ISABEL ALLENDE - Kaderin Kızı
Allende okumalarıma devam ediyorum, ''Kaderin Kızı'' romanı; 1843 yılında Şili'de bir İngiliz ailesiyle başlayıp 1853 yılında San Fransisco'da Çinliler, Amerikalılar, Meksikalılar vs. kırkbir çeşit halkla sona eriyor... Sommers ailesinin kapısına yeni doğmuş bir bebek olarak bırakılan Eliza'nın hayatı, ilk 15 yılında sevilip, korunup kollanarak geçer... onu kızı olarak benimseyen Rose Sommers çok iyi bir eğitim almasını sağlar, Şili'li yerli bir kadın olan ahçı vasıtasıyla da yemek yapma, yerli dilini ve adetlerini öğrenme ve doğada vakit geçirme güdülerini tatmin ederek mutlu bir çocuk olarak büyür... Eliza 15 yaşına geldiğinde ilk aşkı ile karşılaşır ve hayatı çok farklı bir yöne savrulur... tam bu sırada da Amerika'da altına hücum yılları başlamıştır... önce beş parasız sevgilisi altın bulmaya yollanır, sonrasında da Eliza onu bulmak için yola düşer... şans eseri tanıştığı bir Çinli vasıtasıyla bir gemide kaçak yolcu olarak Amerika'ya gider... hem gerçekte Çinli bir doktor olan Tao Chi'en'in hayatını, hem Eliza ve Tao'nun gemi yolculuğu başta olmak üzere birlikte geçirdikleri zamanı, hem Eliza'nın sevgilisini arama macerasını, hem de altına hücum yılları Amerika'sını okumaya devam ederiz...
Çok renkli anlatılmıştı tıpkı bir film gibi gözümün önünde canlandı tüm hikaye... bu kitabını da çok sevdim, Tao Chi'en'i daha çok sevdim, kaçırmayın mutlaka okuyun derim...
Yazar: Isabel Allende
Çevirmen: İnci Kut
Özgün Adı: Hija de la fortuna
Sayfa Sayısı: 472
Basım Yılı: 2020 (4. Baskı) 2000 (1. Baskı)
Yayınevi: Can
Rose, sevdiği adamın evli olduğunu öğrenmiş, ağabeyleriyle Şili’ye giderek yeni bir yaşama başlamıştır. Bir gün kapısına bir bebek bırakılır. Rose, Eliza adını verdiği bebeği evlat edinir. Yıllar hızla geçer. Büyüyüp genç kız olduğunda Eliza da tıpkı Rose gibi aşk acısını tadar. Büyük bir tutkuyla bağlandığı sevgilisi onu bırakarak California’ya altın aramaya gitmiştir. Dünyanın dört bir yanından, geçmişlerini geride bırakarak yeni bir yaşam aramaya gelen bu insanların pek azı, yeni bir ülkenin oluşumunda yer alırken çoğu da eriyip yok olacaktır. “Altına Hücum”un yaşandığı, serüven düşkünlerinin altın bulmaya çalıştığı vahşi Amerika, olağanüstü çizgilerle, renklerle gözümüzde canlanır.
Isabel Allende, aşkı derinlemesine çizerken Eliza’nın kişiliğinde, yalnızlığın, arayışın erişilmez boyutlarını da gözler önüne serer; aşk, şiddet, dostluk, umut, umutsuzluk gibi insanı insan yapan temel duyguları, romanın kahramanlarıyla birlikte bizlere de yaşatır.
Allende büyük aşklarımdan
YanıtlaSilBende çok seviyorum:)
Silevet seviyon sen zaten çok iyi bir yazar, okurum tabii bunu, tao chi amcayı tanıyom :)
YanıtlaSilSahi mi?:))
Siltao chi ünlü bir bilgelik kitabı, uzakdoğu felsefesinde, tao te ching, bu kahramanı herhalde ondan esinlenmiştir :)
SilBu ismi onu yetiştiren ve geleneksel Çin tıbbını öğreten ustası koyuyor (anne babası dördüncü oğul diyor) , Tao yaşam yolculuğunu simgeliyormuş, Chi'en ise üstadının soyadı aynı zamanda. Üstadı Tao'ya amacın insanlara faydalı olmak ve bilgeliğe erişmek olacak diyor. Dediğiniz gibi o bilgelik kitabından esinlenmiş gibi görünüyor. Ben bu bilgelik kitabını bilmiyordum öğrenmiş oldum teşekkürler:)
SilBir türlü başlayamadığım yazar!
YanıtlaSilBen de geç başladım ve sonra bu duruma çok hayıflandım. En kısa sürede bir kitabını okuyun derim sonrası geliyor zaten:) teşekkürler, sevgiler.
Silkonusu tam bana göreymiş Gül Hanım elinize sağlık sevgiler:)
YanıtlaSilKeyifli okumalar Eren Hanım, sevgiler:)
SilElinize sağlık türkçe böyle kaliteli sayfalar bulmak gerçekten zor .
YanıtlaSiltakipteyimm
https://www.libereji.com
Çok teşekkür ederim. Bakacağım blogunuza.
SilAynı dönemde farklı kitaplarını okumanın tesadüfü çok hoşuma gitti. Bu kitabını da severek okumuştum. Ruhlar Evi ise bambaşka bir yere oturdu kalbimde.
YanıtlaSilÖzellikle aileisnden yola çıkarak anlattıkları, yaşadıkları etkileyici. Kadınlar hep güçlü olmak zorunda kalmışlar ailesinde...
Evet çok güzel tesadüf:) Allende kitaplarından sevmediğim olmadı daha. Sadece İnci Kut çevirilerini bir tık daha çok seviyorum. Ruhlar Evi'ni de onun çevirisiyle okusaydım daha memnun olurdum. Ki o kitabı çeviren Nihal Yeğinobalı'yı da çok severim, çok yetkin bir isimdir ama İnci Kut yazarın tarzını daha iyi yansıtıyor diye düşünüyorum. Sevgiler:)
Silsizin anlatımınız da bende bir film şeridi oluşturdu, teşekkür ederim paylaşım için, yazarı da severim umarım fırsat bulurum okumaya, sağlıkla kalın.
YanıtlaSilGüzel kitaptı umarım okursunuz, ben teşekkür ederim size de sağlıklı günler, sevgiler:)
Sil