DAVID WALTON - SÜPERPOZE
Kuantum
Mekaniği ile ilgili kitapları çok seviyorum, bu roman da
yayımlandığı anda ilgi alanıma girmişti ama kötü
çıkabileceğini düşünüp almamıştım... Bu ay D&R'ın
indirimliler standında görünce dayanamadım ve buradayız...
David Walton, Lockheed Martin firmasında mühendis
olarak çalışan A.B.D.'li bir yazarmış, ilk romanıyla Philip K. Dick ödülünü
almış, dilimize de ilk Süperpoze romanı çevrilmiş...
Şimdi
önce yayınevinden başlayayım; kitabın başında yazarın ve
çevirmenin özgeçmişinin verilmemesini vahim bir hata olarak
görüyorum... hele yazarın eseri türkçede ilk kez yayımlanıyorsa
bu çok daha önemli oluyor, internette kimmiş diye aramaktan hiç
hoşlanmıyorum (ki mühendis olması yazdığı konu açısından
önemliydi niye aramak zorunda kalayım), çevirmene hiç önem
verilmemiş zaten, ismi kitabın künyesinin yer aldığı
mikroskobik büyüklükteki harflerle yazılan bölümde yer alıyor
sadece (hani olsa da olur olmasa da)... kuantum gibi bir konuda
yazılan bir bilim kurgu romanında tüm kitap boyunca yalnızca ÜÇ
adet dipnot konulmuş onlar da çok çok gereksiz şeyler
(örn: çocuklardan birinin adı Chance yanına yıldız konulup
anlamı yazılmış, bunu bilmeyen mi var?) diğer tarafta fizik
terimleri, kuramları havada uçuşuyor tek kelime dipnot yok,
inanılmazdı... özellikle kitabın başında konuya girerken bu çok
gerekli oluyor dönüp dönüp internetten aratmak okumayı zorluyor
(ki ben bu konuda çok okumama rağmen bakmak zorunda kaldım)
sonrasında konu içinde açıklamalar vardı ama açılış
kötüydü... hem okuyucuyu kitaptan soğutabilir hem de hiç dipnot
olmaması ben de hafif/sudan bir kitap izlenimi doğuruyor...
velhasıl April çok kötü bir not aldı giderek bu yayınevinden
soğuyorum...
Roman
genel olarak iyi, akıcı yazılmış, kuantum mekaniğiyle
harmanlanmış sürükleyici bir hikayesi var, yazarın hayal gücünü
sevdim, daha başında Schröndinger'in Kedisi diye başlamamış
(sadece son sayfalarda kısaca değinmişti), özetle kurgusu sevdim... sadece olayın polisiye yönüne çok odaklanmış, sonu
çok bilindik şekilde bitti, katili hemen buldum dolayısıyla bu
kısımlarda yeterli değil, şaşırtıcı bir son bu kitaba daha
çok yakışırdı... ayrıca Kuantum Varlıkları (Varcolac
şeklinde efsanelerde yer alan iblislerden birinin ismini
veriyor) diye çok iyi bir kurgusu var (bilimsel yanına
girmiyorum) ama bu Varcolac'ın niye ortaya çıktığı, ne
yapmaya çalıştığı öylece ortada kaldı... yazar polisiyedense
bu konuya yoğunlaşsa ve kurgusunu o yönde ilerletse çok başarılı
bir roman olurmuş, bu haliyle azıcık ilginç bir yanı olan
sıradan bir polisiye olarak kalıyor...
Sonuç
olarak kuantum konusuna ilgi duyuyorsanız rahatça okuyacağınız,
keyifli vakit geçireceğiniz bir roman, deneyebilirsiniz...
Not: Bu roman 21. yüzyılda ama bir miktar daha gelecekte geçiyor (yıl belirtilmemiş), 53. sayfada konuyla alakasız yere ''20'lerde Rus-Türk savaşı yüzünden'' diye başlayan bir cümle var... nedir bu A.B.D'li yazarların bizi savaşa sokma sevdası bir türlü anlamıyorum... giderek bu ülke yazarlarını hiç okumama yönüne doğru ilerliyorum...
Çevirmen:
Kıvanç Güney
Sayfa
Sayısı: 320
Basım
Yılı: 2016
Yayınevi:
April
Öldürüldüğü odada sizin parmak izleriniz, DNA'nız.
Ayakkabınızda arkadaşınızın kanı.
Tek şüpheli sizsiniz.
Oysa siz, masum olduğunuza eminsiniz.
Emin misiniz?
"Kuantum dünyasına heyecanlı bir yolculuk, müthiş bir kurgu ve son. Walton'ın kaleminde, fizik gerçek hayatla buluşuyor! Daha önce böyle bir kitap okumadınız." -Will Mcintosh, Hugo Ödülü Sahibi-
"Süperpoze bilimkurgu ile gizemin mükemmel bileşimi. Isaac Asimov hayatta olsaydı, böyle bir roman yazardı!" -Mike Resnick, Hugo Ödülü sahibi-
siteniz çok güzel paylaşım için teşekkürler, bende beklerim :)
YanıtlaSilBen teşekkür ederim, hemen bakacağım:)
SilKuantum mekaniği ile harmanlanmış polisiye fikri çok iyi ama keşke daha iyi işlenseymiş diyorsanız bir düşünmek lazım alırken:) çevirmenler romanı batırabilir de çıkarabilir de, hal böyleyken gereken önemin verilmemesi üzücü... keyifli okumalar dilerim Gül Hanım, sevgiler:)
YanıtlaSilYok fena değildi hatta beklediğimden iyi çıktı denilebilir sadece çok daha iyi olabilecekken onu kaçırmış. Size de keyifli okumalar sevgiler:)
Silapril iyice yayınevi ama bu kitapta özen göstermemişler demek. süperpose bir ingilizce terimi. hımm şırodinger severim de kuantum hiç ilgilenmem. okumayım bunu ben. hem bilimkurgu hem kuantum çok fazla bana :) bana rüyalar hayaller olacak :)
YanıtlaSilMadem öyle başka kitaplara artık:)
SilYayınevleri keşke daha dikkatli ve özenli olsalar...
YanıtlaSilEvet öyle, üstelik en çok da kendi işlerine yarayacak:)
SilKonusu ilginçmiş ve "Isaac Asimov hayatta olsaydı, böyle bir roman yazardı!" da çok iddialı bir cümle ama teknik terimlerin fazla olması ve dipnot olmaması beni düşündürdü...
YanıtlaSilBen hiç Isaac Asimov okumadım o yüzden ne diyeceğimi bilemedim:) Başlangıç sayfalarında internetten bakmak zorunda kaldım, sonrasında konu içinde kavramları açıklıyordu. en nihayetinde çok olmazsa olmaz bir kitap değil...
Siljean christophe çok çok güzel ya bence en güzel klasiklerden, şolohov durgun don gibi. baktım mart 2014 de okumuşum :)
YanıtlaSilTeşekkürler:)
SilJEAN-CHRISTOPHE
YanıtlaSilRomainRolland
Fransız yazar RomainRolland’ın taş gibi kalın ama su gibi akan nehir romanı Jean-Christophe, klasik romanlardan. Klasik romanlar, herkesin duyduğu, bildiği ama okumadığı romanlardır genelde.
Rolland, bu romanı, 1900’lu yılların başında yazıyor. Kitap, bir müzisyenin baştan sona yaşamını anlatıyor. Beethoven benzeri bir klasik müzisyenin. Bir Alman besteci zaman içinde ülkesinden uzaklaşıp İsviçre ve Fransa’da yaşıyor.
Kitabın ilk bölümü gençliği ve Almanya kısmı, ikinci bölümü Fransa dönemi, üçüncü bölümü de yaşamının son yılları. Kitap da bir klasik müzik eseri gibi, şafak, sabah, gençlik, olgunluk şeklinde ilerliyor.
Müzisyenin yaşamını, sanatını, düşüncelerini, duygularını birebir onunla birlikte yaşıyoruz. Edebiyat olarak da bir müzisyenin yaşamını yakından tanımak açısından da heyecanlı, sürükleyici, doyurucu ve hayretlere düşüren bir anıt roman.
Eski tarz romanlardan. Tolstoy’vari.
Mükemmel.
Not:4/4
Çok güzelmiş, ben de okuyayım yeni baskısı yapılırsa:) teşekkürler, sevgiler:)
Sil