STEPHEN KING - KARA KULE SİLAHŞOR

KARA KULE - I

S. King'den hiç okumadım, oldum olası sevmeyecekmişim gibi gelir ve okumaya hiç yeltenmezdim (hiçbir nedeni yok sadece önsezi galiba)... bir yandan da herkes çok seviyor, övgü üstüne övgü alıyor denesem mi acaba diye düşünüyorum...

Kara Kule serisini (toplam 8 kitap) oğlum lisedeyken okumuş ve çok sevmişti, kitaplıkta öylece duruyor, ilk kitabı okuyayım seversem devam ederim, hem de yazara başlangıç olur dedim... ki yanlış kararmış (ilk hissiyatım doğruymuş), kitabı hiç sevmedim, ancak 100 sayfa dayanabildim ve nasılsa seriye devam etmeyeceğim bunu da zorlamaya gerek yok diye bıraktım...

Konu hiç ilgimi çekmedi, heyecanlı ve sürükleyici bir hikayedir diye düşünmüştüm kasvetli, ağır işleyen, iblisler, şeytanlar, ölüler, rahipler vs. benim okumaktan hiç hoşlanmadığım karakterlerle dolu bir öykü buldum... velhasıl bana hiç uymadı, yazarla da ilişkimiz başlamadan bitti...

NOT: Haksızlık olmaması adına biraz gecikmeli de olsa birkaç hususu belirtmek istiyorum. Öncelikle benim okuduğum baskıda yazarın hem sunuş yazısı, hem de önsözü vardı. Bu oldukça uzun yazılarda hem yazarlığa başlama hem de bu seriyi yazma serüvenini anlatıyordu. Bu 8 kitabı 1970-2003 yılları arasında yani tam 33 senede yazmış. İlk başladığı yılda 19 yaşındaymış ve bu ilk kitabı sonradan okuduğunda hem çok gençken yazmanın eksikliklerini görmüş hem de konunun ileri kitaplardaki gelişimlerine bağlı olarak bazı düzeltmeler yapmış, benim okuduğum da bu düzeltmelerden sonra olan baskıydı. Yazar iki hususu belirtiyor; birincisi bu ilk kitabın zor okunduğunu ve asıl hikayenin ikinci kitap Üç'ün Çekilişi'nde ortaya çıktığını ve onun okunması gerektiğini söylüyor. İkinci husus ise tüm kitapları içinde bu serinin daha az sevildiği ama çok sayıda tutkunu olduğunu da belirtiyor... Benim açımdan değişiklik yaratmayacak olsa da bu not, seriyi okumak isteyenlere bir fikir verebilir...


Yazar: Stephen King
Çevirmen: Gönül Suveren - Oya Alpar
Özgün Adı: The Dark Tower I / The Gunslinger
Sayfa Sayısı: 270
Basım Yılı: 2015 (15. Baskı)
Yayınevi: Altın Kitaplar

Siyahlı adam tehlikeli büyülerle dolu ölüm yolunda kaçıyor, katil kovalıyordu. Bu kovalamaca yolun sonundaki KARA KULE'de sona erecek miydi? Çılgın bir kâhin, konuşan iblisler, ölmemiş bir çocuğun ruhu KARA KULE'de kimleri bekliyordu?...

Yorumlar

  1. Benimde hep okumakla okumamak arasında kaldığım bir yazar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beyda'nın Kitaplığı; bu seri ile ilgili olarak bir not ekledim (dün tanıtımı yayınlarken unutmuşum), o belki biraz daha açıklayıcı olur. Yazar konusunda yalnız olmadığımı bilmek iyi oldu:) teşekkürler, sevgiler:)

      Sil
  2. Ben de korkunç öyküleri pek okumak istemiyorum Stephen King denince zaten bir duraklıyorum:))))ama oğlun beğenmiş hep diyorum zevkler ve renkler meselesi, kimi çok beğeniyor korku öykülerini. Şaşacaksın ama çocuktuk (ilkokul ve ortaokul 1, 2 filan) Korku Magazin isimli bir çizgi roman çıkardı. Abimle alır bir okur, bir okurduk inanmıyorum şimdi kendime:))vampirler, Kont DRakula, kurt adam ne kadar korkunçluk varsa...:)))demek yaşlanınca korkmaya başladım:)))
    Eline sağlık:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Müjde Hanım, haklısınız gençlik daha cesaretli:) bu kitap (okuduğum kadarıyla tabii) korkunç değil, kasvetli sadece. İlave bir not ekledim ona da bir gözatın vaktiniz olduğunda. teşekkürler, sevgiler:)

      Sil
  3. Ben de belki çoğu kitabının filmini izlediğimden midir, kitaplarını okumadım henüz. Paylaşımınıza teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben teşekkür ederim Emine Hanım, sevgiler:)

      Sil
  4. Yazarın genel tarzından bağımsız bir seri Gül Hanım, ama biraz sabır istiyor tabi, keyifli okumalar:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ediyorum Eren Hanım, size de keyifli okumalar, sevgiler:)

      Sil
  5. Stephen King'in birçok kitabını okudum ama Kara Kule serisi beni fazla sarmadı. Sebebi enteresan olmayışı değil. Üçüncü kitaptan sonrasını çok uzun aralıklarla yayımlamışlardı ve beklerken ilgim sönmüştü. Geçen yık bu seriden esinlenerek çekilen filmi izledim: kitabı okumayan birinin anlaması çok zor bir film çekmişler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Filmden hiç haberim yoktu. Kitap hiç mi hiç bana göre değilmiş büyük yanılgı oldu . Teşekkür ediyorum yorumunuza sevgiler:)

      Sil
  6. gönül ve gülten suveren kardeşler bir zamanlar yani yetmişlerde bütün polisiyeleri filan çevirmişler yaaa. çok iyi çevirmenler. stephen king benim sevdiklerime girmese de okuyorum kitaplarını. bu seri anladım, başka kitaplarını da bir dene arada. iyi bir yazar o. betimlemeleri çok iyi. kendisi rahatlıkla edebi roman yazabilir ama o bir tür olarak gerilimi seçmiş. gerilim konuları da iyi ve çağdaş. king'in filmlerini kaçırmam hiç. ama şöyle düşünmek lazım. edebiyat var. işte rolland, proust gibi. bir de bu popüler türler var. bunlar, temelde iki grup. polisiye ve bilimkurgu. gerilim, korku, suç da bunların içinde zaten. genelde edebiyatseverler edebiyat dışında bu iki türden birini seçerler. bunu büyük edebiyatçı yazarlar da yapıyorlar. yani, edebiyatseverlerin düşkün yönü diyebiliriz buna. sonuçta, suç gerilim, bilimkurgu, bunlar saygın türler değil elbette. kolay ve popülerler. aslında yabancılaşma ürünleri deniyor bunlara. ama işte bunlar da okunuyor. stephen king gerilimin en tanınmışı. çok üretken. bir de dean r. koontz var. o da gerilimde çok çok iyi. onu kinge tercih ediyorum. bilimkurgu, gerilim, korku, suç, cinayet hepsini okurum ama polisiyeyi yeğlerim bu düşkün türler arasında. sanatla popüler sanat birbirinden çok ayrı iki tür ya. popüler uydurmasyon ama hayat da hep sanatla çekilmiyor :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sürekli nitelikli edebiyat okunacak diye bir şey yok tabii ki, ayrıca sevdikten sonra her şey okunur. Popüler türlerde de çok nitelikli olanlar var kuşkusuz ama ben zaten polisiye/gerilim türlerinden çok az okuyorum (ki bu seri o türe girmiyor zannedersem yani okuduğum kadarına bakarak), pek fazla sevmiyorum o yüzden de King'den başka okumam herhalde. Ayrıca iyi bilimkurgunun nitelikli edebiyat olduğunu düşünüyorum ve en sevdiğim türler arasında yer alıyor. Yorum için teşekkürler, sevgiler:)

      Sil
    2. iyi bilimkurgu iyi edebiyat iyi polisiye iyi edebiyat olabilir tabii. polisiyede georges simenon var, bilimkurguda le guin var. pekiii başka kimler var sölesene. bir tür olarak bilimkurgu olup da aynı zamanda iyi edebiyat olaan :) stanislas lem var. yanii bilimkurgucu değil dee edebiyatçı kabul edilen bilimkurgucu :) bir dolu var bilimkurgucu, c. clarke, k. dick, asimov. bunlar hep bilimkurgucu. edebiyat sayılmıyorlaar :)

      Sil
    3. Le guin'i ben nedense hep fantastik edebiyat yazıyor diye düşünürüm:) bilim kurgularından Karanlığın Sol Elini okudum yalnızca, okuduklarımın hepsi fantastikti:) gerçi yukarıda yazdığınız bilimkurguculardan okumadım ama niye edebiyat sayılmasınlar ki, mesela Kim Stanley Robinson'un Kızıl Mars'ı çok iyidir. Kurt Vonnegut'un Mezbaha 5'ini bilimkurgu olarak sayıyorlar (ben çok emin değilim) ki nitelikli edebiyattır. Bilimkurguda benim kendi kıstasım şu; mantık hatası olmadan, gerçekçilikten sapmadan yazılıyorsa ve bana kurguladığı hikayenin olabileceğini/gerçekleşebileceğini hissettirebiliyorsa iyi edebiyat olarak kabul ediyorum.

      Sil
    4. Güzel fikir alışverişi için teşekkürler:)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

ANDRÉ MAUROIS - İKLİMLER

SEZGİN KAYMAZ - Kün

LOU ANDREAS-SALOMÉ - RUTH