HÜMANİSTLER - Stefan Zweig / Rotterdamlı Erasmus - Zaferi ve Trajedisi, Montaigne
Stefan Zweig en
sevdiğim yazarlardan biridir... Eserlerinden okumaya Satranç (muhteşem bir romandır) ile başlamış, Amok Koşucusu (muhteşem
öykülerden oluşur) ile devam etmiştim.. Biyografik denemenin yirminci
yüzyıldaki eşsiz ustası kabul edilen Zweig’den bu kez iki hümanistin
biyografisini peş peşe okudum... Erasmus ve Montaigne’den 400 yıl (Zweig’den
bile 70 yıl) sonra insanın insana yaptığı vahşet, hoşgörüsüzlük, kendi düşünce
ve dogmalarını herkese dayatma yönünde hiçbir değişiklik olmadığı -yani
insanlık açısından bir arpa boyu bile yol gidilmediği- düşünüldüğünde bu
kitapları okumak hem çok anlamlı hemde çok can acıtıcı olmaktadır... Her iki
hümanist ve Zweig’de insanın özgür olması üzerinde düşünmüş yazmış ve
uğraşmışlardır... ama 21. yüzyılda bile bir değişiklik olmadığına göre (yakın ve
uzak gelecek içinde bir umut yok doğrusu) bundan böyle insanoğlu niye
değişmiyor/niye öğrenmiyor diye düşünmek mi gerekiyor acaba??
Rotterdamlı
Erasmus - Zaferi ve Trajedisi
Bu kitap hem büyük hümanist Erasmus’un (1469-1536) hayatını,
düşüncelerini, eserlerini anlatıyor hemde 15. yüzyılın önemli olaylarını (16.
yüzyıla geçişle birlikte), tarihi şahsiyetlerini, Rönesans ve Reformu detaylı
olarak anlatıyor...
Kitabın önsözünde Ahmet Cemal’in ‘’ Erasmus gibi Stefan Zweig’ın
da en büyük ideali; insanları ve toplumları birbirlerinden ayıranlara değil birleştirenlere ağırlık tanımak; insanın salt insan olarak yaratıldığı
için yüce değer bilinmesini sağlamaktı. Roterdamlı Erasmus- Zaferi ve
Trajedisi, insanlık düşünce özgürlüğünü ve birey olarak insan hayatının
taşıdığı kutsallığı değer bildiği sürece güncelliğini yitirmeyecektir.’’
şeklinde ifade bulan görüşleri kitabı çok iyi anlatıyor... Üstüne Zweig’in
yalın, akıcı dilini de eklediğimizde mutlaka okuyun derim....
Yazar:Stefan Zweig
Yazar:Stefan Zweig
Çevirmen : Ahmet Cemal
Sayfa Sayısı: 200
Basım Yılı: 2008
Yayınevi: Can
Sayfa Sayısı: 200
Basım Yılı: 2008
Yayınevi: Can
Her koşul altında iç özgürlüğünü koruma uğrunda çaba harcamak, kimsenin
efendisi olmaya kalkışmamak, fakat kimseye de boyun eğmemek; hiçbir sav ya da
düşünceye baştan düşmanca yaklaşmamak, ama buyurgan nitelik almaya başladığı
anda her savın ya da düşüncenin karşısına dikilmek. Bütün bunlar gerek Erasmus’un,
gerek Zweig’ın kişiliklerinde birbiriyle bütünüyle örtüşen niteliklerdir.
AHMET CEMAL
Stefan Zweig’ın, Kuzey Avrupa Rönesansı’nın büyük ustası, hümanist bilgin Desiderius Erasmus için kaleme aldığı bu yaşamöyküsü, bağnazlığın her türlüsüne karşı bir savaş ilanı niteliği taşıyor. Rotterdamlı Erasmus: Zaferi ve Trajedisi, son nefesine kadar bir hümanist, gerçek bir dünya vatandaşı olarak kalan Zweig’ın deneme türündeki başyapıtıdır.
AHMET CEMAL
Stefan Zweig’ın, Kuzey Avrupa Rönesansı’nın büyük ustası, hümanist bilgin Desiderius Erasmus için kaleme aldığı bu yaşamöyküsü, bağnazlığın her türlüsüne karşı bir savaş ilanı niteliği taşıyor. Rotterdamlı Erasmus: Zaferi ve Trajedisi, son nefesine kadar bir hümanist, gerçek bir dünya vatandaşı olarak kalan Zweig’ın deneme türündeki başyapıtıdır.
Montaigne
Bu kitapta ise yine büyük bir hümanist Montaigne’in
(1533-1592) hayatı, düşünceleri ve ‘’Denemeler’’i anlatılıyor... Bu kitap
Zweig’in intiharı nedeniyle tamamlanamadan kalmış, bu nedenle yazarın
koymuş olduğu notlar, parantezler, yayıncısının sonradan eklediği bir iki
cümleyi de içeriyor... Böyle olsa bile bu büyük hümanisti anlatmaya yetiyor..
sadece Erasmus’un denemesinde olduğu gibi dönemin olayları (bu kitabın sonunda
kronolojik bir liste olarak belirtilmiş) anlatıl(a)mamış, yalnızca
Montaigne’nin düşüncelerine ağırlık verilmiştir...
Yine Ahmet Cemal’in önsözünden gidersek’’Zweig’in yaşamının
son yılında –bütün dünyanın cehennemden farksız ve ondokuz yüzyıl boyunca
insanı insan kılmış tüm değerleri kasıp kavuran bir savaş cehenneminin ortalık
yerindeki 1942’de- Montaigne üzerine eşsiz bir deneme kaleme almış olması,
yüzlerce yıl önce, hümanizmin gerçek bir mirasçısı kimliğiyle insana dair
herşeyi sorgulamaya insandan yola çıkarak başlayan bir düşünür ile ondan
yüzyıllarca sonra insanlığın büyük çöküşünü yine insandan yola çıkarak
sorgulamak peşindeki bir başka düşünürün karşılaşmaları çıkmaktadır’’
Kitaptan birkaç paragraf ise şöyle;
‘’Montaigne’in önem verdikleri bellidir: kendisi için aklın yolundan
ayrılmamak, insanlıkla ilgisini kesmiş bir zamanda insanlığını korumak, kitle
çılgınlığının ortasında özgür kalabilmek’’
‘’Montaigne’in asıl zevki bulmak değil bu arama eylemidir. Montaigne
bilgeliğin sırrını, amaca uygun formülleri arayan filozoflardan değildir. Herhangi
bir dogmayı ya da öğretiyi istemez; katı iddialardan hep korkar. Hiçbir şeyi
serinkanlılıkla iddia etmemek, hiçbir şeyi de bir çırpıda yadsımamak.’’
Çevirmen : Ahmet Cemal
Sayfa Sayısı: 128
Basım Yılı: 2012
Yayınevi: Can
Sayfa Sayısı: 128
Basım Yılı: 2012
Yayınevi: Can
Stefan Zweig, Nazi Almanyasında kitaplarının
yakılmasının ardından, hümanist düşünür Erasmusla başladığı içsel yolculuğuna
yine bir hümanistle, Montaigne’le noktayı koyar. Montaigne, yazarın 1942de
hayatına son vermeyi seçmesiyle yarım kalan son eserlerinden biridir. Avrupayı
Avrupa yapan filozof ve yazarları konu alan biyografiler üzerinden kendini
anlama ve anlatma yolculuğunun Zweig için son uğrağıdır Montaigne.
Stefan Zweig, "En gönüllü ölüm, ölümlerin en güzelidir," diyen Montaignede kendini bulmuştur. Büyük Avrupayı geri dönüşü olmayacak şekilde sonlandıran İkinci Dünya Savaşı yıllarında, yaşamın ve yaşamanın insanın kendi iradesine bağlı olmaktan çıktığını fark eden son büyük Avrupalıdır Zweig.
Stefan Zweig, "En gönüllü ölüm, ölümlerin en güzelidir," diyen Montaignede kendini bulmuştur. Büyük Avrupayı geri dönüşü olmayacak şekilde sonlandıran İkinci Dünya Savaşı yıllarında, yaşamın ve yaşamanın insanın kendi iradesine bağlı olmaktan çıktığını fark eden son büyük Avrupalıdır Zweig.
Teşekkürler...
YanıtlaSilBen teşekkür ederim.
Sil