ROMAIN ROLLAND - Jean-Christophe - II
20.
yüzyıl Fransız edebiyatının en büyük mistiklerinden, romancı,
oyun ve deneme yazarı Romain
Rolland'ın (1866-1944) dev eseri Jean-Christophe'un ikinci cildinden
devam ediyorum... ilk ciltte Jean-Christophe'un çocukluğunu,
ailesini, bulunduğu toplumu, gençliğini, aşklarını, müzik
tutkusunu, eserlerini görmüş; Jean-Christophe'un müzikte
ilerlerken Alman müziğinde ve çevrelerinde kendisine aykırı
gelen durumları dobra dobra (coşkun ruhu nedeniyle insanların
gözüne soka soka) dile getirmesi sonucunda herkes tarafından
dışlanması, hatta işsiz kalması noktasında bitirmiştik..
Bu
kitap, birinci cildin son bölümü İsyan'ın kalan kısmı
ile başlıyor; Jean-Christophe'a artık Almanya dar gelmektedir,
annesini bırakamadığı için ne yapacağını bilemez haldeyken
beklenmedik olaylar neticesinde kendini Fransa'da bulur...
Bu
eserin -okuduğum kadarlık kısmının- en önemli bölümü Panayır
ile devam ediyoruz... burada yazar denemeci yanını ortaya
çıkarıyor ve kendi ülkesi hakkında müzikten edebiyata,
tiyatrodan toplum yapısına, insanların değer yargılarından
siyasete dair hemen her konudaki görüşlerini, Fransa'ya yeni
gelmiş Jean-Christophe'un ağzından anlatıyor... Ülke'de
(1870'de Almanya- Fransa savaşı ile başlayan) 3. Cumhuriyet dönemi
ve Romain Rolland bu devre ilişkin çarpıcı görüşlerini uzun
uzun anlatıyor... işin garip yanı anlatılanlardan bir kısmını
bizim son yıllarımıza benzettim ve çok etkileyici geldi ''Roussin: ''O kadar yetenekli ki! Hem sonra
bizim için çalışıyor, eski dünyayı yıkıyor.''
''Yıktığını
çok iyi biliyorum'' dedi Christophe. ''Öylesine yıkıyor ki
yenisini neyle yapacağınızı bilemiyorum. Yeni eviniz için
yeterince kereste kalacağından emin misiniz? Tahta kurtları
şimdiden şantiyenizi sarmış.'' (.........)
Roussin
bu tiplerin en kötülerinden değildi. Birçokları vardı ki,
bunların partide neden ötürü sosyalizm ya da radikalizm
''yaptıkları'' bilinemezdi. Buna neden olarak çok yükselme hırsı
da gösterilemezdi. Çünkü bütün hırsları o anki yağmadan ve
tekrar seçilmeyi istemekten öteye geçmiyordu, o kadar kısa
vadeliydi hırsları. Bu adamlar yeni bir topluma inanıyormuş gibi
görünüyorlardı. Belki bir zamanlar gerçekten inanmışlardı
buna. Ama şimdi can çekişen toplumun kalıntılarıyla
yaşıyorlardı. Kısa görüşlü bir fırsatçılık, her şeye boş
veren zevk düşkünlüğüyle birleşmişti. Geleceğin büyük
çıkarları, şu andaki bencilliğe feda ediliyordu. Ordu
bölünüyordu, seçmenlerin hoşuna gitmek için vatanı bile
bölebilirlerdi. (syf:205-206)'' bu cildin en zor bölümü
burasıydı, sindire sindire okumanız gerekiyor ve uzun bir zaman
alıyor...
Sonraki
kitap Antoinette; burada Christophe'un Almanya'da tesadüfen
karşılaştığı Fransız öğretmen Antoinette ve kardeşi
Olivier'in hayatları anlatılıyor... Dickensvari, çok sürükleyici
bir hikaye ve bir şekilde Christophe'un hayatı ile kesişiyor...
Bu
ciltteki son bölüm Evde ismini taşıyor, ben önce
Christophe Almanya'ya dönüyor diye düşünmüştüm ama öyle
değilmiş; Jean- Christophe ve Olivier bir apartmanın çatı
katında bir daire kiralayıp birlikte oturmaya başlıyorlar, bu
apartmanda yaşayan, birbirleriyle ilgilenmeyen hatta zaman zaman
düşmanca hisler besleyen insanlar üzerinden yine Panayır
bölümündekine benzer denemelerine devam ediyor... bu bölüm
Panayır'dan daha sürükleyiciydi Christophe'un apartman
ahalisi ile kurduğu ilişkiler ve hepsini birbirlerine yakınlaştırma
çabalarını okuyoruz tabii Fransız siyasetiyle beraber... Evde kitabı 1908 yılında yazılmış ve 1909 yılında yayımlanmış,
Avrupa'nın için için kaynadığı yıllar ve savaşın ayak
sesleri eserin bu bölümüne yansımış...
Romain
Rolland'ın dev eserinin ikinci cildini de çok sevdim, biraz daha
uzun süreye okuduysam da çok öğretici oldu, kaçırmayın
okuyun derim...
Yazar: Romain Rolland
Çevirmen:
Adnan Cemgil
Özgün
Adı:
Jean-Christophe
Sayfa
Sayısı: 496
Basım
Yılı: 2018, 1983 (İlk Basım-Sosyal Yayınlar)
Yayınevi:
YKY
Artık vatanı yetmez olur Christophe’a...
“Kendisinde adlandıramadığı bir kuvvetin doğmakta olduğunu hisseder: Kuşlarda, tıpkı denizin gelgiti gibi, belli zamanlar dayanılmaz bir güçle birdenbire uyanan o esrarengiz kuvveti, Büyük Göçler içgüdüsünü...
Herder’in ve Fichte’nin kitaplarını okurken, kendininkine benzeyen ruhlara rastlamıştı, üstünde yaşadığı toprağa kölece bağlanmış ‘toprağın çocukları’ değildi bunlar, hiç yılmadan yüzlerini ışığa çeviren ‘güneşin çocukları’ydı.”
Ama nereye gidecektir Christophe? Annesini nasıl tek başına bırakacaktır? Çaresizlik içinde çırpınırken hiç beklenmedik bir olay onun adına karar verecek ve onu yeni ufuklara ulaştıracaktır.
“Edebi eserlerindeki yüce idealizm ile çeşitli insan tiplerini betimlerken ortaya koyduğu duygudaşlık ve hakikat aşkı”nı onurlandırmak için Nobel Akademisi Romain Rolland’ı 1915 yılında Nobel Ebebiyat Ödülü’ne layık görmüştür. Yazar, “nehir roman” türünün ilk örneği olan en büyük romanı “Jean-Christophe”ta dâhi bir müzisyenin doğumundan ölümüne hayatını anlatırken bir yandan da paranın her şeye egemen olduğu, sahte şöhretlerin ucuz ve yavan ürünlerle fikir ve sanat alanında cirit attıkları burjuva toplum düzenini acımasızca eleştirir.
Romain Rolland’ın 1904’te yazmaya başlayıp 1912’de tamamladığı, 10 kitaptan oluşan bu devasa eseri, YKY 3 ciltte bir araya getiriyor.
Bu yıl ben de sayfa sayısı fazla edebi değerleri yüksek eserler aldım listeme bu da aklımda bulunsun çok güzel anlatmişsin
YanıtlaSilO zaman keyifli okumalar:) Teşekkürler, sevgiler:)
Silkültür sahibi oldum teşekkür ederim
YanıtlaSilBen teşekkür ederim, sevgiler:)
SilYani düşündüm hatta hâlâ düşünuyorum da bana biraz ağır gelir sanki
YanıtlaSilİlk cilt nispeten kolaydı bunda ise yarı yarıya denilebilir. Size ağır gelmeyebilir aslında ama 3 ciltlik bir eser ilgi alanınıza göre değerlendirmekte fayda var. teşekkürler:)
Sileeeen sevdiklerimdeeen, klasiklerdeee ilk beşe girer hihihi :) benzer tabii, klasik o yüzdeen hihihi :)
YanıtlaSilSiyasi yönünü ve bazı insan davranışlarını çok benzettim, insan toplulukları kim olursa olsun aynı tepkiyi veriyorlar da bizim bir asır geç kalmamız çok üzücü:(
Sililginç sosyolojik kitaplarmış, kitaplarda ne anlatıldığını anlayabilmek için anlayarak okumak gerekiyo ama işte bu da bayağı uzun sürüyo..nobel ödüllü yazarın,8 yılda 10 kitap meydana getirmesi de ilginçmiş..emeğinize sağlık..✔😊
YanıtlaSilTopluma dair saptamaları çok iyiydi. Teşekkür ediyorum yorumunuza:)
SilKitap tavsiyeniz için teşekkür ederim...Paylaşımlarınızı keyifle takip etmeye çalışıyorum, daima yazarsınız inşaallah. Sabırla dirayetle :)...Selam ve Dua ile...
YanıtlaSilUmarım yazabilirim, bende uzun süre kitap tanıtımı yapmayı istiyorum. Yorumunuza teşekkür ederim.
Silözellikle kitabın biçimi, tarzı beni etkiledi, aydınlatıcı olmasının yanı sıra sürükleyici olması da çok güzel, paylaştığınız için teşekkür ederiz Gül Hanım:)
YanıtlaSilBen teşekkür ederim Eren Hanım sevgiler:)
SilO kadar güzel yazılar hazırlıyorsunuz ki, vaktim olsa saatlerce okumak isterim. Ellerinize sağlık.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, çok naziksiniz. Umarım bu kitapları arayan okuyucu için faydalı oluyordur.
Sil