STEFAN ZWEIG - DÜNÜN DÜNYASI
BİR AVRUPALININ ANILARI
Son
okuduğum kitaplarda aradığımı bulamamışsam arkasından bir Zweig kitabı okumak
gelenek oldu ve bu sefer yazarın otobiyografisini seçtim... Dünün Dünyası ben de öyle bir ruhsal
yoğunluk oluşturdu, bugün bu ülkede yaşadıklarımızı Zweig’in 20.yüzyılda
yaşadıklarına o kadar çok benzettim ki nasıl anlatsam nereden başlasam
bilemiyorum ama şu net: elinizdeki tüm kitapları bırakın önce bu otobiyografiyi
okuyun...
Stefan
Zweig (1881- 1942) altmış yıllık ömrüne sığan iki dünya savaşı sonucu gadre
uğramış, edebiyata, sanata, kültüre hayatını vakfetmiş, hümanist bir
entelektüel... ve bu kitap otobiyografisi
ama kendinden çok çok az bahsediyor hatta bundan biraz utanıyor gibi ‘’Hiçbir zaman şahsımı, yaşam öykümü
başkalarına anlatmayı arzu edecek kadar önemsemedim. Kendimi başkişisi, daha
doğrusu merkezi yapacağım bir kitabı yazma cesareti bulabilmem için, normalde
tek bir neslin yaşayabileceği olaylar, felaketler ve sınavlardan çok daha fazla
şeylerin olması, inanılmaz derecede çok şeyin yaşanması gerekti. (önsöz syf:15)’’
Bir
yandan da bu hem bir tarih, hem de kültür-sanat kitabı... 1900'ün başından 1940 yılına kadar geliyor her iki dünya savaşını, öncesini ve sonrasını anlatıyor,
Avrupa’daki birçok ülkeyi, tek tek toplumları, yazarları, şairleri,
bestecileri, devlet adamlarını, siyasileri ile birlikte detaylı konu ediyor... Kitabın
her bir satırının altı çizilebilir ben kendimi engellemeye çalışarak yukarıda
gördüğünüz kadar etiket yapıştırdım onların hangisini buraya geçirebileceğim
bilemiyorum...
Son
söz olarak herkesin, özellikle öğretmenlerin, öğrencilerin, tarih ve edebiyat eğitimi
alanların okumasında fayda var...
‘’Hitler’den bu yana yalan dolan doğal hale,
insanlık suçları kural haline gelmişti, öyle ki doğru dürüst
eleştirilmemekteydi, oysa böyle bir durum eskiden tüm dünyayı ayağa kaldırmaya
yeterdi (syf:280)’’
Çünkü alçakça insanları kandırma tekniği uygulayan
Nasyonal Sosyalizm, tüm dünyayı buna yavaş yavaş alıştırmayı yeğliyor,
hedeflerinin ne kadar köklü değişikliklere yönelik olduğunu birden bire
göstermeye çekiniyordu. Bu nedenle şöyle bir yöntem izliyordu: Her zaman bir
hamle yapıp sonra ara veriyorlardı. Bu hamlenin fazla gelip gelmediğini,
dünyanın vicdanının bu dozu kaldırıp kaldırmadığını görmek için bir süre
bekliyorlardı. Avrupa’nın vicdanı –uygarlığımızın utancı ve yüz karası olarak-
tüm bu vahşet kendi ‘’sınırlarının ötesinde’’, kendilerine dokunmadan olup
bitiyor diye ısrarla tarafsızlığını vurguladığından, dozlar gittikçe artırıldı,
ta ki tüm Avrupa’yı yok edinceye kadar. (syf:418)’’ bugüne baktığımızda tarihin tekerrür etmesi bu demek...
‘’Freud ile yaptığımız sohbetlerimizde sık sık
Hitler dünyasının ve savaşın korkunçluğunu konuşurduk. Freud, insanı seven biri olarak çok üzülürdü, fakat bir düşün insanı olarak kötülüğün böyle
korkunç bir şekilde patlak vermesine kesinlikle şaşırmazdı. Kültürün, dürtüler
üzerindeki üst gücünü inkar ettiği için, hep kötümserlikle suçlanmıştı; onun
barbarlık ve ilkel yok etme dürtüsünün insan ruhundan kazınamayacağı hakkındaki
görüşü ne yazık ki şimdilerde –tabii ki bununla gurur duymuyordu- en korkunç
bir şekilde teyit ediliyordu. (syf:482)’’ hâlâ
teyit ediliyor, bir yüzyıl daha geçti değişen bir şey yok!
Çevirmen : Gülperi
Sert
Sayfa Sayısı : 496
Basım Yılı : 2014 (4. Baskı) 1985 (1.
Baskı)
Yayınevi : Can
Stefan Zweig, Bir Avrupalının Anıları olarak kaleme aldığı Dünün Dünyası adlı bu kitabının önsözünde, Yazacaklarım, benim yaşadıklarım olmaktan çok, bütün bir kuşağın yaşadıklarıdır, diyor.19. yüzyıl Avrupasının görece güvenli, tekdüze ortamında yetişen kuşaklar, 20. yüzyılın hemen başlarında öyle olaylarla yüz yüze geldiler ki, başka zamanlarda belki dokuz-on kuşağın yaşayacağı olaylar ve kökten değişmeler bu kuşağın insanlarının yüreklerinde, benliklerinde onulmaz yaralar açtı. Dün ve bugün arasında bütün köprülerin yıkıldığı, bütün değerlerin altüst olduğu yıllarda, peş peşe iki dünya savaşına, Almanya'da Nasyonal Sosyalizmin doğup büyümesine, evinden ve ülkesinden kopmanın, ülkeden ülkeye göç etmenin, anayurdu saydığı Avrupa'nın mahvolmasını görmenin acılarına dayanamayarak 1942'de hayatına son veren bu duyarlı yazarın anıları, kişisel bir anlatım olmanın ötesinde yüzyılımızın ilk yarısının ruh dünyasının da bir elkitabı sayılmaktadır. 60 yıllık ömründe görmediği, tanık olmadığı, acısını çekmediği hiçbir felaket kalmadığını söyleyen Stefan Zweig, Anlattıklarımızla bir gerçek kırıntısını bile bizden sonraki kuşağa ulaştırabilirsek yine de boşuna yaşamış sayılmayız, diyor.
En sevdiğim Zweig kitabıdır. Ben de bloğumda paylaşmıştım. Duyduğum kadarıyla kitabın baskısı bitmiş. Eee böyle güzel olunca baskı biter tabi. Kitap kurdu olunca beğeniler de aynı oluyor.
YanıtlaSilSevgiler...
Paylaşımınızı hatırlıyorum Fatoş Hanım, ortak zevklerimiz olması çok güzel:) Can Yayınevi yeni bir baskısını çıkaracaktır mutlaka, böyle muhteşem bir eseri yeni kuşaklardan mahrum etmek olmaz... ben diğer biyografilerinden devam edeceğim ama bu kitaptan öğrendiğim Romain Rolland'ın ''jean Christophe''adlı eseri çok merak ettim, asıl onun baskısı bulunmuyor umarım bir yayınevi onu yeniden basar... Sevgiler:)
SilBen de pek çok biyografi eserini aldım. Onlardan biri de Romain Rolland'ın biyografisi olan "Avrupa'nın Vicdanı". Çok iyiymiş diye duydum haberiniz olsun.
SilSevgiler...
Çok teşekkür ederim haber verdiğiniz için, hemen not ediyorum, onu da listeme ekleyeyim. Sevgiler
SilZweig'ın en sevdiğim ve zevkle çevirdiğim kitabı. Şimdilerde Doğu Batı Yayınlarında çıkıyor. Bu hazirandan sonra da İş Bankası kültür yayınlarında çıkacak.
SilGülperi Hanım zaman ayırıp yorum yazdığınız için çok teşekkür ederim. Yeni baskı yapılmasına da çok sevindim. Kitabı zevkle okudum muhteşem bir çeviriydi elinize emeğinize sağlık. Sevgiler:)
SilGül merhabalar. Bu kitabı kitaplıktan okumak için çıkarmıştım biliyor musun:) Bu kitap için Çok olumlu yorumlar okumuştum. Eminim iyidir. Sevgiler canım.
YanıtlaSilMerhaba Eralcim, ne güzel tesadüf olmuş aynı zamanda okumak istememiz:) Seninde seveceğini sanıyorum. Sevgi benden:)
Silay o kadar merak ettim ki elimde milyon tane kitap olmasa hemen edinip okumaya başlayacağım gibi hissettim , sevgiler...
YanıtlaSilEylem Hanım, hemen olmasa da bir ara okuyun mutlaka, değerli bir kitap. Sevgiler:)
SilMuhteşem bir kitap olmalı, tarih hakkında öğrenmek istediğim çok şey var, hele Zweig gibi algısı, düşünme kapasitesi yüksek, duyarlı bir yazarın anlatımı bambaşka olmalı, listeme ekliyorum... sevgiler:)
YanıtlaSilHakikaten öyle:) iyi okumalar olsun Eren Hanım. Sevgiler:)
Sil