LAWRENCE DURRELL - Avignon Beşlisi 1: Monsieur ya da Karanlıklar Prensi
Söze başlarken Lawrence Durrell'i çok başarılı bulduğumu ve çok sevdiğim bir yazar olduğunu belirteyim... yazdığı konudan bağımsız sadece dili ve anlatımı için de okurum, konunun geçtiği zaman ve mekana okuyanı dahil etmesini çok seviyorum... bu girişten sonra İskenderiye Dörtlemesi'nin peşi sıra merakla başladığım Avignon Beşlisi'nin ilk kitabına gelirsek;
konu Gnostisizm(*) ile ilgili; herhangi bir din veya din benzeri felsefeler hiç ilgimi çekmediği için gnostikleri okumakta cazip gelmedi
karakterleri -özellikle İskenderiye Dörtlemesi- ile karşılaştırdığımda çok silik buldum, bana hiç hitap etmediler, iki erkek, bir kadın ile iki kadın, bir erkekten oluşan üçlü ilişkiler bunlar ve eşcinsellik de var ensest de... itirazım bu ilişkilerin işlenmesine değil, zaten çok soyut anlatılıyor rahatsız edici bir yanı yok, hatta platonik mi gerçek mi onu bile tam netleştiremedim, sadece hiç ilgimi çekmediler
romanın bazı kısımlarını hiç anlamadım gerçi konu ilgimi çekmediği için anlamak için zorlamadım da
Tapınak Şövalyeleri ilgili de bir şeyler anlatılıyor o bölümleri beğendim (bildiğim yerden geldi diyelim;)
Sonuç olarak yazarı sevdiğim için denemesem olmazdı, devamını ne zaman okurum veya okur muyum hiç bilmiyorum:) yazarı seviyorsanız siz de benim gibi ilk kitabı okuyup kararınızı verin derim...
(*) Gnostizm, antik çağlarda ortaya çıkmış bir dini felsefe ve harekettir. Kelime kökeni Yunanca "gnosis"ten gelir, bilgi veya içgörü anlamındadır. Gnostikler, insanın içsel kurtuluşunun bilgi yoluyla gerçekleşeceğine inanırlar. Bu bilgi, evrenin kökeni, insanın doğası ve kurtuluşun sırrı gibi temel konuları kapsar. Gnostikler, dünya ve maddi varlıkla ilgili olarak genellikle olumsuz bir görüşe sahiptirler ve ruhun maddi dünyaya hapsolduğuna inanırlar. İlahi kurtuluş, bu dünyadan kaçış ve ruhsal aydınlanma ile gerçekleşir. Gnostisizm, erken Hristiyanlık döneminde birçok farklı mezhep ve öğreti içerisinde ortaya çıkmıştır ve Hristiyanlıkla sık sık ilişkilendirilir. Ancak, gnostisizm genel olarak çok çeşitli dini, felsefi ve mistik öğretileri içeren bir akım olmuştur.
Yazar: Lawrence Durrell
Çevirmen: Seçkin Selvi
Özgün Adı: The Avignon Quintet 1: Monsieur or The Prince of Darkness
Sayfa Sayısı: 344
Basım Yılı: 2023 (5. Baskı) 1992 (1. Baskı)
Yayınevi: Can
Büyük yenilgiler öylesine derine işler ki, yüzeyde gülümseyişin ötesinde hiçbir şey görünmez. Ve büyük, özel deneyimler yalnızca bir kez yaşanır, ne yazık!
Avignon: Kralların ve papaların şehri, tarihî Güney Fransa’nın başkenti, efsanevi Provence’ın kalbi. Diplomat Piers, kız kardeşi Sylvie ve İngiliz Doktor Bruce’un iç içe geçmiş spekülatif yaşamları, patlak veren İkinci Dünya Savaşı’yla birlikte sonsuza dek değişir. Bu gelişme onları birtakım entrikaların, gnostik kültlerin, dinî ritüellerin içine sürükler ve kendilerini savaş sonrası Avrupa’sını şekillendirecek felsefi ve estetik anahtarların, bilgelik arayışının peşinde, gizemli maceraların içinde bulurlar.
Beş kitaptan oluşan Avignon Beşlisi, Hitler Avrupa’sından Ortaçağ’a, Fransız şatolarından Mısır çöllerine uzanan, coşku ve dehşetin, tutku ve ölümün destansı bir senfonisi; yalnızca Lawrence Durrell tarafından yazılabilecek bir başyapıt.
“Durrell bir sihirbaz. Bulutlarla kaplı kuleler, muhteşem saraylar ve görkemli tapınaklar yaratıyor, içlerine giriyor, muazzam olay örgüleri kuruyor ve her daim kendine hayran bırakıyor.” The Times
Yazarı hiç okumadım. Ama okumanın zamanı gelmiş anlaşılan :)
YanıtlaSilİskenderiye Dörtlüsü'nden başlamanızı öneririm:) Teşekkürler
SilBu yazarı ismen biliyorum ama kitapları hakkında hiçbir fikrim yok. Aslında konusu ilginç duruyor ama sevmem gibi geldi. Neyse, tanıtım için teşekkürler. En azından kitaptan haberdar oldum. :)
YanıtlaSilArka kapak Beşlemenin tamamını içerir şekilde yazılmış gibi, ilk kitapta Ortaçağ, Fransız şatoları, Mısır çölleri vardı diğerleri sonraki kitaplarda işleniyor sanıyorum. Belki sonrası çok güzel ilerliyordur ama bu din konusu devam ediyorsa benim için büyük dezavantaj :( Haberdar olmak işe yarar umarım, teşekkürler:)
SilÇok samimi ve fakat çok kısa bir yazı yazmışsınız, insan sevdiği yazarda umduğunu bulamadığında biraz ketuma kaçıyor :) ya da bana mı öyle geldi, :) sevgiler, keyifli okumalar...
YanıtlaSilEylem Hanım merhaba:) ben genellikle kısa yazıyorum tüm tanıtımlarım hemen hemen bu uzunlukta oluyor. Burada yazara iltimas geçmedim tam ne hissediyorsam onu yazdım, şöyle ki; konusu ve karakterleri hiç ilgimi çekmeyen bir romanı yine de sonuna kadar okudum bu yazarın anlatımı sayesinde, başka bir kitap olsa yarım bırakabilirdim. İskenderiye Dörtlemesinin ilk kitabı da beni zorlamıştı ama onun devamını okuyacağımı biliyordum, bunda bilmiyorum mesela veya okumama olasılığım daha yüksek ki bunu da yazdım. Eğer okursam da yazarın üslubunu özlemem neden olabilir:) Umarım durumu açıklayabilmişimdir:) Size de keyifli okumalar, sevgiler:)
SilGül Akça,
Silbana öyle gelmiş o halde ki, teşekkür ederim. Yazarın İskenderiye'sini sizin yorumunuza binaen edindim, ama sıra ne zaman gelecek bilmiyorum umarım ben de sizin kadar severim
Umarım seversiniz, keyifli okumalar, sevgiler:)
Silhıms iskender serisine hayran olmakla birlikte bu seriyi okumadım ama öbür seri denli iyi değil gibi duruyor yanii bi düşünmeliii :)
YanıtlaSilYani belki diğer kitaplarda daha iyi oluyordur da benim ilgimi çekemedi şimdilik:) Teşekkürler
Sil