Kayıtlar

2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ARTHUR PHILLIPS - MISIR KÂŞİFİ

Resim
A.Phillips'den ilk kez okuyorum, bu romanında Mısır tarihini esas alarak bir kurgu yapmış, arada Howard Carter'ın Tutankamon'un mezarını ortaya çıkarışından da epeyce bahsediyor (bu konuda çok iyi bir dizi var ilgilenenlere öneririm)... hem Mısır tarihi tutkusu, hem arkeolojiye duyulan merak, hem de firavunların ölümsüzlük özlemine dair değişik kurgusu olan bir eser, ara ara polisiye gibi de duruyor... bu tip hikayeleri çok çok severim o yüzden sıkılmadan okudum ama oldukça ağır işliyor, konuya ilginiz yoksa zorlayıcı bir kitap haline gelebilir... bitirdikten sonra da ne iyi, ne kötü, ne de vasat diyebiliyorum açıkçası karar veremedim... tek söyleyebileceğim bu konu ilginizi çok çok çekiyorsa okuyun... Yılın son gününde herkese sağlık ve mutlulukla dolu bir yıl, ülkeme de biraz huzur diliyorum. Sevgiyle ve kitapla kalın... Yazar: Arthur Phillips Çevirmen : Aslı Biçen Özgün Adı: The Egyptologist Sayfa Sayısı : 408 Basım Yılı : 2007 Yayınevi : Metis

ROBERT A. HEINLEIN - AY ZALİM BİR SEVGİLİDİR

Resim
Bu kitap ismi ile ilgimi çekti her ne kadar bilimkurguya yakıştıramasam da bana çok şiirsel geldi, yazarına baktığımda (ki önceden tanımıyordum) bilimkurgunun duayenlerinden olduğunu gördüm ve okudum... Kitabı bitirip bu yazı için bir özgeçmiş ararken yazar hakkında birbirinden farklı uçlarda gezinen görüşlere rastladım, faşist diyen de vardı, alakası yok diyen de... ben 1000Kitap'tan aldığım yazıyı aşağıya ekledim, makul bir açıklama gibi geldi, daha fazlası bu tanıtımın konusuna girmediği için bu kadarla sınırlıyorum... yazar ve kitapları hakkında KayıpRıhtım 'da detaylı araştırmalar mevcut, isterseniz oradan da bakabilirsiniz... Öncelikle benim çok sevdiğim bilimkurgu yazarı Kim Stanley Robinson 'un, Heinlein'in ayak izlerini takip ettiğini hatta fazlasıyla benzerlikler olduğunu gördüm ve bundan hoşlandığımı söyleyemeyeceğim (K. Stanley Robinson'a bundan böyle biraz daha kuşkucu yaklaşacağım sanırım)... 1966'da yazılan kitaba gelirsek; yazarın p

FATMA ALİYE - REFET

Resim
On yıl önce ilk kadın romancımız Fatma Aliye'den Muhaderat romanını okumuştum ama başka kitapları olduğunu bilmiyordum, Refet'i T. İş Bankası Yayınlarından görünce çok sevindim... Uzun öykü şeklindeki bu kitapta, annesi ile İstanbul'a gelen ve fakr u zaruret içinde okuyarak öğretmen olan bir kızın hikayesi anlatılıyor, dönemin gerçekleri ve eğitim üzerine olan görüşlerle... yazarın kendi görüşlerini (özellikle eğitim ve insanların davranışları hakkında) kısa denemeler şeklinde hikayenin içine serpiştirdiğini görüyoruz... Konu bilindik ama keyifle okuyorsunuz, yazarın her iki kitabını da öneririm... Yazar: Fatma Aliye Günümüz Türkçesi : Senem Timuroğlu Sayfa Sayısı : 152 Basım Yılı : 2018 Yayınevi: T. İş Bankası Refet, Türk edebiyatında yer alan ilk kadın öğretmen baş karakterdir. Türkçenin ilk kadın romancısı Fatma Aliye’nin kaleminden çocukluktan genç kadınlığa, elindeki tek sermayesi aklı olan yoksul bir kızın öğretmen okulundan mezun olarak

EDUARDO BERTI - YABANCI BİR BABA

Resim
Arjantinli yazar Eduardo Berti'den ilk kez okuyorum, bu kitaba rastlayana kadar yazardan haberim bile yoktu... arka kapak açıklaması cazip gelmişti (ki anafikri iyi anlatıyor) ama olmasını beklediğimden çok farklı bir roman buldum... Roman başka bir ülkede yabancı olmanın, farklı bir dili konuşmanın/okuyup-yazmanın, kimlik sorunlarının ana fikrini oluşturduğu iç içe geçmiş birkaç hikayeden oluşuyor... ilkinde otobiyografik unsurları içeren bir öykü ve bu romanı yazma serüvenini anlattığı kısım, ikincisi yazar Joseph Conrad'ın yaşamına dair kurguladığı bir hikaye, üçüncüsü de yazarın babasının yazdığı kitaptan kısa bir öykü... Joseph Conrad'dan yalnızca iki kitap okumuş olsam da müstesna bir yazar olduğunu düşünüyorum ve romanlarını çok sevdim, dolayısıyla bu kitapta ona rastladığımda hem çok şaşırdım hem de çok mutlu oldum, benim için en ilginç nokta buydu... Conrad herkesin bildiği gibi Polonyalı, sonradan İngiliz uyruğuna geçmiş ve eserlerini İngilizce olarak

ROBERT JACKSON BENNETT - MERDİVENLER KENTİ

Resim
İLAHİ KENTLER ÜÇLEMESİ I. KİTAP Bu romanı kitapçıda dolaşırken gördüm indirimliler arasındaydı, yayınevi İthaki olmasa dönüp bakmazdım bile... bu sene Mayıs ayında yayımlanmış, bu kadar kısa sürede indirime girmesini (eğer bir satış stratejisi değilse) garip buldum, yeteri kadar satılmamış mı ki? Biraz karıştırdım konusu cazip geldi, birkaç tane ödüle de aday olmuş, denemeye karar verdim... Hemen yazayım ben kitabı sevdim, devamını okur muyum bilmiyorum ama bu tek başına da iyiydi... sadece bir şey eksik gibi hissettim hep, ama bulamadım illa bir şey demem gerekse merak unsurunu yeteri kadar artıramıyordu diyebilirim... temposu fantastik bir kitap için biraz fazla sakin ve ağır geldi bana... fantastik edebiyat genellikle gerçek dünya ile ilgili çağrışımlar yapar, bu romanda da bir sürü şey bana çok tanıdık geldi ama tam neyi hedefliyordu onu net olarak saptayamadım, bulabilseydim kendimi biraz daha memnun hissederdim...  R. J. Bennett 1984 doğumlu A.B.D.'li bir yazar, ya

LEVI HENRIKSEN - Kar Yağacak

Resim
Levi Henriksen (15 Mayıs 1964) Oslo’nun kuzeydoğusunda, İsveç sınırına yakın küçük bir kent olan Kongsvinger’de doğdu. Gazetecilik, metin yazarlığı, söz yazarlığı ve müzisyenlik gibi uğraşlarının yanı sıra edebiyata ilk adımını kısa öykülerini bir araya getiren Feber (Ateş, 2002) başlıklı kitabı ile attı. Yazım tarzı “romantik gerçekçi” olarak nitelendirilen Henriksen kitaplarında ana tema olarak seçtiği, büyük kentin karmaşık yaşamı karşısında kasaba yaşamının sıkışmışlığı ve hayatın dışında kalmışlığı, sert erkeklik halleri ile kolay incinebilirliği başarıyla bir araya getirebilmektedir. Romanlarının çoğu doğup büyüdüğü Kongsvinger’i çağrıştıran hayali kasaba Skogli’de geçmektedir. Norveç'i ve yazarlarını çok seviyorum, yukarıda özgeçmişini gördüğünüz yazarın bu romanını da Erlend Loe'nun imza gününe gittiğimde görüp almıştım... Konu arka kapakta ayrıntılı anlatılmış ilave bir şey yazmayacağım, romanı çok sevdim, Norveç'in karlarla kaplı küçük kasabasında Noel z

AYFER TUNÇ - YEŞİL PERİ GECESİ

Resim
Ayfer Tunç 2010 yılında yayımlanan bu kitabında, kaybeden olmayı seçmiş bir kadının hayatını anlatıyor, fonda 80'den 2000'li yıllara uzanan Ülke panoramasıyla... çok akıcı yazılmış, sürükleyici, merakınızı koruyor ve hızlı okunuyor... fakat çok çok fazla mutsuz, çok ağlak, çok fazla şikayet eder tarzda yazılmıştı, başlangıçta severek ve hızlı okuduysam da yarıdan sonra bana daral geldi ve hep aynı şeyi anlatıyor, olduğumuz yerde sayıyoruz diye düşündüm... ana karakterin çok geniş yelpazede salınan tüm sevgililerini anlatmıştı (o onlara ne yapmış, onlar ona ne yapmış), bu kadarı bana gereksiz geldi (yatılı okuldaki ingilizceci, güzel sanatlardaki profesör v.s. olmasa bir şey kaybolmazdı) velhasıl 100 sayfa daha az olsa bu kitap daha iyi olurdu... Bu roman Kapak Kızı'nın devamı imiş ben bilmeden bunu almışım ama tek başına okunuyor sorun olmadı... ilk kitabı da okurum diye düşünüyordum ama bu kadarı bana yetti ve ilk sıramda hala Dünya Ağrısı var... Ama Ayfer Tu

ANDREW HUGHES - JOHN DELAHUNT BİR CİNAYETİN HİKAYESİ

Resim
1979'da İrlanda/Wexford'da doğan Andrew Hughes, Dublin'deki Trinity College'da eğitim gördü. Nitelikli bir arşivci olan Hughes, bir süre RTÉ (İrlanda Ulusal Radyo Televizyon Kurumu) için çalıştı. Dublin'in Fitzwilliam Meydanı'ndaki Kral George döneminde yapılmış binaların tarihini araştırırken John Delahunt'ın hikayesine rastladı ve bundan hareketle ilk romanını yazdı. Tarihi yapıtlarla ilgili incelemesini de Daha Az Sıradan Hayatlar:Dublin'in Fitzwilliam Meydanı 1798-1922 adıyla kitaplaştıran Hughes, Dublin'de yaşıyor. Yukarıdaki özgeçmişten de görüleceği üzere bu bir ilk roman ve benim almama sebep ise tarihi bir olaydan kurgulayarak yazması idi, ayrıca kitap kapağı da çok ilgimi çekmişti... Konu 1841 yılında geçiyor, John Delahunt üniversitenin son sınıfında okuyan bir öğrenci Fitzwillam Meydanı'nda bir evde oturuyor, annesi çocukken ölmüş, ağabeyi yurtdışında bir askeri birlikte görevli, kızkardeşi bir subayla evlenmiş... John bu e

HALİDE EDİB ADIVAR -KERİM USTA'NIN OĞLU

Resim
Halide Edip 'ten okuduğum 12. kitap ve bu romana kadar hepsini çok sevmiştim, maalesef bu sefer öyle olmadı... bu roman 1958'de gazetede tefrika edilmiş ve o haliyle alınıp kitap olarak basılmış belki o nedenden bana parça parça geldi, biraz oradan biraz buradan anlatıyor... ayrıca kadınlardan bahsediş şeklini hiç sevmedim, bir erkeğin gözünden anlatıyor o anlamda gerçekçi görülebilir ama bende sanki yazarda bu görüşe katılıyor gibi bir his uyandırdı bunu sevmedim... bana uymadı ama hem bir klasik hem Halide Edip, okuyun ama yazara bu kitapla başlamayın derim... Yazar: Halide Edip Adıvar Sayfa Sayısı : 120 Basım Yılı : 2012 Yayınevi: Can Kerim Usta'nın Oğlu, Türk edebiyatının ustalarından Halide Edib Adıvar'ın son romanlarından biri. İşgal ve Kurtuluş Savaşı yıllarının sosyal hayatına odaklanan, yazarın hemen hemen bütün eserlerinde ortaya koyduğu Doğu-Batı çelişkisini gözlemleyen bir eser. Romanın anlatıcısı meşhur doktor Kasım Derman, zor bir hayat y

KIM STANLEY ROBINSON - LUCKY STRIKE

Resim
Kim Stanley Robinson'dan en son 2312 kitabını okumuş ve yazar ile dilimizde yayımlanmış kitaplarından bahsetmiştim... bu kez yine farklı bir yayınevinden Lucky Strike yayımlandı, gerçek bir olaydan (Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan atom bombaları) hareket ediyor ve kuantum mekaniği çerçevesinde farklı koşullar altında sonuç ne olurdu, ona dair bir hikaye kurguluyor ve neredeyse 2056'ya kadar giden birkaç alternatif tarih yazıyor... kitabın sonuna yazarla yapılmış oldukça ayrıntılı bir röportaj da eklemişler... Hem kitaba bayıldım, hem röportajı çok sevdim, kısa ama mükemmel bir romandı okuyun derim... umarım çok bekletmeden başka bir kitabı daha yayımlanır... Yazar: Kim Stanley Robinson Çevirmen : Osman Bulut Özgün Adı: Lucky Strike Sayfa Sayısı : 112 Basım Yılı : 2018 Yayınevi : Ayrıntı Hugo ve Nebula ödülleri sahibi • World Fantasy ödülü • Locus ödülü • John W. Campbell ödülü SAVAŞ, TUHAF UĞRAŞLAR YARATIR. 1945 Temmuz ayında Kuzey Pasifik’t

JAVIER MARIAS - Acı Bir Başlangıç Bu

Resim
Javier Marías  1951'de  Madrid'de doğdu.  Çocukluğunun bir kısmı, babasının çeşitli okullarda ders verdiği ABD’de geçti. Madrid’deki Colegio Estudio’dan mezun oldu. Marías yazmaya erken yaşlarında başladı. Mientras ellas duermen’deki hikayelerden biri olan “La vida y la muerte de Marcelino Iturriaga”yı yazdığında 14; ilk romanı Los dominios del lobo’yu yazdığında ise 17 yaşındaydı. Madrid Complutense Üniversite’sine girince, İngilizceden İspanyolcaya çeviri yapmaya başladı. Updike, Hardy, Conrad, Nabokov, Faulkner, Kipling, James, Stevenson, Browne ve Shakespeare İspanyolcaya çevirdiği yazarlar arasındadır. 1979 yılında Sterne’ün eseri Tristram Shandy’den yaptığı çevirisiyle Premio de traducción Fray Luis de León’a layık görüldü. 1983-1985 yılları arasında Oxford Üniversitesi’nde İspanyol Edebiyatı ile Çeviri Kuramları dersleri verdi. Marías 1986’da El hombre sentimental’i, 1988’de de konusu Oxford Üniversitesinde geçen Todas las almas ‘ı, 1992’de Corazón tan blanco’yu (Beyaz

KİTAP FUARINDAN ALINANLAR

Resim
Aslında ben Kitap Fuarı için ayrı yazı yazmıyordum, tanıtacağım bir kitabın sonuna ekliyordum şimdiye kadar... bu kez elimdeki kitabı bitirmem biraz uzun sürecekmiş gibi o yüzden aldıklarımı gecikmeden paylaşayım dedim... Kocaman bir liste ile gittim ama on taneden fazla almayı planlamıyordum, eve geldiğimde ise onüç tane olduğunu gördüm... sayı önemli çünkü artık evde okunmayı bekleyen dağlar olmasını istemiyorum, bekleyenleri onsekiz taneye düşürmüştüm şimdi yeniden otuzbir oldu, gerçi altmışlık bir stoğu yıllar yılı taşımıştım bu sayı yine de kabul edilebilir geldi... Ayrıntı Yayınlarından; çok sevdiğim bilimkurgu yazarı  Kim Stanley Robinson'un  yeni kitabı Lucky Strike'ı (bu yazarın okuyacağım 4. kitabı olacak hepsi farklı farklı yayınevlerinden çıktı buna ayrıca sinir oluyorum ) ve ilk kez okuyacağım Danimarkalı yazar Christian Jungersen'in Kayboluyorsun romanını aldım...  İletişim Yayınevinden;  Mehmet Eroğlu'nun   Issızlığın Ortası

YILMAZ ÖZDİL - MUSTAFA KEMAL

Resim
Kemalizm kuramcılarından biri olan Şevket Süreyya Aydemir, Mustafa Kemal'i şu nitelikleriyle tasvir ediyordu: ''Heyecan adamı değil mantık adamıydı. Keskin ileri görüşlüydü. Analiz yeteneği, yön tayin etme gücü müthişti. Dar ve donmuş kalıplara hapsolmadı; ölü geçmişi, yani geçmişin ölmüş değerlerini gelenek olarak kabul etmedi. Bütün icraatlarında meşruluk duygusu hâkimdi. Gerçekçi bir hümanistti. Macera adamı değildi. Yaşamı şırıl şırıl akan bir su gibi sessiz sedasız geçmedi. Umutlar, hayaller, hayal kırıklıkları, savaşlar, devrimler, zaferler, yenilgiler ve hâlâ sürüp giden inkârlar, onun serüvenini dokuyan ilmikler, düğümler gibiydi. Ne evi ne yeri ne kendini anlayan bir eşi ne çevresinde oynaşan çocukları oldu. 'Özgürlüğümü hayatım boyunca korudum, yaşamımı ne evime ne yakınlarıma hatta ne de anama bağladım' sözleri onundur. Bağlantısı sadece kendisiyleydi. Asıl yurdu, kendi iç dünyasıydı. Yalnızlığı zaferleri kadar derindi. H