Kayıtlar

Kasım, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

BERNHARD SCHLINK - Olga

Resim
Bernhard Schlink yine okumakta geç kaldığım yazarlardan, dilimize çevrilen son romanıyla olsa da yakaladığıma memnunum... sadece yazarın meşhur kitabı ''Okuyucu'' dan uyarlanan filmi seyretmiştim ama ne kitaptan uyarlandığını ne de yazarını biliyordum... Gelelim romana; Olga müthiş güzel bir karakter olmuş bayıldım önce onu yazayım, hikaye Olga ve Herbert'in çocuklukları ile başlıyor, tanışmaları, birbirlerine aşık olmaları, Olga'nın hayatını inşa etmekle uğraşması buna mukabil Herbert'in yerinde duramaz, maceraperest halleri ile devam ediyor... Almanya'nın sömürgeciliği, I. Ve II. Dünya Savaşı'da dahil 20. yüzyılın önemli olayları da fonda yer alıyor... kitabın son bölümü Olga'nın Herbert'e yazdığı mektuplardan oluşuyor, onlarda mükemmeldi çok sevdim... sonuçta elimden bırakamadan okuduğum bir roman oldu, yazarın diğer kitaplarından devam edeceğim, kaçırmayın okuyun diyorum...  Yazar: Bernhard Schlink Çevirmen : İlknur Özdemir Özgün Ad

RALF ROTHMANN - O Yazın Tanrısı

Resim
  Ralf Rothmann'la Nisan ayında okuduğum Baharda Ölmek romanıyla tanıştım ve hem yazarı hem de ailesinden izler taşıyan hikayesini çok sevince devamı O Yazın Tanrısı ile buradayım... İlk kitapta 17-18 yaşındaki süt sağıcı çocukların (Walter'ın) savaş neredeyse bitmişken istemeye istemeye askere alınmaları ve savaşın vahşetiyle büyümelerini anlatıyordu... bu romanın epigrafı ' ''korukları babalar yedi ama dişleri kamaşan oğullar oldu'' her şeyi anlatıyor zaten... O Yazın Tanrısı ise; '' Bu dünyayı seyrettim ve kutsadım hemen: Karşılaştım çünkü dünyanın tüm korkusuyla tek bir günde. Günleri sayarsanız eğer, genç ölmüş sayılırım. Ama çok yaşlı, bilebilirseniz kapıldığım korkuyu.''   dizeleriyle başlıyor ve bu kez cephe gerisindekileri, çiftlikte yaşayan aile (özellikle küçük kız Luisa) üzerinden anlatıyor... Luisa 12 yaşında, süt üretilen bu çiftlikte annesi ve ablası ile yaşıyor, babası da yakın bir şehirde Nazilerle çalışıyor ve arada

ROY JACOBSEN - Rigel'in Gözleri

Resim
Bu roman, Görülmeyenler ve Beyaz Deniz olarak devam eden üçlemenin son kitabı... Jacobsen'in tüm kitaplarını sevmiştim ama bu serinin ve Ingrid'in yeri çok ayrı o yüzden yayımlanır yayımlanmaz okumak istedim... Yıl 1946, savaş bitmiş ama etkisi henüz geçmemiş durumda, Ingrid'in adada Almanlardan sakladığı ve sonrasında kaçmasına yardım ettiği Rus askerinden bir çocuğu olmuş, adada hayatları az biraz yoluna girmiş durumda ama Ingrid Alexander'a ne olduğunu, yaşayıp yaşamadığını, ülkesine dönüp dönmediğini çok merak ediyor... ve bir gün, bir yaşına bile gelmemiş çocuğunu bir şal ile göğsüne bağlıyor, eline küçük bir çanta alıp Alexander'ı bulmak üzere yola koyuluyor... Alexander'ın kaçmasına yardım eden bir insandan diğerine ulaşarak onun yolunu izlemeye ve hakkında bir şeyler öğrenmeye çalışıyor, bu şekilde Norveç'ten İsveç'e oradan yeniden Norveç'e epey bir yol kat ediyor, bir sürü insanla konuşuyor ama herkesin bir şeyleri gizlediğini düşünüyor

KİTAP BAĞIŞI

Resim
Kitaplarımdan kolay kolay vazgeçemem, fakat artık o kadar çok oldular ki hiç bir yere sığmıyor o yüzden bir kısmını bağışlamaya karar verdim... aklımdan geçen kadın cezaevine bağışlamaktı, neden okul değil de cezaevi? Çünkü vereceğim kitapların çoğu, benim sudan kitap kategorisi diye adlandırdığım edebi değeri yüksek olmayan, vakit geçirmek için okuyup geçilecek romanlardan oluşuyor, o yüzden okula hitap etmez diye düşündüm... Cezaevi fikri iyiydi ama mümkün olmadı, aradığımda çok kitapları olduğunu (1.079 adet kitapları varmış) sadece son yıllarda basılmış kitapsa alabileceklerini, başka istemediklerini söylediler... burada anlamadığım iki nokta var; herhangi bir kurumun kütüphanesinde 1.079 kitap (rakamı telefonda yanlış mı anladım acaba diye de düşünmüyor değilim belki de 10.079 adettir, ki umarım öyledir) nasıl çok olarak niteleniyor, benim mütevazi kitaplığımda bile 1.300'e yakın kitap var (üstelik ben haftada bir, ayda 4-5 kitap okuyan biriyim öyle çok sayıda okuyorum sayıl

KATE QUINN - ALICE TEŞKİLATI

Resim
Bu romanı arka kapak açıklaması ilgimi çektiği için aldım, yazarın hem A.B.D.'li hem de kitabın çok satan olması hiç cazip değildi; bu tip kitaplarda çok sayıda hayal kırıklığına uğradığım için, bu da kötü çıkar kesin diye okumaya başladım... ayrıca bu romana kadar yazarın adını bile duymamıştım, hikayenin tamamını kurgu sanıyordum derken; bütün düşündüklerim yanlış çıktı ama sonuçtan çok memnunum... ''Louise de Bettignies, bugün hiç hak etmediği bir şekilde çok az bilinen tarihi bir kişiliktir, çünkü cesareti, pratik zekası ve becerikliğiyle casuslar kraliçesi ismini almış bu kadının heyecan verici bir okuma için abartılmaya ihtiyacı yoktur. Folkestone'da istihbarat merkezi kurmuş olan ve yetenekli insanlar arayan Yüzbaşı Cecil Aylmer Cameron tarafından işe alınan eski mürebbiye Louise de Bettignies, Alice Dubois (birçok kod adından biri ama Lili' yi ben uydurdum) kod adını alarak dil konusundaki yeteneklerini ve örgütsel becerisini istihbarat işinde kullanmaya b

SALMAN RUSHDIE - FLORANSA BÜYÜCÜSÜ

Resim
Öncelikle yakın zamanda Salman Rushdie yapılan saldırıyı kınıyorum, dini fanatizmin ve insanın kötülüğünün vahim sonuçlarını bir kez daha ibretle görüyoruz... Yazara çok geçmiş olsun ve umuyorum ki bu elim olay, muhteşem eserlerini ortaya koymasını engellemesin... Romana gelirsek; masalsı bir hikaye çerçevesinde 15 ve 16. yüzyıllarda batıda Floransa'da Medici'ler ve diğer tarihi kişilikler, doğuda Hindistan'da Babür İmparatorluğu ve Ekber Şah, arada Osmanlı İmparatorluğu ve Fatih Sultan Mehmet, II. Beyazıt, Yavuz Sultan Selim anlatılıyor, kitabın sonunda kısaca Amerika'nın keşfine de değinilerek bitiriliyor... arka kapak açıklaması romanın konusunu çok iyi ortaya koyuyor ve minik puntolarla basılı toplam 6 sayfa kaynakça da var... hemen peşin peşin yazayım romanı çok sevdim, zevkle, keyifle, merakla okudum, 6. Rushdie kitabımı da memnuniyetle tamamladım... Ekber Şah (1542-1605), farklı dinlere sahip olan tebaasını ortak tek bir din çatısı altında birleştirmek projes