MİNE SÖĞÜT - Kırmızı Zaman
Mine
Söğüt'ün gazetede yazdığı makalelerini okumuşluğum vardı
ama kitaplarından birini ilk kez okuyorum... bu kitabı alalı çok
oluyor, iki kere de elime alıp ilk sayfadan öteye gidemediğim için
öylece kaldı ve ne okumaya hevesim ne de iyi çıkacağına ilişkin
bir umudum vardı açıkçası... ne büyük bir yanılgı!! nasıl
güzel bir romanmış meğer anlatamam... bir gecede okudum, çok
sevdim ve beklettiğime çok hayıflandım...
Küçük
hasta bir kız (Hüsran), gizemli bir balıkçı (Zaman Dayı),
meczup bir deli (Halat Niyazi) ve babasını arayan delikanlının
(Botan) İstanbul'un dehlizleriyle ilişkilendirdiği hikayelerini
anlatıyor, hepsi birbirinden farklı, garip, çoğu zaman ölüme
dair, biraz büyülü öyküler bunlar... birbirleriyle alakasız
gibi görünseler de bir şekilde buluşup bir bütünlüğe
varıyorlar...
İlk başta insan çocuğuna niye Hüsran ismini koyar ki diye aklımdan geçirip gerçekle masalın birbirine karıştığı bu romana kapılıp gittim, size de hararetle öneririm...
İlk başta insan çocuğuna niye Hüsran ismini koyar ki diye aklımdan geçirip gerçekle masalın birbirine karıştığı bu romana kapılıp gittim, size de hararetle öneririm...
Yazar:
Mine
Söğüt
Sayfa
Sayısı: 221
Basım
Yılı:
2014 (5. Baskı) 2004 (1. Baskı)
Yayınevi:
YKY
"Bu romandaki İstanbul, efsaneler, insanlar, balıklar, kayıklar, iskeleler, kesik başlar, mezarlar, hastaneler, morglar, denizkızlan, cinayetler, katiller, cellatlar, deliler.
Efsanelerin yalanı abartılmış, insanların hayatına olmadık benekler atılmış, şehir baştan yaratılmıştır.
Yok eğer, 'Bunların hepsi gerçek, Haliç'te kırmızı bir kayık durur ve içinde Zaman dayı yaşar, eski mezarlarda kesik cellat kafaları yatar, küçük kızlar mezar taşlarına, dünyanın en güzel şiirlerini yazar, genç bir adam paramparça bir baba arar, her şeyi gören bir kambur hep susar ve İstanbul'un altında sır dolu dehlizler var" diyen biri çıkar da beni yalanlarsa, ne mutlu bana"
Mine Söğüt: 1968'de İstanbul'da doğdu, orta öğrenimini Kadıköy Kız Lisesi'inde 1985 yılında tamamladı. Aynı yıl İstanbul Üniversitesi Latin Dili ve Edebiyatı Bölümü'ne girdi.
Gazeteciliğe 1990 yılında Güneş Gazetesi'nde başladı, İnsan Hakları Servisi'nde muhabirlik yaptı. Güneş Gazetesi'nin kapanmasından sonra Tempo Dergisi ve Yeni Yüzyıl gazetesinde çalıştı.
1993 yılında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin düzenlediği yarışmada, Haber dalında mansiyon aldı. 1996-2000 yılları arasında Haberci adlı televizyon belgeselinin metin yazarlığını yaptı. 1999-2001 yıllarında Öküz dergisinde yazdığı yazılarla tanındı. Profesyonel gazeteciliği bırakan Söğüt, 2001-2005 yılları arasında Cihangir Postası adlı yerel bir gazetenin gönüllü editörlüğünü yaptı.
Mine Söğüt'ün ilk kitabı, Adalet Cimcoz: Bir Yaşam Öyküsü Denemesi isimli biyografidir. İlk romanı Beş Sevim Apartmanı/Rüya Tabirli Cin Peri Yalanları'ndan sonra Kırmızı Zaman adlı ikinci romanı ve Doğan Kardeş adlı kitabı yayımlandı. 2006 yılında Pınar Kür'le yaptığı Aşkın Sonu Cinayettir adlı söyleşi kitabı Everest yayınlarından çıktı. 2007 yılında üçüncü romanı Şahbaz'ın Harikulade Yılı 1979 yayınlandı.
Gazeteciliğe 1990 yılında Güneş Gazetesi'nde başladı, İnsan Hakları Servisi'nde muhabirlik yaptı. Güneş Gazetesi'nin kapanmasından sonra Tempo Dergisi ve Yeni Yüzyıl gazetesinde çalıştı.
1993 yılında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin düzenlediği yarışmada, Haber dalında mansiyon aldı. 1996-2000 yılları arasında Haberci adlı televizyon belgeselinin metin yazarlığını yaptı. 1999-2001 yıllarında Öküz dergisinde yazdığı yazılarla tanındı. Profesyonel gazeteciliği bırakan Söğüt, 2001-2005 yılları arasında Cihangir Postası adlı yerel bir gazetenin gönüllü editörlüğünü yaptı.
Mine Söğüt'ün ilk kitabı, Adalet Cimcoz: Bir Yaşam Öyküsü Denemesi isimli biyografidir. İlk romanı Beş Sevim Apartmanı/Rüya Tabirli Cin Peri Yalanları'ndan sonra Kırmızı Zaman adlı ikinci romanı ve Doğan Kardeş adlı kitabı yayımlandı. 2006 yılında Pınar Kür'le yaptığı Aşkın Sonu Cinayettir adlı söyleşi kitabı Everest yayınlarından çıktı. 2007 yılında üçüncü romanı Şahbaz'ın Harikulade Yılı 1979 yayınlandı.
Ayyyy, Gül'cüğüm kesik kafalar filan varmış ben hiç almayayım canım bunu:))))tanıttığın için çok teşekkürler, emeğine sağlık. :)
YanıtlaSil:)) evet var ama öyle rahatsız edici değil, yoksa ben de hiç okuyamam. Neyse başka kitaplara artık:) Sevgiler
SilYok yok ya masal tadında hepsi.. Valla ben de oku derim
SilAyyy bende çok çok çok feci sevdim Ocak ayında okudum. Üzerine Deli Kadın Hikayelerini okudum, Beş Sevim Apartmanını da aldım onu da bu ay yada en geç Nisan da okuyacağım... Ne kadar farklı bir roman değil mi yaa... Ayy çok sevindim benim gibi seven olmasına bu romanı
YanıtlaSilBen de diğer kitaplarından devam edeceğim. Çok iyiydi. Benzer zevklerimiz olması çok güzel:) Sevgiler.
SilÇok sevdiğim bir kitaptır. Mine Söğüt'le aynı lisede okumuşuz ve benden bir yıl sonra mezun olmuş.
YanıtlaSilSeneler sonra öğrendim.
Deli Kadın Hikayeleri'ni de tavsiye edeyim okumadı iseniz.
Sevgiler :)
Aynı okuldan olmanız ne güzel. Bu okuduğum ilk kitabı ikinci olarak Sizin önerdiğinizi okuyayım o zaman:) sevgiler
SilAy çok merak ettim Gül Hanım, yazarın beş sevim apartmanını okuyup çok beğenmiştim, bunu da beğenirim herhalde, keyifli okumalar, sevgiler:)
YanıtlaSilBen de Beş Sevim okuyacağım şimdi
SilBeş Sevim Apartmanını da listeme ekliyorum o zaman:) Eren Hanım bu kitabı seversiniz diye düşünüyorum. Herkese keyifli okumalar diliyorum, Sevgiler:)
SilÇok sevdiğim bir blogger arkadaşım hediyesiydi, kaç zamandır bekliyor , Söğüt okudum daha önce , şiddet konusunda silkeleme gücüne sahip kalemiyle . Bir de siz böyle anlatınca , hemen ön sıralarda yer vermek farz oldu :D
YanıtlaSilEylem Hanım hiç bekletmeyin okuyun:) Sevgiler:)
Silmine söğüt. beş sevim apartmanı okumuştum. bunun da konusu güzelmiş :)
YanıtlaSilBen de sırayla okuyacağım çok sevdim:)
Sil