STEFAN ZWEIG - VİCDAN ZORBALIĞA KARŞI YA DA CASTELLIO CALVIN'E

S. Zweig'den 14. kitabımı (10. kurgudışı eseri) okumuş bulunuyorum... tür olarak monografi denilmiş, burada görene kadar ne demek olduğunu bilmiyordum, ünlü bir kimsenin, bir yazarın, bir sanatçının yaşamını ve yapıtlarını ya da herhangi bir alanda tek bir konuyu ele alan ve onu özgün bir görüşle inceleyen uzunca inceleme yazısı demekmiş... aynı şekilde Castellio ve Serveto'yu da daha önce duymamıştım, sadece Calvin'i biliyordum (diktatörlerin bilinmesi çok ilginç), diğerlerini de böylece öğrenmiş oldum...

1936'da yayımlanan bu inceleme, bizim bugünkü durumumuza o kadar uyuyordu ve okurken o kadar şaşırdım ki anlatamam...

Politik zaferinin sırrını sadece bu taş gibi sarsılmazlığı, bu buz gibi katılığı açıklar. Zira tarihte ancak böyle bir kendine takıntılı olma hali, böyle muazzam bağnazlıkla bir kendinden emin olma hali lider yapar adamı. Her zaman etkileyici olan şeylere kapılan insanlık, asla sabırlı ve adil olanlara değil, sabitfikirlilere, kendi hakikatlerini mümkün olan tek gerçek, kendi iradelerini dünya kanununun temel biçimi olarak ilan etme cesaretini gösterenlere biat eder. (syf: 41)

Calvin'in sırrı yeni değildir, diktatörlerin tümüne ait çok eski bir şeydir: Terör. Kimse aldanmamalı. Hiçbir şeyden korkup gerilemeyen, her tür insancıllığı zaaf diye alaya alan zorbalık müthiş bir kuvvettir. Sistemli bir biçimde düşünülüp tasarlanmış, despotça uygulanan devlet terörü, bireyin iradesini etkisiz hale getirir, her toplumu çözer, altını oyar. Bitiren bir hastalık gibi ruhları kemirir ve -bu onun son sırrıdır- çok geçmeden toplumsal korkaklık onun yardımcısı ve yardakçısı olur; ve herkes kendini zanlı hissettiği için diğerlerini suçlar ve korkaklar korkularından tiranın buyruklarına ve yasaklarına hevesle itaat eder. Örgütlü bir korku rejimi mucizeler yaratır; söz konusu kendi otoritesi olunca Calvin bu mucizelere yeniden ve yeniden gerçeklik kazandırmaktan geri durmaz; hiç bir ruhani lider acımasızlıkta onu aşamamıştır (syf: 65)

Ve bu şehir, dindar, Tanrı korkusu taşıyan sayısız yurttaşıyla, çalışkan teologlarıyla, ciddi bilginleriyle övünse de Cenevre, Calvin'den sonra iki yüzyıl boyunca dünyaca ünlü tek bir ressam, tek bir müzisyen, tek bir sanatçı bile çıkaramamıştır. Sıra dışılık, sıradanlığa kurban edilmiştir, yaratıcı özgürlük, itirazsız köleliğe... (syf:71)

İktidarını güvence altına almanın tek yolu sadece mutlakiyettir: Her tür muhalefetin mutlak olarak ortadan kaldırılmasıdır. Calvin başlangıçta Cenevre Meclisi'ndeki cumhuriyetçi azınlığı yasal yollardan, seçim düzenini el altından kendi lehine değiştirmek yoluyla etkisiz kılmakla yetinmiştir. Meclisin her oturumunda Fransa'dan gelen, ona maddi manevi bağlı yeni protestan mülteciler Cenevre yurttaşı yapılmış, böylece seçmen listelerine alınmıştır. Bu suretle meclisin oyları ve görüşü yavaş yavaş onun lehine dönmüştür: bütün memurluklara gözü kapalı itaat eden kişiler kaydırılmış ve eski cumhuriyetçi soylular dışlanmıştır. (syf:182)

İnsancıl tabiata sahip kişiler erken pes ederler ve bu suretle şiddet uygulayanların oyunlarını kolaylaştırırlar; (.........) Susarlar, susarlar; hümanistler, din adamları, bilginler; kimi yüksek sesli çekişmelerden nefret ettiği için kimi, Serveto'nun idamını riyakarca bulduğunu açıklayacak olursa ve övgüye değer bir eylem olarak yüceltmezse sapkın olduğuna dair şüphe uyandırmaktan korktuğu için. (........) O esnada ansızın bir ses yükselir. Miguel Serveto'ya karşı işlenen cürmü, hakarete uğramış bütün bir insanlık adına açıkça itham eden bir ses. Calvin'in yakından tanıdığı ve nefret ettiği, Cenevre'nin zorbasının tehditleriyle asla yıldıramadığı ve sayısız insanınkini kurtarmak için kendi hayatını kararlılıkla ortaya koyan Castellio'nun berrak sesidir bu. (syf:145)

Nasıl tanıdık mı? Cenevre yerine Türkiye'yi koyun ve okuyun, Calvin'i çok aramayacaksınız zaten ama asıl mesele Castellio'yu nereden bulacağız? Bu kitap üniversitelerde ders kitabı olarak okutulsa yeridir; herkese, özellikle gençlere, öğrencilere ve öğretmenlere hararetle öneririm...


Yazar: Stefan Zweig
Çevirmen: Zehra Kurttekin
Özgün Adı: Castellio gegen Calvin oder Ein Gewissen gegen die Gewalt
Sayfa Sayısı: 235
Basım Yılı: 2017 (7. Baskı) 2014 (1. Baskı)
Yayınevi: Can


Vicdan Zorbalığa Karşı ya da Castellio Calvin'e, okuru Fransız Reformcu Jean Calvin'in diktatörlüğünün hüküm sürdüğü XVI. yüzyıl Cenevre'sine götürür. Calvin'in farklı görüşlere gösterdiği tahammülsüzlük, hümanist din adamı Miguel Serveto'nun resmî öğretiye ters düşen görüşleri nedeniyle ölüm cezasına çarptırılmasıyla zirveye tırmanır. Tam da bu noktada Sebastian Castellio, Calvin'in karşısında tarih sahnesindeki yerini alır.

Calvin’in farklı görüşlere gösterdiği tahammülsüzlük, İspanyol hümanist din adamı ve hekim Miguel Serveto’nun resmî öğretiye ters düşen görüşleri nedeniyle hem Protestanlar hem de Katoliklerce lanetlenmesi ve bunun sonucunda 1553’te Cenevre’de yakılmak suretiyle ölüm cezasına çarptırılmasıyla zirveye tırmanır. Calvin her türden hür vicdana savaş ilan edince, Castellio da vicdan adına ölümü göze alarak ona meydan okur. Fransız hümanist bilgin Castellio’nun, Calvin’in tahakkümüne meydan okuyuşu, Zweig’ın tarihî monografisinin ana eksenini oluşturur.


Bu kitap, Zweig'ın, kendi yaşamını belirleyecek nasyonal sosyalizm de dahil olmak üzere totaliter rejimlere yönelttiği bir eleştiri olarak da anlaşılabilir. Katı ideolojilerin beraberinde getirdiği tehlikelerin göz önüne serildiği, insanca yaşamak için düşünce özgürlüğünün, hoşgörünün altının çizildiği Vicdan Zorbalığa Karşı ya da Castellio Calvin'e, bu özellikleriyle evrensel nitelikte.

Yorumlar

  1. Harikasınız Gül Hanım, Zweig'i seviyorum ama sadece bir iki kitabını okuma fırsatım oldu, bu da oldukça ilginç bir eser, monogram'ı da sayenizde öğrendik, sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel sözleriniz için çok teşekkür ediyorum Eren Hanım:) bu kitap fevkalade bir eser ama bizim halimize uyunca bana ayrıca etkileyici geldi. Başka Zweig kitaplarında buluşmak üzere sevgiler:)

      Sil
  2. Aaaa, gerçekten Cenevre yerine Türkiye'yi koydum:( insancıl tabiatlı kişiler ilk önce pes ederler demiş ya iyice korktum halbuki tam tersi olmalı öyleleri pes etmemeli ama o zorbaya karşı olan korku tabii ki, doğal yani insanız çünkü. Hayatta kalma içgüdümüz var. İyilik melekleri varsa yardımımıza gelsin diyorum.
    Eline sağlık Gül'cüğüm, ayrıca tebrikler ne kadar çok kitap okuyorsun ve bizlere de tanıtıyorsun.
    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim Müjde Hanım, ben haftada 1 kitap okumaya çalışıyorum ortalamam o şekilde, yılda 52'yi geçtiğim her sayıyı başarı görüyorum ama yılda 100-150 kitap okuyanlar var nasıl yapıyorlar hiç bilemiyorum. Tanıtımlar işe yarıyorsa ne mutlu bana. Sevgiler:)

      Sil
  3. zweig sırayla okuyorum bakalım, kurgularını normal buldum yani çarpıcı bulmadım ama iyi tabii, kurgu dışı da bi tane okudumdu hani yazarları anlattığı, onu çok sevmiştim, bu da okunurmuş, aklımda olsun :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Deeptone; ben her türlü seviyorum ama kurgu dışı olanları daha başarılı :)

      Sil
  4. Zweig'in iki kitabını okudum ama kendisine pek ısınamadım. Belki de hikaye dışında başka eserlerini de denemeliyim aklımda bulunsun :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kağıt Salıncak; kurgu dışı olanlardan birini deneyin bence, hatta Dünün Dünyası'ndan (otobiyografisi) başlayın:) Sevgiler.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

ANDRÉ MAUROIS - İKLİMLER

SEZGİN KAYMAZ - Kün

LOU ANDREAS-SALOMÉ - RUTH