GOLIARDA SAPIENZA - MUTLULUK SANATI

Kafka Yayınevi, Epsilon'un edebi eserleri yayımladığı ikinci markası gibi duruyor, bastıkları eserler güzel, birde yazarın özgeçmişini (tabii çevirmenin de) kitaba eklemeyi başarsalar mükemmel olacak... dolayısıyla ülkemizde pek bilinmeyen yazarın özgeçmişini ben bulmak zorunda kaldım (ki internette yazara dair tek türkçe kayıt yok) toparlayabildiklerimi aşağıya yazıyorum... 

Goliarda Sapienza 1924 Katanya (Sicilya) doğumlu, ismini kendi doğmadan önce ölen ağabeyinden (Goliardo) alıyor. Annesi Maria Giudice tanınmış bir sosyalist ve gazeteci, babası Giuseppe Sapienza sosyalist bir avukat. Kızlarını faşist müfredattan korumak için okula göndermeyip evde politik ve entelektüel bir eğitim veriyorlar, piyano çalmayı öğreniyor ve 16 yaşında Roma'daki Reale Accademia d'Arte Drammatica'da tiyatro eğitimine başlıyor ama bir kaç yıl sonra bırakıyor. Babasıyla birlikte faşistlere karşı direnişte bulunuyor. İki kez intihara teşebbüs ediyor, elektroşok tedavisi görüyor, hapse giriyor. Mutluluk Sanatı'ndan başka iki otobiyografik romanı ve başka kitapları da var. Film sektörü ile de ilgili olan Sapienza 1996 yılında ölüyor...

Gördüğünüz üzere yazar çok ilginç bir şahsiyet ve yirminci yüzyılın tüm çalkantılı dönemlerine de şahit oluyor, bu romanı da 1967-1976 yılları arasında yani tam dokuz yılda yazmış ve bir şekilde aykırı bulunduğu için 2005 yılında ancak basılabilmiş... 

Aşağıya eklediğim arka kapak açıklaması bire bir doğru fakat bir o kadar da yanıltıcı çünkü ilk bakışta çağdaş, romantik bir masal izlenimi doğuruyor ki bununla hiç alakası yok... ana kahramanı Modesta evet prenses oluyor ama buraya elleri kan içinde kalarak, bir anlamda kazıyarak geliyor ve evlilik de onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine misali bir şey değil... Modesta isminin anlamı iyilik, alçakgönüllülük, tevazu demekmiş ama kişiliği bu isimle taban tabana zıt... çok zeki, çabuk öğrenen, güçlü, dediğim dedik ve kararlı bir kız Modesta ve yapmak istediklerinin önünde hiç kimse duramıyor ve her çareye başvurup her aracı mübah kılıyor... hikaye Modesta'nın 9 yaşından başlıyor ve neredeyse tüm 20. yüzyıl boyunca devam ediyor, arka kapak yazısında da belirtildiği gibi kurgusal bir otobiyografi bu... ayrıca cinsellik (daha çok eşcinsellik), sosyalizm, faşizm, kadın hakları ve savaş sonrası İtalya siyaseti anlatılıyor... açıkçası neden aykırı bulunduğunu pek anlayamadım evet cinsellik de siyaset de fazlasıyla vardı ama 1976 yılı için o kadar da itiraz edilebilir mi bilemedim... bana okuduklarım aykırı gelmedi, başlangıçta Modesta'yı hiç sevmesem de 20'li yaşlarından sonraki hayatını ve güçlü duruşunu beğendim, sosyalizme ve İtalya'nın savaş sonrası siyasetine dair saptamaları çok iyiydi... özetle romanı sevdim sadece çok uzun zamanda yazıldığı için ufak tefek kopukluklar vardı özellikle sosyalizm/faşizm anlatılarının yoğunluk kazandığı bölümlerde temposu biraz düşüyordu... tüm bölümleri sıkılmadan amma da uzatmış demeden okusam da bitirdiğimde sanki 100-200 sayfa eksik olsa daha toparlayıcı olurdu diye düşündüm... güzel bir dönem ve kadın romanı ben beğendim size de öneririm...

Not: Kitaptaki karakterlerden biri İtalyan bir büyükelçi ile bir Türk kadının kızı, ara ara İstanbul'dan, Atatürk'ten ve Nazım Hikmet'ten sitayişle bahsediyordu hem şaşırdım hem de çok hoşuma gitti... 

Yazar: Goliarda Sapienza
Çevirmen: Sinem Carnabuci
Sayfa Sayısı: 707
Basım Yılı: 2017
Yayınevi: Kafka
Başından sonuna kadar nefes kesici bir devinimi olan Sapienza’nın romanı, cinsellik ve tarih tekerleri üzerinde ilerleyen bir hikâye…  Küçük tabaklarda servis edilen büyük bir ziyafet.’’-NPR-

1900 yılında başlayan ve neredeyse bütün bir 20. yüzyılı kapsayacak şekilde başkahramanı Modesta’nın yaşamını takip eden bu epik Sicilya romanı, hem bir rüştünü ispat hikâyesi, bir “bildungsroman”, hem bir cinsel macera ve keşif anlatısı, hem bir kurgusal özyaşamöyküsü, hem de İtalya’nın ahlaki, siyasi ve toplumsal geçmişinin, faşizm deneyiminin bir panoraması olarak okunabilir.

Küçük bir Sicilya köyünde doğan ve dokuz yaşında yetim kalan Modesta’nın çocukluğu bir manastırda, rahibelerin katı eğitimiyle geçer. Kurnazlığı sayesinde buradan kaçmayı başarır ve en sonunda evlilik yoluyla bir soyluluk unvanı edinir: Prenses olur. Şehvetli, mağrur ve kararlı bir kadın olan Modesta, hayatın sonsuz zenginliğini keşfetmeye karar verir ve arzularını tatmin etmesinin önüne çıkan tüm toplumsal engelleri ortadan kaldırmaya koyulur. Cinsel özgürlüğünden asla taviz vermez. Hatta mutluluğa ulaşma ve kendini keşfetme çabası uğrunda cinayet bile meşru hale gelir.
“Aykırı” olduğu gerekçesiyle kendine yayıncı bulamayan ve 1976 yılından nihayet yayınlandığı 2005’e kadar bir çekmecede bekleyen bu “unutulmuş başyapıt” bugün bile özgür ruhlu kahramanının yaşam enerjisiyle okurlarını şaşırtmaya devam ediyor.

Yorumlar

  1. Babanın kızını faşist eğitimden korumak için evde eğitmesi o yıllarda hem de ne kadar ilginç, valla şimdi de laikler topluca bir karar alsa böyle yapsalar diyorum. :) Kahraman bana da aykırı geldi yani amacına ulaşmak için cinayeti bile meşru hale getirmiş ismi lazım değil ismi T ile başlayan biri ve çetesi aklıma geldi:)))

    Çok ilginçmiş çok teşekkürler, emeğine sağlık Gül'cüğüm.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Müjde Hanım, bugün küçük çocuğu olanlara ben de çok üzülüyorum eğitim sistemini berbat hale getirdiler:( Hakikaten ilginç bir kitaptı, yorum için teşekkür ediyorum Sevgiler:)

      Sil
  2. hımm kafka yayınları seviyom ivit ama bunu okumasam da olur :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Deeptone; iyi madem:) başka kitaplara o zaman:)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

STEFAN ZWEIG - İNSANLIĞIN YILDIZININ PARLADIĞI ANLAR

ANDRÉ MAUROIS - İKLİMLER

LOU ANDREAS-SALOMÉ - RUTH