Kayıtlar

FUMINORI NAKAMURA - ŞEYTAN VE MASKE

Resim
Japon yazarları seviyorum, çok da okudum ama bu yazarı hiç görmemişim oysa dilimizde ilk kitabı (Hırsız) 2017'de yayımlanmış... ben bir şekilde kaçırmışım:) peşin peşin yazayım hem yazarı hem de romanı çok beğendim... Aşağıda konusu detaylı yazıyor, garip bir ailenin hikayesi... Japon yazarlar genelde konuları ağır ağır işlerler bu öyle değildi, hareketliydi sizi peşinden sürüklüyordu heyecanla merakla okuyorsunuz... arada Dünyanın muktedirlerinin ne dolaplar çevirdiği, çıkarılan savaşlar, terör olayları vs. ile ne paralar kazanılıp ne güçler devşirildiğini mükemmel anlatıyordu, çok iyiydi... Yazar iyi ama nedense yayınevleri iki kitapta kalmış diğer romanları çevrilmemiş, devamı gelir mi bilemiyorum ama ben çok sevdim konu ilginizi çekiyorsa okuyun derim... Yazar: Fuminori Nakamura Çevirmen : Sinan Ceylan Özgün Adı: Aku to Kamen no R ū ru Sayfa Sayısı : 288 Basım Yılı : 2019 Yayınevi : Doğan Kitap Fumihiro Kuki, on bir yaşındayken babası onu çağırıp arkasında dünyanın...

BENJAMÍN LABATUT - MANIAC

Resim
Labatut'dan ilk kitabımı geçen sene okudum ve çok beğendim MANIAC'ı da görünce hemen okumalıyım diye düşündüm... ilk kitapta, buda, kurguyla karışık bilim adamlarını ve keşifleri anlatıyor, ikisinin arasındaki tek fark ilk kitap bütünüyle roman hissi veriyordu, bu ise üzerine roman yazsalar da belki hatırat olur, anlatı olur ama roman değil, en azından o hissi vermiyor... kitabı beğendim mi beğendim, yazarı seviyorum, çok akıcı ve merak duygunuzu koruyarak anlatıyor ama bu tip bir tarzın (bilim adamları + keşifler) benim açımdan sürekliliği yok gibi... ilk kitapta mükemmel geliyor, ikinci okunuyor, ama aynı tip bir üçüncüyü okumam herhalde diye düşündüm, tekrar duygusu çok baskın oluyor... Kitap aşağıda da yazdığı üzere içimizdeki uzaylı, muhteşem beyin, matematik dehası John von Neumann'ı (1903-1957) anlatıyor... von Neumann'ın annesi, kardeşi, eşleri, kızı, arkadaşları, öğretmenleri, diğer bilim adamları, atom bombasını yapan ekibin bilim adamları ve  askerlerden o...

ANGELA CARTER - Büyülü Oyuncak Dükkanı

Resim
Yazarı tanımıyordum hatta ismi bana mahlas (kurgu bir detektif ismi:)) gibi de geldi ama sonunda yine muhteşem bir yazarı keşfetmek için çoook geç kaldığımı fark ettim... Roman 15 yaşındaki Melanie'nin ağzından anlatılıyor, kendinden küçük iki kardeşi (Jonathon ve Victoria) var, anne babaları onları sevgiyle büyütüyor, korunaklı ve mutlu bir hayatları var, Melanie ergenliğinin başlangıcında her şeyi kurcalayıp hayaller kuruyor, Jonathon değişik bir çocuk denizciliğe meraklı durmadan gemi maketleri yapıyor, boyuyor, Victoria 5 yaşında sevimli bir bebek... bir kazada ebeveynleri ölünce ve ailenin birikimi de olmadığı anlaşılınca çocukların zengin ve neşeli hayatları son buluyor ve dayılarının (Philip) yanına gitmek zorunda kalıyorlar... yengeleri (Margaret), onun erkek kardeşleri Francie ve Finn ile birlikte yaşamaya başlıyorlar... Philip oyuncak, kukla, maske vs. yapıp satarak geçiniyor, Margaret dilsiz, ev oldukça köhne ama çocuklar bir şekilde adapte olmaya çalışıyorlar, dayı Phil...

HANS MAGNUS ENZENSBERGER - Hayatta Kalma Sanatçıları 20. Yüzyıldan 99 Edebi Vinyet

Resim
Erzensberger'in dilimize çevrilmiş epeyce eseri olmasına rağmen bu kitaba kadar kendisini tanımadığımı (büyük eksiklik) ilk cümle olarak söylemeliyim... yazar 20. yüzyılın kimisi çok meşhur, kimisi hemen hemen unutulmuş, ama bu yüzyılı atlatmayı başarmış 99 yazarı 1-2 sayfalık Vinyetlerle '' Vinyet kelimesi Fransızcadan geliyor. Vigne , şaraplık üzüm asmasıdır. Kelime oradan küçültülmüş. Önceleri üzüm türünü tanımlamak için kullanılıyordu, sonra şarap şişesindeki etiketi de tanımlar oldu. Zaman içinde matbaacılığa aktarıldı, kenar süslemeleri anlamı kazandı. (syf:14)'' anlatıyor... Erzensberger bu yazarların bir kısmını yakinen tanıyor, bir kısmı ile görüşmüş, bir kısmı için bir şeyler duymuş, en nihayetinde hemen hemen hepsi ile aynı çevreye ve aynı döneme sahip... bu bilgilerini vinyetler içerisinde açıkça belirtiyor... burada anlatılanlar biyografi değil o yazarlar hakkında bazı kısa bilgiler veriyor, kendi görüşlerini yazıyor, zaman zaman bazı büyük yazarları y...

VOLKER KUTSCHER - Marlow Gereon Rath'ın Yedinci Vakası

Resim
Kütüphane sayesinde deneysel okumaya dönen Gereon Rath Vakalarına devam ediyorum bu kitapla sıralama şöyle oldu: 1 , 5 , 6 , 4 , 8 , ve 7... bundan bir önce okuduğum 8. Vakada bu kitaba çok fazla gönderme vardı okurken zorlanmamıştım çünkü 8. Vaka siyasi (Marlow ise polisiye) ağırlıklıydı, geri dönüp yedinciyi okuyunca demek böyle böyle olmuş diye bir aydınlanma yaşadım değişik bir tat oldu... polisiye anlamda en hareketli olanlardan biriydi, merakla takip ettim... Sadece (hâlâ) Gereon Rath'a sinir oluyorum bir türlü sevemedim, aslında yazar çok başarılı, çok gerçekçi kurgulamış, zeki bir polis, olayları iyi çözüyor ama insan olarak tüm defolarıyla ortalama/sıradan biri (bir kahraman mı arıyorum nedir?:)) olması gereken tipoloji için Rath'ın karısı Charly mükemmel, yazarın çok iyi için kadın karakteri seçmesini de ayrıca takdir ediyorum... sonuç olarak okuyun derim... Yazar: Volker Kutscher Çevirmen : Cem Sey Özgün Adı: Marlow. Der siebte Rath-Roman Sayfa Sayısı : 480 Bas...

MANUEL BENGUIGUI - Alman Koleksiyoncu

Resim
Bu romanı çıktığı yıl okumak istemiştim olmadı, çok iyiymiş keşke geç kalmasaymışım... yazarın ilk romanıymış, anlatımı çok özgündü, çok beğendim... Nazilerin sanat eserlerine el koyması çokça anlatılmıştır ama bunu diğer insanlardan farklı  biri  (nörotipik olmayan da denilebilir) üzerinden anlatmak mükemmel bir fikirmiş... Ludwing'in ilginçliğini çok iyi ortaya koymuştu gözümde olduğu gibi canlandı, onunla beraber galerileri dolaşıp, tüm tablolara baktım gibi oldu... umarım yazarın diğer kitaplarını da yayımlarlar, kaçırmayın okuyun derim... Yazar: Manuel Benguigui Çevirmen : Aysel Bora Özgün Adı: Un collectionneur allemand Sayfa Sayısı : 112 Basım Yılı : 2020 Yayınevi : YKY “Ludwig çok küçük yaştan beri kendini sanata kaptırmıştı. Eserlerle, eserler için yaşıyordu, başka bir şey için değil. Onlara bakmak, sadece bakmak bile onun temel besin kaynağı idi. En başta da tablolar, tuvaller ve panolar. Ludwig dünyayı ve sakinlerini hiç umursamıyordu. O sadece sanatı seviy...

E.T.A. HOFFMANN - MATMAZEL DE SCUDÉRY

Resim
Bu seferki kitap uzun bir öykü; E.T.A. Hoffmann'dan ilk okuduğum Duka İle Karısı 'da öyleydi... uzun da olsa öykü, pek tercih ettiğim bir tür değil ama Hoffmann'ınkiler çok iyi, merakla ve keyifle okudum... Bu öykünün bana kazandırdığı en önemli şey; kurgu karakter sandığım Matmazel de Scudéry'nin Madeleine de Scudéry (1607-1701) 17. yüzyılın en önemli Fransız yazarlarından biri olduğunu öğrenmemdi... Ayrıca Hoffmann bu öyküsünü Johann Christoph Wagenseil'in (1633-1705) “Hırsızlardan korkan bir âşık, aşka layık değildir.” dizelerinden esinlenerek yazmış... Duka İle Karısı'nda da Carl Wilhelm Kolbe'nin (1757-1835) bir tablosundan hareketle öyküsünü oluşturmuştu, bir eser ortaya çıkarken bu tip noktalar çok hoşuma gidiyor... Hem bir klasik hem de güzeldi, kısacık zaten okuyun derim... Yazar: E.T.A. Hoffmann Çevirmen : Anıl Alacaoğlu Özgün Adı: Das Fräulein von Scuderi Sayfa Sayısı : 88 Basım Yılı : 2024 Yayınevi : Can 17. yüzyılın sonlarına doğ...