust'tan Kayıp Zamanın İzinde, Federico Garcia Lorca'dan Kanlı Düğün çevirdiği pek çok eserden ilk akla gelenler arasındadır.

Roza Hakmen'in eserlerini çevirdiği yazarlar arasında Oscar Wilde, Anthony Burgess, Henry James, Mircea Eliade, E.M. Forster, Tim Parks, Anne Rice, Howard Norman da yer alıyor.

Yorumlar

  1. Yazından iyi ve bilinçli bir okuyucu olduğun anlaşılıyor ben de sıkıldığım romanları okuyamam..sevgiyle kalın..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumunuz için teşekkürler, sevgiler

      Sil
  2. :)) ben de yazarın Yürek Burgusu isimli kitabını okumuş daha doğrusu yarım bırakmıştım, üstelik kitap sanırım 4 hikayeden oluşuyordu.. Sanırım Henry James bana göre de değil... Ama Güvercinin Kanatları ismi beni çok çekiyordu, kitabın kime ait olduğunu bilmiyordum, sizin yorumunuzu okuyunca okunacaklar listemden eledim:)... sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Meslek olarak edebiyat ile uğraşanlar dışında seveni var mıdır? ben de çok merak ediyorum açıkçası:) yazdıklarım işe yaradıysa ne mutlu bana:) sevgiler:)

      Sil
  3. Henry James için "Edebiyatla ilgilenenler dışında seveni var mıdır" demek gülünçtür, absürddür, cehalettir. Bir Hanımefendinin Portresi, Yürek Burgusu ve Daisy Miller gibi tüm edebiyat tarihine damgasını vurmuş eserler göz ardı edilemez, bu kitapları sevmeyen azdır, İngilizceniz varsa yabancı kitap sitelerini araştırıp okurların yorumlarını okuyun. Siz bilinçli bir okuyucu olabilirsiniz fakat dalga geçer tarzda, Amerikan ve İngiliz okuyucularının sevdiği, büyük yazarlardan olan James'i eleştirmek size düşmez...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öncelikle karşınızdaki kişiye cahil deme cüretinde bulunuyorsanız isminizi de yazabilme cesaretine sahip olmalısınız. Ayrıca benimle ilgili de karar verseniz iyi olur cahil miyim? bilinçli okuyucu muyum?

      İkinci olarak -kitap tanıtımında değil okur cevabında-samimi olarak merak ediyorum diyorum, bu blogu Türkçe yazdığım ve ülkemdeki okuyucuyu hedeflediğim için kast ettiğim de Türk okurlar... tabii ki Dünyanın birçok yerinde özellikle İngiltere ve Amerika da seveni vardır. sonuçta kendi yazarları kendi toplumları, onlara yakın, tanıdık, hoş ve güzel gelmesi çok doğal... ayrıca siz bile şu şu eserini okudum ve çok sevdim diyemiyorsunuz edebiyat tarihine geçmiş kitaplar diyerek genel cümleler kuruyorsunuz... okuduğunuzu anladığınızdan emin olun ve insanlara saldırmak için yer aramayın lütfen...

      Sil
  4. Ya o kadar haklısın ki 300 sayfaya geldim. Yani bazı olayları anlamakta güçlük çekiyorum hala. 300 sayfa gecmış ve bay dansher sadece romanın basında vardı ara ara 50 sayfada bir bahsi gecıyor. Çok sıkıldım. Tabi ki zevkler ve renkler paylaşılmaz. Her halde bitirmek yıllarımı alıcak hiç bir kitaptan bu kadar sıkıldığımı hatırlamıyorum. Ama ne yazılı başladığım kitabı bitirme hastalığı var. Yoksa başka kitap okuyamıyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eskiden bende bitirmeden bırakmazdım ama o kadar çok kitap var ve zaman da kısıtlı olduğundan artık zorlamıyorum. Size kolay gelsin.

      Sil
  5. işbankası kültür yayınlarına güvenerek aldığım, beni hayal kırıklığına uğratan bir kitap. ceviriden mi, yazardan mı hiç zevk almadım ve yarım bıraktım. tavsiye konusuna gelince. kimseye tavsiye etmiyorum. o kadar kitap okumama rağmen kimbilir belki bende cahilimdir. Tek kelimeyle bir hayal kırıklığı. başka hiçbirşey değil benim için.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Görüşlerimiz benzermiş, malum zevkler ve renkler meselesi bir kitabı sevmedik diye cahil olarak yaftalanmak asıl absürt olan:) teşekkür ediyorum yorumunuza.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

ANDRÉ MAUROIS - İKLİMLER

SEZGİN KAYMAZ - Kün

LOU ANDREAS-SALOMÉ - RUTH