Kayıtlar

Şubat, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

CARISSA BROADBENT - HİÇBİR DÜNYANIN KIZI

Resim
Kayıp Kalplerin Savaşı 1 Bu kitabı marketteki indirimliler arasından seçtim, kolay okunan bir kitap arıyordum fantastik edebiyattan da epeydir okumamıştım iyi olur diye düşündüm... bir üçlemenin ilk kitabıymış dilimize sadece bu roman çevrilmiş, devamı ( Children of Fallen Gods ile Mother of Death and Dawn ) gelir mi bilmiyorum... Konu şöyle; Tisaanah, Threll adlı bir ülkede, çok güçlü bir Lord olan Esmaris Mikov'un kölesidir ve bir Valtain'dir... Valtain'ler tipik olarak albinodur (gözleri bile beyazdır), genellikle zihinler/duygular, su, hava üzerinde oldukça içsel bir büyüye sahip olan hünerli kişilerdir.... ancak Tisaanah'ın saçlarının tamamı beyaz değildir, gözlerinden biri yeşil biri beyazdır, vücudunda sarı lekeler vardır bu nedenle ona Parçalı denilmektedir ve Parçalıların genellikle daha az güçlü veya değerli olduğu düşünülmektedir... Tisaanah çok küçük yaşta köle olduğu için kendi kendini yetiştirmiş, ufak tefek sihirler yapmakta ama gücünün sınırını pek bilm

FRED VARGAS - KEŞİŞLERİN GAZABI

Resim
Favori polisiye yazarlarımdan biri olan Fred Vargas'dan 3. kitabımı okumuş bulunuyorum, Epsilon Yayınevi çok gecikmeksizin yazarın romanlarının yeniden basımlarını yapıyor, bende mutlu mesut okuyorum... her ne kadar polisiye olarak etiketleniyorsa da yazarın tarzı klasik polisiyeye pek benzemiyor (ben çok seviyorum o ayrı) bunu da başlangıçta not olarak yazayım... Başkomiser Adamsberg ve nevi şahıslarına münhasır ekibi yine sıra dışı bir vaka ile karşı karşıyalar... Adamsberg; ekibinden birinin bilgisayarında seksen küsur yaşlarında 3 tane adamın keşiş örümceği tarafından ısırıldıktan sonra öldüklerine dair bir haberi görür ve tüm hisleri ayaklanır... sıradan bir haber gibi görünmektedir ama her olayı hislerine dayanarak ele alan Adamsberg, işin içinde daha fazlası olduğunu düşünür ve araştırmaya karar verir... keşiş örümcekleri insanlardan kaçan, kolay kolay rastlanılmayan, kuytu yerlerde saklanan, kimseyi ısırmayan, ısırsa bile zararlı olmayan münzevi örümceklermiş aslında...

MAXIME CHATTAM - KARANLIĞIN SOLUĞU

Resim
Bu romanı kütüphaneden aldım, yazardan daha önce de okumuştum iyidir diye düşündüm... karakterler Annabel ve Brolin'i sevdim, sürükleyiciydi de fakat cinayet sebebi bana çok iğrenç geldi o yüzden romanı sevmedim... ben bu tip kitapları değişiklik olsun, kafam dağılsın diye okuyorum, irrite olmak için değil, o yüzden okumasam daha iyiymiş... Yazar: Maxime Chattam Çevirmen : Ali Cevat Akkoyunlu Özgün Adı: In Tenebris Sayfa Sayısı : 416 Basım Yılı : 2006 (3. Baskı) Yayınevi : Doğan Kitap New York’ta düzinelerce insan tuhaf koşullar altında kaçırılmış, pek çoğu bulunamamıştır. Kurtulanlardan biri olan ve kafa derisi yüzülmüş halde bir parkta ortaya çıkan Julia, cehennemden kaçtığını ve bizzat Şeytan’ı gördüğünü iddia eder. O sırada Saint Edwards Kilisesi’nin sunağı da kanla yıkanmaktadır… Eski profil uzmanı Joshua Brolin’in de yardımıyla soruşturmayı yürüten genç polis Annabel O’Donnel, yeni bir ilahi varlığın, Caliban’ın yüceltildiği gizemli bir tapınağın izlerine ulaşır. Pe

NATSUME SOSEKİ - Gönül

Resim
A sıl adı Natsume Kin'nosuke olan yazarın Soseki takma adı, inatçı anlamına gelen Çince bir deyimmiş.. 1914 yılında yazdığı dilimize Gönül olarak çevrilen Kokoro romanı ise bir üçlemenin son kitabıymış (diğerleri; 1912 yılında yazdığı Bahar Ekinoksu ve Ötesi ile Yolcu) ama nedense bu son roman tüm dünyada çok ünlü olmuş... diğer kitaplar dilimize çevrilmemiş gözüküyor ama bu roman tek başına okunabiliyor... Romanda üç bölüm var; ilk bölümde genç üniversite öğrencisi (anlatıcı) sayfiyede tanıştığı hocam diye hitap ettiği (orijinalinde Sensei) kişiyle olan ilişkisini anlatıyor... ikinci bölümde anlatıcı, mezun olduktan sonra gittiği memleketinde hasta olan babasıyla ve ailesinin geri kalanıyla olan ilişkisini anlatıyor... üçüncü bölüm ise; Sensei'nin anlatıcıya yazdığı ve geçmişine dair bir gizemi açıkladığı bir mektuptan oluşuyor... Japon edebiyatını çok seviyorum ama Soseki'den ilk okumam, Mişima'yı da andırıyor ama Kawabata'ya daha çok benzettim, gerçekten b