E.T.A. HOFFMANN - MATMAZEL DE SCUDÉRY

Bu seferki kitap uzun bir öykü; E.T.A. Hoffmann'dan ilk okuduğum Duka İle Karısı'da öyleydi... uzun da olsa öykü, pek tercih ettiğim bir tür değil ama Hoffmann'ınkiler çok iyi, merakla ve keyifle okudum...

Bu öykünün bana kazandırdığı en önemli şey; kurgu karakter sandığım Matmazel de Scudéry'nin Madeleine de Scudéry (1607-1701) 17. yüzyılın en önemli Fransız yazarlarından biri olduğunu öğrenmemdi...

Ayrıca Hoffmann bu öyküsünü Johann Christoph Wagenseil'in (1633-1705) “Hırsızlardan korkan bir âşık, aşka layık değildir.” dizelerinden esinlenerek yazmış... Duka İle Karısı'nda da Carl Wilhelm Kolbe'nin (1757-1835) bir tablosundan hareketle öyküsünü oluşturmuştu, bir eser ortaya çıkarken bu tip noktalar çok hoşuma gidiyor...

Hem bir klasik hem de güzeldi, kısacık zaten okuyun derim...


Yazar: E.T.A. Hoffmann

Çevirmen: Anıl Alacaoğlu

Özgün Adı: Das Fräulein von Scuderi

Sayfa Sayısı: 88

Basım Yılı: 2024

Yayınevi: Can


17. yüzyılın sonlarına doğru güçlü bir zehirle işlenen sayısız cinayetle tüm Paris çalkalanır, Fransa Kralı XIV. Louis’nin sırf bu cinayetleri aydınlatmak için kurduğu özel mahkemenin soruşturmaları devam ederken yeni bir katil ve hırsız çetesi peyda olur, bütün cinayetlerin ve soygunların ortak noktası birbirinden kıymetli mücevherlerdir. Âşıkların, sevgililerine hediye götürmeye korktuğu bu tehlikeli ortamda kral, çok sevdiği yazar ve şair Matmazel de Scudéry’ye konuyla ilgili fikrini sorunca matmazel bir alıntıyla yanıtlar: “Hırsızlardan korkan bir âşık, aşka layık değildir.” Düşünmeden, şaka yollu söylediği bu söz yüzünden kendisini akıl almaz bir karmaşanın ortasında bulan matmazel, bütün gizemi çözmek zorunda kalacaktır.

Matmazel de Scudéry ilk Alman polisiyesi olmasının yanı sıra, sürükleyici olay örgüsü, dönemin Paris’ine, tarihî kişiliklere ve olaylara dair ilgi çekici tasvirleri ve farklı yorumlara imkân tanıyan çok katmanlılığıyla başta Edgar Allan Poe olmak üzere birçok yazara ilham veren Hoffmann’ın en başarılı eserlerinden biri.

E.T.A. Hoffmann

ERNST THEODOR AMADEUS HOFFMANN, 1776’da Königsberg’de (bugünkü Kaliningrad) doğdu. Asıl adı Ernst Theodor Wilhelm Hoffmann’dır. Hukuk öğrenimi gördükten sonra 1800’de devlet memurluğuna atandı ve Prusya’nın işgali altında bulunan Polonya’da çalışmaya başladı. 1806’da Prusya’nın Napoléon güçleri tarafından yenilgiye uğratılmasına kadar bu görevinde kaldı. Hoffmann, 1814’e kadar müzik eleştirmenliği ve tiyatrolarda müzik yönetmenliği yaptı. 1811’de Arlequin adlı bir bale besteledi. Alman romantizminin ilk yazarlarından olan dostu Friedrich de la Motte Fouqué’nin Undine adlı masalını operalaştırması da bu döneme rastlar. Hoffmann, 1814’ten itibaren edebiyata yöneldi. 1814-1815 tarihli Phantasiestücke in Callots Manier adlı öykü kitabı, yazar olarak ün kazanmasını sağladı. 1816’da yeniden devlet hizmetine girerek Berlin Temyiz Mahkemesi’nde yargıçlık yapmaya başladı. Şeytanın İksirleri (1815-1816) ve Kedi Murr’un Hayat Görüşleri (1820-1822) adlı romanları, Gece Tabloları (1816-1818) ve Die Serapionsbrüder (1819-1821) adlı öykü derlemeleri büyük ilgi gördü. Hoffmann’ın peri masallarından doğaüstü felaket öykülerine kadar eşsiz hayal gücünü sergilediği eserleri, Çaykovski’nin bale süiti Fındıkkıran da dahil olmak üzere pek çok opera bestesine esin kaynağı oldu. Eserleriyle Honoré de Balzac, George Sand ve Théophile Gautier gibi isimlerin saygısını kazandı; Victor Hugo, Charles Baudelaire, Guy de Maupassant, Aleksandr Puşkin, Fyodor Dostoyevski ve Edgar Allan Poe’yu etkiledi. E.T.A. Hoffmann, 1822’de Berlin’de öldü.

Yorumlar

  1. hımm duymadım, okunurmuş pekiii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Açıkçası böyle kısa kitaplara hiç şans vermiyordum ama arada bakmak gerekmiş:))

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

STEFAN ZWEIG - İNSANLIĞIN YILDIZININ PARLADIĞI ANLAR

STEFAN ZWEIG - ÜÇ USTA: BALZAC, DICKENS, DOSTOYEVSKİ

STEPHENIE MEYER - KİMYAGER