TÜRKER ARMANER - HÜKÜM

Türker Armaner, 1968 İstanbul doğumlu halen Galatasaray Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde öğretim üyesi olan, toplamda 3 öykü kitabı, 2 romanı olan bir yazar... Hüküm romanına kadar ne kendisinden ne de diğer kitaplarından haberdardım... T. Armaner’in 9 yıl aradan sonra yazdığı bu kitap, edebiyat sitelerinde çokça karşıma çıkmaya başlayınca ve yazarın öğretim üyesi olması da dikkatimi çektiğinden okumaya karar verdim...

Konu 1920 yılında İstanbul’da geçiyor, bir yanda işgal kuvvetleri ve onların gizli servisleri, bir yanda İstanbul hükümeti, Ekim devriminden sonra buraya gelmiş olan Bolşevikler, Anadolu’daki milli mücadeleye destek olan Karakol vb. gizli örgütler var ve herkes kendi ajandasına uygun faaliyetler içinde... tüm bunlardan bağımsız olarak yalnızca bir isyan hareketi olduğunu ifade eden, mutlak olarak yukarıda sayılan unsurların ne yanında ne de karşısında olan Teşkilat adında kimin kurduğu, ne yaptığı bilinemeyen başka bir örgütlenme daha var... işte bu Teşkilat, yurtdışında okumuş, İstanbul’un varlıklı ailelerinden yalnız iki genç adam ile irtibata geçip kendileri ile çalışmaya ikna ediyorlar ve bir takip/casusluk hikayesi başlıyor...

Kitabın görünür yanı bu (tarihi/polisiye denilebilir), oldukça akıcı yazılmış, merakınızı uyararak sonuna kadar okutuyor... diğer yanda ise yazarın bir takım önermeleri var; tarihi galipler yazar gibi, o andaki gündemi yönlendiriyorum herkesi kukla gibi elimde oynatıyorum derken aslında kukla olan sensin gibi, kahraman ile hain arasında çok ince bir çizgi vardır gibi, yazar bu görüşlerle aslında bugünü anlatmak istiyor... fakat hikayesi ile önermelerini iç içe geçiremiyor ikisi ayrı ayrı bir yerlerde duruyor...

Ayrıca hikayesini epeyce mantıksız buldum şöyle ki; otuz yaşlarına yakın iki adam var pek ne yapacaklarını bilmiyorlar, okumuş yazmışlar ama onları harekete sevkedecek bir dürtüleri yok, üstelik de asosyaller, kimseye güvenmiyorlar, Teşkilat durduk yere bunlara gelerek bizim casusumuz olun diyor, normalde insanların gözleri birbirine yakın diye bile şüpheye düşen bu adamlar işi anında kabul ediyorlar ve bu konuda hiçbir eğitimleri vs. olmadan çevrenin en dikkat çeken kişisini takibe başlıyorlar... yani 1920’de istihbarat faaliyetleri nasıldı bilmiyorum ama herhangi bir sivili seçip, hadi sana bir takma isim verelim sonra da git falanca şahsı takip et şeklinde işlemiyordu herhalde... üstelik bu kişilerin bir amacı bir adanmışlıkları bile yok... bir mantığa oturması için sonuna kadar bir şizofreni hikayesi bekledim ama öyle de olmadı...

Ben böyle mantıksız diye yazınca birçok kişi bana ama gerçek hayatta da neler neler oluyor diyor, evet doğru oluyor ama kurgunun mantıklı olması lazım yoksa okuyucuda yazar becerememiş gibi bir görüş oluşuyor ve bu da her şeyi  bozuyor... Sonuç olarak yine okumasam hiçbir şey kaybetmezdim noktasında kalıyorum...  

Yazar:  Türker Armaner  
Sayfa Sayısı : 208
Basım Yılı : 2016
Yayınevi : Metis

Istanbul 1920.
İşgal altındaki şehirde nereye, kime yakın olduğu belli olmayan isimsiz bir teşkilat suikastlar, sabotajlar düzenlerken belirli kişileri takip altına almakta, bir yandan da siyasi bakımdan adı duyulmamış insanları bünyesine katmaktadır.

Türker Armaner bu romanında "hain" ile "kahraman" arasındaki çizginin belirsizleştiği, birbirine dönüştüğü, ihanetin her an ortaya çıkabileceği puslu bir havada geçen gerçeküstü bir öykü anlatıyor.

Yorumlar

  1. Derler ya gerçek hayatta olur, kurguda olmaz diye. Gerçekten dikkatli olmalı yazarken. Mesela öyle gerçeküstü yazanlar var ki sorgulamadan okuyor insan...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tamamı gerçeküstü yazılmışsa sorun olmuyor tabii ki. Teşekkürler, sevgiler:)

      Sil
  2. merak ettim ya :D bu arada ben de blogumda yılın kitabını seçiyoruz, sen de yorum yaparsan mutlu olur sevinirim :))

    YanıtlaSil
  3. Neyse ki roman fazla uzun değilmiş..:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eren Hanım, çok akıcı bir kitaptı çabuk okunuyor o bakımdan sorun yoktu, sanırım ben çok fazla şey beklemiştim pek umduğum gibi olmadı ya da bana uymadı bilemiyorum. sevgiler:)

      Sil
  4. ilk satırlarınızı okuduktan sonra , not almak için elim defterime gitti, sonraki satırlar ile eski yerine geri geldi , çok ta elzem değil diyerek sonraya , denk gelirseye bırakıldı...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

ANDRÉ MAUROIS - İKLİMLER

SEZGİN KAYMAZ - Kün

LOU ANDREAS-SALOMÉ - RUTH