NECİP MAHFUZ - Saray Gezisi
KAHİRE ÜÇLEMESİ I. KİTAP
Bu üçlemeyi yıllar
önce görmüş nasıl olsa bir gün okurum diyerek bırakmıştım, nihayet sıra
geldi... Kahire Üçlemesi 1956 yılında yayımlanmış ve yazarın en ünlü eseri...
I. Dünya Savaşı sonrasında
İngiliz işgali altındaki Kahire’de, eşraftan Ahmet Abdülcevat ve ailesinin hayatını
anlatıyor... Ahmet Bey çift kişilikli gibi; evde tam bir despot, herkese eziyet
ediyor, kimse kararlarını sorgulayamıyor, tüm aile karşısında el pençe divan
duruyor, ‘’Duygularını bastırmaktan başka çaresi
yoktu zaten; çünkü ailede, baba tehdidiyle oluşmuş ahlaki bir zorunluluk, köklü
bir gelenekti bu: Bir yandan nefret ve küskünlük, öte yanda ‘’mış gibi’’ sevinç
ve gizlilik içinde yaşanan kesintisiz bir eziyet ve uğraşmakla geçmekteydi yaşam.’’ (syf:257) buna karşılık dışarıda hoşsohbet, eğlenceli, arkadaş canlısı, çok
sevilen ve aranılan bir kişidir... karısı Emine 14 yaşında gelin olmuş, uyumlu mizacıyla, Ahmet Bey’in aşırı baskısı sonucunda kocasına bütünüyle itaat eden bir kadına dönüşmüştür... oğulları Yasin, Fehmi ve Kemal, kızları Hatice ve Ayşe de baba korkusunu fazlasıyla yaşamaktadırlar... aile dramı bir yana kadınların
durumu daha vahimdir... evden çıkamadıkları gibi herhangi bir erkeğin yüzlerini
görmesi bile büyük bir suç ve günahtır ‘’Bir kadın. Evet o sadece bir kadın. Her kadın pis bir küfürdür. Kadın zina
yapma imkanından mahrum bırakılmadığı sürece, faziletin ne olduğunu bilmez. Çok
iyi bir kadın olan üvey annem bile! Babam olmasa, Allah bilir nasıl bir kadın
olup çıkardı?!’’ (syf:91)
İşte yukarıdaki bu paragraf (bu
zihniyet!!!) tüm sinirlerimin zıplamasına sebep oldu ve keşke bu romanı 15 yıl
önce okuyabilseydim diye düşündüm... aslında 1918 yılında Mısır toplumunu anlatıyor
ve çok da başarılı; beni rahatsız eden ise bizim bugünümüze benzemesi daha
doğrusu yaklaşık yüz yıl sonra ülkemizin o zihniyete teslim olması... onun için
bugün neredeyse her gün bir kadın öldürülüyor, küçücük çocuklara tecavüz
ediliyor, bir kadın bakan marifetiyle üstü örtülüyor, her türlü rezalet dizboyu
sürüp gidiyor... Atatürk’ün bu ülke ve kadınlar için sağladığı tüm kazanımlar bir
bir yok oluyor... Ülkemin geldiği durumu düşünüp,
durmasaydım bu romanı daha çok sevebilirdim...
Kitaba dönersek; erkek egemen
toplumda çifte standart, kadınlar eve kapatılırken erkeklerin gece alemlerinden
kendilerini alamaması, diğer yanda da İngiliz işgalinden kurtulmak için
yaşananlar, ‘’Yasin, artık haklı olarak dünyanın efendisi olarak addedilen bir
ülkenin karşısında Said’in ne yapabileceğini sormuştu ona. Fehmi Said’in veya
kendisinin ne yapabileceğini bilmiyordu ama yapılabilecek bir şeyler olduğunu
tüm varlığıyla hissediyordu. İhtimaldir ki gerçek dünyada bunun bir örneği
yoktu ama var olduğunu kanında canında hissediyordu genç adam. Tezahürünü bu
yaşamda ve gerçek dünyada bulmak zorundaydı. Aksi taktirde, yaşam da, gerçeklik
de boşunaydı. Yaşam anlamsız bir oyun kötü bir şaka olarak kalacaktı.’’(syf:349) toplumsal hareketler, hepsi iyiydi... devam kitaplarını da okuyacağım size de
öneririm...
Yazar: Necip Mahfuz
Çevirmen : Işıl
Alatlı
Sayfa Sayısı : 527
Basım Yılı : 2012 (3. Baskı)
Yayınevi : Hitkitap
Seneler önce Necip Mahfuz'un Dilenci kitabını okumuş ve beğenmiştim. Bu üçlemeyi de listeme ekledim. Yorum için teşekkürler, ellerinize sağlık.
YanıtlaSilBen teşekkür ederim Esra Hanım, sevgiler :)
Silyazarın "Cebelavi Sokağı'nın Çocukları" adlı eserini okumuştum. Dili anlatımı çok iyiydi. Bunun üzerine yazardan bir kaç eser daha aldım ama henüz okumadım. Bu üçlemesi de çok ünlü. İnşallah bir gün sıra gelir de okurum:(
YanıtlaSilEralcim Umarım sıra gelir:) sevgiler:)
Silserinin diğer kitapları da çok iyi! okurken insan kendini o toplumdan soyutlayamıyor malesef:( ben de sizinle aynı şeyleri düşünmüştüm:( uzak diyarlarda, başkalarının yaşadığı şeyler olarak okuyamıyorsunuz:(
YanıtlaSilEvet çok sinir bozucu:( birde nedense hep bizim coğrafyamız sorunlu!! neyse diğer iki kitabı da aldım bir süre sonra onları da okuyacağım bakalım devamı nasıl olacak:) teşekkürler, sevgiler:)
SilGül hanım kitabın şuan satışı yok galiba. Elinizdeki üçlemeyi satmayı düşünür müsünüz?
YanıtlaSilHayır, üzgünüm. Çok meşhur bir seri mutlaka yeniden basacaklardır.
Sil