Kayıtlar

Ağustos, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

GOLI TARAGHI - Kış Uykusu

Resim
Bu kitabı İran edebiyatı diye aldım farklı kültürlerden okumak için... çok ünlü bir romanmış, birçok dile çevrilmiş, YKY'de 4. baskısını yapmış filan, insan güzel olacağını umuyor haliyle... gelgelim sonuç hiç öyle değil, hepi topu 96 sayfa ile cebelleş dur, karmakarışık, gam kasavet içinde bir şeyler anlatıyor... ne hikayenin içine girebildim, ne bir şey anladım, ne de ufak da olsa hoşuma giden bir yanı oldu... tamamen zaman israfı, okuyacağım diye hiç uğraşmayın... Yazar: Goli Taraghi Çevirmen : Makbule Aras Özgün Adı: Hâb-i Zemistânî Sayfa Sayısı:  96 Basım Yılı : 2019 (4. baskı) Yayınevi : YKY İran Devrimi’nin ardından yerleştiği Paris’te uluslararası bir okuyucu kitlesi edinen Goli Taraghi’nin birçok dile çevrilmiş ünlü romanı Kış Uykusu nihayet Türkçede. Külrengi bir gökyüzü altında sabırlı, vakur, mağrur, tatlı dilli karakterlerle dolu bir roman Kış Uykusu. Goli Taraghi adım adım yaklaşan büyük değişimin yarattığı endişelerle boğuşan, hayatın gitt

SANDRA REGNIER - PAN'ın Gizli Vasiyeti

Resim
PAN ÜÇLEMESİ I. KİTAP Tam çocuk/gençlik kitabı stoğum tükendi yenilerini bulmalıyım diye düşünürken YKY bu ay, Pan'ın Gizli Vasiyeti 'ni yayımladı, koşa koşa gidip aldım:)) konusu arka kapakta yeteri kadar anlatılıyor ilave bir şey yazmayacağım... üçleme olması sebebiyle mi yoksa yazarın tarzı mı bilmiyorum romanın açılış kısmı çok uzun tutulmuş (300 sayfa kadar)... Leander ve Felicity'nin tanışmaları, ikisinin okuldaki halleri, diğer öğrencilerle olan ilişkileri, aşk-meşk durumları anlatılıyor da anlatılıyor, bana biraz fazla geldi ama kendi yaş grubunun hoşuna gidecektir, ben dışarıdan dahil olduğum için pek söz hakkım olmasa gerek... sonrasında elf krallığının geleceğine dair kehanetlere (asıl aksiyona) geçildiğinde roman hoşuma gitmeye başladı ve serinin diğer kitaplarının daha iyi olacağını düşünüyorum... YKY'den okuduğum diğer çocuk/gençlik kitaplarının biraz gerisinde kalsa da fena değildi, devamını da okuyacağım, size de öneririm... Yazar: Sandra Regnie

MARIO VARGAS LLOSA - MAYTA'NIN ÖYKÜSÜ

Resim
MARIO VARGAS LLOSA , 1936’da Peru’nun Arequipa kentinde doğdu. Başkent Lima’daki Leoncio Prado Askerî Okulu’nda edindiği kişisel deneyimlerden yola çıkarak kaleme aldığı ilk romanı Kent ve Köpekler’le (1963) kısa sürede üne kavuştu. İlk romanını 1966’da Yeşil Ev, 1969’da Conversación en la catedral (Katedralde Konuşmalar), 1973’te Yüzbaşı ve Kadınlar Taburu, 1977’de Julia Teyze izledi. La guerra del fin der mundo (Dünyanın Sonunu Getiren Savaş), Masalcı, Üvey Anneye Övgü, Don Rigoberto’nun Not Defterleri, Palomino Molero’yu Kim Öldürdü?, Mayta’nın Öyküsü, Teke Şenliği, Cennet Başka Yerde gibi yapıtlarıyla günümüzün en seçkin yazarları arasındaki yerini aldı. 1993’te yayımlanan And Dağlarında Terör adlı romanı Planeta Ödülü’ne değer görüldü. Edebiyat eleştirisi alanında ise Gabriel García Márquez, Flaubert, Sartre ve Camus’nün yapıtları üzerine kitaplar yayımladı. 1990 yılında Demokratik Cephe’nin adayı olarak katıldığı başkanlık seçimlerinde Alberto Fujimori karşısında başarılı olamad

AMANDA COPLIN - BAHÇIVAN

Resim
Bu romanı sudan kitaplar ararken buldum, A.B.D.'li bir yazarın ilk romanıymış ve kitabın başına ülkesinde yer alan gazete ve dergilerin birçoğunun övgüsünü de (tam 6 sayfa) eklemişler... Konu 1857 yılında başlıyor, 9 yaşındaki Talmadge annesi ve kızkardeşi ile uzun bir yolculuktan sonra dağlara yakın cennet gibi bir bölgeye yerleşiyor etrafta bir iki tane kötü elma ağacı var, sabırla çalışarak elma, kayısı, erik vb. çok geniş bir meyve bahçesine sahip oluyorlar... annesi ölüyor, kızkardeşi ise genç yaşta ormanda kayboluyor (veya kaçıyor) bir şekilde hiç bulunamıyor ve Talmadge 50 yaşına kadar yalnız başına bu meyve bahçesinde hayatını sürdürüyor... ve günün birinde bahçesinde iki küçük kız (13-14 yaşlarında) görüyor her ikisi de hamile ve çok korkmuş durumdalar, Talmadge onları ürkütmemek için görmemiş gibi yapıyor ve yemek pişirip kulübesinin sundurmasına bırakıyor kızlarda alıp yiyorlar, onlara yatacak yer hazırlıyor ama kızlar dışarıda yatmayı yeğliyorlar v.s... bir süre b

ALESSANDRO BARICCO - ÖFKE ŞATOLARI

Resim
Başlarken aşağıda gördüğünüz arka kapak açıklamasından bahsetmek istiyorum, muhteşem bir özet olmuş, kim yazmış ise kutlarım, çok başarılıydı... bu kitap nasıl anlatılır derseniz daha iyi bir anlatım bulamam... zaten Can Yayınları beyaz kapaklı zamanlarında daha doğru, okuru yanıltmayan arka kapak yazıları basıyordu, şimdilerde katılmadığım, ticari kaygılarla yazılmış açıklamalara da rastlıyorum... Gelelim kitaba; bu A. Baricco 'nun okuduğum 5. kitabı ve hepsini ayrı ayrı sevmiştim bu kitabı da çok beğendim... uçuk kaçık, deli/dahi insanları, hayali bir kasabayı ve o güne kadar yapılmamış işleri hayal eden kişileri anlatıyor... romanın üçte ikisi neşeliydi, eğlenerek insanların arasında dolaşıyormuşum gibi hissettim hatta kitabın ismi neden bu şekilde diye düşündüm ama sonuna doğru hem öfke hem karamsarlık ortaya çıktı ve başka bir yönde ilerleyip son buldu... Roman çok etkileyici ama ne anlattığını tam çözemiyorsunuz (yani bana öyle oldu), herkes sever mi? Hiç emin değil

DMITRY GLUKHOVSKY - GELECEK

Resim
Gelecek, D. Glukhovsky 'den okuduğum üçüncü kitap oldu, konusu çok ilginç geldiği için görür görmez okumak istedim... gelecek kurguları beni ürkütüyor, bu kitapta şaşırtmadı ve hep boğuluyormuşum hissi ile okudum... zaten yazarın kitaplarında beni en çok rahatsız eden durum konuların klostrofobik olması veya ben öyle hissediyorum... Gelelim konuya; tarih 25. yüzyıl ortaları, yaklaşık 22. yüzyılda insanları sonsuza kadar yaşatacak formülün Rusya'da bulunması sonrasında dünya nüfusu 1 trilyona, Avrupa nüfusu ise 120 milyara ulaşmış durumda... yazar aşağıda detayını okuduğunuz hikaye ile Avrupa'daki durumu anlatıyor... arada Rusya'dan ve Amerika'dan da bahsediyor ama çok az... dünyanın geri kalanında ise bir sürü değişiklikler olmuş ama onlara da çok değinmiyor... bu kadar çok insanı yerleştirmek için devasa kuleler inşa etmişler bulutlara kadar yükseldiğini söylüyor, yer yüzeyi artık neredeyse hiç gözükmüyor, bu kuleler yatay olarak da köprülerle birbirine bağla

GUILLERMO CABRERA INFANTE - Vefasız Peri

Resim
Bu kitabı Can Yayınları indiriminde gördüğümde yazarı çok ilgimi çekti (aşağıda özgeçmişi var) onun için aldım, açıkçası iyi çıkacağı yönünde umutluydum... öyle olmadı maalesef, hiç sevmedim, bitirmek için çabalamak zorunda kaldım ve boşa zaman harcamış oldum... Yetişkin bir erkeğin 16 yaşındaki bir kıza aşkı gibi duruyor ama pek öyle de değil gibi... aslında ne anlattığı pek anlaşılmıyor ya da ben o kadar sıkıldım ki okurken ne anlattığını fark edemedim... yazarın tarzı da bir garip, sürekli bir sözcük oyunu ile anlatıyor, sanki espri gibi (belki kendi dilinde öyledir) ama bana sadece laf kalabalığı olarak göründü... neyse uzatmayayım bu romanın niye dip indirime düştüğünü anlamış oldum...  Yazar: Guillermo Cabrera Infante Çevirmen : Çiğdem Öztürk Özgün Adı: La ninfa inconstante Say fa Sayısı: 240 Basım Yılı : 2016 Yayınevi : Can Estela ve ben bu kitapta, bu sayfada, bu kelimelerde birleştik. Bizi bir boşluk birleştiriyor: O öldü, bense bu kitabı yazmak için

STEFAN ZWEIG - Kendi Hayatının Şiirini Yazanlar CASANOVA - STENDHAL - TOLSTOY

Resim
DÜNYA FİKİR MİMARLARI -3  2016'da S. Zweig 'den Üç Usta 'yı okumuştum ama Dünya Fikir Mimarları dizisinin ilk kitabı olduğunu bilmiyordum (Can Yayınları böyle bir açıklamaya gerek görmemiş)... bu kitapla bir serinin 1. ve 3. kitaplarını okuduğumu öğrenmiş oldum... '' Kendi Hayatının Şiirini Yazanlar , Stefan Zweig'in 1920-1928 yılları arasında tamamladığı Dünya Fikir Mimarları, Yaratıcı Ruhun Tipolojisi dizisinin üçüncü cildidir. Zweig Üç Büyük Usta (1920) başlıklı birinci ciltte 19. yüzyılın büyük nesir ustaları Balzac, Dickens ve Dostoyevski'yi, beş yıl sonra yazdığı Kendileriyle Savaşanlar (1925) başlıklı ikinci ciltte ise, Alman edebiyatının üç önemli şahsiyeti Hölderlin, Kleist ve Nietzsche'yi ele almıştır. Elinizdeki üçüncü ciltte (1928) ise kendi otobiyografisini yazan, kendini tanımaya çalışan üç ünlüyü, Casanova, Stendhal ve Tolstoy'u incelemiştir. Bu üç ünlünün bir araya gelmesi okuru şaşırtabilir, ancak Zweig bu üç kişiyle otobiyogr