MATHIAS ÉNARD - HIRSIZLAR SOKAĞI
Mathias Énard'la tanışmam pek iyi olmadı, okuduğum ilk romanını (Pusula) hiç sevmeyip yarım bıraktım... normalde (çoğunlukla) ne yapalım bu yazar da bana uymadı deyip başka tarafa dönerim ama bu sefer takıldım, illa bir başka kitabını daha okuyacağım ve buradayız... sonucu uzatmadan yazıyorum Hırsızlar Sokağı mükemmeldi çok çok sevdim... durum bir bir beraberlik gibi olunca mecburen üçüncü bir kitabı daha (yüksek ihtimal ilk seçtiğim ama sonra vazgeçtiğim Mıntıka'yı) okuyacağım:))...
Roman 2012 yılında geçiyor; yazar bir yanda Arap Baharı diğer yanda Avrupa'daki ekonomik kriz, Occupy Hareketi vs. toplumsal çalkantıların fonunda, genç Faslı bir delikanlının ve çevresindekilerin dünyasını kurguluyor... ''Televizyonda Mısır'daki, Tunus'taki, Yemen'deki gösterileri, Libya'daki ayaklanmayı gösteriyorlardı. Kazanılmış bir şey olmadığını düşündüm. Arap Baharı'ymış, kıçımın kenarı, bu iş Allah'la otoriter bir rejim arasında kıstırılmış olarak bitecek. (syf:40)'' saptamaları da hikayesi de çok gerçekçiydi sanki bire bir gördüğünüz, çok iyi bildiğiniz bir şeyi anlatıyordu, çok beğendim...
''Hiçbir şey, yapacak hiçbir şey yok, orada sana kimse yardım etmiyor, hele bir de Arapsan, zaten ortalığın Araptan geçilmediğini düşünüyorlar, fazladan tek bir Arap'a bile tahammülleri yok. Tunus devrimini uzaktan çok güzel buluyorlar, ama tam da bu yüzden, madem şimdi devrim yaptınız, o zaman artık orada, İslamcılarla dolu yaseminli cennetinizde kalın ve o işe yaramaz çenenizle gelip de bizim kafamızı ütülemeyin, diyorlar. Sana bir şey söyleyeyim mi kardeşim Lakhdar, bu Arap devrimlerinin hepsi de hiç durmadan kıçımıza çomak sokmak isteyen Amerikalıların bir numarası. (syf:229)'' e doğru söze ne denir?
''daha önce olduğum kişiyi, Meryem'in sevgilisini, annemin oğlunu, Tanca'lı çocuğu, Besim'in arkadaşını yeniden bulamam; o zamandan bu yana hayat geçti, Tanrı firar etti, bilinç ilerledi, onunla beraber kimlik de -ne okuduysam oyum, ne gördüysem oyum, bende Araplık kadar İspanyolluk ve Fransızlık da var, bu aynalarda o kadar çoğaldım ki, kendimi kaybettim ya da kendimi yeniden inşa ettim, imgeler kırılgan, imgeler devinim halinde (syf:280)'' mükemmel bir romandı, sürükleyiciydi, bu sene okuduklarımın içinde en iyilerden biriydi, kaçırmayın okuyun diyorum... son olarak Aysel Bora'ya muhteşem çevirisi için de teşekkür ediyorum...
Yazar: Mathias ÉnardÇevirmen: Aysel Bora
Özgün Adı: Rue des voleurs
Sayfa Sayısı: 304
Basım Yılı: 2013
Yayınevi: Can
Tüm bunlar, bana, özgürlük ve daha onurlu bir yaşam hakkı için Tunus’ta, Mısır’da, İspanya’da ve Fransa’da sürmekte olan aynı mücadelenin farklı yüzleri gibi göründü. Dünyada, üzerinde yaşadığımız bu savaş tarlasındaki bir yolculuk aracılığıyla bu mücadeleleri anlatmaya çalıştım, yolculuğun başlıca uğrak yerleri de Tanca, Tunus, Algeciras ve Barselona oldu. Bir macera romanı bu, günümüz dünyasının trajik macerasının romanı. Daha iyi bir gelecek hayali kuran gençlerle, artık hayal bile kurmayanlarla, İslamcılarla, Müslümanlarla, dilencilerle, fahişelerle, hırsızlarla ve çokça kitapla, son tahlilde, ateşle birlikte, karanlıklarla savaşmanın tek yolu olmayı sürdüren kitaplarla yolunuzun kesişeceği bir roman bu. MATHIAS ÉNARD
Pusula ve Mıntıka'yı okumuştum ki peşine takılmama sebep olan kitabı Pusula olmuştu:)) Şimdi bu yorumu okuyunca Hırsızlar Sokağı'nın peşine de takılacağım:)
YanıtlaSilSiz tüm kitaplarını sevmişsiniz zaten bunu da kaçırmayın hakikaten çok iyiydi ayrıca din, tarikatlar vs. açısından bizimle de ilgili bir sürü benzerlik bulmak mümkün. Bakalım ben Mıntıka'da neler bulacağım? Keyifli okumalar.
SilBazen şans vermek gerekiyor gerçekten. Bazen ikinci şans da hüsran olabiliyor ama kitabı beğenmenize sevindim. Yazarın anlatımı ilgimi çekti. Öneri için teşekkür ederim. :)
YanıtlaSilEvet şans vermek gerekiyor ama çok fazla kitap olduğu için de madem sevmedim neden uğraşayım diye de düşünüyor insan:) Ben teşekkür ederim umarım işinize yarar.
Silhımm piki okuyalıım :)
YanıtlaSilBence de:)) keyifli okumalar
Sil