Kayıtlar

Haziran, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

PETRA HARTLIEB - HAYALLERİMİN KİTAPÇISI

Resim
Bu kitap Petra Hartlieb’in gerçek yaşam öyküsünü anlatıyor... Yazar eşi ve çocukları ile Hamburg’da yaşarken, ani bir kararla Viyana’da küçük bir kitapçı satın alıyor ve tüm dünyaları değişiyor... ‘’Biz hiç yaşamadığımız bir şehirdeki kitapçı için, hiç sahip olmadığımız bir parayla bir teklif yaptık sadece. Ve ‘’onu aldınız’’ cevabı geldi.  Peki şimdi ne olacak? Şimdi bunun altından kalkmaktan başka çaremiz yok. Altından kalkmak demek, Oliver’in büyük bir Alman yayınevindeki sevdiği ve iyi ücret aldığı işinden ayrılması, benim edebiyat eleştirmeni olma düşünceme veda etmem ve yayınevi kimliğimi geri vermem demekti. (...) Su katılmadık Kuzey Alman olan ve ilk aşkını bulmuş, onaltı yaşındaki oğlumuza da Viyana’ya taşınmak zorunda olduğumuzu açıklamalıydık. Kendisine miras kalan arkadaşımıza telefon edip bize önemli miktarda borç verme düşüncesini, Viyana’daki arkadaşlara da geçici olarak onlara taşınmamızın mümkün olup olmadığını sormalıyız.’’ Her şey imkansız gibi gözükse de aynen yuk

EMMI ITARANTA - SU UNUTMAZ

Resim
Bugüne kadar okuduğum ikinci Finlandiyalı yazar ve o ülkenin edebiyatını tanıdığım söylenemez... Su ve çay benim hayatımda çok önemli bir yer işgal eder o nedenle bu kitabı görür görmez ilgimi çekmişti ama ilk roman olduğu için bırakmıştım, sonra D&R’ın ayın yayınevi indiriminde görünce dayanamadım ve aldım... ve iyi ki de öyle yapmışım mükemmel bir romanmış... hem çok uzak (yani umarım) bir gelecekte insanoğlunun dünyayı çevresel ve askeri olarak mahvedişi için çok gerçekçi bir kurgu yapıyor, hem de çay seremonisi ile insanın doğa ve kendisi ile olan ilişkisini anlatıyor... Konu şöyle; çevresel felaketler sonucunda tüm buzullar erimiş, deniz seviyesi yükselerek birçok karayı yutmuş, bildiğimiz kıtalar çok farklı hale gelmiş... kışlar artık çok ılıman geçiyor, kar yağmıyor, yazlar kavurucu oluyor... iklim değişikliğinin yarattığı yıkıma ek olarak buzulların altında bulunan petrolün açığa çıkmasıyla uzun bir zaman petrol savaşları yaşanmış (ki bu zamana Alacakaranlık Yüzyılı di

PHILIP COPPENS - KAYIP UYGARLIKLAR MUAMMASI

Resim
Bu sefer okuduğum kitap bir araştırma, arkeolojik gizemleri ve dünyadaki en eski uygarlıkları anlatıyor... Uygarlık, insanların yerleşik hayata geçmeleri ve yazının var olması halinde kabul ediliyor ve bilinen tarihe göre de en eski Uygarlık olarak Sümerler kabul görüyor... görünen o ki bu doğru değil, birçok yerde bulunan arkeolojik kalıntılar (ki en önemlilerinden biri Göbekli Tepe) ve buluntular Uygarlığın M.Ö.10.000 kadar eskiye dayandığını ortaya koyuyor (belki daha da eski)... bu kitap işte bunu anlatıyor... Başlangıç olarak bu işin ne kadar zor olduğundan bahsediyor, sorun arkeolojik bulgulara ulaşmanın güçlüğünde değil, bu alanda uğraşan bilim adamlarının dar görüşlülüğünde yatıyor... Bulunan arkelojik kalıntı ve nesneler büyük bir tutuculukla (çoğu zaman incelenmeden) sahte olarak işaretleniyor, bulan kişilerin üzerine gidiliyor, dava ediliyorlar ve önemli zaman kaybı yaşanıyor... bazıları sonradan kabul görse de çoğu gizemini koruyor (Glozel/Fransa ve Bosna Hersek pirami

ORHAN KEMAL - Nazım Hikmet'le 3,5 Yıl

Resim
Bu kitabı Orhan Kemal’in doğumunun 100. yılı sebebiyle almıştım... Orhan Kemal’le Nazım Hikmet’in Bursa cezaevinde birlikte yattıkları zamandaki anılarını Orhan Kemal’in muhteşem üslubundan okuyoruz... Kitabın sonunda Nazım Hikmet’in Orhan Kemal’e yazmış olduğu mektuplarda var... Yazarı düz yazı yazmaya yönlendiren ve onu çalıştıran N. Hikmet bir yandan da ‘Memleketimden İnsan Manzaraları’’nı yazıyor, resim yapıyor, herkesin yardımına koşuyor ve hapishane hayatı böyle devam ediyor... Memleketin II. Dünya Savaşı yıllarındaki zor koşulları da bu anılarda iyice ortaya çıkıyor... iki Ustadan muhteşem anıları kaçırmayın okuyun... Yazar:  Orhan Kemal Sayfa Sayısı : 128 Basım Yılı : 2015 (7. Baskı) – 1965 (1. Baskı) Yayınevi : Everest Orhan Kemal, Nazım'la birlikte geçirdikleri tutsaklık yıllarından benliğinde kalanları ustaca anlatıyor. Orhan Kemal'in eserini yalnızca bir anı kitabı olarak niteleyemeyiz. Bu anı notları arasında Nazım'ın kişiliğini, oradaki kişiler

ANNA FUNDER - Her Şeyimle Ben

Resim
Anna Funder Avustralya’lı bir yazar ve bu ikinci kitabı... ilk kitabıyla pek çok uluslararası ödül kazanan Funder, yazarlığa başlamadan önce insan hakları hukuku alanında çalışıyormuş... benim bu kitabı almamdaki sebep ise hem II. Dünya Savaşı’nı anlatıyor olması hem de tüm karakterlerin gerçek hayattan alınması... konu I. Dünya Savaşı’nın bitimi ile başlıyor ve ağırlıkla 1933-1939 arasını anlatıyor... Edebiyat doktoru olan Ruth Blatt (1906-2001), kuzeni Dora Fabian, onun sevgilisi ünlü tiyatro yazarı Ernst Toller ve Ruth’un kocası Hans, pasifist sosyalist bir hareketin içerisinde savaş sonrası Almanya’nın barış içerisinde toparlanmasına çalışırken diğer yanda Hitler güçlenmektedir. 1933’e gelindiğinde ise tüm muhalif unsurlar  (R eichstag yangını da bahane edilerek)  teker teker tutuklanmaya başlar  ve kahramanlarımız çareyi yurtdışına kaçmakta bulur... büyük çoğunluğu İngiltere’ye, bir kısmı ise çevre ülkelere (Fransa, Çekoslavakya vb.) gider... bahse konu kişiler Almanya’nın ent