MO YAN - Yaşam ve Ölüm Yorgunu
Mo
Yan'ı Nobel alınca fark ettim (ki Nobel'i hiç önemsemiyorum çoğu
zaman emperyalistlerin propaganda/manipülasyon aracı olarak
kullanılıyor), yazarı okumak istedim çünkü Japonları çok seviyorum
acaba Çinliler nasıldır ki diye merak ettim... bu romanı ise
arka kapak açıklaması ilgimi çektiği için seçtim...
Konuya
dair bir şey yazmayacağım aşağıdaki arka kapak açıklaması
yeteri kadar anlatıyor... yazarın dili iyi, kitap rahat okunuyor,
akıcı, çevirisi mükemmel... 350-400 sayfayı çok hızlı ve
hoşuma giderek okudum, hikaye çok ilgimi çekti ama başladığı
hızla da ilgimi yitirdim... bu sayfalardan itibaren domuz bölümü
başlıyor, bu reenkarnasyon işleri bir rutine binmiş hep aynı
şeyler anlatılıyor (ki farklı hayvanlar olsa da farklı dönemde
yaşasalar da sanki hep aynı tonda anlatıyordu), hikaye yerinde
sayıyor gibi geldi bana... ayrıca bu bölümde anlatılanları da
pek sevemedim, köpekten itibaren biraz daha hareketlendi ama başlangıçtaki
okuma hızım ve zevkime bir daha kavuşamadım...
Sorun
konunun çok uzatılması, bu roman 500 sayfa civarında olsaydı
mükemmel olurdu, bu haliyle asıl anlatmak istediği Çin'in elli yıllık
döneminde yaşananlar da arada kaynıyor, siz detaylarda (laf kalabalığında) boğulup çoğu
tarihi gelişmeyi fark edemiyorsunuz bile oysa o döneme dair yerinde
saptamaları var...
Ben Japonlardan devam edecek olsam da bu kötü bir kitap değil,
vaktinizin olduğu bir zamanda deneyebilirsiniz...
Çevirmen:
Erdem Kurtuldu
Sayfa
Sayısı: 933
Basım
Yılı: 2015
Yayınevi:
Can
Mo Yan'ın epik romanı Yaşam ve Ölüm Yorgunu, Mao Zedong'un toprak reformu hareketiyle Çin kırsalının geleneksel düzenini altüst etmesinden yaklaşık iki yıl sonra, 1 Ocak 1950 günü başlıyor. Bu iki yıl boyunca Cehennemin Efendisi Yama, ırgatlarına iyi davranmasıyla nam salmış Ximen Nao'ya, iktidarı yeni ele geçirmiş köylülerin kendisini neden idam ettiklerini itiraf ettirmek için her türlü işkenceyi uyguluyor. Ama Ximen Nao, cehennem ateşinde yakılma cezasını çektikten sonra bile masum olduğu iddiasını sürdürünce Cehennemin Efendisi Yama pes ederek onun eski topraklarına dönmesine izin veriyor.
Ne var ki, Ximen Nao yeniden hayata geldiğinde insan olarak değil eşek olarak doğduğunu anlıyor.Çünkü Cehennemin Efendisi Yama kalpleri kinle dolu ruhların yeniden insan olarak doğmalarını istemiyor ve o ruhları hayvan olarak yeniden dünyaya gönderiyor. Romanın beş bölümü, kahramanımızın altı reenkarnasyonla eşek, boğa, domuz, köpek ve maymun kimliğindeki yaşamlarında, eski ailesinin, dostlarının, rakiplerinin, düşmanlarının yazgısına tanık oluşunu aktarıyor. Ximen Nao son reenkarnasyonunda da şaşırtıcı bir bellek gücüne ve dil öğrenme yeteneğine sahip olan koca kafalı bir oğlan çocuğu olarak dünyaya geliyor. Roman bu farklı kimliklerin bakış açılarından Çin'in çalkantılı tarihindeki son elli yılın öyküsünü dile getiriyor.
MO
YAN, 1955’te Çin’de doğdu. Kültür Devrimi sırasında on bir
yaşındayken okulu bırakıp çiftçi olarak çalışmaya başladı.
Ardından bir pamuk fabrikasında çalıştı ve yazmaya başladı.
İlk çalışmaları daha çok Mao dönemine özgü toplumcu gerçekçi
tarzdaydı. 1976’da Kültür Devrimi hareketi sona erince Mo Yan,
Halk Kurtuluş Ordusu’na katıldı ve bir yandan orduda görev
yaparken öte yandan yazmayı sürdürdü. Asıl adı Guan Móyè
olan yazar, 1984’ten itibaren Çince “sakın konuşma” anlamına
gelen Mo Yan adını kullanmaya başladı. Time dergisinin
“Çin’in en ünlü, en sık yasaklanan ve en çok korsan baskısı
yapılan yazarlarından biri” olarak tanımladığı Mo Yan’ın
başlıca romanları arasında, Kızıl Darı Tarlaları, İri
Memeler ve Geniş Kalçalar,“Sandalağacı Azabı”, Yaşam
ve Ölüm Yorgunu, Değişim, “Kırk Bir Havan Topu”,
“Sarmısak Baladı”, “İçki Cumhuriyeti” bulunuyor. Öte
yandan “Usta Gittikçe Daha Komik Oluyor” adlı öykü
derlemesi ve “Patlama” adlı öykü kitabı vardır. Mo Yan, 2012
Nobel Edebiyat Ödülü’nü alırken Çin’de doğan ve Çin’de
yaşamayı sürdüren ilk Çinli Nobel ödüllü yazar oldu.
Sıkıcı romanları hiç okuyamıyorum Gül'cüğüm ama ne kadar da ilginç bir konusu varmış, okurken isteristemez hemen aklıma - ismi T ile başlayan birinin yeniden dünyaya gelirse kesin eşek olarak geleceğini düşünüp güldüm, o da çok kindar da..:))))
YanıtlaSilEmeğine sağlık canım.
Müjde Hanım beni çok güldürdünüz çok yaşayın:) çok doğru bir tespit olmuş:)) Aslında sıkıcı bir kitap değildi öyle olsa okumak çok daha güç olurdu sadece laf kalabalığı fazla ve tekrar eden bir yapısı vardı. Sevgiler:)
Sil993 sayfayı görünce gözüm korktu 🤣
YanıtlaSilSevim Hanım yok korkmayın oldukça akıcı ve kolay okunan bir kitaptı. Sevgiler:)
SilSelam.
YanıtlaSilMo Yan'nın sadece "Değişim" kitabını okudum ki çok merak ettiğim, okumak istediğim yazarlardan. Ve ne zaman okuyacağım hiç bilmiyorum, yorum yazarkrn aklıma geldi ve zaman az gibi geliyor nedense... okumak istediğim o kadar çok yazar ve kitap var ki... bitiremiycem endişesi oluyor bazen.
Amanın bir yorumdan nerelere gittim yine ben.
İyi geceler, iyi haftalar :)
Gülşah Hanım merhaba, çok kitap var ama zaman yok duygusu bana da oluyor sık sık. Son zamanlarda okuduklarımdan zevk alıyorsam diğer durumlara takılmamaya karar verdim tüm kitaplara yetişmenin imkanı yok çünkü. Size de iyi haftalar, sevgiler:)
Silvallahi bravo Gül Hanım, külçe gibi kitap:)) yazarı çok merak ediyorum hiç okumadım ama sanırım başka bir kitabından başlasam daha iyi olacak, keyifli okumalar, sevgiler:)
YanıtlaSilEren Hanım elde tutmak bile zor oluyor:)) neyse ki Can Yay. kitaplarının boyutu çok büyük değilde idare ettim. Aslında ilk kez okurken daha ince bir kitap seçmek mantıklı ama alırken konusu bana çok cazip gelmişti:) Size de iyi haftalar, sevgiler:)
Sil933 sayfa :) Taşıması zor, okuması zor :))
YanıtlaSilBöyle diyorum ama elimde şimdi 700 sayfalık bir kitap var :)
Ama kapağına bayıldım. Konusu da ilgimi çekti. :)
Kitap Güneşim, sizinki de fazlaymış kolay gelsin:) Kapağı ben de beğendim her ne kadar Can Yayınlarının beyaz kapaklarının yerini tutmasa da. Sevgiler:)
Silhımmm ivit bu yazarı merak ediyorum tabikideee :) daha kısa bir kitabından başlayım :)
YanıtlaSilOylesi daha mantıklı olur tabii:)
Sil