SALMAN RUSHDIE - UTANÇ
Salman
Rushdie, eserleri okunmadan kendisine en çok kara çalınan yazar
olarak biliniyor... bende Utanç romanına, okuduğum başka
bir kitapta (yüksek ihtimal Murakami'lerden birinde) rastlayana
kadar hiçbir kitabını okumamıştım... ve yine bir büyük yazar için çok geç kalmış olduğumu
görüyorum, hem yazarı hem de bu romanı çok beğendim
mükemmeldi...
Roman
1983 yılında yazılmış, bir yandan siyasi, bir yandan da binbir
gece masallarına benzer bir hali var... yazarın tarzı oldukça
değişik (acaba tüm romanlarında aynı şekilde mi diye merak
ettim), masala benzer hikayesini anlatırken araya girip kısa
bölümler halinde kendi düşüncelerini (ki burada Pakistan ve
siyasi tarihini) okuyucuya aktarıyor ''Gerçek
hayat malzemeleri nasıl da zorlayıcı bir hal alabilir! -Mesela
(.......) Belucistan'daki soykırımdan; ya da yurtdışında
lisansüstü eğitim için verilen burslarda fanatik Cemaat Partisi
üyelerinin kayırılmasından; ya da sariyi müstehcen bir giysi
ilan etme girişiminden; ya da sırf Zülfikar Ali Bhutto'nun idamını
meşrulaştırmak için gerçekleştirilmesi emredilen -yirmi yıldır
ilk defa- fazladan idamlardan; ya da antisemitizmden (......); ya da
kaçakçılıktan, eroin ihracındaki patlamadan, askeri
diktatörlerden, rüşvetçi sivillerden, yolsuzluk yapan
memurlardan, satın alınan hakimlerden, yalan haber yaptıklarından
emin olunan gazetelerden; (......) Düşünün işim ne zor olurdu!
(.....) Ama neyse ki modern bir peri masalı anlatıyorum, yani
mesele yok (syf:88-89)'' hatta bazen hikayenin içinde
dahi kendi düşüncelerini kısa bir paragraf halinde veriyor,
karakterlerini sanki bağımsız gerçek kişilermişcesine
eleştiriyor ''Ömer
Hayyam Şakil'in bu davranışının nasıl canımı sıktığını
tahmin edersiniz. Bir kere daha soruyorum: Bu nasıl kahraman? En son
kusmuk kokuları arasında, intikam yemini ederek bilincini
kaybederken görüldü; şimdi de Haydar'ın kızı için deli
oluyor. Böyle bir karakterin nesini savunacaksın? Tutarlılık çok
mu büyük bir talep? Bu sözde kahramanı başımı feci ağrıtmakla
itham ediyorum (syf:178)''
yazarın tarzını İngiliz romanın babası Henry
Fielding'e benzettim biraz...
Bu
kitabı okumak istememin diğer bir sebebi de bir zamanlar bize çok
özenen Pakistan'a 34 yıl sonra ne kadar benzediğimizi merak
etmemdi: ''İslamcı ''kökten dincilik'' denen
şey Pakistan'da halktan kaynaklanmaz. Onlara yukarıdan dayatılır.
Otokratik rejimler, iman belagati benimsemeyi faydalı bulur çünkü
halk bu dile saygı duyar ve karşı koymaya gönlü razı gelmez.
Dinler diktatörlere böyle hizmet eder; onları güçlü sözlerle,
halkın itibardan düşmüş, imtiyazını kaybetmiş, alay konusu
olmuş halde görmek istemediği sözlerle kuşatarak. Ama
gırtlağa-tıkılma saptaması bakidir. Sonunda bıkarsın, imana
inancını kaybedersin, iman sıfatıyla olmasa da devletin temeli
olma sıfatıyla. Sonra diktatör düşer ve Tanrı'yı da kendisi
ile birlikte aşağı çektiği, ulusun her şeyi haklı çıkaran
efsanesinin yıkıldığı görülür. (syf:314)'' nasıl
tanıdık mı?
Çok
uzun oldu ama kadınlarla ilgili son bir paragraf yazıp bitiriyorum,
muhteşem bir kitap ve çeviri mutlaka okuyun... ''Umarım,
ne kadar baskıcı olursa olsun hiçbir sistemin bütün kadınları
ezemiyeceği tartışmasız kabul edilir. Pakistan için kadınlarının
erkeklerinden çok daha etkileyici olduğu söylenir hep, bence
doğrudur da... Yine de zincirleri kurgudan ibaret değil. Hakikaten
var. Gittikçe ağırlaşıyorlar.
Bir
şeyi aşağı çekersen onun bağlı olduğu şeyi de çekmiş
olursun.
Sonunda
hepsi elinde patlar ama. (syf:217)''
Çevirmen:
Aslı Biçen
Sayfa
Sayısı: 356
Basım
Yılı: 2013, 2005 (İlk Basım)
Yayınevi:
Can
Politik bir roman, Utanç. İktidar çılgınlığına kapılmış politikacılar, olgunlaşmamış gördükleri toplumun vasiliğine kendilerini atayan hırslı, "dini bütün" generaller, tepkisiz kalabalıklar, elbirliğiyle demokrasisi delik deşik edilen bir ülke... Müthiş bir ironi ve derin bir hüzünle anlatıyor Rushdie bu ülkeyi - politik romanların sıklıkla başvurduğu basmakalıp çözümlere rağbet etmeyen, zengin karakterlerle dolu bir alegori yaratarak başarıyor bunu.
Biri Ziya-ül Hak'a, ikisi baba kız Bhutto'lara "hem benzeyen hem de benzemeyen" karakterlerin önemli roller üstlendiği bu olağanüstü roman, yine "benzeyen ama tam da Pakistan denemeyecek" bir ülkenin tarihini, utanç duygusunun prizmasından anlatmaya girişiyor. Ayıbı, rezaleti, skandalları da içeren bir anlam zenginliği taşıyan bu "utanç", özellikle iki karakterde somutlanıyor: Utanmazlığın kişileşmiş hali Ömer Hayyam Şakil ile öteki insanların hissetmedikleri bütün utancı ruhunda yaşayan karısı Safiye Zeynep...
Çok merak ettim kitabı.
YanıtlaSilEkliyorum okuma listeme .
Sevgiler. ☺
Keyifli okumalar olsun, sevgiler:)
SilBen de çok merak ettim, zaten siyasete, sosyolojiye meraklıyım, Salman Rüşti'yi bir ara hakkında katli vaciptir emri çıkmıştı diye hatırlıyorum çok uzun yıllar oldu, sonra unutuldu. Çok teşekkürler Gül'cüğüm, emeğine sağlık.
YanıtlaSilSevgiler:)
Müjde Hanım, yazar herkesin aklında o olayla kaldı ve bir şey çok konuşunca insan uzak duruyor. Ama bu roman özellikle ülkemizin bu durumunda okunmayı fazlasıyla hak ediyor. Teşekkür ediyorum sevgi benden:)
SilÇok merak ettim bu kitabı.Listeme ekleyeyim.Emeğinize sağlık:)
YanıtlaSilEbem Kuşağı umarım beğenirsiniz teşekkürler, sevgiler:)
Silbu https://kitapeylemi.blogspot.com.tr/2015/06/52-geceyarisi-cocuklari-salman-rushdie.html
YanıtlaSilkitabını okumuşum ben de :) şeytan ayetlerine hala denk gelemedim :(
Eylem Hanım, ne tesadüf ben de ikinci olarak Geceyarısı Çocuklarını okuyayım diyordum güzel oldu. Can yayınları Rushdie'nin kitaplarını yeniden yayımlıyor Şeytan Ayetleri'ne de sıra gelir herhalde. Keyifli okumalar:)
SilYeni yayımlanacakları bekleyelim o halde :D
SilBol kitaplı günler olsun, sevgiler:)
Silyazarın Geceyarısı Çocukları kitabını maalesef yarım bırakmıştım, yazarın dili pek sarmamıştı, ama belki bu farklı olabilir?:)
YanıtlaSilEren Hanım, Kitap Eylemi'nin tanıtımına baktım Geceyarısı Çocukları ile bu kitap tarz olarak benzeşiyor gibi o yüzden bilemedim^-^ Keyifli okumalar olsun, sevgiler:)
Silhımmmmm sevmediğim tür ama bu yazarın şeytan ayetlerini okudum ingilizce hemi de ilginçti ivit :)
YanıtlaSilDeeptone evet siz tarih sevmiyorsunuz ama bu çok değişikti öyle tarih gibi gelmiyor insana:)
Sil