CEVAD KARAHASAN - Küllerin Anlattığı / Gece Göğünün Tesellisi

Cevad Karahasan'ın bu kitabını biliyordum ama bir türlü sıra gelmemişti, kütüphanede görünce aa ne güzel okuyayım oldu ve buradayız... konu benim için tanıdıktı, arka kapakta belirtilen kitapları da okumuştum o yüzden de cazip geldi...

Kitap; roman gibi başlıyorsa da ara ara denemeye, tarihi hikayelere, mesellere, felsefi incelemelere dönüşüyordu, parçalı gibi gözüken bir yapısı vardı... sanki U. Eco'nun Gülün Adı'na gönderme gibi (İslam versiyonu gibi) yazılmış ama Gülün Adı daha bütünlüklü bir kitaptı bu romanda her şeyden bir parça var gibiydi... kitap 3 bölümden oluşuyor ilk bölümde Ömer Hayyam'ın gençliği, çevresindeki kişiler ve arka kapakta yazılan cinayet vakası anlatılıyor, bu bölümün sonunda Ö. Hayyam katili buluyor ama bu cinayet öylece ortada kalıyor bir yere bağlanmıyor, sanki yazılmasa da olurmuş gibi... ikinci bölümde İmparatorluk, tarihi şahsiyetler, tarikatlar, savaşlar, saray entrikaları konu ediliyor, üçüncü bölümde ise Ö. Hayyam'ın yaşlılığı ile insana ve tanrıya dair felsefi görüşler belirtiliyor ayrıca yaşlılığında Ömer Hayyam'a yardımcı olan Bosnalı bir genç ile de yazarın memleketine bağlantı yapılıyor ve 1992'de Saraybosna Viyeçnitsa Kütüphanesi'nde yakılan el yazması kitaplara bir selamla (bu romanın o el yazmalarının küllerinden doğduğu) bitiyor...

Parçalı haline, biraz uzun olmasına rağmen sıkılmadan okudum ve sevdim... sadece ikinci bir dilden (Almancadan) çevrilmesinden hoşlanmadım ayrıca fazlasıyla yazım hatası vardı isimler karışıyordu ki bu iki durumu İletişim gibi bir yayınevine yakıştıramadım... buna rağmen tarihe meraklıysanız okuyun derim... 


Yazar: Cevad Karahasan

Çevirmen: Dilman Muradoğlu

Özgün Adı: Što pepeo priča /Der Trost des Nachthimmels

Sayfa Sayısı: 552

Basım Yılı: 2019

Yayınevi: İletişim

Çağdaş Boşnak edebiyatının usta yazarı Cevad Karahasan’ın, kimi eleştirmenlerce Umberto Eco’nun Gülün Adı’na, Amin Maalouf’un Semerkant’ına akraba sayılan kitabı, Selçuklu’nun ve Ömer Hayyam’ın dünyasını rengârenk tablolaştıran bir anlatı…

Selçuklu İmparatorluğu’nun payitahtı İsfahan’da beklenmedik ve şüpheli bir ölüm gerçekleşir. Ölen, saygın bir adamdır ve Ömer Hayyam’ın dostudur. Büyük bilgin ve şair, ölüm sebebini araştırmaya koyulur, bir yanda da hatıraların ve kederin tefekkürüne dalar. Derken, Selçuklu ülkesinin günü yavaş yavaş kararmaya başlar, tehditler büyür, çöküş ilerler, “savaşlar, kargaşa, hastalık, fakirlik, açlık” kol gezer. “Kütüphanelere ve benzer yerlere ihtiyaç duyulmayan bir zamana” gelinir… Ömer Hayyam, ömrünün son deminde, kendi hayatıyla beraber, Selçuklu’nun parıltısının ve çöküşünün de muhasebesini yapacaktır. Bereketli bir çoğulculukla fanatizm arasındaki çatışmanın muhasebesidir bu aynı zamanda.

“Küllerin Anlattığı, miyoplar ve çekingenler için, gayretkeşler ve kitap kurtları için, öğrenme tutkunları ve gözlük takanlar için dev bir müdafaanamedir…” Julia Kospach

Cevad Karahasan: 25 Ocak 1953’de Duvno’da (Tomislavgrad) dünyaya geldi. İlk ve orta eğitimini, bu kentte tamamladı. Yüksek tahsilini Saraybosna Üniversitesi Felsefe Fakültesi’nde yaptı. Burada, karşılaştırmalı edebiyat ve tiyatro eğitimi aldı. Zagreb’te, Felsefe Fakültesi’nde, doktora tezini savundu. Uzun yıllar, Saraybosna’da çıkarılan Odjek (Yankı) dergisinin editörlüğünü ve Izraz (ifade) dergisinin baş editörlüğünü yaptı. Zenitsa, Saraybosna ve Salzburg’da dramaturg olarak çalıştı. 1993 yılında Bosna Hersek’teki savaş sebebiyle Saraybosna’dan ayrılarak Avusturya’nın Graz şehrinde yaşamaya başladı. Saraybosna, Salzburg, Innsbruck, Göttingen ve Berlin’deki üniversitelerde misafir öğretim üyesi olarak görev yaptı. Roman ve denemeleri birçok dile çevrildi. Çok sayıda uluslararası ödüle layık görüldü.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

STEFAN ZWEIG - İNSANLIĞIN YILDIZININ PARLADIĞI ANLAR

ANDRÉ MAUROIS - İKLİMLER

LOU ANDREAS-SALOMÉ - RUTH