YAŞAR KEMAL - KARINCANIN SU İÇTİĞİ
Bir Ada Hikayesi 2
Yaklaşık bir yıl önce burada serinin ilk kitabından
okumaya ve yorumlamaya başlamıştım, kaldığım yerden devam ediyorum... ilk
kitapta mübadeleden sonra bomboş kalan adaya istiklal madalyalı bir zabit, geçmişinden kaçarak yerleşiyor ve ilerde adanın dolmasını
bekliyordu... bu kitapta ise adaya yerleşmeye gelen insanların öyküsüyle romana
devam ediyoruz... öncelikle bu adaya mübadele sonucu Yunanistan’dan gelen
göçmenler yerleştirilmek isteniyor ama onların bir çoğu bu cennet gibi adayı
çok sevmelerine karşın çiftçi olduklarını adada tarım yapacak alan olmadığını
düşünüp ayrılıyorlar... o sırada Anadolu ise savaştan çıkmanın etkisiyle oradan
oraya savrulan bir sürü insanla dolu, aç bilaç kalmış, doğru düzgün kalacak yer
bulamamış insanların bir kısmı mübadillerin yerine adaya yerleştiriliyor, bunların yanı sıra Girit göçmenlerinden
bazıları da ada da kalmaya karar veriyor... buraya ilk yerleşen zabit Poyraz Musa,
herkese yardım eli uzatıyor ve ada Poyraz Musa’nın adası olarak anılmaya
başlıyor... adanın nüfusu giderek artarken gelen herkesin hikayesine de romanda
yer veriliyor ve siz inanılmaz öykülerle karşılaşıyorsunuz... künyesi gönderilen
oğullarını geri dönecek diye bekleyen annelerin, ayrıldıkları memleketlerini
özleyen bir gün döneceklerini uman, bu duyguyla ayakta kalan göçmenlerin, denizdeki
balığın yerini bir bakışta bulan balıkçıların, yeni filizlenen aşkların, her dönemde çıkarı uğruna her türlü dolabı
çeviren, herkesin ne olduğunu bildiği ama bir türlü engelleyemediği
düzenbazların hikayesini bir çırpıda okuyorsunuz...
İlk kitapta olduğu gibi Sarıkamış’ta ölen binlerce
askerden, Çanakkale savaşından, özetle savaş vahşetinden bu romanda da çokça bahsediliyor... bazı
insanlar kendilerine savaşın bittiği söylenilmesine rağmen inanmıyorlar ve öyle
olsa bile yenisi nasılsa çıkar diye düşünüyorlar... hayır bir daha savaş
olmayacak denilirken nasıl olur diye akılları almıyor...
Cennet gibi adanın tasvirleri, binbir umut ve yardımla
bir yerleşim inşa etme uğraşı, başa gelen tüm olumsuzluklara karşın iyi
insanların olması ve çabası, hakikaten umudun varlığı bu seride en çok hoşuma
giden şey... eğer bugüne kadar okumadıysanız sizde benim gibi geç de olsa
başlayın ve mutlaka okuyun...
Yazar:
Yaşar
Kemal
Sayfa
Sayısı : 520
Basım
Yılı : 2012 (11. Baskı) / 2002 (1. Baskı)
Yayınevi
: YKY
Bir Ada Hikayesi dörtlüsü, savaşlardan, kırımlardan, sürgünlerden arta kalan insanların, Yunanistan’a gönderilen Rumların boşalttığı bir adada yeni bir yaşam kurma çabalarını konu alır. Umut, dörtlemenin baş kahramanıdır.
Karıncanın Su İçtiği, beklemenin ve sabrın romanıdır. Savaştan dönmeyen yakınlarını bekleyen kadınların, yurduna dönmeyi bekleyen sürgünlerin, denizi bekleyen balıkçıların, aşkı bekleyen yüreklerin sonsuz bir sabırla hayata duydukları inanç, adanın doğasına, insanlarına duyulan sevgiyle aydınlanır.
“Yaşar Kemal’in romanı vahşi ve muhteşem bir türküye benziyor. Güçlü, yalın ve insanı deli eden...”
Die Weltwoche, (İsviçre)
Die Weltwoche, (İsviçre)
“Yaşar Kemal büyük bir yazardır. Onun eserlerini okumak, zengin kazanımlar sağlayan büyük bir serüvendir.”
Fönstet, (İsveç)
Fönstet, (İsveç)
“Yaşar Kemal'in eseri, büyük bir tuval üzerinde her santimine ayrı titizlik gösterilerek hazırlanmış bir tablo gibidir.”
Paul Theroux, The New York Times, (A.B.D.)
Paul Theroux, The New York Times, (A.B.D.)
“Çok büyük bir yazar.. Eserlerinin güzelliğine kapılıveriyor okur, bitirince şaşkınlık ve mutlulukla doluyor.”
Femme d’Aujourd’hui, (Fransa)
Femme d’Aujourd’hui, (Fransa)
“Almanlar ister koşuklu yazsın ister düzyazıyla, yapıtları yüzeyin çok diplerinde katmanlar taşıyan derinlikli yazarlara ‘Dichter’ derler.... hiç kuşkusuz ‘Dichter’dir Yaşar Kemal.”
Güven Turan
Güven Turan
ben de serinin yarısındayım iki kitap kütüphanemde sırasını bekliyor ama çok beğendim kendimi o adada hissediyorum okurken...
YanıtlaSil