Kayıtlar

HANS MAGNUS ENZENSBERGER - Hayatta Kalma Sanatçıları 20. Yüzyıldan 99 Edebi Vinyet

Resim
Erzensberger'in dilimize çevrilmiş epeyce eseri olmasına rağmen bu kitaba kadar kendisini tanımadığımı (büyük eksiklik) ilk cümle olarak söylemeliyim... yazar 20. yüzyılın kimisi çok meşhur, kimisi hemen hemen unutulmuş, ama bu yüzyılı atlatmayı başarmış 99 yazarı 1-2 sayfalık Vinyetlerle '' Vinyet kelimesi Fransızcadan geliyor. Vigne , şaraplık üzüm asmasıdır. Kelime oradan küçültülmüş. Önceleri üzüm türünü tanımlamak için kullanılıyordu, sonra şarap şişesindeki etiketi de tanımlar oldu. Zaman içinde matbaacılığa aktarıldı, kenar süslemeleri anlamı kazandı. (syf:14)'' anlatıyor... Erzensberger bu yazarların bir kısmını yakinen tanıyor, bir kısmı ile görüşmüş, bir kısmı için bir şeyler duymuş, en nihayetinde hemen hemen hepsi ile aynı çevreye ve aynı döneme sahip... bu bilgilerini vinyetler içerisinde açıkça belirtiyor... burada anlatılanlar biyografi değil o yazarlar hakkında bazı kısa bilgiler veriyor, kendi görüşlerini yazıyor, zaman zaman bazı büyük yazarları y...

VOLKER KUTSCHER - Marlow Gereon Rath'ın Yedinci Vakası

Resim
Kütüphane sayesinde deneysel okumaya dönen Gereon Rath Vakalarına devam ediyorum bu kitapla sıralama şöyle oldu: 1 , 5 , 6 , 4 , 8 , ve 7... bundan bir önce okuduğum 8. Vakada bu kitaba çok fazla gönderme vardı okurken zorlanmamıştım çünkü 8. Vaka siyasi (Marlow ise polisiye) ağırlıklıydı , geri dönüp yedinciyi okuyunca demek böyle böyle olmuş diye bir aydınlanma yaşadım değişik bir tat oldu... polisiye anlamda en hareketli olanlardan biriydi, merakla takip ettim... Sadece (hâlâ) Gereon Rath'a sinir oluyorum bir türlü sevemedim, aslında yazar çok başarılı, çok gerçekçi kurgulamış, zeki bir polis, olayları iyi çözüyor ama insan olarak tüm defolarıyla ortalama/sıradan biri (bir kahraman mı arıyorum nedir?:)) olması gereken tipoloji için Rath'ın karısı Charly mükemmel, yazarın çok iyi için kadın karakteri seçmesini de ayrıca takdir ediyorum... sonuç olarak okuyun derim... Yazar: Volker Kutscher Çevirmen : Cem Sey Özgün Adı: Marlow. Der siebte Rath-Roman Sayfa Sayısı : 480 Ba...

MANUEL BENGUIGUI - Alman Koleksiyoncu

Resim
Bu romanı çıktığı yıl okumak istemiştim olmadı, çok iyiymiş keşke geç kalmasaymışım... yazarın ilk romanıymış, anlatımı çok özgündü, çok beğendim... Nazilerin sanat eserlerine el koyması çokça anlatılmıştır ama bunu diğer insanlardan farklı  biri  (nörotipik olmayan da denilebilir) üzerinden anlatmak mükemmel bir fikirmiş... Ludwing'in ilginçliğini çok iyi ortaya koymuştu gözümde olduğu gibi canlandı, onunla beraber galerileri dolaşıp, tüm tablolara baktım gibi oldu... umarım yazarın diğer kitaplarını da yayımlarlar, kaçırmayın okuyun derim... Yazar: Manuel Benguigui Çevirmen : Aysel Bora Özgün Adı: Un collectionneur allemand Sayfa Sayısı : 112 Basım Yılı : 2020 Yayınevi : YKY “Ludwig çok küçük yaştan beri kendini sanata kaptırmıştı. Eserlerle, eserler için yaşıyordu, başka bir şey için değil. Onlara bakmak, sadece bakmak bile onun temel besin kaynağı idi. En başta da tablolar, tuvaller ve panolar. Ludwig dünyayı ve sakinlerini hiç umursamıyordu. O sadece sanatı seviy...

E.T.A. HOFFMANN - MATMAZEL DE SCUDÉRY

Resim
Bu seferki kitap uzun bir öykü; E.T.A. Hoffmann'dan ilk okuduğum Duka İle Karısı 'da öyleydi... uzun da olsa öykü, pek tercih ettiğim bir tür değil ama Hoffmann'ınkiler çok iyi, merakla ve keyifle okudum... Bu öykünün bana kazandırdığı en önemli şey; kurgu karakter sandığım Matmazel de Scudéry'nin Madeleine de Scudéry (1607-1701) 17. yüzyılın en önemli Fransız yazarlarından biri olduğunu öğrenmemdi... Ayrıca Hoffmann bu öyküsünü Johann Christoph Wagenseil'in (1633-1705) “Hırsızlardan korkan bir âşık, aşka layık değildir.” dizelerinden esinlenerek yazmış... Duka İle Karısı'nda da Carl Wilhelm Kolbe'nin (1757-1835) bir tablosundan hareketle öyküsünü oluşturmuştu, bir eser ortaya çıkarken bu tip noktalar çok hoşuma gidiyor... Hem bir klasik hem de güzeldi, kısacık zaten okuyun derim... Yazar: E.T.A. Hoffmann Çevirmen : Anıl Alacaoğlu Özgün Adı: Das Fräulein von Scuderi Sayfa Sayısı : 88 Basım Yılı : 2024 Yayınevi : Can 17. yüzyılın sonlarına doğ...

MATHIAS ÉNARD - HIRSIZLAR SOKAĞI

Resim
Mathias É nard'la tanışmam pek iyi olmadı, okuduğum ilk romanını (Pusula) hiç sevmeyip yarım bıraktım... normalde (çoğunlukla) ne yapalım bu yazar da bana uymadı deyip başka tarafa dönerim ama bu sefer takıldım, illa bir başka kitabını daha okuyacağım ve buradayız... sonucu uzatmadan yazıyorum Hırsızlar Sokağı mükemmeldi çok çok sevdim... durum bir bir beraberlik gibi olunca mecburen üçüncü bir kitabı daha (yüksek ihtimal ilk seçtiğim ama sonra vazgeçtiğim Mıntıka'yı) okuyacağım:))... Roman 2012 yılında geçiyor; yazar bir yanda Arap Baharı diğer yanda Avrupa'daki ekonomik kriz, Occupy Hareketi vs. toplumsal çalkantıların fonunda, genç Faslı bir delikanlının ve çevresindekilerin dünyasını kurguluyor... ''Televizyonda Mısır'daki, Tunus'taki, Yemen'deki gösterileri, Libya'daki ayaklanmayı gösteriyorlardı. Kazanılmış bir şey olmadığını düşündüm. Arap Baharı'ymış, kıçımın kenarı, bu iş Allah'la otoriter bir rejim arasında kıstırılmış olarak bite...

RAGNAR JÓNASSON - KAR KÖRLÜĞÜ

Resim
Ragnar Jónasson'a sıklıkla rastlamaya başladım, kuzey polisiyesi güzeldir diye düşündüm ama bu kadar mı kötü bir kitap olur inanamadım... bu kadar basit, aşırı sıkıcı, mır mır bir polisiyeye çok az rastladım herhalde... bu romanın hakkı yarım bırakmaktı ama yarıdan sonrasını atlaya atlaya sonuna kadar geldim... atlayarak polisiye okuyorsunuz düşünün, normalde bunun mümkün olmaması lazım ama anlatılan o kasabadaki herkesin soy kütüğü (anası babası ne yapmış kendi ne yapmış vs. vs.) ile karın ne kadar feci yağdığı olunca kolaylıkla mümkün oluyor... velhasıl boşuna zamanınızı harcamayın... Yazar: Ragnar J ó nasson Çevirmen : Şeyda Aktekin Özgün Adı: Snj ó blinda Sayfa Sayısı : 253 Basım Yılı : 2020 Yayınevi : Kitap Kurdu Siglufjörður, İzlanda’nın kuzeyinde, insanların evlerinin dış kapılarını kilitlemediği, yalnızca bir dağ tüneli yoluyla ulaşılabilen, “Burada hiçbir olay yaşanmaz” denilen, sakin bir balıkçı kasabasıdır. Ta ki, yarı çıplak genç bir kadın evinin ...

CLAIRE KENDAL - KAYIP KARDEŞ

Resim
Açıkçası bu kitaptan çok umutlu değildim ama beni şaşırttı... yazarın bir çok dile çevrilmiş ilk romanı Senin Kitabın  2015'te Can yayınlarından çıkmış ama onu hiç görmemişim, buna da kütüphanede rastladım... psikolojik gerilim türünde yazıyor, kitapların taciz ağırlıklı konuları var ve oldukça başarılı... Bu romanda; hemşire olan Miranda babasının kim olduğunu açıklamadığı 2,5 aylık oğlunu annesine bırakıyor ve geri dönmüyor polis araştırsa da bir şey bulamıyor ölü mü bir yere mi gitti bilinmiyor ve aradan 10 yıl geçiyor... kaybolduğu sırada 20 yaşında olan kardeşi Ella biyoloji öğrenimini yarıda bırakıp taciz/tecavüz kurbanlarına savunma dersi veren, onlara saklanmaları için bir yer ayarlayan bir savunma uzmanı oluyor... bir yandan yeğenini ailesiyle birlikte büyütmeye çalışırken bir yandan da ablasına ne olduğunu çözmeye uğraşıyor... Miranda'nın hemşire maaşıyla karşılayamayacağı çok lüks bir hayatı olduğu anlaşıyor, polis bunu garip bulsa araştırsa bile buradan kaybolmas...