Kayıtlar

Nisan, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

RALF ROTHMANN - Baharda Ölmek

Resim
YKY'ye gittiğimde yazarın ''O Yazın Tanrısı'' romanını alacaktım, görevli bu kitabı okuduğunu ve çok güzel olduğunu söyledi bende ona uydum... hem yazarı hem de romanı çok beğendim... hüzünlü bir hikayeydi, Rothmann kendi açılarından da savaşın acımasızlığını çok iyi anlatıyordu... 17-18 yaşındaki çocukların zorla savaşa sürülmeleri, yaşadıkları travmalar çok iyi betimlenmişti, romanı çok sevdim, ''O Yazın Tanrısı'' ile devam edeceğim, bu romanı herkese öneririm... Yazar: Ralf Rothmann Çevirmen : Esen Tezel Özgün Adı: Im Frühling sterben Sayfa Sayısı : 152 Basım Yılı : 2021 (3. Baskı) Yayınevi : YKY Günümüz Alman edebiyatının en başarılı yazarlarından olan Rothmann, yeni sayılmayacak trajik bir hikâyeyi, savaşın doğaya ve çevreye verdiği zarar, travmanın kuşaklararası iletimi gibi, o dönemi bizzat yaşamış Grass kuşağı yazarlarında görmediğimiz yepyeni bakış açılarıyla zenginleştirerek ustalıkla anlatıyor. Bir çiftlikte süt sağıcılığı yapa

MADS PEDER NORDBO - DERİSİ OLMAYAN KIZ

Resim
Polisiye fazla okuduğum bir tür değil ve okumam için cazip bir sebep olması gerek, buda arka kapakta yazan mumyalaşmış Viking cesedi sözüydü... arkeolojik bir konu olduğunu düşünmüştüm (ki hikayede öyle başlıyor fakat orada kalıyor) ama klasik cinayet romanı çıktı ve benim için bir özelliği kalmadı... ayrıca cinayet sebebi için çocuk istismarı/tecavüzü, kirli siyasetçiler (olayı örtbas eden polisler), yasadışı ilaç deneyleri, Danimarkalılar-İnuitler arasındaki ilişkiler gibi çok sayıda konu arasında gidip geliyor hani eksik bir şey kalmasın diye her noktaya değiniyor ve gereksiz kalabalık yaratıyor... hikaye beklediğim gibi çıkmasa da daha heyecanlı bir anlatım olacağını düşünmüştüm ama romanda çok garip bir tutukluk ve durağanlık vardı, çevirinin etkisi olabilir  belki  (İngilizceden çevrilmiş) bilemiyorum... yazım hataları vardı, kelime değiştirilmiş ama önceki silinmeyip yenisiyle peş peşe yazılmıştı... sonuçta polisiyeye çok tutkun bir okura hitap edebilir belki ama ben okumasam

ABBÉ PRÉVOST - MANON LESCAUT

Resim
Hiç bilmediğim bir klasik esere rastladığım için mutluyum, bu roman 1731'de Hollanda 'da, 1733'de Fransa 'da yayımlanmış, 2022'de ben Türkiye'de okuyorum muhteşem bir şey... aşağıda Ülkemizdeki basım macerasını görüyorsunuz... Roman o dönemin ileri gelenleri arasında konusu açık saçık, ahlak bozucu bulunduğu için tepkiyle karşılanmış ve toplatılmış... böyle bir aşk yaşamış mı bilemiyoruz ama konusu yazarın hayatına çok benziyor, otobiyografik öğeler çok fazla... sürükleyici bir kitaptı, fakat hikayesi -aşk uğruna yapılan aptallıklar- bana biraz fazla geldi ama sonuçta klasik bir eser okuyun derim... Yazar: Abbé Prévost Çevirmen : A li Faruk Ersöz Özgün Adı: L'Histoire du chevalier des Grieux et de Manon Lescaut Sayfa Sayısı : 164 Basım Yılı : 2021 Yayınevi : Helikopter Manon Lescaut'nun yazarı Antoine-François Prévost (1697-1763) kısaca Abbé Prévost adıyla tanınır. Hayatı, dalavereci ve kurnaz alt tabaka insanlarını konu edinen romanlarda

SARA SEAGER - EVRENDEKİ EN KÜÇÜK IŞIKLAR

Resim
Sara Seager  (21 Temmuz 1971 doğumlu) Kanadalı-Amerikalı bir astrofizikçi ve gezegen bilimcidir. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde 1941 Sınıfı Gezegen Bilimi Profesörü, Fizik Profesörü ve Havacılık ve Uzay Bilimleri Profesörüdür. 1994'te Toronto Üniversitesi'nden Matematik ve Fizik alanında l isans derecesini, 1999'da da Harvard Üniversitesi'nden astronomi alanında doktora derecesini aldı . 2006 yılına kadar Washington Carnegie Enstitüsü'nde kıdemli araştırma personeli olarak görev yaptı. Ocak 2007'de Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'ne hem fizik hem de gezegen bilimi alanında katıldı. Temmuz 2010'da profesörlüğe yükseltildi. Geçmiş araştırmaları, ötegezegen atmosferleri alanının temellerini atmasıyla tanınırken, şu anki araştırması, ötegezegen atmosferlerine ve gelecekteki yaşam belirtilerini atmosferik biyo-imza gazları yoluyla aramaya odaklanıyor. Seager'e , 2013 yılında MacArthur Vakfı ''deha'' ödülünü kazandıran araş

AKIRA MIZUBAYASHI - Can Kırığı

Resim
Bu kitabı yazarı Japon olduğu için aldım, konusu da II. Dünya Savaşı sırasında geçiyordu iyi çıkacağını düşündüm... savaş sırasında geçen bölüm -yani Rei'nin çocukluğunda geçen hikaye- arka kapakta yazılan kadar, sonrasında Rei'nin yaşlılığına ve Fransa'ya geliyoruz, geri dönüşlerle hem Rei'nin hayatını hem de babasının ortadan kaybolması sırasında ilişkide bulunduğu insanlarla yolunun yeniden kesişmesini okuyoruz... bu arada Schubert'in ''Rosamunde'' olarak bilinen yaylılar dörtlüsü başta olmak üzere bir çok klasik müzik eserinden de söz ediyor... Bu eserde; beklediğim, her zaman okuduğum Japon romanını bulamadım zaten yazar Fransızca yazıyormuş ve konunun çoğu da Fransa'da geçiyordu... savaşın, aşırı milliyetçiliğin kötülüğüne, müziğin birleştiriciliğine değiniyor ama roman bana bu duyguları hiç geçiremedi... klasik müzik eserlerinin icrasını anlatıyor, genelde bunu duyarım ama bu kitapta okuyup geçtim, bende bir izi kalmadı... sonuçta pek bek