Kayıtlar

2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

HIROMI KAWAKAMI - Nakano Eskici Dükkânı

Resim
Hiromi Kawakami, 1958 Tokyo doğumlu olup, Ochanomizu Üniversitesi'nden mezundur. Japonya'nın çağdaş romancılarından olan H. Kawamaki şiir ve edebiyat eleştirisiyle de tanınmaktadır. Bugüne kadar Akutagawa Ödülü, Tanizaki Ödülü, Yomiuri Ödülü ve Izumi Kyōka Edebiyat Ödülü de dahil olmak üzere çok sayıda Japon edebiyat ödülü kazanmıştır (Wikipedia) Japon yazarları seviyorum, bugüne kadar Mişima , Şonagon Kavabata, Tanizaki , Ishiguro ve Murakami olmak üzere epeyce okudum... bu kitabı gördüğümde yeni bir Japon yazar (üstelik kadın) diye hemen okumak istedim... konu aşağıda detaylı anlatılıyor ilave bir şey yazmayacağım, kolay okunuyor, karakterleri sevimli... ben yukarıda saydığım kült yazarlarla kıyasladığım için pek aman aman bulmasam da hoştu... kitap kapağı çok güzel, konusu da akıcı, ilginizi çekiyorsa deneyebilirsiniz... Yeni yılın hepimize SAĞLIK getirmesini canıgönülden diliyorum... Yazar: Hiromi Kawakami Çevirmen : Selen Ak Özgün Adı: Furudogu Nakano Shoten Say

IRMGARD KEUN - Yalancı İpek Kız

Resim
Bu kitabı da yazarı için aldım, konusu da cazip geldi ve iyi çıkmasını umdum... bu sefer tutturdum muhteşem bir romanmış, çok sevdim... sanki 18 yaşındaki genç bir kadının büyük şehre gidip meşhur/zengin olmak istemesini anlatıyor gibi başlıyor ama aslında 1932 yılının Berlin'inde sanattan, politikaya, kadın-erkek ilişkilerinden, arkadaşlığa, çalışma hayatına dair her şeyi, daha doğrusu hayatı anlatıyor... çok gerçekçiydi, otobiyografik yanları ve hoş bir üslubu vardı... 1932'de geçiyordu ama Doris'in kendi hayatına dair anlattıkları her hangi bir zamanda her hangi bir yerde de yaşanıyor olabilir o kadar zamansız yazılmıştı... çok sevdim, benim için bu senenin en iyi kitaplarından biri oldu, kaçırmayın okuyun derim... Yazar: Irmgard Keun Çevirmen : Nilay Kaya Özgün Adı: Das Kunstseidene M ä dchen Sayfa Sayısı: 164 Basım Yılı : 2018 Yayınevi : İletişim Beyazperdede anlatılan şaşaalı hayatlara bir cevap olarak yazılan Yalancı İpek Kız, Weimar döneminin altın yı

MIGUEL ANGEL ASTURIAS - KASIRGA

Resim
Miguel Angel Asturias, Guatemala'nın Ciudad kasabasında 9 Ekim 1 899 tarihinde dünyaya geliyor. (....) Guatemala'nın San Carlos Üniversite'sinde hukuk okuyor. ''Yerlilerin Sosyal Problemleri'' adındaki tezi ile devlet hukuk sınavını veriyor (1923). Bundan sonra da öğrenimini tamamlamak için Avrupa'ya geliyor. Sorbon'da okuyor. Geliş o geliş. Ara sıra, bir iki yıllığına yurduna dönüyor, bazı yüksek mevkilere getiriliyorsa da, ömrünün çoğunluğunu Paris'te ve sürgünde geçiriyor. Yeni düşünceli ve yurtsever öncüler işbaşına gelince, Asturias, Paris büyükelçisidir. Faşist cuntacıların bir askeri darbesinden sonra da sürgündedir. (.....) Kendi ifadesine göre, İspanyolca konuşulan bölgelerde ne zaman kitapları toplanır ve yasaklanırsa, bu hareket bir faşist idarenin öncüsü ve habercisi sayılırmış. (syf:7 Tahir Alangu'nun önsözü ) 1967'de edebiyat dalında Nobel Ödülüne layık görülen Asturias, 1974'de Madrid'te ölmüştür. Özgeçmişi, kit

LUCINDA RILEY - YEDİ KIZ KARDEŞ

Resim
2013'de hiç tanımadığım yazarın Orkide Evi isimli romanını okumuş ve beğenmiştim... bu tip popüler kitapları pek okumuyorum (okuduklarımı da zaman geçince çok fazla hatırlamıyorum:) ama yayınevinin sitesinde Fırtına Kız isimli kitap ilgimi çekti, sonrasında yazarı bildiğimi fark ettim ve okumak istedim, biraz araştırınca bu romanın 7 kitaplık bir serinin 2. kitabı olduğunu öğrendim... serinin ilk iki kitabı (Yedi Kız Kardeş ve Fırtına Kız) dilimize çevrilmiş, kalan romanlar The Shadow Sister, The Pearl Sister, The Moon Sister, The Sun Sister şeklinde ve son kitap The Missing Sister'da 2021 baharında yayımlanacakmış... Her ne kadar 2. kitabı okumak istediysem de başından başlayayım diye düşündüm ve iyi ki de öyle yapmışım, kızları evlat edinen babanın hikayesi ile başlıyor roman ve ben en çok o hikayeyi merak ettim... Konu arka kapakta detaylı anlatılıyor, '' Yedi Kız Kardeş serisi genel hatlarıyla, ünlü Orion Kuşağı'nın yanında yer alan ve Ülker (Pleiades) Yıldız

TANGUY VIEL - Ceza Kanunu, 353. Madde

Resim
Ceza Kanunu, 353. madde: Kanun hakimlere ikna olma yöntemleri konusunda hesap soramaz, bir kanıtın geçerliliğini ve yeterliliğini belirleyecek kuralları onlara dayatamaz; onların sessizlik ve tefekkür içinde kendilerini sorgulamalarını ve vicdanlarının samimiyeti içinde nasıl bir izlenim edindiklerini, suçluya karşı gösterilen kanıtları ve onun savunma araçlarını, bunların nedenlerini aramalarını buyurur. Kanun onlara sadece, görevlerinin bütün kapsamını ölçecek şu soruyu sorar: Samimi biçimde inandınız mı? (syf:131-132) şeklindeymiş... Martial Kermeur'un davasında hem işlenen suçu hem de sonucu adım adım okuyoruz... Konunun ana hatları aşağıda anlatılıyor; ben daha çarpıcı ve etkileyici bir konu  (bizde vaka-i adiyeden sayılan dolandırıcılıklardan biriymiş)  beklemiştim onu pek bulamadım... neden olduğunu tam olarak çözemedim ama zor okunuyordu (lafı çok dolandırıyordu diyebilirim), dolayısıyla anlatımını sevmedim... sadece kanun maddesini ilginç buldum ama subjektif yönü çok t

ÖMÜR İKLİM DEMİR - Kum Tefrikaları

Resim
Birkaç yıldır yazarın ilk kitabına sıklıkla rastlıyordum, herkes çok seviyor ama öykü olduğu için hiç oralı olmadım ve kaldı öylece... geçen ay bu kitap yayımlandı, bu kez roman deniliyor ama ben yine tereddüt ettim çünkü; öykücü olan yazarlar roman yazdığında genellikle bu uç uca eklenmiş veya iç içe geçmiş öykülerden oluşuyor ve bundan hiç hoşlanmıyorum... arka kapak yazısından pek bir şey anlaşılmıyordu bu kitapta öyle çıkar diye vazgeçmiştim ama bırakmadan önce YKY'nin sitesindeki tadımlık bölümünü okuyayım dedim ve yazarın dilini çok keyifli buldum, dolayısıyla buradayız... Hikaye Urfa'nın Suruç ilçesinde başlıyor, cerrah olan Dr. Mithat'a bir telefon geliyor İstanbul'daki büyükhalası Yurdanur Hanım vefat etmiş ve kendisine yüz küsur yıllık, konak benzeri bir müstakil ev kalmış olduğunu öğreniyor... evi teslim almaya gittiğinde konağı oda oda dolaşıyor, her dolabı, çekmeceyi açıyor ve orada Yurdanur Halanın kocası tayyareci Şevket Kemal Enişteye ait olduğunu düş

DAVID C. CATLING - Astrobiyoloji DÜNYADA VE EVRENDE YAŞAM

Resim
Yine Metis Bilim serisinden bir kitap ile buradayım, konu Astrobiyoloji;   Kitabın başlıkları şöyle; her bölümde anlatılanları kitaptan kısa alıntılarla yazmaya çalışacağım: 1 Astrobiyoloji Nedir? Astrobiyolojinin anlamı üzerinde bilimsel uzlaşmaya ancak 1990'ların sonunda ulaşılmıştı. (....) Güneş de dahil olmak üzere yıldızların çevresindeki veya basitçe uzaydaki yaşam hakkında olduğu yolundadır. (syf:11-12) bu bölüm astrobiyoloji nedir sorusunun yanı sıra yaşam nedir, dünyada yaşam nasıl başladı ve evrildi konularını içeriyor. 2 Yıldız Tozundan, Yaşama Ev Sahipliği Yapan Gezegenlere Evren oluşmaya başladığında, genel sıcaklık atomların -biraraya gelip karmaşık biyolojik moleküller oluşturmak şöyle dursun- kararlı olmaları için bile fazlasıyla yüksekti. Yaşam 13,8 milyar önceki Büyük Patlama'nın ardından sıcak, yoğun kozmos genişleyip soğuduğu için var. Atomlar, galaksiler, yıldızlar, gezegenler ve yaşam bu süreçte ortaya çıktı. Şimdi bu sürecin nasıl yaşam için bir me

VÉNUS KHOURY-GHATA - Mandelştam'ın Son Günleri

Resim
  İki yıl önce yazarın Yedi Taş adlı romanını okumuş çok sevmiştim, YKY'de yeni çıkan bu kitabı görünce hiç düşünmeden aldım... kendi de şair olan Vénus Khoury-Ghata , Rus şair ve denemeci olan Osip Mandelştam'ın (1891–1938) sürgündeki günlerini anlatıyor... geri dönüşlerle çocukluğundan, ailesinden de bahsediyor ama asıl konu Stalin'in zulmüyle şehirden şehire sürüldüğü ve sonunda öldüğü son günler... Sovyet devriminin ilk günlerinde devrimi desteklemesine rağmen sonraki yıllarda Stalin Epigramını ( 1933 yılında yayımlanan önemli hicivli bir şiirdir. Sadece 16 satır uzunluktaki şiir, Mandelstam'ın tutuklanması, hapsi ve son olarak ölümünden büyük ölçüde sorumluydu. Hem bir intihar notu hem de Josef Stalin ve kalabalık çevresinin etrafını kuşattığı bir suçlamadır. Vikipedi ) yazar ve sonun başlangıcı olur. Khoury-Ghata, çok çarpıcı bir biçimde anlatıyor, kitabı çok çok beğendim, kaçırmayın okuyun... ''Kremlin’in dağcısından başka kimsenin sesi duyulmuyor  O k

NATALIA GINZBURG - bütün dünlerimiz

Resim
Bu kitabı, hem yazarı ilgimi çektiği hem de konusu hoşuma gittiği için aldım... roman 1952 yılında yazılmış, iki bölümden oluşuyor; ilk kısımda Anna'nın, ailesinin, komşularının savaş öncesi hayatları, faşizmden nefretleri, 16-20 yaşlarındaki çocukların devrim yapma hayalleriyle, savaş olursa ne yapacaklarına dair düşüncelerle dolu günlük gaileleri anlatılıyor... ikinci kısımda artık savaş başlamış, Anna evlenmiş ve kocasının güneydeki köyüne yerleşmiş durumda, aile fertlerinin her biri bir yana dağılmış, savaş, yokluk, hastalık, Almanların işgali, bir sürü dertle hayatlarını devam ettirmeye çalışıyorlar... konu bu şekilde; arka kapakta da aşağı yukarı benzer şeyler yazıyor ve ben buna bakarak nedense bir mücadele, direnç hikayesi beklemiştim... ama öyle değilmiş, kahramanca hikayeler, davranışlar yok, sıradan insanların günlük hayatları, savaş zamanı ne yapacaklarını bilmez halleri anlatılıyor... karakterler ve hayatları çok gerçekçiydi (ufak tefek otobiyografik öğelerde var), tüm

JOSÉ SARAMAGO - KÖRLÜK

Resim
José Saramago 'dan ilk olarak Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş 'u okudum, hemen arkasından da Körlük romanını aldım, yaklaşık altı yıldır kitaplığımda bekliyor ancak sıra geldi... geldi gelmesine de bu kadar kötü bir zamanlama olabilir, distopik bir konu zaten insanı zorluyor, birde karantina mevzuu tuz biber oldu... Zamanlamada hata yapsam da romanı beğendim, çok başarılıydı... aşağıdan da görüleceği üzere insanlar peşi sıra kör olmaya başlıyor, önce bu salgını önleriz düşüncesiyle insanları hastahane ve benzeri yerlerde karantinaya alıyorlar ve kaderlerine terk ediyorlar... yazar insanın özünün kötülüğünü, sistemin çarpıklığını ve aslında normal halde de hepimizin kör olduğunu çarpıcı bir şekilde anlatıyor... karantina bölümleri çok rahatsız ediciydi ama roman iyi, anlatımı (karakterlerinin isimsiz olması) yine çok değişik ve güzeldi, kaçırmayın okuyun derim...  Yazar: José Saramago Çevirmen : Aykut Derman Özgün Adı: Ensaio sobre a cegueira Sayfa Sayısı: 368 Basım Yılı : 2

ISABEL ALLENDE - Canım Sevgilim Inés

Resim
          29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız Kutlu ve Daim Olsun... Yukarıda görüldüğü üzere Isabel Allende bu kitabında gerçek bir karakteri anlatıyor... yazarın notunda kurguladığı kısmın çok fazla olmadığını okuyoruz, kitabın sonuna da detaylı bir kaynakça eklemiş... 1507 yılında doğan Inés Suárez çok güçlü, ne istediğini bilen, çok çalışkan bir kadın... karakterinin ve yeteneklerinin çok iyi olduğunu düşünmeme rağmen, hayatına ve başardığı işlere inanamadım... olağanüstü bir hayatı olmuş, 16. yüzyıl düşünüldüğünde başardıkları iyice inanılmaz geliyor... ''Biz İspanyollar Yenidünya'ya ayak bastığımız gün bu kültürlerin sonu gelmiş oldu. Başlangıçta bizleri iyi karşılamışlardı. Duydukları merak ihtiyata galebe çalmıştı. Altının, yani kendilerinde bol bol bulunan o yumuşak yararsız madenin, denizden çıkan bu koca sakallı acayip adamların hoşuna gittiğini görünce, avuç avuç armağan ettiler onlara. Ama çok geçmeden bizim o doymak bilmez iştahımız ve o müthiş kibrimiz onlar içi

SANDRA REGNIER - PAN'ın Saklı Sembolleri

Resim
PAN ÜÇLEMESİ III. KİTAP Yine bir çocuk kitabı; Sandra Regnier 'in Pan serisinin son kitabı ile karşınızdayım... seriye elfler ile başlamıştık, ikinci kitabın sonunda ejderhalarda konuya dahil oldu, bu son kitapta ise elfler ile ejderhalar arasındaki bitmeyen mücadeleyi okuyoruz... arada olmazsa olmaz insanlarda var... kritik nokta ise elfler ile ejderhalar arasındaki savaşı etkileyecek olan kayıp Pan sembolleri var (taç, kılıç v.s.), bunları bulabilecek kişi tabii ki seçilmiş Felicity... Leander ile birlikte hem sembolleri arayıp yüzyıldan yüzyıla atlıyorlar, hem de başlayacak olan şavaşı engellemek için neler yapabileceklerini araştırıyorlar... Bu son kitabı hepsinden çok sevdim, hem daha hareketliydi, hem Pan'la bağlantısını açıklığa kavuşturuyordu, hem de fantastik hikayesi daha fazlaydı çok beğendim... tüm serinin kitap kapaklarına bayıldım, çok zarif bir tasarımı vardı... bu seriyi herkese öneririm... Yazar: Sandra Regnier Çevirmen : Serap Gülerçin Karluk Özgün Adı: