PETRA HARTLIEB - HAYALLERİMİN KİTAPÇISI


Bu kitap Petra Hartlieb’in gerçek yaşam öyküsünü anlatıyor... Yazar eşi ve çocukları ile Hamburg’da yaşarken, ani bir kararla Viyana’da küçük bir kitapçı satın alıyor ve tüm dünyaları değişiyor... ‘’Biz hiç yaşamadığımız bir şehirdeki kitapçı için, hiç sahip olmadığımız bir parayla bir teklif yaptık sadece. Ve ‘’onu aldınız’’ cevabı geldi.  Peki şimdi ne olacak? Şimdi bunun altından kalkmaktan başka çaremiz yok. Altından kalkmak demek, Oliver’in büyük bir Alman yayınevindeki sevdiği ve iyi ücret aldığı işinden ayrılması, benim edebiyat eleştirmeni olma düşünceme veda etmem ve yayınevi kimliğimi geri vermem demekti. (...) Su katılmadık Kuzey Alman olan ve ilk aşkını bulmuş, onaltı yaşındaki oğlumuza da Viyana’ya taşınmak zorunda olduğumuzu açıklamalıydık. Kendisine miras kalan arkadaşımıza telefon edip bize önemli miktarda borç verme düşüncesini, Viyana’daki arkadaşlara da geçici olarak onlara taşınmamızın mümkün olup olmadığını sormalıyız.’’ Her şey imkansız gibi gözükse de aynen yukarıda yazdığı şekilde başlayıp, inanılmaz bir iş başarıyorlar, Hartlieb’in sonradan yazdığı bu kitapta da bu öyküyü okuyoruz...

Kitaplarla haşır neşir olanların hemen hepsi (ben de dahil) küçük bir kitapçıya sahip olmayı isteriz... Bunun rantabl olması bizim ülkemizde neredeyse imkansız gibi... ama Viyana gibi bir şehirde de çok zormuş, sabah dokuzda kapıda bekleyen müşterilerden, dükkanın dolup taşmasından bahsetmesine rağmen...

Tüm bu koşuşturmanın arasında yazar Berlin’li bir gazeteci arkadaşıyla beraber polisiye bir roman da yazıyor ve başarılı oluyor...

Hartlieb’in gerçek, zorlu ama inanılmaz hikayesi bu... çok kısa sürede okudum, elimden bırakamadım, size de öneririm...

‘’Bizimki gibi çağın gerisinde kalmış dükkanların haftada bir kere öldü ilan edildiği zamanlarda devam etmek... Başka bir seçenek olmadığı için devam etmek... Hiçbir şeyde daha iyi olamayacağımız için devam etmek... Başka hiçbir şeyi tercih edemeyeceğimiz için devam etmek...’’


Yazar:  Petra  Hartlieb
Çevirmen: Sevgi Tuncay
Sayfa Sayısı : 224
Basım Yılı : 2015
Yayınevi : Timaş

Bir kadın, bir aile, bir kitabevi ve gerçeğe dönüşen hayaller... Edebiyat eleştirmeni Petra Hartlieb, harabeye dönmüş bir "kitapçı" satın alınca, bütün ailesinin hayatı bir anda değişir... Kitapçıyı tamir ederken dostluğu, aşkı ve aileyi yeniden keşfeden Petra, küçük şeylerle yetinmenin önemini bir kez daha anlayacak ve hayallerini gerçekleştirmek için çok çalışacaktır. 

Zamanla mahallenin buluşma mekânına dönüşen kitabevinin sahibi Petra Hartlieb, sessiz sedasız kaybolan mahalle yaşamının kitapçılarını ve küçük dükkânlarını anlatıyor bu gerçek öyküde... Hayallerimin Kitapçısı, hayallerin bir gün gerçekleşebileceği ümidini aşılayan sıcacık bir roman. 


Petra Hartlieb : 1967’de Münih’te doğdu ve Oberösterreich’te büyüdü. Viyana’da psikoloji ve tarih eğitimi aldıktan sonra Viyana’da ve Hamburg’da basın görevlisi ve edebiyat eleştirmeni olarak çalıştı. 2004’ten beri eşiyle birlikte Viyana’da bir kitabevi işletiyor. Claus-Ulrich Bielefel ie birlikte yazdıkları bir polisiye romanları Diogenes Yayınevi tarafından yayımlandı.

Yorumlar

  1. gerçekten kitapseverlerin hayalidir ufak ta olsa bir kitapçı :D ya ama ben çok fena merak ettim , hemen edinmem lazım bu kitabı , demek 9 da kapıya müsteri geliyor ha , hem de kitapçıya :( gidip oralarda yaşamak mı lazım bilmiyorum ki :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabii çok okuyorlar, hediye olarak alıyorlar, özellikle Noel'de çok satış yapıyorlarmış... bize göre ütopik bir durum... böyle olmasına rağmen çok zorluk çekiyorlar, büyük kitapçılarla, Amazonla mücadele güç iş... tabii başka şehre taşınmanın da zorluğu var, 6 aya yakın arkadaşlarının evinde kalıyorlar mesela... birde insanların yardımseverliği çok hoşuma gitti... tanıdık tanımadık herkes işlerinin bir ucundan tutuyor... mutlaka okuyun seveceksiniz.. hemde böyle bir iş yapmak isterseniz karşılaşabileceğiniz en az zorluk düzeyi... bizde misliyle fazlasını düşünmek lazım...

      Sil
  2. Fotoğraflara bakınca kitap okuma şevki doğdu içime. Hayatımda en sevdiğim ve gezmekten asla sıkılmadığım kokusuyla mest olduğum yerler kitapçılar. Bu yazar gibi bir kitap dükkanı satın almayı ve bu hikayeyi kendimde yaşamak isterim. Benim hayalimde hep kitap cafe açmak var. Kimbilir belki bir gün olur. tanıtım için teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitapçı konusunda hissettiklerimiz aynı :) bu nedenle ben hala internet yerine kitapçıdan alıyorum kitaplarımı... eğer bir kitapçı açmayı düşünüyorsanız (umarım olur) bu kitabı mutlaka okuyun, ülkeler farklı ama zorluklar benzer geldi bana... tabii bizde daha güç her şey:) sevgiler...

      Sil
  3. resimler ne güzel ama yaa! çok imrendim valla! sabah 9 da bekleyen müşteri kısmına çok şaşırdım ayrıca! keşke bizde de öyle olsa:\
    bizde okumayı bırak bi de okuyanı yıldırma politikası güdülür, anlamsız sorularla okuyucu itinayla daraltılır.
    "napıyon o kadar kitabı, okuyon da unutmuyon mu" vs. Şaka gibi valla:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ülkemiz için en zor sektörlerden biri bence... yavaş yavaş gelişse de hala çok ağır aksak ilerliyor... resimler çok güzel hakikaten, ben orada olsam saatlerce dolaşırım her halde:) teşekkürler :)

      Sil
  4. bu yazına geçen günlerde bikaç kere geldim. pek keyifle okudum. arkadaşlarım bana da pek yakıştırır kitapçı. ama ben de diyom ki, kitap satmadan önce okuru test ederim, hak ederse satarım. veya isteyene bedava veririm. yani hemen batar benim işyeri yaa :) gezdiğim sahaflar mesela hep sölüyo bana, sana satalım bi sahaf filan. ama yapamam ben. sadece girer dükkana okurum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence de siz hiç bu işe girişmeyin :) teşekkürler

      Sil
  5. Merhaba
    Blogunuzu yeni keşfettim ve okumaya başladım. Bu kitabı bende görmüştüm Timaş'ın reklamlarında ilgimi çekmişti. Daha alıp okumadım, bir ara okuma listeme girer umarım.

    Benimde ve tanıdığım sağlam okuyan çoğu kişinin hayali bir kitapçı açmak. Bunu aslında kendimiz için istiyoruz, kitapları satalım para kazanalım değilde onlarla haşır neşir olalım, ilgilenelim, dükkana gelen kitap severlerle kahve eşliğinde muhabbet edelim diye. Yorumlarda da çoğu okuyucu istiyor. Ama Türkiye şartları bir Avrupa gibi olmaz sizinde dediğiniz gibi.

    Geçen dönemdeler de Taksimde sahaflara gittiğimde bir sahafla muhabbet etmiştim. Nasıl işler diye sordum. Bizimde aklımızda hep sahaf açmak var falan dedim. Sahafın bana dedi ek geliriniz olmadan, geçiminizi buradan kazanmaya kalkmayın çok sıkıntı çekersiniz oldu. Türkiye de zor ama umarım aramızdan biri bu hayale erişir de yakındaysa bizde gidip muhabbet edip, alışveriş ederiz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım öyle olur :) yorum için teşekkürler :)

      Sil
  6. Merhaba blogumda bu kitptan bahsederken sizin blogunuza link verdim görseller için, umarım bir sorun yoktur :)
    çok teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabii ki sorun yok :) Link verdiğiniz için ben teşekkür ederim :)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

ANDRÉ MAUROIS - İKLİMLER

SEZGİN KAYMAZ - Kün

LOU ANDREAS-SALOMÉ - RUTH