KIM STANLEY ROBINSON - 2312
Amerikalı
yazar Kim Stanley Robinson 1952 doğumlu olup, lisans eğitimini San Diego Üniversitesi’nde,
yüksek lisansını ise Boston Üniversitesi’nde edebiyat üzerine yapmıştır... 18 adet
romanı, çok sayıda ödülü bulunan yazarın en ünlü eseri Mars Üçlemesi’dir
(Kızıl Mars/1993, Yeşil Mars/1994, Mavi Mars/1996)... bilimkurgu konusunda önemli bir yazar olmasına karşın, yayıncılık sektörümüzün neredeyse hiç ilgi göstermediği bir yazar olmuştur... 2003’de
Kızıl Mars, 2010’da Science In The Capital serisinin ilk kitabı Yağmurun
Kırk İşareti yayımlanmış ama her iki serinin de devamı gelmemiştir... bu
kez başka bir serinin ilk kitabı 2312, İthaki tarafından ekim ayında
yayımlandı, umuyorum bu bir milat olur ve çok sevdiğim bu yazarın diğer
romanları da -Mars üçlemesinin kalan iki kitabından başlayarak- İthaki
tarafından basılır...
Bana
göre Robinson en iyi bilimkurgu yazarlarının başında gelir ve dilimize çevrilen
üç kitabı da severek okudum, özellikle Kızıl Mars muhteşemdir (yazar bu romanda 2019 yılında
John Boone Mars'a ayak basan ilk insan oldu. 2027 yılında Yeryüzü'nün en iyi
mühendisleri ve bilimcileri arasından seçilen ilk yüz kişi gezegenin yüzeyine
indiler ve insanoğlunun giriştiği en büyük mücadele başladı şeklinde bir kurgu
yapıyor ve tarihleri bugünlerde planlananla neredeyse tutturuyor), onu bugüne kadar okuduğum tüm bilimkurgu kitaplarının önünde tutarım...
2312’ye
gelirsek; Iain M. Banks’ın ‘’bilimkurguda nadir rastlanılan türde
düşünsel ve insancıl; muazzam bir spekülatif kurgu’’ tanımlaması romanı çok
iyi anlatıyor... aradan 300 yıl geçmiş, insanlık Mars’tan sonra Merkür’den
Kuiper Kuşağına kadar tüm güneş sistemine ulaşmış ve yerleşmiştir... Venüs ve
Titan’ın dünyalaştırma faaliyetleri devam etmektedir... her konuda teknolojik
ilerlemeler muazzamdır, insan ömrü 200 yıl ve ötesine uzamıştır (nüfus artışı
sorununa değinilmiyor, genetikte çok ilerledikleri için çözmüşlerdir diye kabul
ediyoruz), yapay zekalar, kuantum bilgisayarları aktif olarak kullanılmaktadır,
uzay asansörleri (bildiğim kadarıyla bu konuda da Japonlar çalışıyor) inşa edilmiş,
uzaya gitmek daha kolaylaşmıştır, ışık hızının %2’sine ulaşan hızlara
çıkılabilmektedir... tüm bu gelişmelere karşın Dünya hala bir gayya kuyusudur
(hem ağır yerçekimi hem de her zamanki çekişmeleri ve çevresel felaketleriyle),
buna karşın uzaycılar 300 yıl boyunca savaşmadan yaşayabilmeyi başarmışlardır,
Mars herkese eşit haklar veren optimum yönetim biçimi ile tüm güneş sisteminin
lideri konumundadır... Dünya herkesin ilk evi ama iflah olmaz çekişmeleri
nedeniyle bir türlü düzeltemedikleri yerdir ama uzaycılar hala sebatla
sorunlarını çözmek için uğraşmaktadırlar... Merkür’de başlayan sıra dışı
olaylarla hikaye devam eder... ekonomiye hiç değinilmiyor parasal sorunlar
nasıl çözülmüş belli değil, bence kitabın en eksik yönü bu...
Roman
değişik bir anlatıma sahip, hikayenin anlatıldığı bölümler var, alıntılar denilen daha çok teknolojik
gelişmeler, tarihi açıklamalar, genetik bilimindeki gelişmeler gibi konunun
teknik yönlerini anlatan açıklama bölümleri var, sebebini pek çözemediğim listeler bölümleri ve bilgisayarlarının
gözünden anlatılan Kuantum Yürüyüşü bölümleri
var... yazar tüm kitaplarını insanı incelemek üzerine kurguluyor, insanın davranışı,
düşünceleri, hırsları, yaptıkları, ettikleri romanın ana eksenini oluşturuyor,
o yüzden nefes nefese ilerleyen bir bilimkurgu beklerseniz yanılırsınız, bu
daha ağır işliyor her okuduğunuz sayfada bir durup düşünüp sindirmeniz
gerekiyor... hatta bazen 3-4 sayfada bir veya bölümden bölüme geçerken kitabı
kapatıp düşünmek durumunda kaldım...
Romanda
çok az dipnot var, bazı bilinmeyenler konu içinde açıklansa da bazı konular belirsiz halde kalabiliyor, çok fazla dipnot sevmememe ve bu konularda epeyce
kitap okumama rağmen bunu okurken bir yandan da internetten merak ettiklerime
bakmak zorunda kaldım böyle okumak biraz zor oluyor, bir miktar daha dipnot
konulabilirdi...
Benzer
konularda okuduğum kitaplarda insanların geleceği açısında olumsuz bir tablo
çizilir, bugünkü karmaşaların benzerleri uzaya taşınmış olur, dünyayı mahvetmiş
oluruz... ki ben de aynı şekilde
düşünüyorum gelecekten pek umutlu değilim ama yazarın insanlığa dair çok ufak
da olsa hala umudu var ve bunu romanlarına yansıtıyor, aynı görüşte olmasam da
bunu okumayı çok seviyorum. Bu romanı da çok sevdim İthaki’den devamını bekliyorum,
siz de kaçırmayın okuyun...
Çevirmen : M.
İhsan Tatari
Sayfa Sayısı : 520
Basım Yılı : 2016
Yayınevi : İthaki
Nebula En İyi Roman Ödülü
Hugo En İyi Roman Ödülü Adayı
Locus En İyi Bilimkurgu Romanı Ödülü Adayı
Arthur C. Clarke En İyi Roman Ödülü Adayı
BSFA En İyi Roman Ödülü Adayı
James Tiptree Jr. Ödülü Onur Listesi
Campbell En İyi Roman Ödülü Adayı
John W. Campbell Ödülü Adayı
Yıl 2312… Bilimsel ve teknolojik ilerlemenin ışığında insanlık, uzaydaki alanını genişletmiş ve birçok gezegene yayılmıştır. Merkür'ün Tanyeri şehrindeki beklenmedik bir ölümü izleyen sıradışı olaylar, Swan Er Hong'un hayatını değiştirecek ve insanlığı bekleyen tehlikeli geleceğin adımlarını hızlandıracaktır.
Mars Üçlemesi'yle tanıdığımız ödüllü yazar Kim Stanley Robinson'ın politika, cinsiyet ve insan doğası gibi kavramları uzay gemileri, yapay zekâ ve uzak gezegenlerle buluşturduğu 2312, okura alegorik bir evrenin kapılarını aralıyor.
"2312, bilimkurguda nadir rastlanılan türde düşünsel ve insancıl; muazzam bir spekülatif kurgu." -Iain M. Banks-
Bilimkurguda Dune serisini çok severim, bu yazarı ilk defa duyuyorum, konusu ilginç ama açıkçası kitapların kalınlığı gözümü korkuttu:) bir de kitabın psikolojik derinliği olması da önemli benim için, bu yazarın kitaplarında bulabiliyor muyuz bunu?:)
YanıtlaSilEvet fazlasıyla var. Bence de en iyi yanı bu. Dune serisi benim de listemde var ama çok fazla kitabı var o yüzden ben de bir türlü başlayamadım. Sevgiler:)
Silhımmmss keşfetsem iyi olcak gibi görüküyooo :)
YanıtlaSilGüzel, okuyun bence:)
Silbilimkurgu pek okumuyorum gül hanım ama yorumunuzu okuyunca özendim valla:)
YanıtlaSilBelki bir gün denersiniz:) sevgiler:)
SilMerhaba,
YanıtlaSilBu tarz, ütopik geleceği konu eden başka kitap var mıdır?
Öncelikle yazarın Kızıl Mars'ı var ki muhteşemdir. Frank Schatzing'in Limit isimli romanı var. ve James S.A. Corey'in Enginlik Serisi (üç kitap) var. şimdilik aklıma gelenler bunlar. Schatzing ve Corey'i blogumda bulabilirsiniz. Keyifli okumalar, teşekkürler.
Sil