ARUNDHATİ ROY - KÜÇÜK ŞEYLERİN TANRISI
Bu
romanı epeydir biliyorum ama nasılsa bir gün okurum diye diye
öylece kalmıştı, sonrasında yazarın uzun aradan sonra ikinci
romanı (Mutlak Mutluluk Bakanlığı) çıktı ve bu ikinci kitap
daha çok ilgimi çekti... fakat ilk kitap dururken ikinciden
başlamak anlamsız geldi ve sırasıyla okuyayım dedim... sorun şu
ki; yanlış bir karar olmuş, direkt ikinci romanı okusam ne
hissederdim bilemiyorum ama bunu hiç sevmedim, dolayısıyla diğeri
de kalıyor...
Bu
ödüllü bir kitap ve çok seveni var, başlamadan beğeneceğim bir
kitap olduğunu düşünüyordum ama yaklaşık 5-6 gündür okumaya
çalışıyorum, zor bela 122. sayfaya kadar geldim ama ne konunun
içine girebildim, ne doğru düzgün bir şey anladım, ne de
hoşlandım... hatta İlknur Özdemir, sevdiğim yetkin bir çevirmen olduğu
halde çeviriden bile memnun kalmadım... daha kitap okuma şevkiyle
dolduğum bir zamanda okusam en azından kitabı bitirirdim ama şimdi
öyle hissetmiyorum... ilk birkaç sayfada bana uymadığını
anladıysam da belki sonrasında alışırım, belki düzelir diye
sürükledim ama ailenin tüm kadınlarının hep beraber gerçekleştirdiği
ayrıntılı tuvalet yapma sahnesi noktayı koymama sebep oldu...
Hindistan'ın bir çok muhteşem özelliği olabilir ama benim aklıma
ilk gelen pislik oluyor, bu romanda bunu çok iyi yansıtıyordu
ve bana fazla geldi...
Sonra
bir daha elime alıp okur muyum? bilemiyorum (düşük ihtimal) ama
şimdilik bu haliyle kalıyor, okuyanlardan görüş belirten olursa
çok sevinirim...
Son
bir not: Arka kapak açıklaması sanki bir aşk hikayesiymiş gibi
anlatılmış, çok yanıltıcı onu da belirteyim...
Çevirmen:
İlknur Özdemir
Sayfa
Sayısı: 397
Basım
Yılı: 2017 (17. baskı) 1998 (1. Baskı)
Yayınevi:
Can
Arundhati Roy, İngiltere'nin en saygın edebiyat ödülü olan Booker Ödülü'nü 1997 yılında Küçük Şeylerin Tanrısı adlı romanıyla aldı. Lirik bir dille, şiirsi bir anlatımla, bir söz-büyücü gibi kullandığı sözcüklerle, yasak bir aşkın çökerttiği bir ailenin soluk kesen dramını anlattı. Varlıklı bir Hindu ailesinin güzel kızı Ammu, ailesinin yanında çalışan bir işçiye aşık olur. Önüne geçilmez, kural tanımaz, tutkulu bir aşkla bağlanırlar birbirlerine. Oysa genç adam Dokunulmazlar sınıfındadır, toplumun en alt kademesinden. Sonu olmadığını bildikleri bu aşkta Küçük Şeylerle 'le yetinirler, geleceği düşünemezler. Genç kadının ayrıldığı kocasından olan biri kız, biri erkek ikiz çocukları bu aşkın doğal tanıklarıdır. Olaylar, birbirinden ayrılmayan bu çift yumurta ikizlerinin çevresinde döner, kızın gözüyle anlatılır. Arundhati Roy, geriye dönüşlerle örüyor kurgusunu ve beklenmedik, dehşet verici sona ulaştırıyor.
1960'lı yılların sonunda, Hindistan'ın güneyinde geçen bu öyküde, arka planda İngiltere'den bağımsızlığını yeni kazanmış, siyasal çalkantılar içindeki bir Hindistan'ı, Kast Sisteminin ürkütücü koşullarını ve toplumsal tabuları buluyoruz. Hindistan'da yayınlandığında, Hristiyan bir Hindu kadınıyla alt kasttan bir erkek arasındaki aşk ve aşk sahneleri Hint gelenek ve göreneklerine aykırı düştüğü için büyük tartışmalara yol açan Küçük Şeylerin Tanrısı bir solukta okunan unutulmaz bir roman.
1960'lı yılların sonunda, Hindistan'ın güneyinde geçen bu öyküde, arka planda İngiltere'den bağımsızlığını yeni kazanmış, siyasal çalkantılar içindeki bir Hindistan'ı, Kast Sisteminin ürkütücü koşullarını ve toplumsal tabuları buluyoruz. Hindistan'da yayınlandığında, Hristiyan bir Hindu kadınıyla alt kasttan bir erkek arasındaki aşk ve aşk sahneleri Hint gelenek ve göreneklerine aykırı düştüğü için büyük tartışmalara yol açan Küçük Şeylerin Tanrısı bir solukta okunan unutulmaz bir roman.
Aaaa, tüm aile hep birlikte tuvalet yapmak ıyyy çok iğrençmiş yaaa, hayatta alıp okumam, bir de ödül mü vermişler buna yuh ama zaten dikkat ediyorum da, mahsus kötü şeylere ödül veriyorlar , artık ne amaçla bilemiyorum o ülkenin sanatını baltalamak için herhalde...Hindistan ve hatta tüm orta doğu, Asya ülkelerinden nefret ediyorum, Hindistan deyince aklıma bebeklere, çocuklara, kadınlara tecavüzle adı çıkmış bir ülke geliyor, hayvanlara da çok vahşet, eskiden İngilizler yıllarca bunları sömürdüler diye acırdım az bile yapmışlar adam olamamışlar....:(
YanıtlaSilEmeğine sağlık Gül'cüğüm. :)
Müjde Hanım tüm aile değil yanlış yazmışım sayenizde fark ettim düzelteceğim sağolun. Ailenin tüm kadınları bir arada olacak, ayrıca erkek çocuğunkini de ayrıca anlatıyordu neden bu kadar ayrıntılıydı onu hiç anlayamadım. Ülkesini olduğu haliyle iyi yansıttığı için ödül vermiş olabilirler. Kadın her yerde eziliyor da en çok az gelişmiş ülkelerde tabii. Çok teşekkür ediyorum. Sevgiler:)
Silbenim de sevmediğim bir kitap oldu küçük şeylerin tanrısı maalesef..severim diye düşündüm beğenenide çoktu ama konuya tam adapte olamadım tam anlayamadım merak edemedim elimde süründükçe süründü kitap ve hızlıca atlaya atlaya son sayfaları okudum geçti kısaca hiç sevmedim kitabı her gördüğüm zaman da kitabı okumaya çalışırken çektiğim sıkıntı gelir aklıma..
YanıtlaSilAslı Aslan; benim gibi düşünen birilerinin olması çok iyi geldi, kitabın seveni o kadar çok ki insan ne oluyor diyor. Ben de atlaya atlaya gideyim dedim ama o bile zor geldi. Yorum için teşekkürler, sevgiler:)
Silİyi ki okumadım o zaman ben de . Mutlak Mutluluk Bakanlığı nasıl acaba ?
YanıtlaSilHayat İzlerim; bu kitabı sevenler ikinci kitap için, ilki kadar iyi değil ama bu da güzel yorumunu yapmışlardı, bir iki tane okudum bu şekilde. Sevgiler:)
SilBana göre değil anladığım kadarıyla :)) Şu anda bu tür kitapları okuyabilecek kadar kendimi verebileceğimi sanmıyorum. :))
YanıtlaSilKitap Güneşim; eğer okuyacaksanız iyi bir zamanınızı seçmekte fayda var:) Sevgiler:)
Silokudum ağır giden roman ama kötü de değil yaniiiii demekki yakın gelmemiş sanaaa. bugünlerde hüseyin rahminin bütün eserlerini okuyorum. ya öyle güzel anlatıyo ki istanbulu yaaa, bir dolu şey öğreniyom işteee :)
YanıtlaSilDeeptone; uymadı işte şaşırdım aslında:) Türk Klasiklerine ben de bir başlasam iyi olacak. Sevgiler:)
SilMerhaba.
YanıtlaSilGeçtiğimiz ay okumuştum kitabı, evet arka kapak yazısı çok yanıltıcı.
Okurken zor içine girdim ama ince detaylar da saklı olan özü sevmiştim.
Bazen zamanı değil diyoruz belki de sizin içinde öyle olmuştur Gül Hn.
Selamlar, sevgiler. :)
Gülşah Şahin; belki de:) Sevgi benden:)
Silben de bu kitabı okuyamamış, yarım bırakmıştım Gül Hanım, dediğiniz kısma gelememiştim ama:)) keyifli okumalar, sevgiler:)
YanıtlaSilEren O.; neyse yalnız değilmişim:)) Size de keyifli okumalar sevgiler:)
Silkapak hiç çekmemişti beni ki çok ta kapağa önem vermem , ödüllü diye alırdım ama vazgeçtim :D teşekkürler , keyifli okumalar
YanıtlaSilEylem Hanım, size de keyifli okumalar, sevgiler:)
SilEşimin kitapligindaydi bakayim dedim ama öyle agir gidiyordu ki biraktim. Hem de ilk sayfalarda. Konuyu hatirlamiyorum bile . O derece sıkmış...
YanıtlaSilZaten başlarda konu da tam anlaşılamıyor, yorum için teşekkür ediyorum, yalnız olmadığımı bilmek iyi geldi:) Sevgiler
SilMerhaba, kitap hakkındaki yorumunuza cevap yazdıktan sonra buradayım. Kitaba yapılan yorumları okuyunca ben yalnız kaldığımı düşündüm:) Fakat bence siz buna bir şans daha verin. Özellikle kitabın sonuna doğru çözülüyor düğüm. Aşk konusunu romanın finalinde görebiliyorsunuz ancak. Açık söylemek gerekirse ben sadece bir bölümünde sıkıldım. Hint kültürü hakkında yeterince bilgi sahibi olmadığım için olsa gerek o bölümü bir an önce geçmek istedim. Fakat genel olarak sürükleyici geldi bana. Çok teşekkür ederim, iyi okumalar:)
YanıtlaSilBen olumsuz görüş belirtince benim gibi düşünenler yazdı sanıyorum:) yoksa kitabın çok seveni var ben okumadan öncede tavsiye almıştım. Aslında ben Hint kültürünü anlatan kitapları seviyorum ama bu olmadı işte:( belki yeniden okumak istediğim bir zaman gelebilir ama çok ihtimal vermiyorum, dört sene sonra bile kitabın bana verdiği boğucu histen kurtulamıyorum. Size de keyifli okumalar, teşekkürler.
Sil