KIJ JOHNSON - FUDOKİ
Bu romanı 12. yüzyıl Japonya'sında geçtiği için aldım, daha önce de 10. yüzyılda yine Heian döneminde geçen Sei Şonagon'un Yastıkname kitabını okuyup sevmiştim... bu roman yazıldığı 2003'de Dünya Fantezi Ödülü finalistiymiş ama Heian dönemini anlatan tarihi yönü daha baskındı...
Arka kapakta da yazdığı gibi hem prensesin saraydaki kapalı hayatını hem de defterlerine yazdığı kurgu hikayeyi okuyoruz iç içe geçmiş bir biçimde... prensesin hayatına Sei Şonagon'dan aşinaydım (muhtemelen yazarda o eserden faydalanmış ve yeri geldiğinde sık sık Şonagon'dan bahsediyor) o güzel bir tanıdıklık duygusu yarattı, asıl hoşuma gidense kedi-kadın Kagaya-hime'nin hikayesiydi...
Bir deprem, arkasından gelen yangınla büyük bir malikane yanıp kül olur, bahçesinde yaşayan kedilerin çoğu ölür sadece küçük bir yavru sağ kalır o da ne yapacağını bilemeyip oradan oraya savrulur, fudokisini ''Malikanenin bahçesindeki kediler (dişi kediler) bir şeyi daha paylaşıyordu: fudoki'lerini, yani bir kedi için benlik ve ruh, yuva ve mabet, -hepsi birden-anlamına gelen şeyi. Fudoki bir yeri sahiplenen dişiler silsilesinin kaydıdır, o yere gelen ilk dişiyle başlayan ve -bir hikaye anlatabilecek kadar tecrübe kazandığında- mevcut dişiyle sona eren bir kedi nehri. Ayrıca söz konusu yerin kendisidir, hikayesi anlatılan kedidir, hane halkının onurlandırıldığı mabettir. (syf:18)'' aramaktadır ama annesi, teyzeleri, kuzenleri, fudokisindeki herkes ölmüştür... başka kedilerin yanına gittiğinde de barınamaz ve yola devam eder... yolun bir noktasında Kamiler (bir çeşit tanrı) onu kadına çevirir, ihtiyacı olan nesneler (giysiler, para, silahlar, at vs.) gerektiğinde yanında belirmeye başlar, kedi gibi hissedip, insan olmanın nasıl bir şey olduğunu tecrübe ederek ilerler ve hikaye devam eder...
Güzel bir romandı özellikle Kagaya-hime çok iyiydi, sadece sonlara doğru bir savaş oluyor onu çok uzun uzun anlatmıştı bir noktadan sonra ilgimi kaybettim ve olması gerekenden uzun zamana okudum, keşke bu kadar uzatmasaydı daha iyi olurdu... sonuçta romanı beğendim, Japon edebiyatını seviyorsanız okuyun derim...
Yazar: Kij JohnsonÇevirmen: Özde Duygu Gürkan
Özgün Adı: Fudoki
Sayfa Sayısı: 320
Basım Yılı: 2023
Yayınevi: Metis
'' Ben Prenses Harueme, Fujivara no Enyu ile şimdi Go-Sanjo dediğimiz imparatorun kızıyım. Daha önemlisi, yaşlıyım ve ölüyorum.”
Böyle başlıyor anlatmaya, hayatının büyük kısmını imparatorluk sarayında, kapalı kapılar ve paravanlar ardındaki küçücük bir dünyada geçirmiş olan Prenses Harueme. Kendi kaderine yön verememiş olan bu yaşlı kadın, kurmaca bile olsa başka birinin kaderini özgürce yönlendirmenin özlemiyle bir hikâye yazmaya koyuluyor.
“O halde neden anlatıyorum Kagaya-hime’nin hikâyesini? Dahası, neden kendi hayatımı anlamlandırmaya çalışıyorum, hangi olayların tam olarak yazdığım gibi olduğunu, hangilerininse dilekler ya da pişmanlıklarca değiştirildiğini bile bilmezken? Çünkü elimizdeki tek şey hikâyeler ve hatıralar. Eskiden sahip olduğum şeyler, geçmişte sevdiğim insanlar – bunlar zihnimin sandıklarda sakladığı ve sıkıldıkça ya da yalnızlık çektikçe çıkardığı defterlerdeki mürekkep izlerinden ibaret. Bir şeyleri gerçek kılan, onları kaydetmek – başka hiçbir yere olmasa bile hafızamıza. Benim fudoki’m, hayatımla bire bir aynı uzunlukta. Fudoki’m olmadan ben bir hiçim, çünkü o ve ben aynı şeyiz.”
Amerikalı yazar Kij Johnson (doğum adıyla Katherine Irenae Johnson) 1960 yılında Harlan’da (Iowa, ABD) doğdu. Lisans eğitimini St. Olaf College’da tamamladıktan sonra Minnesota Üniversitesi’nde, Kansas Üniversitesi’nde ve Goddard College’da yaratıcı yazarlık ve edebiyat eğitimi aldı, Kuzey Karolina Devlet Üniversitesi’nde mastır yaptı. 2012 yılında Kansas Üniversitesi İngilizce Bölümü’nde yaratıcı yazarlık dersleri vermeye başladı. İlk öyküsü 1987 yılında yayımlanan Johnson, çoğunluğu fantezi edebiyatı türünde olmak üzere elliden fazla öykü ve üç romanın yanı sıra şiirler ve kurmaca dışı eserler kaleme aldı. Johnson’ın layık görüldüğü pek çok edebiyat ödülü arasında Nebula Ödülü (üç kere), Dünya Fantezi Ödülü (üç kere), Hugo Ödülü ve Grand Prix de l’Imaginaire bulunuyor. Halen Kansas Üniversitesi’nde yaratıcı yazarlık dersleri veren yazarın kitaplarından bazıları şunlardır: The River Bank (roman, 2017), The Dream-Quest of Vellitt Boe (2016, novella), Arı Nehrinin Ağzında (öyküler, 2012; İthaki, 2021), Tales for the Long Rains (öyküler, 2001), The Fox Woman (2000).
Çok ilginç konusu gerçekten, kapağa da ayrı bayıldım Gül Hanım, çok orijinal kitaplar buluyorsunuz:) elinize sağlık, keyifli okumalar:)
YanıtlaSilÇok sağolun Eren Hanım:) Japonların bu dönemi hakikaten çok ilginç, okunmaya değer. Size de keyifli okumalar, sevgiler:)
Siluzakdoğu edebiyatı seviyom tabii, aklımda olsun :)
YanıtlaSilOkumadıysanız eğer Yastıkname'ye de bir bakın. İkisi de güzel:) teşekkürler.
Silpikuuu :)
Sil:))
Sildediğiniz yorum sorunu birkaç haftadır hepimizde var. blogger sorunu olmalı. zamanla düzeltirler herhalde :)
YanıtlaSilUmarım çabuk düzeltirler çok sinir bozucu:(
Sildizilerim geldiiii bohçacı geldiii :)
SilBaktım:)
SilUzakdoğu edebiyatı hakkında pek fikrim yok ancak zaman zaman bloglarda karşılaşıyorum. Güzel öneri :)
YanıtlaSilJapon edebiyatı değişiktir ama ben çok seviyorum, bir tane deneyin derim. Tabii Japon bir yazardan deneyin. Bu kitap her ne kadar o kültürü anlatıyorsa da yazarı Amerikalı orijinalinden denemekte fayda var. Teşekkürler:)
Silson yazımdaki roman hoş bir kitap :)
YanıtlaSilBakacağım teşekkürler:)
SilGül Hanım, okuduğunuz, seçtiğiniz kitaplar pek güzel.
YanıtlaSilSizden duydum bu kitabı da :)
sevgiler
Güzel yorumunuz için teşekkür ediyorum, keyifli okumalar:)
Sildizilerim geldiiiii :)
YanıtlaSilBaktim:)
Sil