İYREC-İ PÉZÉŞKZÂD - Dayıcan Napolyon

Bu kitabı farklı ülke yazarlarını okumaktan hoşlandığım için almıştım... daha önce İranlı bir yazardan okumamıştım... kitabın yazarı 1928 doğumlu bir hukukçu,  İran’da 5 yıl hakimlik yaptıktan sonra Dışişleri Bakanlığı’nda çalışmaya başlamış, çeşitli ülkelerde görev yapmış, 1979’daki rejim değişikliğinden sonra işine son verilmiştir... yazar halen Fransa’da yaşamaktadır... kitap ilk kez 1970 yılında yayımlanmış, bizdeki  çevirisini  ise Fars Dili ve Edebiyatı Profesörü A. Naci Tokmak yapmıştır...

Roman, 1940’lı yıllar Tahran’ında yaşayan nispeten aristokrat denilebilecek geniş bir ailenin çevrelerindeki insanlarla olan ilişkilerini, değer yargılarını, inançlarını, gelenek ve göreneklerini mizahi bir dille anlatmaktadır... bu cümleye bakıldığında ve kitabın sayfa sayısı da dikkate alındığında bir toplumun yapısını anlatan çok ağır bir kitapmış gibi duruyor... ama hiç öyle değil çok espirili yazılmış okurken ara ara kendinizi gülmekten alamıyorsunuz, tüm roman boyunca yüzünüzde bir tebessüm dolaşıyor... oysa ki konu çok kısıtlı, neredeyse tüm roman boyunca aynı hikaye yineleniyor gibi... sürekli aynı cümleler kullanılıyor, aynı kelimeler tekrar ediyor... ama hiçbir şekilde sıkılmadığınız gibi heyecanla okumaya devam ediyorsunuz ve bu kitabın son cümlesine kadar sürüyor... arada attığınız kahkahalarda yanınıza kar kalıyor... yazarın başarısı da bu sanırım...

Kendini kahraman zanneden saplantılı yaşlı bir adamın, yerli yersiz her şeye karışan uşağının, birbirine aşık gençlerinin, ailenin muzip, çapkın, sevimli diplomatının diğer aile fertleriyle olan ilişkisi komik bir şekilde anlatılıyor... yukarıda bahsedilen gelenek görenekler, inançlar hikaye içerisinde biraz da karikatürize edilerek anlatılmış ama dipnotlarda çevirmenin eklediği detaylı açıklamalar var... bu nedenle tüm bu yazılanları birleştirip o dönemle ilgili sosyolojik çıkarım yapmak okuyucuya kalıyor... Hafız-ı Şirazi, Firdevsi, Sa’di ve Mevlana’dan beyitlerde hikayenin içerisinde yer alıyor (dipnotlarda farsçası da belirtilmiş)... yaşlı adamın saplantısı Napoléon Bonaparte olduğu için sıkça tarihi şahsiyetlerden de mizahi bir dille bahsediliyor....

Özetle çok eğlenceli bir kitap bu... okumanızı öneririm...

Yazar: İyrec-i Pézéşkzâd
Çevirmen: Prof. Dr. A. Naci Tokmak
Sayfa Sayısı : 551
Basım Yılı : 2012
Yayınevi : Ayrıntı

Dayıcan Napolyon, ülkemizde pek bilinmeyen çağdaş İran edebiyatından dikkat çekici, bilinen roman kurallarını zorlayan bir örnek. Küçük rütbeli, emekli bir askerin kızı ile yeğeninin aşk macerası ile başlayıp, aile içindeki sınıfsal çatışmalar nedeniyle çok değişik boyutlar kazanarak sürüp giden bir roman. Romanın başkahramanı Dayıcan Napolyon, Bir manga askerle bir zamanlar İngilizlere karşı savaşmış, kendi yaşantısı ile Napoléon Bonaparte’ın yaşantısı arasında paralellikler kurmuş ve ona duyduğu hayranlık nedeniyle zaman içinde kendini onunla özdeşleştirmiştir. Bu yüzden, oldukça geniş bir ailenin büyüğü konumunda olan Dayıcan, bazı aile fertleri tarafından alaya alınırken, bazıları tarafından da pohpohlanarak büyük bir kahraman olduğuna inandırılmıştır. Kahraman olmasına kahramandır ama hırsızdan korkup yatağın altına saklanan da odur. Eczacı olan eniştesini, ona göre aşağı tabakadan biri olduğu için her fırsatta aşağılar, o da onu alaya alır. Onu her zaman destekleyen hizmetlisi Meşkasım, mütedeyyin biri olmasına karşın, rahatlıkla yalan söyleyebilen biridir. Albay kardeşinin oğlu da kızına taliptir. Gençliğinde karısının ihanetine uğrayan hariciye mensubu Esedullah Mirza, kadınlar tarafından beğenilen, çapkın biridir. Aileden birinin aklı kıt kızı bilinmeyen biri tarafından hamile bırakılır. Ailenin şerefini kurtarmak için ona geçici bir koca aranmaktadır.
Sosyolojik açıdan çeşitli sınıflara mensup İranlıları tanımak açısından çok önemli bir örnek olan bu romanın yazarı İyrec-i Pézéşkzâd, eserinde mizah unsurunu çok üst düzeyde kullanarak baştan sona büyük bir ilgi ile okunan bir eser vücuda getirmiştir. Bu romanı okurken, İranlılarla ilgili çok ilginç izlenimler edineceğiniz gibi, onların gelenekleri, görenekleri ve mezhepleri hakkında da bilgi sahibi olacaksınız.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

STEFAN ZWEIG - İNSANLIĞIN YILDIZININ PARLADIĞI ANLAR

ANDRÉ MAUROIS - İKLİMLER

LOU ANDREAS-SALOMÉ - RUTH