PATRICIA HIGHSMITH - TRENDEKİ YABANCILAR
2007'de Alman yazar Petra Hammesfahr'dan Günahkar isimli romanı okumuş, yazarı da romanı da başarılı bulmuştum fakat konusu (psikolojik gerilim) bana zorlayıcı gelmişti dolayısıyla başka bir kitabını okumamıştım... Trendeki Yabancılar'ı da gördüğümde aynı yazarın bir eseri sandım (P ve H baş harflerinin azizliği de denilebilir:)) ve aradan çok zaman geçti bir tane daha okuyayım diye düşündüm ama yanlış çıktı haliyle...
Bu roman o kadar zorlayıcı değil, herkesin uygun koşullarda katil olabileceğini söylüyor, akıcı yazılmış, başarılı bir kitap ama ne karakterlerini ne de konusunu sevebildim... zamanlamamda yanlıştı muhtemelen ama kitap iyi, bu tip polisiyeyi seviyorsanız deneyebilirsiniz...
Yazar: Patricia Highsmith
Çevirmen: Tomris Uyar
Özgün Adı: Strangers on a Train
Sayfa Sayısı: 344
Basım Yılı: 2020 (2. Baskı) 1991 (İlk Basım Metis)
Yayınevi: Can
Buluşa bak! Birbirimizin cinayetini işleyeceğiz, anladın mı? Ben senin karını öldüreceğim, sen de benim babamı! Biz trende karşılaştık, tamam mı? Birbirimizi tanıdığımızı kimse bilmiyor! Cinayet ânında başka yerlerdeyiz! Anladın mı? Kendinizi hiç beklemezken kötülüğün cisim bulmuş haliyle aynı kompartımanda bulabilirsiniz. Guy Haines, laf olsun diye karısı konusunda içini döktüğü Charles Anthony Bruno’dan sadistçe bir teklif alır: Katil olmak! Ama öldürecekleri kişileri değiş tokuş edecekler ve kusursuz cinayeti işlemiş olacaklardır. Tren yolculuğu sona erer ama iki adamın uğursuz anlaşması tek taraflı da olsa imzalanmıştır; Bruno’nun kendi üzerine düşen cinayeti işlemesiyle, Haines kendini bir kâbusun ortasında bulacaktır. 1951 tarihli ilk romanında Highsmith, kendini iyi insan olarak tarif edebilecek sıradan kimselerin bile bir dizi olay sonucu en feci suçları işleyebildiği bir dünya yaratıyor. Ünlü yönetmen Hitchcock’un aynı isimli filme uyarladığı Trendeki Yabancılar, psikolojik gerilimin mihenk taşı.
PATRICIA HIGHSMITH: 19 Ocak 1921’de Texas Fort Worth’te doğdu. Doğum adı Mary Patricia Plangman’dı. 1927’de annesi ve üvey babası sanatçı Stanley Highsmith’le birlikte New York’a yerleşti. Burada, eğitim gördüğü Barnard College’da İngilizce, Latince ve Yunanca öğrendi. On altı yaşında yazar olmaya karar verdi. İlk önce çizgi roman tarzı metinler yazdı. İlk romanı Trendeki Yabancılar 1950’de yayımlandı. Kitap, yakaladığı satış başarısının ardından Alfred Hitchcock tarafından filme uyarlandı. Bu sayede erken yaşta bir üne kavuşsa da Amerika Birleşik Devletleri’nde kıymeti çok geç bilindi.
1952’de yazdığı Tuzun Bedeli kitabını eşcinsel mevzulara girdiği için ilk yayıncısı basmayı reddetti. Bu kitabı başka bir yayınevinden Claire Morgan takma adıyla yayımladı. Daha sonra, 1990’da aynı kitabı Carol ismiyle ve kendi adını kullanarak tekrar yayımladı ve 2015 yılında bu romanı da Todd Haynes tarafından filme uyarlandı. 1954’te Beceriksiz’i yazdı (2016’da Andy Goddard tarafından A Kind of Murder ismiyle filme uyarlandı). Bu romanı yayımlandıktan sonra Avrupa’ya taşındı. İtalya’nın Positano kentinde, kaldığı otelin balkonundan manzaraya bakarken kıyıda gördüğü bir genç adam en popüler roman karakteri Tom Ripley’ye, Pasitano kasabası da Mongibello’ya ilham kaynağı oldu. 1955’te yayımladığı Becerikli Bay Ripley, daha sonra buna ekleyeceği dört Ripley romanıyla birlikte “Ripliyad” adı verilecek beşlemenin ilk kitabıydı ve Highsmith’e dünya çapında bir ün kazandırdı (Ripliyad’ı oluşturan diğer kitaplar: Ripley Karanlıkta (1970), Ripley’nin Oyunu (1974), Ripley ve Peşideki Çocuk (1980) ve Ripley Su Altında (1991). Bu beş kitabın ilk üçü çeşitli dönemlerde ve çeşitli yönetmenler tarafından filmlere uyarlandı.
Hayatı boyunca çoğu gerilim tarzında yirmiden fazla kitaba imza atan Highsmith, O. Henry Memorial, Edgar Allan Poe Award, Le Grand Prix de Littérature Policière, Crime Writers’ Association of Great Britain Award gibi birçok önemli ödül aldı. 4 Şubat 1995’te akciğer kanseri nedeniyle İsviçre’de öldü.
Selam.☺️
YanıtlaSilYazarın " Riply" olan serisinden bir tanesini okumuştum. Aslında zorlayıcı değildi ama anlatımından sanırım acayip sıkılmıştım. Bir daha da başka kitabına Ekim gitmedi 🙈
Merhaba Gülşah Hanım:) Ripley serisi en meşhur olanı o sıkıcıysa biz farklı bir yerde duruyoruz demek ki:) Trendeki Yabancılar'da da sıkıldığım bir kaç yer oldu ama ben onu zamanlamama (ülkenin kaotik ortamına) bağlamıştım ama belki de başka zamanda okusam aynı şey olacaktı. Neyse bu yazarı da böylece geride bırakmış olduk:) Sevgiler
SilBir kitap ile bırakmak yerinde bence Gül Hn. Genelde ilk okumada bir şeyler ilerlemiyorsa, zorluyorsa zamani olmuyor. Belkide hiç olmayacak ama en azından bir kitabını okuyup fikrimiz var☺️
Sil🙈 Sevgiler selamlar 🍀
Aynen öyle fikir edinip ilerleyelim:) Sevgiler
SilBen de bazen yabancı yazarları isim benzerliğinden veya benim benzetmemden karıştırabiliyorum. Olsun, yeni keşiflere kapı açıyor. :)
YanıtlaSilAradan çok uzun zaman geçince sanki aynı yazar gibi geldi hatta evde eski kitabı buluncaya kadar kitaplığımı bir kaç kere taramam gerekti:) yeni keşif konusu doğru; daha önce de İsmail Güzelsoy'dan Saf romanını almak isterken yazarın ve eserin adı aklıma gelmedi rafta Sezgin Kaymaz'ın Kün romanı duruyordu üç harfli isim budur diye düşündüm ve muhteşem bir yazar keşfettim:) Güzel keşiflere sevgiler:)
Silhighsmith, ruth rendell, bunlar polisiye kraliçeleri. bu romanın filmi de var :)
YanıtlaSilRuth Rendell'den hiç okumadım, tanıdık bile değil sanki, Highsmith'in tüm kitaplarının filmi var gibi gözüyor ama şimdilik bana roman yeterli geldi:) teşekkürler, sevgiler.
Silbir de p.d james var, bu üçü en iyiler, eskilerden :) yenilerden ise patricia cornwell, tami hoag, tess gerritsen iyiler, en yenilerden ise karin slaughter, jane casey var. genel özet olduuu :)
YanıtlaSilHiç birinden okumadım, Tami Hoag ve Tess Gerritsen (kitaptan uyarlanan dizisini seyretmiştim) ismen tanıdık sadece:) Özet iyi oldu ama aklımda bulunsun teşekkürler:)
Sil