HWANG SOK-yong - PRENSES BARİ
Bu
kitabı Koreli bir yazar olduğu için almıştım, değişik ülke
yazarlarından okumak istiyorum... arka kapağı okuyunca da herhalde
fantastik bir kitap diye düşünmüştüm ama pek öyle değil,
fantastik öğeler barındırıyor daha doğru bir tanım...
Bari
özel yeteneklere sahip biri, bir tür Şaman, ölmüş insanların
ruhları ile irtibata geçebiliyor, insanların geçmişini
görebiliyor vs., yazar Bari ile insanoğlunun kötülüğünü
sorguluyor... asıl konu ise Kore gibi, Pakistan, Afganistan vb. gibi
ülkelerin emperyalizm, savaş, kıtlık, kötü yönetim vs
nedenlerle perişan olmaları ve halklarının Batı ülkelerine
(İngiltere'ye) yasadışı yollardan gidip orada tutunma
çabalarından oluşuyor...
Yazarın
özgeçmişi etkileyici, Kore edebiyatının büyük ismi deniyor o
yüzden çarpıcı bir roman bekliyordum maalesef bulamadım, oldukça
sıradan geldi... çok rahat okunuyor, sürükleyici bir kitap ama
okumasam da olurmuş...
Not:
Yine son okumalar yapılmamış, harf hataları var ve arka kapakta
bebeği ormana babasının bıraktığı yazıyorsa da içinde
annesinin bıraktığı görülüyor, yayınevi biraz daha özen
gösterse iyi olur...
Yazar: Hwang Sok-yong
Çevirmen:
S. Göksel Türközü
Sayfa
Sayısı: 224
Basım
Yılı: 2017
Yayınevi:
Doğan Kitap
Kuzey Kore'nin kasvetli bir kentinde, yıllardır erkek çocuk hayaliyle yanıp tutuşan bir çiftin yedinci kızları dünyaya gelir. Deliye dönen baba, bebeği ormanda ölüme terk eder. Büyükanne yardımına koşup bebeğe Bari adını verir. Efsaneye göre bu, abıhayatı aramak için yollara düşen bir prensesin adıdır. İnsanların geçmişlerini okuyabilme yeteneğini büyükannesinden alan Bari, efsanedeki gibi kendi kaderini çizecek bir yolculuğa çıkacaktır.
Göçmenlerin, kentlerin bu yeni paryalarının yaşadıklarını tüm gerçekliğiyle yüzümüze çarpan roman, bir Kore efsanesini günümüze taşıyor. Prenses Bari, Kore edebiyatının büyük ismi Hwang Sok-yong'dan çağımıza ışık tutan bir masal.
Hwang Sok-yong: 1943’te Çin’de doğdu. Ailesi 1945’te Kore’ye geri döndü. Dongguk Üniversitesi’nde felsefe öğrenimi gören yazar, Vietnam Savaşı’na katıldı. Yazarlığının yanında, ülkesinde insan hakları ve demokrasi savaşı verdi. Gönüllü sürgünle New York’ta ve Berlin’de yaşadı. 1993’te Seul’e döndüğünde hüküm giydi ve 1998’de özel afla salıverilinceye dek cezaevinde kaldı. Aralarında PEN ve Amnesty International’ın da olduğu pek çok kuruluş, serbest kalması için kampanyalar düzenledi. Eserlerinde sıklıkla yurtsuzluk temasını işleyen Hwang Sok-yong, hem güneyde hem de kuzeyde çok sevilmektedir. Seul’de yaşayan yazarın kitapları pek çok ulusal edebiyat ödülüne değer görülmüştür.
Hiiii, çok ilginç başladı öykü, ay insan nasıl kıyar bebeği ormana bırakmaya? Ben minnacık köpek yavrularını bırakamadım:(çok meraklandım mutlaka okumak isterim. Emeğine sağlık Gül'cüğüm. Teşekkürler:)
YanıtlaSilİşte erkek egemen toplum bir anneyi nelere sürüklüyor, 7. de kız oldu diye yapılacak iş mi? Teşekkür ederim Müjde Hanım, sevgiler:)
Sililginç bir kitaba benziyor ama dediğiniz gibi o kadar çok kitap var ki okunacak sürükleyici olması yetmiyor:) sevgiler:)
YanıtlaSilEren Hanım, belki de ben büyük beklentiye girdim bilemiyorum, yoksa Kore'de geçen bölümleri ile kızın yetenekleri hakikaten ilginçti. ve haklısınız çok kitap var. Yorum için teşekkür ediyorum, keyifli okumalar:)
Silhımmm uzakdoğu seviyom ama napalım okumayız bu iyi diyel demekkisi :)
YanıtlaSilDeeptone; yani:) belki beklentiye girmeden okunabilir:)
Sil