Kayıtlar

Mart, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

JULIAN BARNES - Bir Son Duygusu

Resim
J. Barnes'dan 2016'da Zamanın Gürültüsü 'nü okumuş çok beğenmiştim, o yüzden başka bir kitap daha okumak istedim ve Bir Son Duygusu'nu seçtim... bu kitabı alalı çok oluyor, ilk denememde; 3-5 sayfa okuduktan sonra hiç bana hitap etmiyor gibi gelmişti ama herhalde zamanlamam doğru değil diye düşünmüştüm... şimdi okuyup bitirdikten sonraki sonuç yine aynı, zamanlama ile alakası yok romanı hiç sevmedim, ilk duygum doğruymuş... Tony Webster'in (belki de yazarın kendisinin) varoluş sorunlarından bana daral geldi, basit haliyle yazarsam gençken ben kimdim? 60 yaşında kimim? diye diye sonuna geldik... yaklaşık 50 sayfayı merak ederek okudum gerisini ise bitirmek için, neyse ki çok kısa bir kitaptı... nihayetinde ödüllü, sevilen bir roman, deneyip kararınızı kendiniz verin derim...   Yazar: Julian Barnes Çevirmen : Serdar Rifat Kırkoğlu Özgün Adı: A Sense of an Ending Say fa Sayısı : 150 Basım Yılı : 2013 (2. Baskı) Yayınevi : Ayrıntı Bir Son Duygu

WOLFGANG SCHORLAU - Kavuran Soğuk

Resim
Yine çok etkileyici bir Wolfgang Schorlau kitabı ile buradayım, aşağıda gördüğünüz üzere Dedektif Dengler savaştan dönmüş bir askeri arıyor ama asıl anlatılan; A.B.D'nin peşine takılan Almanların (diğer Avrupa ülkelerini de ekleyebilirsiniz) Afganistan'da (Irak, Suriye v.b.) emperyalizmin, silah sanayinin hedefleri doğrultusunda Cenevre Sözleşmesi vs. dikkate alınmayarak yaptıkları vahşeti ve yeni geliştirdikleri silahların sivil halk üzerinde denemelerini anlatıyor... '' Collateral damage ; istenmeyen sivil zayiat. Bu kavram ancak güldürebilir beni. Amerikan hava kuvvetlerinin sivil hedeflere sayısız saldırısını bizzat gördüm: Okullar, normal evler, hastahaneler... Çatısına iki tane devasa kızıl haç boyanmış Kabul Hastahanesi de dahil olmak üzere. Kimse onu yanlışlıkla vuracak kadar kötü nişancı olamaz. Sivil hedeflerin vurulduğu bu tür saldırılarda, yakınlarda askeri bir hedef aradım; yoktu. Bir süre sonra kafama dank etti. Eğer 500 metre yarıçapında bir daire içind

FRANCESCA HAIG - Kemik Haritası

Resim
ATEŞ VAAZI 2. KİTAP Serinin ilk kitabında kahin Cass'ın ikizi Zach'dan kaçarak Ada'yı bulmaya çalışmasını ve Omegaların direnişe başlamalarını görmüştük...  Ateş Vaazı serisinde patlamadan dörtyüz yıl sonrası anlatılıyor, ilk başlarda sağ kalan insanlar başlarına gelen nedeniyle makinelerden/teknolojiden o kadar nefret ediyorlar ki geride kalan tüm makine, alet vs. imha ediyorlar ve tam bir ortaçağ koşullarında yaşıyorlar, basit aletlerle tarım yapıp, atlarla ulaşım sağlıyor, mum ışığında oturuyorlar... Meclis'de teknolojiyi, önceki dünyayı konuşmayı, araştırmayı vs. tabu olarak sayıp yasaklıyor, halkın da bir itirazı yok hatta onların isteği de bu... fakat Meclis'in bazı üyeleri (Zach'da bunların başında geliyor) halka duyurmadan bazı araştırmalar yapıyor, elektriği kullanıyor, birtakım makineleri yeniden yapıyor... Cass ikizinin yaptıklarını keşfediyor, bunları Omegalara karşı kullanacağını biliyor ve direnişteki Omega arkadaşları ile Zach'ı durd

LEÏLA SLIMANI - HOŞ NAĞME

Resim
3 Ekim 1981’de Fas’ın başkenti Rabat’ta doğdu. Babası bankacı, annesi ise Cezayir asıllı bir doktor. Rabat Fransız Lisesi’nden diplomasını aldıktan sonra, eğitimine Fransa’da devam etti. Fransa’nın en prestijli hazırlık sınıfı olan Hypôkhagne’dan sonra Paris Siyaset Araştırmaları Enstitüsü’nden diplomasını aldı. Fransa’nın oyuncu yetiştiren meşhur okulu Cours Florent’da oyunculuğu deneyen Leïla Slimani, sonunda gazetecilikte karar kıldı. 2008’den itibaren Express dergisinde çalışmaya başladı. 2012’de ise istifa edip yazarlığa yöneldi. 2014’te, ilk romanı Dans le jardin de l’ogre (Gulyabaninin Bahçesinde Ayrıntı, 2018) Gallimard Yayınevi tarafından basıldı. Flore Ödülü için finalistler arasına seçildi, Fas'ta La Mamounia Ödülünü kazandı. Asıl başarısı 2016 Kasım ayında, ikinci romanı Chanson Douce (Hoş Nağme, Kırmızı Kedi, 2018) ile Goncourt Ödülü’nü kazanmasıyla geldi. Leïla Slimani evli ve iki çocuk annesidir. Yukarıda özgeçmişini gördüğünüz Leïla Slimani'nin bu kitabını

LOU ANDREAS-SALOMÉ - RUTH

Resim
Bu romanı yazarı için almıştım epeydir okumak istiyordum, aşağıdaki hayat öyküsünden de görüleceği üzere hem eğitimi hem de hayatına giren insanlar anlamında dikkate değer biri olduğu görülüyor... yine Ruth romanını da en ilgi çeken eserlerinden olduğu için seçtim... Yazıldığı zamanın üzerinden bir asır geçmiş eserlerde, bugünkü değer yargılarımıza uymayan bir durum varsa eğer, yazıldığı zamanı dikkate almaya çalışır, hemen ayıplamaya veya itiraz etmeye başlamam... her zamanın kendi koşulları oluyor sonuçta ama bu eserde nedense bunu hiç başaramadım ve ilk rahatsız eden nokta burasıydı... Anne ve babası ölmüş, amcasının yanında kalan bir genç kız (Ruth) var, 16 yaşında, hayal kurmaya, hikayeler uydurmaya, bunları canlandırmaya meraklı, düşüncelerini direkt olarak dile getirebilen güçlü bir karaktere sahip... yazdığı bir kompozisyon öğretmeninin (Eric) dikkatini çekiyor, geliştirilebilecek bir zihin görüyor ve onu eğitmeye karar veriyor, amcasını da ikna ederek kendi evine alı

FRANCESCA HAIG - Ateş Vaazı

Resim
1. KİTAP Daha önce burada yazmıştım YKY'nin çocuk/gençlik kitaplarını keşfetmek istediğimi, bu romanı o araştırma sırasında buldum, birde yazarın Tazmanya doğumlu olduğunu görünce tamam dedim... Tazmanya bana hep fantastik bir yer gibi gelir, şaka bir yana kaç tane bu ülkeden yazar biliyoruz? En azından ben ilk kez rastlıyorum... Yazarın özgeçmişi şöyle: Francesca Haig Tazmanya doğumlu yazar ve akademisyen. Melbourne Üniversitesi’nde doktorasını tamamladıktan sonra Chester Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalıştı. Yazarın Bodies of Water adlı ilk şiir kitabı 2006 yılında yayımlandı. 2010 yılında Hawthornden Bursunu alan yazar eşi ve çocuğuyla birlikte Londra’da yaşıyor. Romana gelirsek; bu bir üçleme, Ateş Vaazı ilk kitap ve üçlemenin de adı aslında... Dünyanın/insanlığın sonunu getiren bir felaketten sonra çok az insan sağ kalmış, ne tür bir felaket olduğunu söylemiyor ama nükleer bir patlama gibi, insanların çoğu ölmüş, uzun bir süre doğum oranları çok

GAËLLE JOSSE - Sessiz Saatler

Resim
Hollandalı ressam Emanuel de Witte'nin (1617 -1692) yaptığı, Rotterdam Boijmans Van Beuningen Müzesi'nde sergilenen tablosunun (yak.1665), Fransız yazar Ga ëlle Josse tarafından öykülendirmesini içeren bir kitap bu... fikir bana çok enteresan geldi, benzer tablolar için de öyküler uydurulsa ne iyi olur diye düşündüm...  yazar hakkında çok az bilgi var bu ilk kitabıymış ama sonrasında benzer hikayeler de yazdı mı bilmiyorum... Klavsen çalan kadına bir isim ve bir hayat vermiş, tablodaki her bir figür için bir hikayesi var; yere düşen gün ışığından, erkek elbiselerine, kılıca ilişkin, hatta en arkada yer alan hizmetçiyi bile anlatıyor... Magdalena bir günlük tutuyor ve oradan hayatını öğreniyoruz... kitabı beğendim ama biraz kopuk kopuk bir öyküsü vardı, günlük olduğu için makul karşılasam da başka bir yazarın elinde çok daha iyi olabilirdi... sonuçta değişikti deneyin derim... Yazar: Ga ëlle Josse Çevirmen : Yaşar Avunç Özgün Adı: Les heures silencieuses Say

ROY JACOBSEN - Beyaz Deniz

Resim
En sevdiğim Norveçli yazar Roy Jacobsen 'le devam ediyorum, bu roman 2016'da okuduğum Görülmeyenler romanının devamı, hatta üçüncüsü de varmış umarım o da yakında yayımlanır... Görülmeyenler'de hikaye 1913 yılında başlıyordu ve I.Dünya Savaşı sırasında Hans Barroy ve ailesinin hayatı anlatılıyordu, Beyaz Deniz'de ise 1944 yılındayız yine savaş yılları, üstelik daha kötüsü... Barroy'ların kızı İngrid 35 yaşına gelmiş, kendilerine ait adaya geri dönüyor, aileden geriye bir tek halası Barbro kalmış ama o da hastahanede olduğu için adada yalnız kalıyor ve tek başına mücadele etmeye çalışıyor... o sırada denizde bir takım cesetler buluyor askere benziyorlar, bunlar nereden gelmiş diye düşünürken samanlığına girdiğinde bir tanesini ölmek üzere ama sağ olarak buluyor, adamı eve taşıyıp tedavi etmeye çalışıyor ve kendine geldiğinde Rus olduğu anlaşılıyor... ana karada Almanlar var İngrid hem adamı tedavi etmeye hem de Almanlar gelirse nasıl saklayacağını planlamaya ça

HALİT ZİYA UŞAKLIGİL - Mai ve Siyah

Resim
Halit Ziya Uşaklıgil'den ilk kez okuyorum, bu kadar geç kaldığım için mahçup hissediyordum ama kitabı bitirdikten sonra ne kadar utandım tarif edemem... birazdan okuma serüvenimi anlatacağım fakat, hemen yazayım roman mükemmel, çok çok sevdim... Ben eski eserlerimizin Günümüz Türkçesine çevrilmesine sıcak bakanlardan değil(d)im, sanki eseri zayıflatıyormuş, yazara saygısızlık oluyormuş gibi geliyordu... ayrıca epeyce eski kelime bilirim pek de zorlanmadan okuyordum (büyük söylememek gerekiyormuş), bu kitaba kadar diye belirtmem lazım şimdi... Aşağıda gördüğünüz Handan İnci'nin açıklamasını okuduğumda; ne kadar zorlayıcı olabilir ki diye aklımdan geçti ama hakikaten ZORMUŞ, ilk 10-15 sayfada o kadar çok bilmediğim kelime vardı ki sürekli dönüp arkaya sözlüğe bakmaktan başım  döndü ve okuduklarımdan da pek bir şey anlamadım, hatta bir ara bıraksam mı diye de düşündüm ama kendime yediremedim ve yöntem değiştirmeye karar verdim... romanı sözlüğe bakmadan okumaya ve b

DMITRY GLUKHOVSKY - SUMERKI ALACAKARANLIK

Resim
1979 Moskova doğumlu olan Dmitry Alekseyeviç Glukhovsky, Kudüs 'teki Hebrew Üniversitesi'nde gazetecilik ve uluslararası ilişkiler okudu. Bilim kurgu, magic-realizm, sosyal ve politik yapılar üzerine yaptığı araştırmalar ile tanındı. Fransız Euro News TV, Moskova ’daki Russia Today TV ve Mayak Radyosu için çalıştı. Deutsche Welle Radyo, Sky News ve İsrail ’in ulusal radyo kanalında muhabir olarak görev yaptı. Gazeteci olarak Fas'tan Guatemala'ya, İzlanda'dan Japonya'ya kadar neredeyse bütün dünyayı dolaştı. En bilinen romanı Metro 2033 ile 2007 yılında, Kopenhag EuroCon yarışmasında, Avrupa Bilim Kurgu Topluluğu tarafından Teşvik Ödülü’ne layık görüldü. Metro 2033, 25 farklı dile çevrildi. Kitabı sadece Rusya ’da 1 milyon kişi okudu. Glukhovsky, ana dili Rusça'ya ek olarak İbranice, Almanca, Fransızca, İspanyolca ve İngilizce bilmektedir. Yaklaşık on yıl önce çağdaş Rus yazarları merak etmiştim, klasikleri okuyoruz ama neden  dilimize çevrilmiş

DANIEL KEHLMANN - GİTMELİYDİN

Resim
Daniel Kehlmann çok sevdiğim, başarılı bir yazar, yeni çıkan bu uzun öyküsünü görür görmez aldım ve okuduğuma çok memnunum, yine beni şaşırtmayı başardı... arka kapak açıklaması çok detaylı ona ilave bir şey yazmayacağım, gerilim dozu yavaş yavaş yükselen ürpertici bir hikayeyken sonunda bağlandığı noktayı çok beğendim, kaçırmayın okuyun... Diğer kitaplar için tıklayınız: Dünyanın Ölçümü F Yazar: Daniel Kehlmann Çevirmen : Ayça Sabuncuoğlu Özgün Adı: Du h ättest gehen sollen Sayfa Sayısı :72 Basım Yılı : 2019 Yayınevi : Can Burada, bu tepede yeni bir not defterine başlamam isabet oldu. Yeni çevre, yeni fikirler, yeni bir başlangıç. Temiz hava. Ötede buz mavisi dağların yükseldiği ücra bir tepede, puslu ormanlar arasındaki kiralık bir evde, Gitmeliydin’in anlatıcısının günlüğüne yazdığı ilk satırlar bunlardır. Aralık ayı, Noel yakın. Çocuklu genç bir çift, bu tatil evini kiralar. Amaçları, hayatları üzerindeki baskıdan uzaklaşıp tazelenmektir. Adam sen