Kayıtlar

Mart, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

JODI PICOULT - Ev Kuralları

Resim
Yazar aile ilişkilerini anlatan romanlar yazıyor bunu polisiye olaylarla da daha ilginç hale getiriyor.. bu kitaptan önce yazarın  ''Bir Daha Bak'' ve ‘’Abra Kadabra’’  adlı romanlarını da okumuş ve onları da çok sevmiştim.. ama bu kitap diğerlerinden de güzel çıktı.. muhteşem bir roman bu... yazar hem çok iyi bir araştırmacı hemde hayal gücü çok geniş biri...''Bir Daha Bak''da da hayal gücünü inanılmaz bulmuştum mesela... bu kitapta asperger sendromu (otizmin bir türü) olan bir çocuğun ve ailesinin hikayesi bir cinayet vak'ası etrafında anlatılıyor... aspergerli çocuğun hikayesi başlı başına bir konu iken birde buna bir cinayet vak'asının çözümü ekleniyor, çok akıcı ve esprili bir dille anlatılıyor... Romanın anlatımı da çok güzel, Emma (çocuğun annesi, kocası çocuğun durumu anlaşılınca onu terk etmiş, tek kelimeyle müthiş bir kadın ve her şeyin altından kalkmaya çalışıyor), Jacob (otistik çocuk, aslında 18 yaşında dev gibi bir delikanlı

JOHN KATZENBACH - Profesör

Resim
Yazarın ilk kitabını (psiko-analist) yaklaşık iki yıl önce okumuş çok beğenmiştim... gerilimle psikolojiyi iç içe geçirerek kurgulanan bir romandı... benim okumama sebep psikoloji bölümüydü ama  hem hikayeyi, hem gerilim dozunu, hemde anlatımını sevmiştim... ama bu tür popüler (veya çok satan diyelim) kitapların birbirini tekrar etme gibi bir sorunu var en azından kullanılan şablon hiç değişmiyor... o yüzden ilk kitapta bırakmaya karar vermiştim... Zaten polisiye/gerilim türünden çok az okurum bu kadar yeterli diye düşündüm... Ama bu yıl çıkan yazarın 3. Kitabı ‘’Profesör’’ü görünce konusu (ana karakterin hastalığı aslında) çok ilgimi çekti bunu da okuyayım dedim... Profesörün nadir rastlanan, çok hızlı ilerleyen ve ölümcül bir demans hastalığı var... ama bir yandan da kaçırılan bir kızı bulmak zorunda... hem kızın hemde profesörün çok çok az zamanları var... eğer çabuk harekete geçilemezse kız ölmüş, profesör ise hafızasını tümden yitirmiş olacak... aslında merakımı celbeden ya

SABAHATTİN ALİ - Kürk Mantolu Madonna

Resim
Bu kitap bana göre edebiyatımızın klasik eserlerinden.. Bu sene yazılışının yetmişinci yılı...bu romanı ilk okuduğumda fakültedeydim benim hayatımda da aradan çok seneler geçti...klasik eserler hayatta birden fazla okunmalıdır ya bende zaman zaman yeniden okumalar yapıyorum...bu romanın yetmişinci yılına denk gelmem güzel bir tesadüf oldu...ilk okuduğum zamandan aklımda kalan yalnızca olağanüstü bir kadın silüetiydi.. ne kadar sarsıcı bir hikayesi, muhteşem ve sürükleyici bir anlatımı, şiirli bir dili olduğunu unutmuşum...ikinci kez okumalarımda bazen kitap hakkında ilk okuduğum zamandan farklı kanaate vardığım oluyor, bu romanda öyle bir şey hissetmedim ama kitap kahramanlarının yalnızlığını, insanlardan kaçmalarını, kendi dünyalarına çekilmelerini   daha  iyi anladım.. muhtemelen ilk okuduğumda bana bu kadar anlamlı gelmemişti... Aşağıdaki tanıtımdan da görüldüğü üzere bu roman marazi bir aşk hikayesi anlatıyor.. Roman kahramanları da herkesten farklı, kendi içlerinde yaşayan

YAŞAR KEMAL - Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana

Resim
Bir Ada Hikayesi 1 İnsanın hep okumak istediği ama bir şekilde denk gelmeyen kitaplar vardır.’’Bir Ada Hikayesi’’ de benim için öyleydi.. Serinin son kitabı çıkınca artık daha fazla gecikmemeliyim diye düşünüp ilk kitaptan başladım ve bir kez daha neden bu kadar geç kalmışım diye üzülmeden edemedim... Bu çok yönlü bir hikaye, bir yandan hakikaten bir ada hikayesi; koy koy, tepe tepe, koyak koyak adanın her yanı anlatılıyor, çiçek çiçek, ağaç ağaç tüm bitkiler rengine meyvesine kadar capcanlı tasvir ediliyor...börtü böceği, kelebeği, arısı cümle hayvan en ince ayrıntısıyla tıpkı bir resim gibi çiziliyor...denizin kıpırtıları bile sabahın erken saatinde başka gecenin ışıltısında başka parlıyor... her şey olağanüstü, cennet gibi bir ada burası... Keşke o adada olsam diye aklınızdan geçiriyorsunuz..bir yandan da duvarlarına yapılmış rengarenk resimleriyle boşaltılmış evler, bırakılmış eşyalar, kiler dolusu yiyecekler, kovan kovan ballar o terk edilmiş haliyle içinize dokunuyor..o ad

DAPHNE KALOTAY - Rus Kışı

Resim
Bu bir ilk roman. Yazarı Boston Üniversitesi’nde yaratıcı yazarlık alanında yüksek lisans, edebiyat alanında doktora yapmış ve halen aynı üniversite de yaratıcı yazarlık dersleri vermektedir...Kitabı bir ilk roman olarak çok başarılı buldum. hikaye çok güzel, detaylı bir anlatımı, akıcı bir dili var, çok rahat okunuyor, fazlasıyla araştırma yapılmış ve bu hikayeye çok güzel uyarlanmış, zevkle okudum... Bir yanda Bolşoy Balesi balerinleri, bir yanda 19. yüzyıla ait olağanüstü mücevherler, şiirler, aşk, sürekli yağan kar velhasıl kitaptaki ana temalar çok güzeldi... Hikaye 1947’de Stalin dönemi Moskova’sında ve günümüz Boston’unda geçiyor...Stalin döneminin herkesin üzerine kabus gibi çöktüğü günlerde genç bir kız –hatta çok iyi arkadaş olan iki kız- Bolşoy’da balerin olmaya çalışıyor, aşık oluyor, hayatını idame ettirmeye uğraşıyor.. günümüzde ise seksen yaşına gelmiş balerin anılarından kurtulmak için mücevher koleksiyonunu satışa çıkarıyor...Diğer taraftan yan karakterlerde çok ba