IAN McEWAN - Cumartesi
Ülke
gündemi yüzünden doğru dürüst okuyamıyorum, hem canım istemiyor, hem de olan
biteni anlamak için internet gazetelerini okuyup, haberleri takip ediyorum,
okuma zamanımı onlar alıyor... dolayısıyla pek de uzun olmayan bu romanı
bitirmem iki haftamı aldı...
Oysa
ki rahat okuyabilmek için Ian McEwan’ı seçmiştim
-çok sevdiğim bir yazar- sürpriz olmaz diye... işlerin beklediğim gibi
gitmemesinin sebebi hem konunun hem de zamanlamanın yanlış olmasıydı...
Roman, 2003 yılında A.B.D’nin peşine takılan Britanya’nın Irak’ın işgaline katılmasına karşı
çıkanların düzenlediği bir miting gününde geçiyor ve tek bir günü anlatıyor... tam
da emperyalizmin içerideki hainlerle birlikte güzel ülkemi iç savaşa sürüklemek
istediği bugünlerde A.B.D’nin yarattığı başka bir vahşetle ilgili bir konuyu
okumak iyi olmadı...
Roman;
başarılı bir sinir cerrahı olan Henry Perowne’nun o günde başına gelenleri/aklından
geçenleri anlatıyor... Perowne’nun başarılı bir avukat olan karısı, bir blues müzisyeni
olmak için çalışan oğlu, ödüllü bir şair olan kızı, alzheimere yakalanmış
annesi ve yine çok ünlü bir şair olan kayınpederi romanın ana karakterleri... mutlu
bir evliliği, mükemmel (sanki biraz fazla mükemmel) bir ailesi var... o Cumartesi
günü sabaha karşı nedensiz bir şekilde uyanır, yatak odasının penceresinden bir uçağın
motorunun yanarak uçtuğunu görür... ne olduğunu tam anlamasa da haberlerden uçağın sorunsuz bir şekilde havaalanına indiğini öğrenir... aklına ilk gelen terörist
bir saldırı olduğudur... daha sonra hastahanedeki arkadaşlarından biriyle squash
oynamaya giderken miting başlamış, birçok yol trafiğe kapatılmıştır... bu
curcunanın ortasında çok da vahim olmayan bir trafik kazası yapar, diğer
arabanın sürücüsüyle tartışma çıkar ama bir şekilde spor yapacağı korta
ulaşır... spordan sonra annesini kaldığı bakımevinde ziyaret edecek akşamda tüm
ailesi ve kayınpederinin katıldığı bir yemek hazırlayacaktır.... programı bu
şekilde sürerken bir yandan da aklından geçenleri okuruz...
Yazar
genelde birkaç konuyu birlikte işliyor, bunlardan biri mutlaka edebiyat oluyor ama bu kitapta o konu bolluğunu biraz abartmıştı, bana çok parçalı
geldi sanki kırk yama örtüler gibi... Irak İşgali/terörizm var, sinir cerrahisi
ameliyatları var (çok detaylı iki operasyon anlattı, kitabın sonuna da tıbbi terimleri açıklama sözlüğü koymuşlar), edebiyat (özellikle şiir, ayrıca Perowne’u pek fazla okumayan biri olarak kurgulamış, kitaplara verdiği tepki çok iyiydi) var, alzheimer/yaşlılık
durumları var, Huntington gibi kalıtsal bir hastalık var, spor var, yemek tarifi var, mükemmel
aile ilişkileri var... hepsini uzun uzun anlatıyor.... bazı bölümleri sevsem de tümünü dikkate aldığımda bana çok kalabalık geldi...
Sonuç
olarak zamanlamam iyi olsaydı daha hızlı okur, daha çok sevebilirdim,
akıcılığında sorun yok çünkü... eğer yazarı seviyorsanız okuyabilirsiniz ama
hiç okumadıysanız bu kitaptan başlamamakta fayda var...
Çevirmen : İlknur
Özdemir
Sayfa Sayısı : 272
Basım Yılı : 2014 (3.Baskı)
Yayınevi : YKY
Çağdaş İngiliz edebiyatının en önemli yazarlarından Ian McEwan, son romanı Cumartesi'de tek bir günde koca bir hayatı anlatırken dünyada olup bitenlerden kendimizi ne kadar soyutlayabileceğimizi de sorguluyor.
Savaşların biri bitmeden diğeri başlarken, dünyanın her yerinde kan dökülmeye devam ederken, nedensiz bir şiddet eyleminin gelip sizi bulmayacağının garantisini kim verebilir?
kitap seçimi konusunda öyle ince eleyip sık dokuyorum ki bugünlerde... yarım bırakma, bunalma potansiyelim yüksek olduğundan pozitif, kolay okuyabileceğim kitaplar seçiyorum...Mcewan okumamıştım hiç, aslında çocuk yasası kitabı ilgimi çekmişti ama almamıştım...
YanıtlaSilAynen öyle:) Çocuk Yasasına ben de baktım ama konusu beni rahatsız etti ve okumak istemedim... bu yazarı okuyacaksanız ''Bir Parmak Bal''ı önerebilirim... sevgiler:)
SilBenim de sevdiğim yazarlardandir Ian Mc Ewan . Bu romanı okumadım ama.
YanıtlaSilSevgiler .:)
Diğer kitaplarından aldığım zevki bulamadım bu sefer:( başka romanlara artık:) sevgiler:)
Silokudum yazarı da hangi kitap bilemedim ama bu diildi. okumayım bunu :)
YanıtlaSilYani sona bırakılabilir en azından:)
Silsadece blog anladım. benim de öyleydi yıllardır. geçen yaz herkes face twit de aç deyince açtım işte. bazen ordan da ulaşmak bişiler sormak istiyorlar ondan açtım üzülmesinler diye. yoksa benim de asıl yerim blog ve blog güzel insanlar iyi. hep blogumdayım işte zaten.
YanıtlaSilDiğerlerini bilemiyorum ama blogda yazanları ben de seviyorum:)
Silkefaret'i iyidir , bunu okumadım , henüz D:
YanıtlaSilKefaret'in yeniden basımını bekliyorum onu da okuyacağım:)
Silsevdiğim bir yazar ancak sanki kitaplarının çoğu toplumsal/politik vs. olayları işliyor bu yüzden okumadığım çok kitabı var, Yabancı Kucak, Sonsuz Aşk, Beton Bahçe ve Sahilde'yi okumuştum, ben de sizin gibi Kefaret'i bekliyorum, sevgiler:)
YanıtlaSilBu kitaba kadar konularına bir itirazım olmamıştı:) çok üretken bir yazar, okumaya devam edelim:) sevgiler...
Sil