ILDEFONSO FALCONES - TOPRAĞIN VARİSLERİ

2016'da yazarın üçüncü kitabı Çıplak Ayaklı Kraliçe'yi okumuş ve çok sevmiştim, sonrasında en meşhur romanı Deniz Katedrali'ni okuyayım dedim ama bana çok fazla dini içerikli gibi geldi vazgeçtim, daha sonrasında tamamen tesadüf eseri La catedral del mar isimli bir dizi seyrettim ve ancak sonuna geldiğimde Deniz Katedrali kitabından uyarlama olduğunu fark ettim(!;)... bu roman Deniz Katedrali 2 olarak tanıtıldı, diziyi de çok beğenince hadi devam edeyim dedim ve buradayız... öncelikle devam kitabı denilse de tek başına da rahatlıkla okunabilir, ilk kitabı bilmeniz size sadece bir tanıdıklık duygusu veriyor o kadar...

Roman 1387 yılında başlıyor 1423'e kadar geliyor, hem bu zaman aralığında olan tarihi-siyasi-dini olayları anlatıyor hem de aşağıda detayı verilen Hugo ve çevresindekilerin hikayesini kurguluyor... benim açımdan (iki kitap ve bir diziden sonra) sonuç ne derseniz; hep aynı şablonla yazması yavaş yavaş bıkmama sebep oldu, Çıplak Ayaklı Kraliçe'deki heyecanı, çok güzelmiş hissini muhafaza edemedim... aynı şablondan kastım aynı tarz değil, buna başka bir örnek Jodi Picoult olabilir, güzel sürükleyici hikayeler yazıyorlar ama ana çizgiler hiç değişmiyor... örneğin Falcones'de bir köşeye bir veya birkaç papa, kral, soylu koyalım, diğer köşeye olumlu/düzgün, çoğu zaman başına gelmeyen kalmayan bir karakter koyalım, diğer tarafa iyi karaktere sürekli etmediğini bırakmayan çok kötü birini yerleştirelim, bir de Yahudilere olur, Çingenelere olur bir katliam (ki insanlık tarihinde aramadığın kadar var) ekleyelim, sonunda da iyiler kazansın ve tuğla gibi bir kitabımız olsun... yanlış anlamayın çok büyük bir emek, çok büyük bir tarihi araştırma olduğunun farkındayım ve saygıda duyuyorum ama bu benim şablona dair yazdıklarımın doğruluğunu değiştirmiyor ve bir okur olarak bende yazardan bıkma hissi doğuruyor...

Bu roman özelinde ise; genelde merak içinde okuduğum tarihi olaylar kısımlarından sıkıldım neyse ki kitabın bütünü içine iyi dağılmıştı okumak zor olmadı, Hugo çok düzgün bir karakter olmasına rağmen bana hiç cazip gelmedi, sadece şarapla ilgili bölümler çok hoşuma gitti, üzüm bağlarını anlatması, üzüm çeşitlerinden bahsetmesi, şarap yapımı çok güzeldi, çok sevdim... en nihayetinde sürükleyici bir kitaptı, tarihi romanlardan hoşlanıyorsanız deneyebilirsiniz...

Yazar: Ildefonso Falcones

Çevirmen: Pınar Gökpar-Nilüfer Benito

Özgün Adı: Los Herederos de la Tierra

Sayfa Sayısı: 904

Basım Yılı: 2019

Yayınevi: Pegasus


Falcones’ten okuru Orta Çağ Barselona’sına götüren bir zaman yolculuğu…
Deniz Katedrali’nin hikâyesi yıllar sonra kaldığı yerden devam ediyor.

Barselona, 1387. Santa María del Mar Kilisesi’nin çanları tüm Ribera Mahallesi sakinleri için çalmaya devam ediyor ama içlerinden biri bu sesi büyük bir dikkatle dinliyordur: Ölmüş bir denizcinin oğlu olan on iki yaşındaki Hugo Llor.

Hugo, Santa María’nın yapımında onca emek harcayıp şehrin ileri gelen adamlarından biri haline gelen Arnau Estanyol’un cömertliği sayesinde tersanede çalışmaya başlamıştır. En büyük hayali ise bir gemi inşa edebilmektir. Ancak akıl hocası Arnau, ezelden beridir intikam peşinde olan Puig Ailesi’nin hırslarına kurban gidince Hugo’nun hayalleri suya düşer. O andan itibaren hayatı en yakın arkadaşı ve Arnau’nun tek oğlu Bernat’a olan sadakati ile yoksullar için adil olmayan bir şehirde hayatta kalma mücadelesi arasında gidip gelir.

Ribera Mahallesi’ni ve hayallerini terk etmek zorunda kalınca ona şarap dünyasının sırlarını öğretecek olan Yahudi Mahir’in yanında işe girer. Üzüm bağları, fıçılar ve imbikler arasında geçirdiği vakit toprağa tutkuyla bağlanmasını sağlar. Ve yine bu sıralarda Mahir’in yeğeni Dolça’yı tanıyıp âşık olur. Fakat din ve gelenekler açısından yasak olan bu aşk, ona gençliğinin hem en tatlı hem de en acı anlarını sunacaktır.

Yozlaşmış bir aristokrasinin tutsağı olan topraklarda, saygınlığından ödün vermeden hayatta kalmaya çalışan bir gencin hikâyesi, Falcones’in o muhteşem anlatımıyla can buluyor.

“Kipling büyük sanatların altında ustalık yatar derdi. Deniz Katedrali’nin ince ince işlenmiş bu devam kitabını okurken usta işi olduğunu çok net görüyorsunuz. Okuru kitabın geçtiği atmosfere taşıyan harika bir tarihî roman. Tam bir başyapıt.” - La Vanguardia

“Romanın en güzel yanı, bizi Barselona’nın geçmişteki halini temsil eden neredeyse büyülü bir dünyaya götürüyor olması. Falcones, o zamanları etkileyici ve zekice bir kurguyla kitabına yansıtıyor. Gerçekler ve kurgu birbirine çok güzel bağlanmış. Toprağın Vârisleri tarihî roman kategorisinde gereken her şeye ve fazlasına sahip.” - ABC Cultural

Yorumlar

  1. Kitaplar hakkında uzun zamandır araştırıyordum. Sonunda biraz bilgi edinebildim. Alıntıları iyi seçmissiniz. En yakın zamanda satın alacağım bende.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Keyifli okumalar, umarım seversiniz:)

      Sil
  2. hımm diziyi duymamışıım. tarih hoşlanmasam da bu iyi gibi. üzüm bağlarını çok severim egede çok gördüm. işallah italyadaki bağları da görerim bigüün :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dizi çok iyiydi. Umarım görürsünüz İtalya'daki bağları, şu pandemi bir bitsin de. Sevgiler:)

      Sil
  3. merak ettim Gül Hanım özellikle tarihsel olaylara değinilmesi de güzel, keyifli okumalar:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bol bol dönemini anlatıyor. Keyifli okumalar Eren Hanım, sevgiler:)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

ANDRÉ MAUROIS - İKLİMLER

SEZGİN KAYMAZ - Kün

LOU ANDREAS-SALOMÉ - RUTH