VOLKER KUTSCHER - Islak Balık Gereon Rath'ın İlk Vakası

1962 doğumlu olan Volker Kutscher, Alman dili ve edebiyatı, felsefe ve tarih öğrenimi gördü. Gazetecilik yaptı. İlk polisiye romanını 1995’te Christian Schnalke’yle beraber yazdı, bunu biri yine aynı yazarla ortak olmak üzere iki roman daha izledi. Tanınmasını sağlayan, 2007’de çıkan Islak Balık oldu. Islak Balık 2017’de (Cem Sey çevirisi), bu kitabın kahramanı Gereon Rath’ın ikinci vakasını ele alan Sessiz Ölüm ise 2018’de (Gülçin Wilhelm çevirisi) İletişim tarafından yayımlandı. Gereon Rath’ın “vakalarına” dayanarak çekilen Babylon Berlin adlı dizi, dünya çapında ün kazandı. Serbest yazar olarak Köln’de yaşıyor.

Siyasi polisiye konusunda çok sevdiğim Wolfang Schorlau'dan sonra yukarıda özgeçmişini gördüğünüz V. Kutscher'in kitaplarını görünce, bu sefer de tarihi bir siyasi polisiye bulurum umuduyla Islak Balık'ı okudum...

Hikaye 28 Nisan 1929'da Berlin'de başlıyor, I. Dünya Savaşı sonrası çok karışık bir dönem; bir yanda Nazilerin yükselişi hız kazanıyor, Komünistler kendi seslerini duyurmaya çalışıyor, Bolşeviklerden kaçan ve o sırada Almanya'da yaşamaya çalışan Rusların faaliyetleri devam ediyor, iktidarda Sosyal Demokratlar var ama durumu kontrol etmekte/yönetmekte yetersiz kalıyorlar ve Kanlı 1 Mayıs yaşanıyor, çok sayıda sivil ölüyor... bu sırada polis teşkilatında Köln'den Berlin'e sürülmüş eski cinayet masası komiseri Gereon Rath, kadro olmadığı için Ahlak masasında çalışıyor ve porno film çekenleri takip ediyor, illegal gece klüplerini basıyor, bulunduğu konumdan hiç memnun değil ama geçici olduğu düşüncesiyle idare ediyor, tam bu sırada 1 Mayıs olaylarının ortasında kalıyor, ölen sivillerden bazılarını morga götürüyor... diğer yanda şehirdeki kanallardan birine arabasıyla uçmuş bir ceset bulunuyor, kimliği belirsiz bu cesedin kanala uçmadan önce işkenceyle öldürüldüğü saptanıyor, morgda bu cesetle karşılaşan Rath, ölen kişiyi tanıdığını fark ediyor ama hem cinayet masasının başındaki komiseri sevmediği için hem de kendisine cinayet masasına geçmesi için faydalı olabileceğini düşündüğünden ölen kişinin kimliğini söylemiyor ve cinayeti gizlice kendi başına çözmeye çalışıyor... bu konuda resmi makamlardan daha çok ilerleme kaydetse de kendi başını da çok ciddi derde sokuyor, hatta suç işliyor ama artık işin içinden sıyrılamayacağı kadar battığı için de olayı çözmeye odaklanıp devam ediyor...

Hikaye böyle; birçok konuya odaklanan, ince detaylarla anlatılan, polisin iç yüzünü ortaya koyan, yavaş yavaş genişletilen ve çok sayıda karaktere sahip bir kurgusu var, suçluyu kolay kolay tahmin edemiyorsunuz... dolayısıyla polisiye açısından başarılı olarak kabul edilebilir, diğer yandan da öyle soluk soluğa takip edeceğiniz bir durum yok, çok ağır işliyor olaylar ve sürekli bir konudan diğerine geçiyor, karmaşık bir yapısı var, dolayısıyla bu, hareketli bir kurguyu tercih eden okuru ne kadar tatmin eder bilemiyorum...

Bana gelirsek; siyasi yönünü merak ettiğim için almıştım ama pek istediğime kavuşamadım, evet o dönemi anlatıyor ama biraz kapalı, biraz dolandırarak, olayların içinde boğulmuş bir vaziyette, eğer önceden bu konuda çok kitap okumuş olmasam pek bir şey anlayamazdım... ayrıca günümüzden farklı bir ortamda/zamanda geçen romanlarda kendimi o zamanda hissetmek isterim bu kitapta hiç 1929'da olamadım, hiç o kaotik ortamı/hatta şehri gözümde canlandıramadım (belki çevirinin de rolü olabilir bilemiyorum), dışarıdan okuyup geçtim ve bu nedenle istediğim hızda da ilerleyemedim...

Sonuç olarak; kötü bir kitap değil kesinlikle, belki polisiyeye çok tutkun okurun (ben öyle değilim) hoşuna gidebilir ama ben yazardan beklediğimi bulamadım o yüzden başka bir kitabını okumam herhalde, bu kitap için de deneyip kararınızı kendiniz verin derim...

Not: Islak Balık; cinayet masasında sonuçlandırılamayan, kapatılamayan dosyalara deniliyormuş onu öğrenmiş oldum, kazanç kazançtır:)

Yazarın diğer kitabı : Mart Şehitleri için bkz.

Yazar: Volker Kutscher
Çevirmen: Cem Sey
Özgün Adı: Der nasse Fisch. Gereon Raths erster Fall
Sayfa Sayısı: 480
Basım Yılı: 2018 (2. Baskı)
Yayınevi: İletişim

Almanya’da Birinci Dünya Savaşı sonrası kurulan Weimar Cumhuriyeti’nin kırılgan demokrasisi çöküyor, Nazilerin iktidarı yaklaşıyor... Volker Kutscher, bu dönemin atmosferini, polisiye edebiyatın dünyası içinden anlatıyor.
Cinayet şubesinden ahlâk masasına sürülmüş olan Komiser Rath, Berlin’in canlı pornografi piyasasının, çılgın gece hayatının cürümleriyle meşgul olurken, daha “ciddi” işlere uzanan bir cinayetle karşılaşacaktır. Zaten o yıllarda, Berlin’de yaşanan hemen her hadise Nazi’lerin komünistlere karşı yürüttüğü “sokak savaşına” değmektedir bir ucundan.
Kutscher’in büyük ilgi uyandıran dizisinin bu ilk kitabında diğer “kahramanlarımızla” da tanışıyoruz. “Buda” lakaplı cinayet masası şefi Gennat’la, sıradışı polis sekreteri Charlotte’la, karizmatik mafyacı Marlow’la…
“Günümüz siyasi tarih polisiyelerinde dönemin tarihi asgari dozda aktarılır genellikle. Kutscher tutkulu ve ayrıntıcı anlatımıyla bunun karşı kutbunu oluşturuyor.” Neue Ruhr Zeitung

Yorumlar

  1. Çok teşekkür ederim, çok naziksiniz:) Umarım kitabı beğenirsiniz, sevgiler:)

    YanıtlaSil
  2. Alınacaklar listem büyüdükçe büyüyor. Nerede görsem bir öneri yazıyorum.
    diğer tarafta kütüphaneden de alıyorum, yakında kocaeli kitap
    fuarı da başlıyor, off hangisini okuyacağım bilmiyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen, ne kadar çok okursanız o kadar çok bekleyen oluyor. Ben artık yalnızca kitap fuarından almaya çalışıyorum, daha önce her gördüğümü alıyordum evde okunmamış dağlar oluşuyordu. Fuardan alınca bir sonraki seneye kadar elimdekileri bir nebze azaltabiliyorum. Neyse tek derdimiz bu olsun. Çok teşekkür ediyorum Pelin Hanım, sevgiler:)

      Sil
  3. Bu ne güzel bir kitap önerisi böyle :)) merakla okudum her bir satırını :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, hoşunuza gitmesine sevindim:) Sevgiler.

      Sil
  4. Yine çok güzel bir kitap öneri yazısı emeğinize sağlık. Teşekkürler..

    YanıtlaSil
  5. ooooo bunu sevdim. polisiye de severim. güçlü bir yazar gibi gözüküyo. ıslak balık mı. bunu bilmiyodum. bir de cold case var soğuk dava, onlar da çözülmemiş eski davalar demek. dizisi vardı çok güzeldi. snooker de var bu arada. seninki iyiydi yineeee :) bi de dix pour cent adlı fransız komedi dizisi güzeel :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kapanmamış davalara her ülke farklı isim veriyor belli ki, ıslak balık ismi değişik geldi bana:) evet snooker dünya samp. başladı bütün gün seyretmekten kitap okuyamıyorum:)) polisiye seviyorsunuz siz bu kitaba bir bakın. Sevgiler:)

      Sil
  6. ben de dönem kitabı okuduğumda kendimi o dönemde hissetmek isterim, polisiye kısmı ilginç olabilir ama olaylarda boğulmak da istemiyorum, "ıslak balık" bilgisi yeterli sanki şimdilik:)) elinize sağlık Gül Hanım, sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim Eren hanım, sevgiler:)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

STEFAN ZWEIG - İNSANLIĞIN YILDIZININ PARLADIĞI ANLAR

ANDRÉ MAUROIS - İKLİMLER

LOU ANDREAS-SALOMÉ - RUTH