Kayıtlar

2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

2019 KİTAPLARI

Resim
Senenin  en  listelerini okumayı sevsem de hazırlamasından pek hoşlanmıyorum... ama Sevgili  Deeptone  isteyince yapayım dedim... kitaplar alfabetik olarak sıralanmıştır...  2019'da En Sevdiğim Kitaplar China Mieville/ Yara : Yeni Crobuzon Serisinin ikinci kitabı, çok sevdim hatta ilkinden bile iyiydi. Üçüncüsünü de aldım ama yeni yıla kaldı.  Haruki Murakami / Kumandanı Öldürmek  : Eski kitaplarını hala çok özlesem de sevgili dostum Murakami'nin yine güzel bir kitabının içinde kaybolmak ve uzun uzun okumak çok keyifliydi. Johann Hari / Kaybolan Bağlar  Depresyonun Gerçek Nedenleri ve Beklenmedik Çözümler: Listedeki kurgu dışı tek eser ve iyi ki okumuşum dediğim bir kitap. Mario Vargas Llosa / Mayta'nın Öyküsü : M. Vargas Llosa çok sevdiğim bir yazar, bu romanını da elimden bırakamadan okudum. Nikolay V. Gogol/ Ölü Canlar  : Hem çok gecikerek hem de korkarak okudum ama muhteşem bir kitap buldum. Paul Theroux / Aşağı Nehir : Bu kitabı çevirme

JUN'ICHIRŌ TANIZAKI - Anahtar

Resim
İçindeki genci hep saklı tutmuş çılgın bir ihtiyar ve bu ihtiyarın kaleminden tutku, heyecan dolu az bulunur bir sanat eseri. Tanizaki olgunluk dönemi eseri Anahtar'da sonuna gelinmiş bir evliliğin hüzünlü ve komik iç yüzünü resmediyor. Yaşça genç olan karısına tutkuyla bağlı ancak onu nasıl memnun edeceğini bilemeyen orta yaşlı bir profesör ve tüm sevgisine rağmen kocasından uzaklaşmaya başlayan eşi İkuko bir önceki gece yaşananları gizli günlüklerine yazarlar. Çok geçmeden sır olması istenmeyen duygular ortaya çıkacak; kıskançlık sadakatsizlik ve doyumsuz erotizm bu metruk evliliği temelinden sarsacaktır. Anahtar; savaş sonrasında Japonya'nın değişen kültürünü ve toplumsal değerlerini karanlık bir mizah duygusuyla ele alan bir ustalık dönemi romanı. Tanizaki 'nin 1956 yılında yazdığı bu romanın arka kapak açıklamasının bir kısmını yukarıda görüyorsunuz, kitabın konusu bu şekilde... bir karı kocanın mahrem ilişkilerini günlüklerinden okuyoruz, başlangıçta

JOSEPH CONRAD - KARANLIĞIN YÜREĞİ

Resim
Joseph Conrad çok sevdiğim bir yazar ve bu okuduğum üçüncü kitabı, uzun bir öykü ile Kongo'da bulunduğu zaman tuttuğu kendi günlüklerinden oluşuyor... ayrıca yayınevi kitaba Owen Knowles tarafından yazılan bir de önsöz eklemiş... Açıkçası çok seveceğim bir kitap bekliyordum, buna karşılık çok karmaşık yazılmış bir hikaye buldum, evet yazarın tarzı bu şekilde ama bu, okuduğum diğer ikisinden de zor bir metindi... hem anlamakta hem de konudan kopmadan okumakta çok zorlandım... tek olumlu yan olarak; anlatmak istediği o Karanlığın Yüreğini, Emperyalizmin Sömürüsünü çok iyi hissettiğimi söyleyebilirim... Klasiklere eklenen önsözlerden pek hoşlanmadığım için onu kitabı bitirdikten sonra okudum ama oda daha ayrı karmaşık ve çevirisi kötü bir metindi, dolayısıyla bana pek faydası olmadı... açıkçası internette dolaşırken çok daha iyi değerlendirmelere rastladım... Benim okumam çok kopuk kopuk oldu (çeviriden de çok hoşlandığımı söyleyemeyeceğim), önceden okuduğum kitaplard

AHMET HAŞİM - BİZE GÖRE ve Bir Seyahatin Notları

Resim
Bu kitabı arkadaşım yakın zamanda hediye etti, ben Türk Klasiklerini okuma konusunda çok kötü olduğum için bu hediyeye çok sevindim... kısa kısa denemelerden ve bir seyahatin notlarından oluşuyor, keyifli bir okuma oldu kitabı beğendim herkese öneririm... Makalelerden en güzeli: Gazi Yeni harflere dair ilk defa fikir teatisi için Dolmabahçe Sarayı'na davet edilenler içinde Gazi'yi bizzat görmeye gidenlerden biri de bendim. Heyecanım çoktu. Fotoğraf merceğine zerre kadar itimadım yoktur. (............) Gördüğüm fotoğraflara kıyasla biraz şişman, biraz yorgun, biraz hatları kalınlaşmış bir vücutla karşılaşacağımı zannederken, kapıdan bir ışık dalgası halinde giren yoğun bir kuvvet ve hayat görüntüsüyle birden gözlerim kamaştı: Gözbebekleri en garip ve esrarengiz madenlerden yapılmış bir çift gözün mavi, sarı, yeşil ışıklarla aydınlandığı asabi bir çehre... Yüzde, alında, ellerde bir sağlık ve bahar rengi... Düzgün taranmış, noksansız, sarı, genç saçlar... Bü

FRANK SCHÄTZING - SON DAKİKA

Resim
Yukarıdan da görüleceği üzere Frank Schätzing 'in tüm kitaplarını okudum, hem yazarı hem de diğer romanlarını Limit 'in tanıtımında ayrıntılı olarak anlatmıştım oradan bakabilirsiniz... önceki iki roman bilimkurgu türünde iken bu kez siyasi/derin devlet/casusluk konularında yazmış, ortak olan tek şey sayfa sayılarının bin civarında olması ile aşırı detaycılık... Schätzing'in yeni kitabının çıktığını görünce çok heyecanlanmıştım (yine bilimkurgu bekliyordum) ama arka kapağı okuyunca kalakaldım (sevmeyeceğimi düşündüm) ve fuarda iki kez elime alıp karar veremeyip yerine bıraktım ama okumazsam da hep merak edecektim o yüzden sonunda satın aldım... aslında ilk kararım bir anlamda doğruymuş şöyle ki; Romanın açıklamasına baktığınızda bir gazetecinin (Hagen) bir son dakika haberi yakaladığını, bunu yayımlatmak için ölümcül bir mücadeleye giriştiğini, dolayısıyla nefes nefese bir gerilim okuyacağınızı sanıyorsunuz ama öyle değil... Hagen'in bu hikayesi romanı

MİNE SÖĞÜT - Madam Arthur Bey ve Hayatındaki Her Şey

Resim
Mine Söğüt'ten geçen yıl Kırmızı Zaman 'ı okumuş ve çok sevmiştim... devam etmek için arka kapak açıklaması ilginç geldiği için yazarın bu kitabını seçtim... ve iyi ki de öyle yapmışım, muhteşem bir esermiş çok beğendim... üstelik bu bir kara kitap ve ben bu türü okumaktan pek hoşlanmıyorum, buna rağmen çok çok sevdim... Her hangi bir zamanda (veya her zaman) bu ülkede (veya başka başka ülkelerde) iktidardakilerin kötülüğünü ''Kimin için çalışıyordunuz?'' Madam Arthur Bey gülerdi bu soruya: ''Değişir. Kim tehlikedeyse onun için diyelim.'' Kim tehlikedeyse? ''1950'lerde bu ülkede hatta bu dünyada kim tehlikedeydi? Komünistler mi, emperyalistler mi mesela; ya da 70'lerde?'' (.........) ''Herkes kendini tehlikede hissediyordu aslında. Bugün için inanması zor belki ama gerçekten herkes tehlikedeydi. Olacak şey değil, değil mi Olcayto, komünistler emperyalizmi alt edebileceklerine gerçekten inanarak, dövüşüyorlard

HELEN BRYAN - SAVAŞ GELİNLERİ

Resim
Arka kapak açıklamasından da görüleceği üzere II. Dünya Savaşı sırasında İngiliz kırsalında bir kasabada 5 genç kadının hayatını anlatıyor... ben bu tip savaş zamanı hikayelerinden çok okudum dolayısıyla bu romanın ilginç/değişik/özel bir yanını bulamadım... ayrıca kadınların bu kasabada tesadüfen bir araya gelişlerini detaylı anlatıyordu ama sonrasında hemen kadınların dostluğundan dem vurmaya başladı, hangi ara? nasıl? dost oldular orasını pek anlayamadık hızlı çekim olarak geçti... ki özellikle Alice ve Evangeline halef selef olduklarından dost olmalarını geçtik, birbirleriyle konuşmalarının bile zor olması gerekirdi, o iş nasıl oldu belirsiz kaldı (sadece bir iki defa Alice, Evangeline'ne soğuk davranıyordu şeklinde yazdı o kadar, Evangeline ne düşündü ne tepki verdi hiç bilmiyoruz) bence romanın en eksik tarafı buydu... ayrıca kasabaya sonradan gelen diğer kızlar Elsie, Tanni ve Frances'de ayrı kültürlerden, sınıflardan kişiler, onların da diğerleri ile kaynaşmasını biraz

HARUKİ MURAKAMİ - Kumandanı Öldürmek

Resim
Murakami 'nin bu romanını geçen sene kitap fuarından almıştım, yeni sıra geldi ve yazardan okuduğum 15. kitap oldu... bu roman; içinde geçen tarihi olaylar, kuyu vs. ile çok hafif Zemberek Kuşunun Güncesi'ni andırsa da benim o çok sevdiğim eski kitaplarına benzemiyor (ne demek istediğimi 1Q84 , Renksiz Tsukuru Tazaki'nin Hac Yılları ve Sputnik Sevgilim romanlarının tanıtımında anlatmıştım) ama bu romanı da çok severek okudum... Sadece diğer Murakami romanlarında rastlamadığım; daha önce yazdığı bir konuyu/durumu, hatırlatmak amacıyla daha sonraki bir bölümde yinelediğinde, hem çok uzun tutması (ilk yazdığının kes yapıştır formu gibi) hem de çok sık tekrarlamasından pek hoşlanmadım, gereksiz tekrar oluyor...  Konusuna gelirsek; isimsiz ressam anlatıcımız 36 yaşında eşinden boşanmak üzere, kalacak yeri olmadığından üniversiteden bir arkadaşının babasının dağ evine taşınıyor... arkadaşının babası (Tomohiko Amada) çok ünlü bir ressam ama yaşlı ve hafızası artık y

RAVI SHANKAR ETTETH - TİBET'İN KAYIP KİTABI

Resim
Bu kitabı kitapçıda tesadüfen görüp, yalnızca Tibet ve Himalayalar'ı sevdiğim için aldım... her ne kadar konusu din ile ilgili görünüyorsa da iyi çıkacağına dair garip bir hisle riske girmeye karar verdim... okumaya başladıktan sonra konunun hikaye hikaye gittiğini gördüm, hafiften kişisel gelişim havası da vardı dolayısıyla bana uymayan ne varsa (din, kişisel gelişim, hikayeler) kitapta toplanmıştı... ve fakat; başlangıçta biraz tedirgin olsam da kitabı beğendim, hikayeler hoştu (sonunda birbirine bağlanıyordu), manzara tasvirleri çok iyiydi, keşişle birlikte o dağlarda bende geziyormuşum gibi hissettim... Ravi Shankar Etteth, Hindistan Palakkad doğumlu yazar ve karikatüristmiş, The New Indian Express gazetesinin editörü ve köşe yazarıymış, Yeni Delhi'de yaşıyormuş... yazarın başka kitapları da var ama dilimize yalnızca bu kitap çevrilmiş gibi görünüyor... Sonuçta beklentimi aşan bir okuma oldu, kitabı beğendim, okuyun derim... Yazar: Ravi Shankar Etteth Çevi

TAHİR MUSA CEYLAN - Diri Aşk

Resim
Şimdi bu kitap için ne desem hiç bilmiyorum; T. M. Ceylan 'ın okuduğum 6. romanı bu (galiba ilk romanı hariç hepsini okudum) ve bugüne kadar bayıla bayıla okuduğum, yere göğe sığdıramadığım yazarı sanki biri kopyalamış da ben o kötü kopyayı okumuşum gibi hissediyorum... daha ilk cümlelerden ne konuyu ne de karakterleri sevmediğimi fark ettim ama olamaz diye düşünüp devam ettim, ilk 100 sayfada hiç konsantre olamadım sonrasında biraz alıştım, son 50 sayfada ise bitsin artık diyerek okudum... nerede okuduğum 5 güzel kitap, nerede bu inanamıyorum... Aşkı anlatıyor deniliyor ama ben ölümü anlattığını hissettim hep, Adli Tıp'ta başlıyor, Cerrahpaşa'da devam edip, Mezarlıkta sona eriyor gibiydi... yeni kitap çıktı diye çok heyecanlanmıştım ama hayalkırıklığı oldu, gereksiz uzundu, dönüp dönüp aynı şeyleri okuyormuşum gibi geldi... yazarı seviyorsanız okursunuz muhtemelen ama ilk kez okuyacaksanız diğer kitaplarına bakın derim... Yazar: Tahir Musa Ceylan Sayfa Sayısı

TÜYAP İSTANBUL KİTAP FUARI 2019

Resim
Bu seneki kitap fuarına 20 adetlik bir liste ile gittim, 10 kitap alarak geri döndüm... ve aldıklarıma baktığımda hiç riske girmediğimi ve hep bildiğim yazarlardan seçtiğimi fark ettim... Tek istisna Helen Bryan; daha önce hiç okumadığım bir yazar ve böyle bir durumda iki kitabını birden almam aslında ama birini diğerine tercih edemedim, yayınevine güvendim (umarım yanılmam) ve her ikisini de almış bulundum... Pegasus Yayınevinde sevdiğim iki yazarın yeni kitaplarını görünce dayanamayıp aldım ama ''hem yükte hem pahada ağır'' bir alışveriş oldu... kitaplar 900-950 civarında bir sayfa sayısına sahip, fiyatları da %40'lık indirime rağmen kallaviydi... Tek kitap aldığım yayınevlerinde hep devam kitaplarını seçtim, bu kitaplarla serilerini tamamlamış olacağım... Ve son olarak; Can Yayınlarından çok uzun zamandır yeni baskısını beklediğim Teke Şenliği'ni ve yine çok sevdiğim yazarlar Tanizaki ve Conrad'dan birer kitap aldım...