Kayıtlar

Mart, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ROBERT SEETHALER - Tütüncü Çırağı

Resim
Robert Seethaler; 1966’da Viyana’da doğdu. Gözündeki bir rahatsızlıktan dolayı ilkokulu görme engellilere eğitim veren özel bir okulda okudu. Uzun yıllar dizi, sinema ve tiyatro oyunculuğu yaptı. Senarist olarak birçok defa ödül alan yazar, Ein ganzes Leben (Bütün Bir Ömür) adlı romanıyla 2016 Man Booker ödülüne aday gösterildi. Romanları Almanya’da bir milyonun üzerinde satan Robert Seethaler, yaşamını Viyana ve Berlin’de sürdürüyor. Yukarıda özgeçmişini gördüğünüz R. Seethaler'in bu romanından başka dilimize çevrilmiş 3 adet daha kitabı bulunuyor... Timaş Yayınevinden çıkan diğer kitaplar: Bütün Bir Ömür, Toprak ve Son Senfoni şeklinde... yakın zamana kadar yazardan hiç haberim yoktu, hangi kitapları alayım şeklinde yayınevlerinin sitelerini dolaşırken Tütüncü Çırağı ve Son Senfoni'yi not almışım, aynı yazara ait olduğunu sonradan fark ettim ve sırayla okumaya karar verdim... Konu; aşağıda detayını gördüğünüz ve benzerlerini çokça okuduğunuz II. Dünya Savaşı hikayelerinden

AMIN MAALOUF - Empedokles'in Dostları

Resim
Amin Maalouf çok sevdiğim bir yazardır bu okuduğum 10. kitabı... yeni romanının yayımlandığını duyunca çok heyecanlanmıştım, konusuna bakmadan sipariş verdim ve hemen okumaya koyuldum... sonuca buraya yazarken dahi inanamıyorum, büyük hayal kırıklığı oldu... bu beklentimin yüksekliğinden kaynaklanan bir hüsran değil, kitabın çok çok zayıf olmasından ortaya çıkan bir durum... hani yazarın ismini kapatıp birine okutun, bu mu yani deyip bir kenara bırakır... değil Maalouf sıradan biri bile yazsa çok yetersiz bir roman bu... Yazarın; insanın insana ve dünyaya, güçlü ülkelerin (özellikle A.B.D.) tüm diğer ülkelere yaptığı baskıyı/kötülüğü ve ortaya çıkan durumu/kaosu açıklamak için yaptığı bir kurgu bu ama konuya soğuk savaş döneminin ve Sovyetler Birliği'nin dağıldığı dönemin argümanı nükleer savaş tehdidiyle başlaması hayal kırıklığına davetiye çıkarıyor, ayrıca konuyu A.B.D. üzerinden onların her zamanki dünyayı kurtaran  basit  filmlerine benzer anlatması da tuz biber oluyor...

RANDI HUTTER EPSTEIN - Hormonların Gücü, Hayatımızdaki Hemen Her Şeyi Kontrol Eden Salgıların Tarihi

Resim
Metis Bilim serisine Hormonların Gücü ile devam ediyorum, kitabı görür görmez ilgimi çekti ve hemen aldım... hormonları ve vücudumuzdaki işlevlerini okuyacağımı düşündüm oysa hormonların (daha doğrusu Endokrinoloji'nin) tarihini anlatıyormuş, işin en komik yanı da kitabın isminde açık açık yazmasına rağmen ben onu hiç fark etmemişim... her neyse bu anlatıma da itirazım olmadı, zaten hormonları da işlevlerini de anlatıyor ama asıl konu ilk keşfedilişinden günümüze kadar ki tarihi süreç... ''Vücudunuzu, bir sürü mesajın dört bir yana iletildiği muazzam bir bilgi otoyolu gibi düşünürseniz, sinir sisteminizin de eski moda bir kontrol paneli gibi çalıştığını söyleyebiliriz. Bu sistem, sinyalleri iletmek için kaynağa ve hedefe bağlanması gereken ''kablolar'' içerir. Bir sinir hücresinin kat ettiği yolu bir uçtan diğerine takip edebilirsiniz. Hormonlar ise bambaşka bir hikayedir. Onların en olağanüstü özelliği (vücudunuzdaki diğer maddelerin tersine) sanki sihirl

ANTHONY BURGESS - Mozart ve Deyyuslar

Resim
Yaklaşık iki yıl önce Anthony Burgess 'den Doktor Hastalandı romanını okudum ve çok hoşuma gitti, diğer kitaplarından devam etmek istedim ve 1991 yılında yazılan bu kitaba ulaştım... Kitabı açtığımda şok oldum çünkü tiyatro eserine benzer bir şekilde yazılmıştı bana uymayacağını, kolay kolay okuyamayacağımı düşünüyordum ama öyle olmadı, akıcı bir şekilde, kısa sürede okuyup bitirdim... Konu; cennette Mozart'ın ölümünün ikiyüzüncü yılının kutlama hazırlıkları ile başlıyor, bir çok önemli besteci (Beethoven, Mendelssohn, Prokofiyev, Wagner,...) ve edebiyatçılar (Stendhal, Henry James,...) hem bu kutlama, hem Mozart, hem kendileri, hem de müzik hakkında konuşuyorlar... ikinci kısımda Mozart'ın hayatından kesitler yine tiyatro eseri olarak anlatılıyor... diğer bir bölümde Mozart'ın Sol minor 40. Senfonisi 'nin edebi bir kurgu olarak anlatımını görüyoruz ki, bu kısım çok karmaşık olmasına rağmen tıpkı bir müzik eseri gibiydi ve iyi okunuyordu çok şaşırtıcı ve başarıl