JUN'ICHIRŌ TANIZAKI - Nazlı Kar



Bu J.Tanizaki’den (1886-1965) okuduğum ilk kitap ve yine muhteşem bir yazar için çok geç kalmışım... yazarın başyapıtı sayılan, orijinal adı Sasameyuki (çisildeyerek yağan kar demekmiş) olan roman, 1943 yılında bir dergide tefrika olarak yayımlanmaya başlıyor, savaş yıllarında yayını durduruluyor ve 1948 yılında 3 cilt olarak basılıyor... ismi kar (yuki) olsa da aslında kast edilen kiraz çiçekleri dökülürken oluşan görüntünün kara benzemesiymiş...

Roman 1938-1941 yılları arasında geçiyor, dönemin toplum yapısı, Japon kadını, kadın erkek ilişkileri ve gelenekleri kapsıyor... Osaka’nın iyi ailelerinden Makioka’ların 4 kızının hayatını anlatıyor... kızların (Tsuruko, Sachiko, Yukiko, Taeko) ilk ikisi evli, damatların her ikisi de karılarının soyadını (Makioka) almışlar ve kızların babaları öldüğü, erkek kardeşleri de olmadığı için büyük enişteleri aile reisi olarak bulunuyor... konunun ana eksenini üçüncü kız Yukiko’nun -otuz yaşını geçtiği için- bir an önce evlendirilmesi oluşturuyor... kadınların mutlaka evlenmeleri gerekiyor gibi bir durum mevcut... Yukiko güzel ve zarif biri olmasına rağmen sessiz, geleneksel ve biraz içine kapanık bu yüzden zaman zaman sorun yaşanıyor... en küçük kız olduğu için Koisan’da denilen Taeko ise dışa dönük, hareketli, neşeli, yaratıcı bir tip ama bir yandan da kontrol edilmesi güç ve aileye problem çıkarıyor...

Yazar tüm roman boyunca çeşitli karşılaştırmalar yapıyor, Japon tarzı/Batı tarzı, Osaka lehçesi/Tokyo lehçesi, Kansai Bölgesi kültürü, Kantö Bölgesi kültürü gibi... o yıllarda modernleşmeye çalışan toplumun gelenekleriyle olan ilişkisini ortaya koymaya çalışıyor... II. Dünya Savaşı sırasında yazılmasına rağmen savaştan pek bahsetmiyor, sadece kısaca değinip geçiyor...

Aslında geleneklerine çok bağlı bir toplumda günlük hayat anlatılıyor ama her şey o kadar renkli ki büyük bir merakla okudum... yazarın olağanüstü bir anlatımı var, elimden bırakamadan, sonuna yaklaştıkça bitmese keşke düşünerek sayfaları çevirdim... ben Japonları seviyorum o yüzden de çok hoşlandım ama böyle bir ilginiz olmasa bile severek okuyacağınız bir eser, ben diğer kitaplarından devam edeceğim siz de kaçırmayın okuyun... 

Son olarak çeviri mükemmeldi, çok keyif aldım...

Yazar:  Jun'ichirō Tanizaki
Çevirmen : Esin Esen
Sayfa Sayısı : 840
Basım Yılı : 2015
Yayınevi : Can

Japon şiirinde kiraz çiçeklerine dair yüzlerce, binlerce şiir söylenmişti… Eskiler çiçeklerin açmasını sabırsızlıkla bekler… dalından düşüp giden çiçeklere hüzünlenirdi… defalarca, tekrar tekrar aynı şeyleri dillendiren sayısız şiir yazılmıştı… Sachiko küçük bir kızken, bu şiirler ona çok sıradan gelir, pek duygulanmadan okuyup geçerdi. Yıllar geçip yaşı ilerledikçe eski zamanlarda yaşamış bu insanların sadece hoş ve zarif bir söz söyleme kaygısında olmadığını fark etmişti. Kirazların çiçek açmasını nasıl özlemle beklediklerini… sonra en görkemli zamanlarında dökülüp giden çiçeklerin yarattığı hüznü… Sachiko da ruhunun derinliklerinde hissetmeye başlamıştı.

Nazlı Kar bir döneme, farklı bir coğrafyaya, Japon algısına, kültürüne bir yolculuk gibi... Dört kız kardeşin odağında gelişen bir "kadın romanı". Yazar, satırlarında gelenek ve modernlik, Doğu ve Batı kavramlarını sorgularken okuyucusunu da kendisine katılmaya davet ediyor. Kitap adını, Japon şiirindeki bir söz sanatından alıyor. Kiraz çiçeklerinin baharda dallarından dökülmesini kar zannetmek… Kitabın kurgusu da bu imgeye uygun bir biçimde mevsimlerin döngüsünü aktarıyor, zamanın geçişine duyulan hüznü bize ulaştırıyor.

Yorumlar

  1. Son zamanlarda kitapçılarda gezindiğimde en çok ilgimi çeken kitaplardan biri bu kitap. İyi ki yorulamışsın. Bana fikir oldu:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Karakterler çok hoştu, hem Yukiko'yu acilen evlendirmek istiyorlar artık ince eleyip sık dokumayalım diyorlar ama bir talip çıktığında da düşünelim taşınalım ona soralım buna soralım diye 4-5 ay geçiriyorlar birde neden bizi acele ettiriyorsunuz diye sızlanıyorlar... ben en çok Koisan'ı sevdim o kadar kurallara bağlı kişinin arasında tam bir ayrık otu... tüm aileyi tepetaklak etti... çok keyifli bir romandı...

      Sil
    2. Gülüm merakım iyice arttı:) Kısa zamanda almalıyım. Gül Uğultulu Tepeleri çok uzun yıllar sonra yeniden okudum. Çok etkilendim. Okumadıysan oku canım. ilk 50-60 sayfasında birazcık karışıklık oluyor ama sonra hiç bitmesin diye diye okuduğum kitap oldu.

      Sil
    3. Uğultulu Tepeleri yaklaşık 10 yıl önce okumuştum, hakikaten çok iyidir... sevgiler :)

      Sil
  2. ya ama yaa, çok fena halde okumak istediklerimden :( hele yarımlarım toparlansın , elimdeki okunacaklara sıra gelsin , devasa kulelerim erimeye başlasın bakalım da :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bekleyenler benimde gözümü korkutuyor zaman zaman :) sevgiler :)

      Sil
  3. Yazarın anahtar isimli romanını okumuştum ama bu kitabından haberim yoktu, nasıl atlamışım? kitabın çok hoş olduğuna eminim, bu arada sizin fotoğrafınız da çok güzel, kitabı listeme ekliyorum, teşekkürler, keyifli okumalar:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkürler:) gerçi ben kiraz çiçeği bulamayıp, orkide koydum ama:) size de keyifli okumalar:)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

STEFAN ZWEIG - İNSANLIĞIN YILDIZININ PARLADIĞI ANLAR

ANDRÉ MAUROIS - İKLİMLER

LOU ANDREAS-SALOMÉ - RUTH