ROY JACOBSEN - Sınırlar
Roy Jacobsen çok sevdiğim bir yazar dilimizde yayımlanan tüm kitaplarını okudum, bu sonuncusu... aradan da epey süre geçmişti, R. Jacobsen'i de D. Canefe'yi de ne kadar özlemişim, süper diyerek okumaya başladım, 120 sayfa kadar böyle devam etti... sonrasında hikaye Stalingrad Kuşatmasına geldi dayandı bu sefer Alman tarafı anlatılıyor (hep Ruslar anlatılır ya)... üstelik ne kadar detaylı, hani askerler anlatsa ancak o kadar olur... gerçi haksızlık olmasın çok başarılı bir anlatımdı o kaotik durumu, çıkmazı mükemmel hissettiriyordu ama ben bunu okumak istiyor muydum? veya hoşuma gitti mi? iki sorunun cevabı da hayır... dolayısıyla okuma hızım düştü ve çok zor bitirdim, sonunda sevmediğim bir R. Jacobsen kitabım oldu...
Her ne kadar bana uymadıysa da hem yazarın hem de romanın başarılı olduğunu düşünüyorum... yazara bu kitapla başlamayın ama bir II. Dünya Savaşı hikayesi okumak isterseniz deneyin derim...
Roy Jacobsen'i çok yakın zamanda kaybettik, Ruhu Şad Olsun...
Yazar: Roy Jacobsen
Çevirmen: Deniz Canefe
Özgün Adı: Grenser
Sayfa Sayısı: 280
Basım Yılı: 2025
Yayınevi: YKY
“Sevgili Agnes, bu titremenin nereden çıktığını bilmiyorum çünkü korkmuyorum, ne kadar üşüyorum bilemezsin, bu benim savaşım değil ama yaşam benim yaşamım…”
Roy Jacobsen kolektif tarih ve bireysel hafızayı ustalıkla harmanladığı romanı Sınırlar’da kimlikler, ideolojiler ve coğrafyaların insan yaşamındaki belirleyici gücünü gözler önüne seriyor. Jacobsen II. Dünya Savaşı’nın etkisiyle şekillenen politik ve kişisel sınırların, Ardenler’de yaşayan bir grup insanın hayatı üzerindeki etkisini işliyor. Sınırın yanlış tarafında olmak, sınırları aşan köprüler inşa etmek, sınırları zorlamak ve nihayet sınırların ortadan kaldırılması gibi sınır kavramı üzerine kurulan ve birbiriyle kesişen etkileyici hayat hikâyeleri sunuyor.
“Ardenler’de derler ki, sınırlar yara izleridir, yara olmasını engelleyin ya da yaraların iyileşmesine izin verin, köprüler kurun ve masrafları kardeşçe paylaşın, kimin daha çok yararlandığına ya da kimin daha çok kötüye kullandığına göre paylaştırmayın, çünkü “yarar” ve “kötüye kullanma” tıpkı yalan ve gerçek gibidir, pek çok anlamı vardır ve önünde sonunda başka nehirler ortaya çıkarır, üzerine köprü kurma konusunda anlaşamadığınız nehirler…”
Roy Jacobsen 26 Aralık 1954’te Oslo’da doğdu. Norveçli romancı ve öykücü.
Çocukluğu Oslo’nun yakınlarında Groruddalen Vadisi’nde bir banliyö kasabasında geçti. Değişik işlerde çalıştı ve 1982’de ilk kitabı yayımlandıktan sonra da çalışmayı sürdürdü. Ancak 1990’da bütün zamanını yazarlığa ayırmaya başladı. 1991’de yayımlanan Seierherrene romanında, hem annesinin geldiği topraklar hem de kendisinin Groruddalen’deki çocukluğu önemli temalar olarak ele alınır. Bu romanda Norveç kültüründe “büyük sınıf yolculuğu” denilen ve yirminci yüzyılda birkaç nesil içinde Norveç toplumunun büyük bir bölümünün üst toplumsal katmanlara geçmesi biçiminde yaşanan olgu, belki de diğer tüm Norveç edebiyat eserlerinden daha doğrudan bir şekilde ele alınmıştır.
Romanda, bir aile ve iki neslin görüş açısından, son seksen yılda sıradan insanların yaşam koşullarının nasıl değiştiği, bir çiftçi ve işçi toplumunun nasıl büyük bir hızla endüstri sonrası, eğitimli, teknik bir topluma, fırsatlarla dolu bir refah toplumuna dönüştüğü ve bu sırada yurttaşlara nasıl yeni yaratılmış bir benlik duygusu sunulduğu anlatılır.
Kendini bu şekilde kanıtlayan Jacobsen, İşçi Partili eski başbakan Trygve Bratteli’nin biyografisini yazmak üzere seçildi. “Norvegian Academy for Language and Literature” üyesi de olan Jacobsen 18 Ekim 2025’te vefat etti.

Yorumlar
Yorum Gönder