BUKET UZUNER - Uyumsuz Defne Kaman’ın Maceraları SU

Öncelikle şablonun ''İstanbullular'' romanıyla  aynı  olması rahatsız edici.. tekrara yol açması bir yana  ‘’İstanbullular’’ kitabına çok yakışan şablon burada hiç iyi olmamış kitabı bölüyor kesintiye uğratıyor gibi ki bu en önemsiz ayrıntı aslında...  SU kitabı bölümleri (o yukarı uzatılmış harflerle yazılan kenar süslemesi olan bölümler) tek başına bir kitap olsaymış belki güzel olabilirmiş, zaten yazar  bunu özellikle yapıyor sonradan o bölümleri ayrı kitap olarak yayınlıyor ticari bir iş yani...

Gelelim hikayeye, yazar  polisiye mi yazmaya çalışmış, kamanlığı mı anlatmaya çalışmış, ülke sorunlarına ilişkin görüşlerini belirtmeye mi çalışmış bilemedim... aslında bunların hepsini birden yapmaya çalıştığı için yeteneksiz birinin yazdığı basit 10.sınıf bir polisiye olmuş, kamanlığı anlatamadığı gibi feci bir şekilde harcamış, ülkemizin günlük hal ve şeraitini anlattığı gazete haberleri gibi bir şey olmuş özetle.... bir kere  o ''aptal, beceriksiz, kişiliksiz'' polis Ümit'i nereden bulmuş? bu romandaki  en ilginç  karakter aslında sahaf Semahat ve yazar onu heba ediyor... oysa o orada parlıyor bana bir fırsat ver diye çabalıyor ama yazar onu yardımcı karakter rolünde tutup resmen harcıyor... hele o amerikalı dedektife ne gerek vardı onu niye bu kadar anlatmış hiç anlayamadım??

Ayrıca yazarın romanın satır aralarında ülkeyi kurtarma çabası resmen komik oluyor...Ülkemiz aydınlarının söyleyecek sözleri varsa  farklı platformlarda dile getirmeleri daha etkili olur kanımca... romanlarında bıraksınlar hikaye olayları anlatsın biz arka planda yazarın sesini direkt duymayalım... okurların zekasına da biraz güvenmek gerek...Ülkede yaşanan olumsuzlukları ilkokul çocuklarına öğretir gibi (alevilerle sünniler birbirini kabul etmiyor çocuklarının evlenmesine izin vermiyor, halbuki aşk bu engel tanır mı?? işsiz güçsüz kocalar karılarını dövüyor öldürüyor aa ne ayıp bu olur mu vs. vs.) karakterler üzerinden tekrar yazmanın alemi ne?? Sonuçta bu okura eziyetten başka bir şey değil ...

‘’Balık İzlerinin Sesi’’ adlı çok güzel  bir roman yazmış olan yazarın, o kitaptan yıllar sonra  bu kadar kötü bir roman yazmasına şaşırdım...Özetle büyük beklentim büyük hayal kırıklığım oldu... hepsi bu...

Yazar: Buket Uzuner
Sayfa Sayısı: 344
Basım Yılı: 2012
Yayınevi: Everest

Buket Uzuner'in, bugün Anadolu'da yaşayan her kültürü derinden etkilemiş kadim Kamanlık (Şamanizm) geleneğinin dört unsuru olan SU, TOPRAK, HAVA, ATEŞ'ten ilham alarak yazdığı yeni romanı UYUMSUZ DEFNE KAMAN'IN MACERALARI dörtlemesinin ilk kitabı 'SU' çıktı!..

Gazeteci Defne Kaman bir yaz akşamı bindiği vapurda arkasında hiçbir iz bırakmadan kaybolur. Onu aramakla görevli Komiser Ali Ümit ile arkadaşı Sahaf Semahat kendilerini aniden tuhaf olaylar ve esrarengiz semboller arasında bulurlar. Bir yandan kendi hayatlarını sakatlayan yasak ve tabulara rağmen ayakta kalmaya çalışırken, kayıp gazeteci Defne Kaman'ın peşinde nefes nefese bir maceraya sürüklenirler.

Buket Uzuner, SU romanında bütün canlı varlıkları eşit değerde kabul ederek doğayı ve yaşamı kutsayan kadim Türk geleneği Kamanlık'a (Şamanlık) selam ederken, okurları hem eko-feminist bir okumaya, hem de 1000 yıl önce Uygur harfleriyle ön-Türkçe yazılmış olduğu düşünülen (Mutluluk Bilgisi) KUTADGU BİLİG ŞİFRESİ ile zihin oyunlarına davet ediyor.

Kutadgu Bilig yazarı Yusuf Has Hacib'in;

"Aklın süsü dil, dilin süsü sözdür. Kişinin süsü yüz, yüzün süsü gözdür."

beyitiyle açılan romanın bir Kutadgu Bilig şifresi kitabı olarak da okumak olasıdır. Yazar, SU romanı yazarken yakından inceleme şansı bulduğu Kutadgu Bilig'in bilinen üç orijinal nüshasından ilkini Uygur harfleriyle Türkçe yazdığı düşünülen Yusuf Has Hacib ile bu önemli eseri 1947'de günümüz Türkçesine çeviren Prof. Reşit Rahmeti Arat'ı şükranla anıyor ve bugüne kadar Türkiye'de ve dünyada hak ettiği önemi ve sevgiyi göremeyen bu güzel eserin, romanda bir şifreler kitabıymış gibi kullanılmasıyla özellikle gençler arasında ilgi göreceğini umuyor.

"Uyumsuz Defne Kaman'ın Maceraları", SU romanından sonra TOPRAK, HAVA ve ATEŞ ile devam edecektir.

Yorumlar

  1. ay ben de buket uzuner ile elif şafakın ilk romanlarını seviyom. sonra bozdu ikisi dee :)

    YanıtlaSil
  2. Buket Uzuner bu romanı ile intihar etti resmen... devamını nasıl yazacak çok merak ediyorum.. birde çok vahim Türkçe hataları varmış ben okurken pek fark etmemiştim onu da sabitfikir.com'da gördüm... her türlü kötü yani...
    Elif Şafak hiç okumadım okumayı da düşünmüyorum, o baştan kayıp çünkü...

    YanıtlaSil
  3. SU yu okumadım ama bende bu kitap hakkında çok iyi olmadığını çogu arkadaştan duymuşumdur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hiçç zahmet etme... BU benim en sevdiğim yazarlar içerisinde yer alıyordu..kötü oldu... eğer okumadıysan Balık İzlerinin Sesi'ni oku...

      Sil
    2. Okumadım. Sen tavsiye ediyorsan alıp okuyayım o vakit.

      Sil
  4. en sevdiğim "kumral ada" benim de :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1. sırada balık izleri geliyor benim için... ama SU'ya kadar hepsini sevmiştim... bu roman noktayı koydu...

      Sil
    2. Kumral Ada Mavi Tuna dan başka kitabını okumadım.

      Sil
    3. Ben toplam 7 kitabını okudum. en sevdiğim odur ama diğer kitaplarından çok farklıdır... başı sonu belirsizdir.. biraz japon yazarların kitaplarına benzer... ona göre karar ver...

      Sil
  5. satırlarınızın hepsine den den atarım.iki yeşil su samuru ile tanışmıştım..kumral ada ile daha çok sevmiştimm.su yu zor okudum ..toprağı bıraktım..( ki kolay kolay kitap bırakmam.saplantılı bir saygım vardır bu konuda )

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim en sevdiğim yazarlardan biriydi SU kitabından sonra bir daha okumayı düşünmüyorum. Mesaj vereceğim diye yazarların kitaplarını bozmasından hiç hoşlanmıyorum. Benzer görüşte olmamıza sevindim, yorum için teşekkür ediyorum:)

      Sil
  6. Yıllardır okumadım. İlk romanları çok güzeldi. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Katılıyorum, bu romana kadar sevmediğim olmamıştı yazık oldu. Teşekkürler.

      Sil
  7. Kumral Ada, Mavi Tuna'yı sevmiştim. Su'yu okuyalı uzun zaman oldu her iki romanı da blogumda yazmamışım. Siz bahsedince hatırladım. Aklımda bazı kırıntılar kalmış. Kitabı okuduktan hemen sonra bloga yazmak çok iyi oluyor. Su hakkındaki kanaatimi hatırlayamadım ama o anki düşüncem pek olumsuz değildi yanılmıyorsam. İçinde bulunduğumuz ruh hali ve kişisel değerlendirmelerimiz farklı olabiliyor bazen. Teşekkürler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazarın 7 kitabını okumuş biri olarak bu romana kadar bende hepsini sevmiştim, hatta en sevdiğim yazarlardan biriydi. Ama bazen uymuyor, kişiden kişiye farklılıklar göstermesi de normal. Yorumlarınız için teşekkür ediyorum.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

STEFAN ZWEIG - İNSANLIĞIN YILDIZININ PARLADIĞI ANLAR

ANDRÉ MAUROIS - İKLİMLER

LOU ANDREAS-SALOMÉ - RUTH