CAMİLO JOSÉ CELA - ARI KOVANI

Bu kitabı yazarı için aldım, "İspanyolcanın Cervantes'ten sonraki en önemli yazarı'' cümlesi çok cezbediciydi... 1945-1950 yılları arasında yazdığı 'Arı Kovanı' da önemli eserlerinden biri olarak kabul ediliyor... önce uzun bir sansür süreci geçiren roman, tam anlamıyla 1963 yılında basılabilmiş, bu durumda merakımı artırdı ve okudum... sonuç; romanı da yazarı da başarılı buldum ama zamanlamam daha iyi olabilirdi...

Bu roman, mümkünse ara vermeden okunmalı çünkü çok fazla karakter var (arka kapakta üç yüzden fazla diyor) ve sürekli birinden diğerine geçip duruyor (bir kaç cümlede bir bile değişiklik yapabiliyor) kolaylıkla takip edebilmek için süreklilik sağlamak iyi olur... ama ben buna uyamadım, tamamen kendimden kaynaklanan nedenlerle çok bölük pörçük okudum, kitabı elime alamadım, 1-2 sayfa okuyup bıraktım filan yanlış bir yöntem oldu, daha yoğunlaşacağım bir zamanda okumalıydım... ayrıca 1943 yılı İspanya'sını bizim bugünümüze benzettim, bu içimi çok acıttı o yüzden keşke daha önceki bir tarihte okusaydım diye düşündüm... tüm bunlara, yüzlerce karaktere ve daldan dala atlayan öykülere (ki buda bana pek uymaz) rağmen mükemmel bir şekilde takip edebildim, isimleri karıştırmadım ve küçük küçük öykülerin bir puzzle misali oluşturduğu büyük resmi görebildim... yazarın bu bütünlüğü okura geçirebilmesi muhteşemdi... 

Çürümüş bir toplumun çaresiz, fakir, perişan, asalak, çıkarcı vs. bireylerinin hikayesi tek tek anlatılıyor... özellikle kadınların çok kötü olan durumu, çarpıcı bir biçimde yansıtılmıştı... kitabı sevdim, yazarı çok başarılı buldum, okuyun derim... 

Yazar: Camilo José Cela

Çevirmen: Gökhan Aksay

Özgün Adı: La colmena

Sayfa Sayısı: 312

Basım Yılı: 2021 (3. Basım)

Yayınevi: Jaguar

 "Bayan Rosa, heybetli kalçasıyla müşterilere çarpa çarpa, kafedeki masaların arasında koşuşturur durur. 'Lanet olası! Tövbeler olsun!' diye sıkça mırıldanır. Onun dünyası kafeden ibarettir; evrenin geri kalanı ise kafenin çevresidir."

Bayan Rosa'nın evreninin dışında yer alan kadınlar ve erkekler, birer ikişer onun dünyasına girerler: Dertli kadınlar ve dertli erkekler, birbirleriyle ve birbirlerinden konuşurlar orada. Kendileriyle birlikte acılarını, umutlarını, aşklarını ve her birinin bağlı olduğu hayatları da getirirler. Arı Kovanı onların dünyalarıyla dolar. Böylece Bayan Rosa'nın Madrid'deki kafesi sadece onun için değil, üç yüzden fazla karakter -ve bu romanın okuru- için "bir dünya"dan ibaret olur.

Ülkesinde "İspanyolcanın Cervantes'ten sonraki en önemli yazarı" olarak görülen Nobel ödüllü Camilo José Cela'nın kendisine has grotesk realizminin en yetkin örneği Arı Kovanı, Gökhan Aksay'ın İspanyolca aslından çevirisiyle...

Camilo José Cela: 11 Mayıs 1916’da İspanya’nın Galicia bölgesindeki Iria Flavia’da doğdu. Ailesi başkente taşınınca Cela eğitimine dokuz yaşından sonra kilise okulunda devam etti. 1931’de yakalandığı tüberküloz sonrası yattığı sanatoryumdaki iki yılını kitap okuyarak geçirdi. 1934’te tıp fakültesine kaydolsa da, buradaki dersleri yerine edebiyat fakültesinin derslerini takip etti. Çağdaş edebiyat dersleri veren Pedro Salinas’tan oldukça etkilenen Cela, ilk şiirlerini ve yazılarını “Onunla tanışmasaydım, yazmayı bu denli ciddiye alamazdım,” dediği hocası Salinas’a gösterdi ve onun yönlendirmelerine sadık kaldı. İç Savaş patlak verince Cela’nın ve daha sonra İspanya’nın önemli entelektüelleri arasında yer alacak arkadaşlarının öğrenimleri yarıda kesildi. Cela, milliyetçi tarafta yer aldı. Savaşta yaralandı. Bu sırada şiir yazmaya devam etti ve ilk kitabını oluşturdu. 1940’ta hukuk okumaya başladı. İki büyük romanından biri olan Pascal Duarte ve Ailesi 1942’de yayımlandı. Romanın kazandığı olağanüstü başarı Cela’ya hukuk öğrenimini de yarıda bırakma cesareti verdi ve Cela hayatını yazmaya adadı. Gençliğindeki görüşlerine veya sınıfına rağmen Franco rejimi ile uyuşamadı. 1945 ve 1950 yılları arasında Arı Kovanı’nı (La colmena) yazdı. Roman, uzun bir sansür sürecinin sonunda 1951’de yayımlanabildi ve kısa bir süre sonra yasaklandı. Barcelona’da kaçak bir şekilde ve Meksika’da farklı edisyonlar halinde baskıları yapıldı. Bu kitapta yer alan “Sallantıda Kalmış Kimi Sayfaların Bitmemiş Hikâyesi” bölümünde anlatılan uzun bir edisyon ve sansür süreci geçiren kitap resmî basım iznini ancak 1963’te alabildi. Cela, 1956-1979 yılları arasında Mallorca’daki Papeles de Son Armadans adlı edebî dergiyi yöneterek politik fikirleri nedeniyle “edebî sürgün”de olan yazarların ürünlerini yayımladı. Şiir, roman, öykü, gezi kitabı, deneme, fabl türlerinde art arda eserler vermeye devam eden Cela, Franco’nun ölümünden sonra daha aktif bir yaşam sürmeye başladı ve politik görevler de üstlendi. Aldığı başlıca ödüller arasında, daha önce “dışkıyla kaplı” dediği Cervantes Ödülü de olan Cela, 1989’da “Zengin ve yoğun nesri”nden ötürü Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görüldü. Kendisine has gerçekçiliğin en iyi örneğini verdiği Arı Kovanı romanı, 1982’de Mario Camus tarafından beyaz perdeye aktırılan Cela, filmde küçük bir rol de aldı. On ikisi roman olmak üzere çeşitli türlerde yetmiş eser verdi. “İspanya’nın Cervantes’ten sonraki en önemli yazarı” olarak da nitelendirilen Jose Cela, 2002 yılında hayata gözlerini yumdu.

Yorumlar

  1. Ben daha yeni rastladım, popüler olduğu dönemleri kaçırmışım. Konu olarak da iyi ama üslup olarak daha dikkate değer. keyifli okumalar, sevgiler :)

    YanıtlaSil
  2. bu ünvanı kim vermiş ben ilk kez duyuyorum adını yazarın :) siz beğendiniz mi? dedikleri kadar var mı yazarı? çevirmenin çok iyi bir iş çıkartması da gerekiyor tabii ki

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazarı çok beğendim bu şekilde yazmak çok zor olmalı, çevirmende çok iyiydi. Bu ünvanı kim vermiş bilemiyorum ama yazarı başarılı bulduğum için hak ettiğini düşündüm. Teşekkürler

      Sil
    2. ilk fırsatta okuyacağım o zaman, teşekkür ederim :)

      Sil
  3. Arı Kovanı uygun bir isim o zaman Gül Hanım, bu kadar karaktere:) benim için biraz zorlayıcı ama elinize sağlık:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet Eren hanım çok doğru bir isim, o kadar insan konuşuyor, yaşıyor tıpkı vızıldayan arıların bir kovanı oluşturması gibi buradaki insanlarda ülkenin panoramasını oluşturuyor. Çok teşekkür ediyorum, sevgiler:)

      Sil
  4. farklı parçalardan bir bütün oluşturması yani dağınık yazarak pastiş dediğimiz çalışmayla duygu aktarımı yapması ilgi çekici:)
    bu ara bu teknikle yazılan eserler karşıma çıkıyor, emeklerinize sağlık:)

    YanıtlaSil
  5. Kapsamlı bir tanıtım olmuş teşekkürler gül

    YanıtlaSil
  6. Kitabın çok tavsiyesini aldım da, bir türlü kısmetse başlayamadım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zamanı gelecektir :) keyifli okumalar, teşekkürler

      Sil
  7. Ben de merak ettim Gül Hanım :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

ANDRÉ MAUROIS - İKLİMLER

SEZGİN KAYMAZ - Kün

LOU ANDREAS-SALOMÉ - RUTH