AMIN MAALOUF - Béatrice'ten Sonra Birinci Yüzyıl
2000
yılından beri Amin Maalouf okuyorum bu sekizincisi ve ben bu kitabı
nasıl kaçırmışım inanamadım... İlk cümlesinden itibaren beni
o kadar sarıp sarmaladı ve o kadar çok sevdim ki durmadan aklımda
dönüp duran ben nasıl kaçırmışım bu kitabı cümlesi
oldu... neyse geç olsun güç olmasın ama nasıl kaçırmışım
hayret??
Şimdi
gelelim konuya; hayvanlar üzerinde yapılan bir çalışma sonucunda
erkek cinsinden üremeyi artıran bir madde bulunuyor, bunun
insanlarda da etkin olduğu saptanıyor ama proje sonlandırılıp,
araştırma grubu dağıtılıyor, fakat gruptan uyanık bir bilim
adamı gizli olarak bu maddeyi üretip yine bir kamuflajlı isimle
piyasaya sürüyor... ee neredeyse tüm toplumların (özellikle de
doğu ve az gelişmiş ülkelerin) arayıp da bulamadığı şey: erkek çocuk garantisi... belli bir süre durum anlaşılamıyor,
sonrasında bir böcek bilimci ile sevgilisi kadın gazeteci olayı
ortaya çıkarıyorlar ama nasılsa nüfusu çok fazla olan ülkelerde
görülüyor daha iyi ya nüfusları biraz azalır, dünya da rahat
eder diye düşünülüp pek fazla bir şey yapılmıyor ama domino
taşı düştü bir kere ve herkes aynı gemide... devamında durumun nasıl
kötüye gittiğini okuyoruz, ben distopya olarak etiketledim ama bir
kıyamet senaryosu da denilebilir...
Her ne
kadar roman denilse de daha çok denemeye veya incelemeye benziyor o
yüzden bazı okuyucular umduğunu bulamayabilir... ben bu tip
konuları çok sevdiğim için gökte ararken yerde buldum,
dolayısıyla benim için mükemmel bir okuma oldu keşke 300- 500
sayfa daha olsaydı (ki daha kapsamlı daha uzun uzun anlatılabilirdi) diye hayıflandım... konu ilginizi çekiyorsa kaçırmayın derim...
İtirazlarım:
Konuya
dair: Yazar laboratuvar
ortamında döllenme ve bu yolla cinsiyeti belirleme yönteminden hiç
bahsetmiyor (olaylar vahimleştiğinde çözüm aranırken), evet
zahmetli, pahalı ve başarı şansı düşük de olsa bundan da
metin için de bahsedilmeliydi sanki sadece normal yollardan üreme
sağlanıyor gibi anlatılmıştı bana bir eksiklik gibi geldi...
Ülkemize
dair: Kitap 1992 yılında
yazılmış ve Türkiye'yi Sudan, Senegal vb. Üçüncü Dünya
Ülkeleri ile bir tutuyor (gerçi bunu din ve erkek egemen toplum
bağlamında söylüyor) ama toplum değerlendirmelerini bu kitap
öncesinde oldukça objektif bulduğum yazara bu tutumu
yakıştıramadım 1992'de öyle değildik, yazar büyük bir
öngörü ile bugünleri görmüş olabilir mi? İkinci konu Ağrı
Dağından Ermeni Dağı olarak söz ediyor (hatta çevirmen not
koymuş) bu da yaşadığı Fransa'ya yaranmak olabilir mı?
Bilemedim...
Çevirmen:
Orçun Türkay
Sayfa
Sayısı: 167
Basım
Yılı: 2017 (14. Baskı) 2005 (1. Baskı)
Yayınevi:
YKY
Dünya bir felakete doğru dolu dizgin koşuyor. Kötüye kullanılan bilim insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Yeni doğan çocuklar büyük oranda erkek, çünkü "oğlan" olsun istiyordu herkes. Buyurun, bilim dilekleri yerine getirdi sonunda.
İşin sonu nereye varacak? Kadınlar yeryüzünde silinip gidecek mi? Bir grup aydının kurduğu "Bilgeler Şebekesi" insanları uyarmaya, zararın bir yerinden döndürmeye uğraşıyor ama boşuna. Şimdiye dek Kuzeyliler tarafından "uzaktaki bir başka dünya" olarak değerlendirilen Güney ülkelerinde şiddet tırmanıyor, yavaş yavaş tüm dünyaya yayılıyor.
Bunlara tanıklık eden, insanlığın düştüğü korkutucu durum karşısında el ele mücadele veren bir gazeteciyle bir böcekbilimci; onlardan doğacak bir kız çocuğu: Beatrice... Bu Beatrice'in yüzyılı, gerileme ve bıkkınlık çağı.
Vayyy, çok ilginçmiş, böyle bir şey olursa bence dünya berbat bir gezgen olur, erkekler birbirlerini gebertir sonunda dünyada kimse kalmaz herhalde:))Ağrı dağı hakkında öyle yazmasına üzüldüm ve şaşırdım, bir,iki yıl önce Çivisi Çıkmış Dünya'sını alıp, okumuştum onda Atatürk'ü filan övmüş, hayranlıkla söz etmişti. Dediğin gibi Fransızlara yaranmak olabilir derdi halbuki ne gerek var zaten çok ünlü bir yazar di mi ya?:)
YanıtlaSilÇok teşekkürler Gül, emeğine sağlık:)
Müjde Hanım aynen dediğiniz gibi oluyor herkes birbirine giriyor. Benim okuduğum diğer kitaplarında da hem Atatürk'ten hem de ülkemizden çok iyi bahsediyordu bunda ne oldu pek anlamadım. ben teşekkür ederim, sevgiler:)
SilAmin Maalouf'un bir çok kitabını okudum.Beğendiğim yazarlardan.Bu kitabını hiç duymamıştım.Okuma listeme alıyorum.Öneri için teşekkür ederim :))
YanıtlaSilCam Güzeli; demek habersiz olan bir tek ben değilmişim:)) umarım siz de seversiniz keyifli okumalar, sevgiler:)
SilBu kitabını ben de okumamışım. Konusu ilginç geldi.
YanıtlaSilYeni yılın güzellikler getirmesi dileğiyle,Sevgiler
Selmin Hanım ben de sağlıklı huzurlu bir yıl diliyorum Sevgiler:)
Silhımmm beş altı maluf okudum, hiçbirini hatırlamıyom, bi hasan sabbah hariç :)
YanıtlaSilDeeptone; Maalouf'Un Hasan Sabbah kitabı var mıydı hiç bilmiyorum Ömer Hayyam olmasın? Gerçi bu kitapta olduğu gibi ben kaçırmış olabilirim. Yorumlar için teşekkürler, sevgiler:)
Silsemerkand işte. hayyam nizamülmülk ve sabbah. sabbahı orda okudum sonra da şu vardı ya bartol-alamut kalesi, o seride bi kitap vardı yok ya bu alamut idi herhalde, sabbaha hayran olmuştum, hani uyuşturucu filan kullandırmış askerlerine. ne ilginç biriymiş yaa :)
SilTamam semerkand, ben orada Sabbah var mıydı hatırlayamadım. Sizin aksinize Bartol'un Alamut Kalesi'ni ve dolayısıyla Sabbah'ı hiç sevmediğim (ilginç olduğuna katılıyorum) için bana çağrışım yapmamış olabilir. Sevgiler:)
Silay yani iyi biri demiyom da işte evet ilginçti, ilk casusluk sistemini kurmuş filan işte, bende gerçek biri değil de bir masal karakteri olarak görüp okudum, kurguymuş gibi işte. yoksa zaten o alamut ve benzeri kitapları ben de küçümsüyorum, edebiyat zaten kabul etmiyorum, edebiyat dışı tüm romanları da küçümsüyorum zaten ama yine de arada işte çerez olsun diye okuyom, ekmek arası yani, amerikan sineması da öyle işte, küçümserim ama izlerim de işte. polisiye sevmek gibi, biz kitap okurlarının daaa düşkün yönleri oluyor. bilimkurgu, fantastik sevmek filan gibi işte. sapmalar bunlar :)
SilBen insanların din kullanılarak manipüle edilmelerine sinir olmuştum aradan kaç yüzyıl geçmiş hala aynı şey oluyor inanılır gibi değil!!
SilBen de bugün okuyup bitirdim.Sizin kadar olmasa da birkaç kitabını okudum.Buysa başta konusuyla diğerlerinden ayrılıyor bence.
YanıtlaSilBana da farklı gelmişti. Teşekkürler
Sil