JESSIE BURTON - MİNYATÜRCÜ
Bu
romanı ilk çıktığında görmüş, emin olamadığım için
almamıştım geçen hafta kitapçıda indirimliler arasında görünce
dayanamadım ve buradayız... yazar 1982 doğumlu bir İngiliz,
Oxford Üniversitesi ve Central School of Speech and Drama'da eğitim
görmüş, halen oyunculuk yapıyormuş ve bu ilk kitabıymış...
Öncelikle
beklediğimden çok iyi çıktı, ilk kitap için başarılı
buldum, tarihi bir roman, detaylara dikkat edilmiş, kitabın sonuna
sözlük ve karşılaştırma yapmayı sağlayan listeler konulmuş,
çok beğendim...
Romanı
internette aratınca bir çok yerde ilk cümle olarak romantik bir
kitap değil ibaresi var buna neden gerek duyuldu hiç bilemiyorum, yeni evli genç bir kadından bahsedildiği için mi yoksa Epsilon
yayımladığı için mi romantik olarak algılanacak? doğrusu
çözemedim...
Ana
karakter Petronella Oortman ve kocası Johannes 17.yy'da gerçekten
yaşamış kişiler ve Petronella'nın kurduğu dolap evi Amsterdam'da Rijkmuseum'da sergileniyormuş...
her ne kadar karakterler gerçekse de hayatlarının tamamiyle
kurgulanmış olduğunu yazar kitabın sonunda belirtiyor...
Romanın
konusu aşağıya eklediğim arka kapak yazısında ayrıntılı
olarak anlatılıyor ona ilave bir şey yazmayacağım hatta o kadar
detay verilmiş ki kritik bir noktayı daha başlamadan tahmin ettim
ve doğru çıktı, olmasaydı iyiydi ama hikaye oldukça kapsamlı
bu durum okuma heyecanımı azaltmadı...
Kitap
çok akıcı, kadın karakterler etkileyici, hikayeyi çok beğendim, zaten tarihi romanları
seviyorum o dönem Amsterdam'ını okumak hoşuma gitti... sadece Minyatürcü'nün öyküsü biraz
ortada kaldı, özellikle muğlak bırakılmış gibi değil de ilk
roman olması sebebiyle tam kotarılamamış gibi ama romanı beğendim
size de öneririm...
Çevirmen:
Cem Şancı
Sayfa
Sayısı: 480
Basım
Yılı: 2015
Yayınevi:
Epsilon
"Her kadın kendi kaderinin mimarıdır."
1686 senesinin soğuk bir sonbahar gününde, on sekiz yaşındaki Nella Oortman, saygın tüccar Johannes Brandt'ın karısı olarak yeni bir hayata başlamak üzere Amsterdam'a gelir. Ancak yeni evi tüm ihtişamına rağmen pek kucaklayıcı değildir. Kibar ama mesafeli bir adam olan Johannes daima çalışma odasında ya da ambarındaki bürosunda zaman geçirmekte, Nella'yı sivri dilli bir kadın olan kız kardeşi Marin'le baş başa bırakmaktadır.
Ancak Johannes'in kendisine düğün hediyesi olarak evlerinin dolap boyutlarında bir maketini vermesiyle Nella'nın dünyası değişir. Hediyesini dayayıp döşemek isteyen Nella, bir minyatürcünün yardımına başvurur. Gizemli bir sanatçı olan bu kişinin minik eserleri, gerçek yaşamdaki karşılıklarını ürkütücü ve beklenmedik şekillerde yansıtmaktadır…
Ancak Nella evlerinin sıradışı gizemlerini keşfederken, tüm ev halkını bekleyen tehlikeleri anlamaya ve onlardan korkmaya da başlar. Bu baskıcı ve dindar toplumda, farklı olmak toplumun ahlaki dokusu için bir tehdittir ve Johannes gibi zengin bir adam bile güvende değildir. Onları bekleyen kaderi sadece bir kişi görüyor gibidir. Minyatürcü onların kurtuluşunun anahtarı mıdır… yoksa yıkımlarının mimarı mı?
Bloğunuz güzel görünüyor. Sık sık takip etmeye çalışıcam . Başarılar dilerim
YanıtlaSilTeşekkür ederim. İyi okumalar:)
Silooo arka kapak yazısından önce kitabı okuyalım o halde :D bu notlar çok iyi oluyor Gül Hanım teşekkür ederim :D
YanıtlaSilEylem Hanım ben teşekkür ederim asıl:) Editörlerin satış baskısı buna neden oluyor sanırım. Sevgiler:)
Silbunu okuyum ben. tarih sevmem ama konu ilginç, bi de amsterdam. :)
YanıtlaSilBunu sevebilirsiniz ağır bir tarih yok zaten:)
Silçok merak ettim Gül Hanım, konusu gayet ilginç, hemen okuma listeme ekliyorum, bu arada kitap %60 indirimliymiş, çok sevindim:)) sevgiler:)
YanıtlaSilEren Hanım ben de indirimliler arasında görünce cesaret ettim kötü çıkarsa da önemi olmaz diye düşündüm:) üstelik iyi de çıktı:) Umarım siz de seversiniz, sevgiler:)
Sil