MEHMET EROĞLU - Ruhun Parmak İzi
Varlıklar 1
Mehmet Eroğlu çok sevdiğim bir yazar ama bu okuduğum 4. kitabı dolasıyla çok yavaş ilerliyorum... aslında eski kitaplarından okuyordum ve öyle de devam edecektim ama bu romanı görür görmez bilim kurgu olması çok ilgimi çekti ve hemen aldım...
Konuya gelirsek; İŞtar-HEpat denilen bir yıldız sisteminde geçiyor, İŞtar yıldız, HEpat gaz devi büyük bir gezegen, canlılar HEpat'ın YUva, MAden ve YEşil ismi verilen üç uydusunda yaşıyorlar, HEpat'ın çevresinde buzdan oluşmuş bir asteroit kuşağı var ve bu kuşak onları izole ediyor... canlılar buraya yerleşmeden önce asteroit kuşağının hemen dışında EV adı verilen başka bir uyduda yaşıyorlarmış ama yaşanan büyük depremler, meteor düşmeleri gibi felaketler nedeniyle terk etmek zorunda kalmışlar, asteroit kuşağında da bir açıklık keşfedince oradan YUva uydusuna gelip yerleşmişler... anaerkil bir sistemleri, 40 tane anadan oluşan bir komiteleri var ve yönetim onların elinde, canlıların dişilerine Varlık deniliyor tüm hakimiyet onlarda, erkekler belli bir yerde köle olarak kapalı tutuluyor ve sadece sperm almak için kullanılıyorlar... Varlıklar; Bilkast (bilim), Askast (askerlik), Yönkast (bürokrat, memur, işçi) adı verilen üç kasttan oluşuyor... yalnızca Bilkastlardan yumurta alınıyor, en iyileri ayıklanıyor, suni döllenme ve fırın-kuvözlerde üremeleri tamamlanıyor... obak denilen kovan benzeri yerlerde yaşıyorlar, yalnız kalamıyorlar, mutlaka birbirlerine dokunmaları gerekiyor... çok katı bir sistemleri ve kuralları var asla onun dışına çıkmıyorlar, hatta akıllarından bile geçirmiyorlar... bu şekilde hayatları devam ederken, nedenini ve tedavisini bulamadıkları bir salgınla karşı karşıya kalıyorlar, hem bu salgına çare bulmak hem de yakın zamanda yörüngesinden çıkarak derin uzayda kaybolacak ilk uyduları EV'de kalanları almak üzere toplumlarının en zeki üyesi BAel'in yönetiminde bir ekibi EV'e gönderiyorlar... EV'e ulaştıklarında beklemedikleri durumlarla karşılaşıyorlar ve hikaye devam ediyor...
Yazarın tarzına uymuyor neden bilim kurgu diye düşünsem de okuduktan sonra romanın bilim kurgu ile başlayıp, ortalarından itibaren (EV'e gidilmesinden sonra) toplum bilime evirildiğini gördüm... kitabın ikinci yarısında konu İnsanlığı, Tanrıyı, İnsanlığın sonunu irdelemek, kurgulanan sistemle karşılaştırmak vb. sosyolojik bir hale büründü... Kast sistemi ve üreme ''Cesur Yeni Dünya'' kitabını andırıyordu ama neyse ki ona pek takılmadım...
Romanı çok beğendim, seri olacak gibi gözüküyor devamını da merakla bekleyeceğim, kaçırmayın okuyun derim...
Yazar: Mehmet Eroğlu
Sayfa Sayısı: 370
Basım Yılı: 2023
Yayınevi: İletişim
1948’de İzmir’de doğdu. 1971 yılında ODTÜ’den mezun oldu. Aynı dönemde, 12 Mart Darbesi’nin ardından kurulan Sıkıyönetim Mahkemesi’nce altı yıl hapse mahkûm edildi. 1974 yılındaki genel aftan sonra yazmaya başladı. İlk romanı Issızlığın Ortası, 1979 Milliyet Roman Ödülü’nü kazanmasına karşın 12 Eylül sıkıyönetim döneminde solcu ve antimilitarist unsurlar taşıdığı gerekçesiyle yayımlanamadı. Romanları ancak 1984 yılından itibaren basılabildi. Milliyet Roman Ödülü’nün ardından Madaralı Roman Ödülü ve Orhan Kemal Roman Armağanı’nı da kazanan Issızlığın Ortası ve Geç Kalmış Ölü’yü sırasıyla, Yarım Kalan Yürüyüş (1986), Adını Unutan Adam (1989), Yürek Sürgünü (1994) adlı romanlar izledi. Mehmet Eroğlu 1994-2000 yılları arasında senaryo yazımı ve müzik çalışmaları nedeniyle romana ara verdi. Bu dönemin ardından Yüz: 1981 (2000), Zamanın Manzarası (2002), Kusma Kulübü (2004), Düş Kırgınları (2005), Belleğin Kış Uykusu (2006) adlı romanları yayımlandı. Fay Kırığı Üçlemesi’nin ilk kitabı Mehmet 2009’da, ikinci kitap Emine 2011 yılında, son kitap Rojin ise 2013’te okurlarla buluştu. Yazarın Gezi Direnişi sırasında geçen 9,75 Santimetrekare adlı romanı 2014’te, Mermer Köşk (roman) 2017’de, Kıyıdan Uzakta (roman) 2018’de, İyi Adamın On Günü (roman) 2019’da, Kötü Adamın On Günü (roman) 2020’de ve Meraklı Adamın On Günü (roman) 2021 yılında yayımlandı. Eroğlu’nun öğrencileri tarafından kitaplarından seçilmiş Edebi Aforizmalar (2016) adlı bir kitabı daha vardır. Mehmet Eroğlu’nun senaryo çalışmaları, televizyon için yazdığı dizilerin (“Sızı”, “Issızlığın Ortası”, “Tutku”) yanı sıra, 1996 yılında İstanbul Film Festivali’nde En İyi Türk Filmi ve FIPRESCI (Uluslararası Sinema Eleştirmenleri Federasyonu) ödüllerini kazanan “80. Adım” ve 1997 Antalya Altın Portakal Jüri Özel Ödülü ile 1997 Adana Altın Koza En İyi 3. Film Ödülü’nü kazanan “Solgun Bir Sarı Gül” gibi sinema filmi senaryolarını da içeriyor.
bu yazarın çok kitabını okudum ama son zamanlardaki romanlarını okumadım :) okuyabilirim tabii :) bu yazar bana bilimkurgu değil de siyasi yazar gibi geliyor yani:)
YanıtlaSilEvet siyasi kitaplar yazıyor zaten, bu romanın bilim kurgu bölümünü yeğeni Dr. Deniz Ertaş tasarlamış önsözünde belirtiyor. Yukarıda da dediğim gibi kitabın ortasından itibaren de yazarın kendi tarzına benzemeye başlıyor. Teşekkürler:)
SilYazarı duydum ama hiçbir kitabını okumadım henüz, bakalım bakalım. :)
YanıtlaSilYazar çok iyi mutlaka bir kitabını okuyun, ilk kitaplarından başlamanızı öneririm onlar bir başka güzel. Okuduklarımın tanıtımı blogumda var size bir fikir verebilir. Keyifli okumalar, sevgiler:)
SilBana biraz ağır gelir sanırım Gül Hanım, elinize sağlık, sevgiler:)
YanıtlaSilO zaman başka kitaplara diyelim Eren Hanım keyifli okumalar :)
Siltanışmak istediğim bir yazar, emeğine sağlık:)
YanıtlaSilİlk kitaplarından başlayın derim:) Çok teşekkür ederim, keyifli okumalar.
SilBilim kurgu filmlerini çok severim ama hiç kitabına denk gelmedim, konu enteresan geldi, teşekkürler :)
YanıtlaSilBilim kurgu çok okudum da hepsi yabancı yazarlardandı ayrıca Mehmet Eroğlu'nun tarzı olmadığı için de merak etmiştim:) Ben teşekkür ederim.
Sil